Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Şirketlerin İştirak Hissesi Satış ya da Devrinde Geçici İlmühaberin Hisse Senedi Olarak Kabul Edileceği PDF Yazdır e-Posta
23 Mart 2011

Image

Tartışmanın odak noktası, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-g maddesi ile ilgiliydi.Sözü edilen maddenin 4/g bendinde; “hisse senedi tesliminin KDV’den müstesna olduğu” açıkça belirtilmiştir.

I- GİRİŞ

Buna rağmen bazı görüş sahipleri; burada “hisse senedi” deyiminin kullanıldığını, “geçici ilmühaber” deyiminin kullanılmadığını, bu nedenle “geçici ilmühaberle yapılan hisse satış ya da devir işlemlerinin KDV’den müstesna tutulamayacağını” iddia etmişlerdir.

Bu görüş doğrultusunda uygulama yapılması sonucu, aktifte iki tam yıldan az süreyle bulunan iştirak hisselerinin devir ve teslimlerinin KDV’ye tabi tutulması, tartışmaları artırmış ve olay yargıya intikal etmiştir.

Bu makalede, konu ağırlıklı olarak KDV yönüyle ele alınarak açıklanmaya çalışılacak ve Gelir Vergisi bakımından “iki yıllık süre geçtikten sonra”, ilmühaberle yapılan satışların durumuna da değinilecek ve 9 Şubat 2011 tarihli Danıştay Kararı’na da yer verilerek, değerlendirme yapılacaktır.

II- GERÇEK KİŞİLERİN VE ŞİRKETLERİN HİSSE SATIŞINDA KDV VE İLMÜHABERLE YAPILAN SATIŞ VE DEVİRLERDE KDV

A- GERÇEK KİŞİLERİN HİSSE SATIŞINDA KDV

Bir gerçek kişi, ortağı olduğu limited şirketin hissesini sattığında KDV yok.

Anonim şirket ortağı olan bir gerçek kişi, ortağı olduğu anonim şirketteki hissesini sattığında, şirketin hisse senedi ya da geçici ilmühaberi olmasa dahi, bu satış KDV’ye tabi değil.

Gerçek kişilerin borsada hisse senedi alım-satımı da KDV’ye tabi değil.

B- ŞİRKETLERİN HİSSE SATIŞINDA KDV

1- Hisse Senedi ya da İlmühaberle Satış

Bir şirket, başka bir anonim şirketin hisse senedine ya da geçici ilmühaberine sahip ise, bunları satışı ya da devri veya başka bir şekilde elden çıkarması KDV’ye tabi değil. Bu durum KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde açıkça belirtiliyor. Geçici ilmühaber Türk Ticaret Kanunu’nun 411. maddesine göre hisse senedi kabul ediliyor. Ayrıca 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği(1), Maliye Bakanlığı Özelgeleri ve Yargı Kararları da bu yönde ... Temettü getiren evraktan söz edilmek suretiyle geçici ilmühaberle yapılan satışın KDV’den müstesna olduğu 1 No.lu KDV Tebliği’nde(2) de belirtiliyor(3). Buna göre; “... hisse senedi ve tahvil teslimleri yanında, aynı mahiyette olan kâr ortaklığı belgesi, gelir ortaklığı belgesi gibi faiz ve TEMETTÜ GETİREN kıymetli evrak teslimlerinin de vergiden müstesna olduğu açıktır.” Dolayısıyla, olayın bu yönü çok net.

2- Hisse Satışı

Bir şirket, bir başka şirkete hissedar olabiliyor.

Örneğin; bir limited şirketin belli bir hissesine sahip yani ortağı olabiliyor. Aynı şekilde (hisse senedi veya geçici ilmühaber bastırmamış) bir anonim şirketin belli bir hissesine sahip yani ortağı olabiliyorlar.

İştirak edilen anonim şirketin hisse senedi ya da ilmühaberi bastırılmadığı durumlarda, edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılan hisse, yüzde 18 KDV’ye tabi(4). Limited şirket ya da başka bir şirkete ait hissenin (iştirakin) edinme tarihinden itibaren iki yıl içinde elden çıkartılması da yine yüzde 18 KDV’ye tabi (KDVK md. 17/4-r).

C- HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİ

KDV Yasasını dikkatle incelediğimizde, madde 17/4-g’de “hisse senedi” ile ilgili ÖZEL BİR HÜKMÜN yer aldığı, madde 17/4-r’de ise “iştirak hisseleri” ile ilgili GENEL BİR HÜKMÜN bulunduğu fark ediliyor(5).

İştirak hisseleri, hisse senetlerini de kapsayan genel bir deyim. Ancak özel bir hükümle hisse senetlerinin KDV’den müstesna olduğu yasada belirtilmiş. Bu duruma göre, hisse senetleri dışındaki iştirak hisselerinin (örneğin; limited şirketlere ait ortaklık payı, eshamlı komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları, iş ortaklıkları, adi ortaklıklara ait ortaklık payları, anonim şirketlerin hisse senedi ya da ilmühabere bağlanmamış ortaklık paylarının) 2 yıl içinde elden çıkartılması KDV’ye tabi olacak, hisse senetlerinin elden çıkartılması ise elde tutulma süresine bakılmaksızın, KDV’den müstesna tutulacak.

D- MALİYE BAKANLIĞI’NIN ÖZELGESİ

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, bu konuyla ilgili bir Özelgesi’nde de;

“İki yıldan daha az süre aktifte bulundurulan başka bir anonim şirkete ait hisse senetlerinin teslimi şeklinde gerçekleşen işlemler KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi uyarınca, KDV’den müstesnadır”(6).

şeklindeki açıklaması da iki yıldan daha az aktifte bulundurulan iştirak hissesini temsil eden hisse senetlerinin, KDV’den müstesna olacağını, net olarak belirtmektedir.

Yukarıda belirtilen Özelge’nin verildiği tarihte, KDV Kanunu madde 17/4-r maddesi de yürürlükte idi. Ancak Maliye Bakanlığı Özelgesi’nde, hisse devri işlemi hisse senetlerinin teslimi şeklinde gerçekleştiği için bu satışta KDV Kanunu’nun 17/4-r değil, 17/4-g maddesinde yer alan özel düzenlemenin uygulanmasını esas almıştır(7).

Sonuç olarak belirtmek gerekirse; KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesinde, hisse senedi teslimleri hiçbir ön şart ve koşul aranmaksızın, KDV’den müstesna tutulmuştur. Hisse senedinin edinme şekli, elde tutulma süresi ve edinme amacı dikkate alınmamış, sadece ortaklık payının hisse senedi ile temsil edilmesi yeterli sayılmıştır.

Maliye Bakanlığı’nın yukarıda örneği verilen özelgesinde olduğu gibi, görüş ve uygulamaları bu yöndedir. Kuşkusuz, şirketlerin uygulamaları da(8).

E- HİSSE SENEDİ VE İŞTİRAK HİSSESİNİN AYNI KAVRAM OLDUĞU

Maliye Bakanlığı’nın 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’ne(9) göre; “iştirak hissesi” deyimi, “hisse senetleri” ve “ortaklık paylarını” ifade etmektedir.

Başka bir anlatımla, iştirak hissesi kavramı, hisse senetlerini de içeren bir üst kavram niteliğinde.

Hisse senedinin KDV’den müstesna tutulması, KDV Yasası ilk çıktığından bu yana uygulanmaktadır (md. 17/4-g). Hisse senedi dışındaki ortaklık paylarını da kapsayan “iştirak hisseleri” ise KDV Yasası’na sonradan eklenmiştir (md. 17/4-r).

Bu iki düzenlemeye ayrı ayrı baktığımızda; iştirakleri ifade eden hisse senetlerinin elden çıkartılması, kayıtsız şartsız KDV’den müstesna (17/4-g). Hisse senedi ile temsil edilmeyen iştiraklerle ilgili (r) bendinde ise “kurumun aktifinde en az iki tam yıl bulundurma süresi” gerçekleşmeyen yani koşulların sağlanamadığı elden çıkarma olaylarında, KDV uygulanmaktadır.

F- DANIŞTAY’IN 9 ŞUBAT 2011 TARİHLİ KARARI

Danıştay’ın; geçici ilmühaberin, hisse senedi olarak kabul edilip edilmeyeceği ve geçici ilmühaberle yapılan ortaklık payı devrinin KDV karşısındaki durumu ile ilgili Kararı’na göre;

“…6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ‘İlmühaberler’ başlıklı 411. maddesinde; nama yazılı hisse senetlerinin yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin, nama yazılı olması gerektiği, bunların devrinin nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabi olduğu hükmü yer almıştır.

Buna göre; geçici ilmühaber, hisse senedi çıkarılıncaya kadar geçen sürede hüküm ifade eden, HİSSE SENETLERİNİN YERİNİ TUTMAK ÜZERE ÇIKARILAN VE SAHİPLERİNE HİSSE SENEDİ SAHİPLERİNİN HAKLARINI SAĞLAYAN kıymetli evrak niteliği taşımaktadır.

Nitekim, 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde de; geçici ilmühaberlerin anonim şirketler tarafından HİSSE SENETLERİNİN YERİNİ TUTMAK ÜZERE çıkarılan menkul kıymetler olduğu, ilmühaberlerin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.

Bu itibarla, hisse senedi ile geçici ilmühaberin; Türk Ticaret Kanunu’nda “Hisse Senetleri” başlığı altında ve aynı kısımda düzenlenmiş olması, geçici ilmühaberin hisse senedi çıkarılıncaya kadar onun yerini tutması, aynı nitelikleri taşıması, birbirinin devamı olması ve sahibine aynı hakları sağlaması nedeniyle, GEÇİCİ İLMÜHABERİN DE VERGİ HUKUKU AÇISINDAN HİSSE SENEDİ KAPSAMINDA BULUNDUĞU SONUCUNA ULAŞILDIĞINDAN, geçici ilmühaberle yapılan ortaklık payı devrinin, KDV’ye tabi tutulmasında isabet görülmemiştir.”(10)

Danıştay kararının özetinden de fark edileceği gibi, geçici ilmühaberin hisse senedinin yerini alacağı ve hisse senedinin satış ve devri ile ilgili yasa hükümlerinden yargılanacağı son derece açık ve nettir.

III- SONUÇ

Yukarıda yapılan açıklamalardan ve dayanağı olan yasa hükümleri, genel tebliğ, özelge ve son olarak Danıştay Dokuzuncu Dairesi’nin verdiği karardan da fark edileceği üzere, şirketlerin geçici ilmühaberle iştirak hisselerini satış ve devirleri, KDV’den müstesnadır.

Şahıslar ve şirketlerin, geçici ilmühaberle yaptıkları hisse satış ve devirleri, hisse senedi ile yapılmış olarak kabul edilir. Başta KDV olmak üzere ilgili yasalarda yer alan vergi avantajlarından yararlandırılır.

 

Şükrü KIZILOT*

Yaklaşım

*   Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi, Maliye Bölümü Başkanı

(1)  23.03.2000 tarih ve 23998 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(2)  30.11.1984 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(3)  Bkz. Tebliğ’in VI/F-4/f bölümü.

(4)  Şükrü KIZILOT, “Şirket Hissesi Satışında İnce Noktalar”, Hürriyet, 10.03.2009, s. 16

(5)  Şükrü KIZILOT, “Şirket Hissesi Satışında KDV Var mı Yok mu”, Hürriyet, 13.10.2009, s. 18

(6)  MB’ nin, 27.11.2006 tarih ve 093508 sayılı Özelgesi. Tam metni için Bkz. Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Özelgeler, Cilt: 8, Ankara 2008, s. 1168-1169

(7)  Abdullah TOLU, “İştirak Hissesi Satışlarında KDV İstisnası”, Yaklaşım, Aralık 2006, s. 204-206

(8)  Bu konuda ayrıca Bkz. Şükrü KIZILOT, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması, Yaklaşım Yayınları, Ankara 2009.

(9)   04.03.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(10) Danıştay 9. D.’nin, 09.02.2011 tarih ve E. 2010/10221, K. 2011/281 sayılı Kararı (Danıştay Kararı’nın tam metnine, Yaklaşım’ın elinizde bulunan sayısının “Yargı Kararları” ile ilgili bölümünde yer verilmiştir.)