İşyerlerinin Yangın, Su Baskını, Yer Kayması, Deprem Gibi Nedenlerle Zarara Uğraması Halinde, Prim Borçları Açısından İşverenlere Nasıl Bir Kolaylık Sağlanmaktadır? |
18 Mart 2011 | |
İşyerlerinin yangın, su baskını ve deprem gibi doğal afetlerle zarar görmesi halinde, işverenlerin mevcut prim borçları ile doğal afetin meydana geldiği tarihten sonraki üç aylık prim borçları bir yıl ertelenmektedir. I- GİRİŞ Mülga 506 sayılı Kanuna göre işverenlerin bu durumu belgelemeleri yeterli iken, 5510 sayılı Kanuna göre ise belgenin yanı sıra işverenlerin prim ödeme aczine düştüklerinin SGK tarafından yapılacak inceleme sonucu anlaşılması da gerekmektedir. Ülkemizde zaman zaman deprem ve su baskını olmakta ve bu tür doğal olayların birden çok işyerlerine zarar vermesi halinde, SGK kısa sürede karar almakta ve işyerleri zarar gören işverenlerin prim borçlarını bir yıl ertelemektedir. Nitekim 26 Ağustos 2010 yılında Rize ilinde meydana gelen su baskını sonrası kısa sürede işverenlerin prim borçları ertelenmiştir. Fakat, sadece bir işyerinde yangın çıkması durumunda, bu işyerinin prim borçlarının bir yıl ertelenmesi işlemleri uzunca bir süreç almaktadır. Bu makalede, 506 sayılı Kanunda yer alan hükümle, 5510 sayılı Kanunda yer alan hüküm arasındaki farklar ile işyerleri yangın, su baskını ve deprem gibi nedenlerle zarar gören işverenlerin, mevcut prim borçlarının ve prim belgelerinin verilme süresinin ertelenmesi için neler yapması gerektiği konusunda bilgi verilmeye çalışılacaktır. II- 506 SAYILI KANUNLA 5510 SAYILI KANUN ARASINDAKİ FARKLILIK 506 sayılı Kanun’un 80. maddesinde, “Yangın, su baskını ve deprem gibi tabii afete uğrayan ve bunu belgeleyen işverenler ile isteğe bağlı sigorta ve topluluk sigortasına devam edenlerin hadisenin vukua geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları halinde mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları hadisenin vuku bulduğu tarihten itibaren bir yıla kadar ertelenebilir.” hüküm yer alırken, 5510 sayılı Kanun’un 91. maddesinde, “İşyerleri yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afete uğrayan, tabii afet nedeniyle tarımsal faaliyetinden dolayı zarar gören işverenler ile 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar, bu durumu belgelemeleri kaydıyla olayın meydana geldiği tarihten itibaren üç ay içinde talepte bulunmaları ve prim ödeme aczine düştüklerinin, yapılacak inceleme sonucu anlaşılması halinde, afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları, olayın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar Kurum’ca ertelenebilir. Birinci fıkrada belirtilen durumlarda, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgeleri, afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği takdirde, süresinde verilmiş sayılır.” hüküm yer almaktadır. İki kanun hükmü arasında en bariz fark, 506 sayılı Kanuna göre işyerleri yangın, su baskını ve deprem gibi nedenlerle zarar gören işverenlerin prim belgeleri verilme süresi değişmiyor iken, 5510 sayılı Kanun hükmüne göre ise hem prim borçları ertelenmekte hem de prim belgeleri verilme süresi ertelenmektedir. Ayrıca, 506 sayılı Kanuna göre işyerleri yangın, su baskını ve deprem gibi nedenlerle zarar gören işverenlerin bu durumu belgelemeleri yeterli iken, 5510 sayılı Kanun hükmüne göre ise bu durumu belgelemenin yanı sıra prim ödeme aczine düşüldüğünün de SGK tarafından yapılan inceleme sonucunda anlaşılması gerekmektedir. III- İŞYERLERİ YANGIN, SU BASKINI VE DEPREM GİBİ NEDENLERLE ZARAR GÖREN İŞVERENLERİN PRİM BORÇLARININ ERTELENMESİ A- MEVCUT VE ÜÇ AYLIK PRİM BORÇLARININ ERTELENMESİ 5510 sayılı Kanun’un 91. maddesinin birinci fıkrasına göre işyerleri, yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afete uğrayan, tabii afet nedeniyle tarımsal faaliyetlerden dolayı zarar gören işverenler ile Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların bu nedenlerden dolayı afet tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile afetin meydana geldiği tarihlen itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçlarının olayın meydana geldiği tarihten itibaren bir yıla kadar ertelenebilmektedir. Erteleme talebinde bulunanların Kanun’un 91. maddesinden yararlanabilmesi için afete uğradıklarını belgelendirmeleri, olayın meydana geldiği tarihten itibaren uç ay içinde talepte bulunmaları, prim ödeme aczine düştüklerinin SGK tarafından yapılacak inceleme sonucunda anlaşılması gerekmektedir. 1- Yangın, Su Baskını, Yer Kayması, Deprem Gibi Durumların Belgelendirilmesi İşverenlerin yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi nedenlerle işyerlerinin zarar görmesi halinde, bu durumu; Mahkemelere müracaat ederek kanıtların toplanması ve delillerin tespiti ile ya da ilgili Bakanlıkların İl/ İlçe Müdürlüklerinden veya Kamu kurumu ve kuruluşlarından alacakları belgeler ile belgelendirmeleri mümkün bulunmaktadır. Burada önemli olan söz konusu işyerinde yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi bir durumun olduğunun kanıtlanmasıdır. İşyerlerinde yangın, su baskını, yer kayması vs. olduğunun mahkemeler kanalıyla tespit ettirilmesi halinde, bu tespit SGK tarafından mahkeme kararı olarak değerlendirilmediğinden uygulamada sorun yaşanmakta ve işverenlerin prim borcunu erteleme talepleri kabul görmemektedir. Halbuki Kanunda mahkeme kararı aranmamakta(kaldı ki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre bu tür tespitler mahkeme kararı olarak kabul edilmektedir.) sadece söz konusu olayların olduğunun belgelenmesi gerekmektedir. 2- Prim Ödeme Aczine Düşüldüğünün Anlaşılması 5510 sayılı Kanun’un 91. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre, işyerlerinde yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi nedenlerle zarara uğradıklarını ileri sürerek erteleme talebinde bulunan işverenlerin taleplerinin değerlendirilmesi, ilgililerin prim ödeme aczine düşüldüklerinin yapılacak inceleme sonucunda anlaşılması halinde mümkün bulunmaktadır. Bu husustaki inceleme işyerinin büyüklüğüne göre SGK Müfettişlerince veya SGK’nın İl müdürlüklerinde görev yapan Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarınca yapılmaktadır. Kanaatimce, işverenlerin ödeme aczine düştüğünü Yeminli Mali Müşavirler tarafından düzenlenecek raporlarla da belgelemeleri mümkün bulunmaktadır. Kanunda bir yıla kadar prim borçlarının ertelenebileceği belirtildiğinden, işverenin ödeme aczine düştüğü duruma göre erteleme süresi de değişebilir. Bu sürenin incelemeyi yapan SGK Müfettişi veya Sosyal Güvenlik Kontrol Memuru raporunda belirtilmesi de mümkündür. B- ERTELENECEK OLAN PRİM BORÇLARI 1- Olay tarihinden önceki mevcut prim borçları Yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi nedenlerle zarar gören işyerlerinin, olay tarihinden önceki ödeme süresi dolmuş prim borçları ile işsizlik sigortası prim borçları ertelemeye konu prim borçlarını teşkil etmektedir. Örnek: (X) işyerinde 12.10.2009 tarihinde çıkan yangın nedeniyle zarar meydana geldiğini, bunun belgelediği ve yapılan İnceleme sonucunda işverenin prim ödeme aczine düştüğünün anlaşıldığı varsayıldığında, yangının meydana geldiği tarihte ödeme süresi dolmuş prim borçlarına, (2009/Ağustos ayı Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin en son verilmesi gereken tarih 23.09.2009, primlerinin ödenmesi gereken en son tarih de 31.09.2009 olduğundan) 2009/Ağustos ayına ilişkin Aylık Prim ve Hizmet Belgesinden kaynaklanan prim borçları dâhil edilecek ve 2009/Ağustos ayı ve öncesi döneme ait prim borçları “mevcut prim borçları” olarak değerlendirilecektir. 2- Olayın meydana geldiği tarihten sonraki prim borçları 5510 sayılı Kanunda, olay tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçlarına ilaveten, olayın meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek üç aylık prim borçları da erteleme kapsamına dâhil edildiğinden, olayın meydana geldiği ayda ödenmesi gereken prim borçlarından başlanarak bu ay ile birlikte takip eden iki aya ilişkin sigorta primi ve işsizlik sigortası primi borçları da ertelenecek borçlar kapsamında değerlendirilmektedir. Örnek: (Y) işyerini 14.11.2009 tarihinde sel bastığını, bunun belgelendiği ve yapılan inceleme sonucunda işverenin prim ödeme aczine düştüğünün tespit edildiği varsayıldığında, olayın meydana geldiği tarihten itibaren tahakkuk edecek 2009/Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ilişkin olarak düzenlenen aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk eden sigorta primi ve issizlik sigortası primi borçları ertelenen borçlara dâhil edilecektir. 5510 sayılı Kanun’un 91. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen, “Prim borcunun ertelendiği sürede zamanaşımı işlemez ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaz.” hükmü ile prim borcunun ertelendiği sürede zaman aşımının işlemeyeceği ve ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmayacağı açık bir şekilde ifade edilmiştir. Bu durumda ertelenen prim borçlarına, erteleme suresince zaman aşımı işletilmemekte ve bu süre için gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmamaktadır. C- 4/B KAPSAMINDAKİ SİGORTALILARA İLİŞKİN SAĞLIK YARDIMI 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olanların sağlık hizmetinden faydalanabilmeleri için prim ve prime ilişkin herhangi bir borcunun bulunmaması gerekmektedir. Ancak, yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi nedenlerle işyerleri zarar gören sigortalıların prim borcu bulunsa dahi, Kanunun 91. maddesi hükmüne göre erteleme talebinde bulunulması halinde, söz konusu sigortalılar olayın meydana geldiği aydan itibaren sağlık sigortasından yararlandırılmaktadır. Ancak, afetin meydana geldiği tarihi takip eden aydan başlamak üzere primleri ertelemeye tabi olan aydan sonra aylık primlerini ödememeleri halinde, sağlık sigortası yardımlarından yararlanamayacakları gibi, yapılmış olan sağlık yardımlarına ait tutarlar da sigortalı ve hak sahiplerinden genel hukuk kurallarına göre geri alınmaktadır. Ayrıca ertelenen primlerini erteleme dönemi sonuna kadar ödemeyen sigortalı ve hak sahiplerine yapılmış sağlık yardımlarına ait tutarların da sigortalı ve hak sahiplerinden genel hukuk kurallarına göre geri alınmaktadır.[1] IV- AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNİN VERİLME SÜRESİ 5510 sayılı Kanunu 91. maddesinin ikinci fıkrasında; “Birinci fıkrada belirtilen durumlarda, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgeleri, afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği takdirde, süresinde verilmiş sayılır” hükmü yer almaktadır. Ayrıca, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 116. maddesinin 2. fıkrasında, “Kanun’un 91. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen durumlarda, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesi, aylık fiili hizmet süreli zammı prim belgesi ve yıllık itibari hizmet süresi prim belgesi afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde Kuruma verildiği takdirde, süresinde verilmiş sayılır.” hükmü yer aldığından, olayın meydana geldiği tarihte verilmesi gereken prim belgesinden, verilme süresi olayın meydana geldiği ayda sona eren Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin anlaşılması gerekmektedir. Örnek: (Z) işyerinde 10.09.2010 tarihinde yangın çıktığı bunu belgelediği ve yapılan inceleme sonucunda prim ödeme aczine düştüğünün anlaşıldığı varsayıldığında, olayın meydana geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesi 2010/Ağustos ayına ait belge olup, söz konusu belge olayın meydana geldiği ayı (2010/Eylül) takip eden üç ay (Ekim, Kasım ve Aralık) içinde SGK’ya verilirse yasal süresi içinde verilmiş kabul edilmektedir. Kanun hükmünde sadece afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken (örnekte 2010/Ağustos ayı) aylık prim ve hizmet belgelerinin SGK’ya verilme süresi uzadığından, 2010/Ağustos ayı dışındaki aylık prim ve hizmet belgelerinin normal zamanlardaki sürelerinde SGK’ya verilmesi gerekmektedir. V- SONUÇ İşyerlerinin yangın, su baskını ve deprem gibi doğal afetlerle zarar görmesi halinde, işverenlerin mevcut prim borçları ile doğal afetin meydana geldiği tarihten sonraki üç aylık prim borçları bir yıl ertelenmektedir. Mülga 506 sayılı Kanun’un 80. maddesine göre işverenlerin bu durumu belgelemeleri yeterli iken, 5510 sayılı Kanun’un 91. maddesine göre ise belgenin yanı sıra işverenlerin prim ödeme aczine düştüklerinin SGK tarafından yapılacak inceleme sonucu anlaşılması da gerekmektedir. 5510 sayılı Kanunda işverenlerin ödeme aczine düştüklerinin nasıl tespit edilmesi gerektiği yönünde bir açıklama yer almamaktadır. Örneğin, Yeminli Mali Müşavir raporu ile işveren ödeme aczine düştüğünü belgelendirse, bu SGK tarafından yeterli görülecek mi? kanaatimce yeterli görülmesi gerekir, ancak, kanunda “prim ödeme aczine düştüklerinin, yapılacak inceleme sonucu anlaşılması halinde” denildiğinden, Yeminli Mali Müşavir raporlarının, SGK İl Müdürlükleri tarafından değil, SGK Müfettişleri tarafından yapılan inceleme de dikkate alınması gerekmektedir. Aslında önemli olan, söz konusu doğal afetlerin olduğunun belgelenmesi ve bu doğal afetlerin işyerlerini önemli ölçüde etkilemesi olmalıdır. Bu açıdan bakıldığında, mülga 506 sayılı Kanundaki hükmün yani, “işyerlerinde doğal afet olduğunun belgelenmesinin” daha hakkaniyetli olduğunu söylemek mümkündür. Sonuç olarak, yangın, su baskını, yer kayması, deprem gibi afete uğrayan ve prim ödeme aczine düşen işyerlerinin prim borçlarının ertelenmesi, 5510 sayılı Kanun’un 91. maddesinde düzenlenmiştir. Doğal afet halinde geçmiş borçların tamamı ve afet olayından sonra tahakkuk edecek 3 aya ilişkin prim borçları ertelenirken, afetin meydana geldiği ayda verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgeleri, afetin meydana geldiği ayı takip eden üç ay içinde SGK’ya verilmesi halinde, süresinde verilmiş sayılmaktadır. Prim borcunun ertelenmesi halinde bu sürede zamanaşımı işlememekte, ertelenen kısmına gecikme cezası ve gecikme zammı da uygulanmamaktadır. Mehmet UZUN* Yaklaşım (*) Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi [1] SGK Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğünün İl Müdürlüklerine yazmış olduğu 12.08.2009 tarih ve 10435915 sayılı Talimatı.
|