Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Hizmet Çakışmaları (Aynı anda Bağ-Kur' lu ve SSK' lı olarak çalışılması) İle İlgili 6111 Sayılı Kanunla Getirilen Düzenlemeler PDF Yazdır e-Posta
29 Mart 2011

Image

6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 13.02.2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir.

I- GİRİŞ

Söz konusu Kanunla çalışma hayatına ilişkin birçok düzenleme yapılmıştır. Bunlardan birisi de eski adıyla SSK ve Bağ-Kur yeni adıyla 5510 sayılı Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerinin çakışması ile ilgilidir.

Bu makalede 5510 sayılı Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerinin çakışması ve bunun emekliliğe etkisi üzerinde durulacaktır.

II- 5510 SAYILI KANUN’DA YER ALAN DÜZENLEMELER

Sigortalılık hallerinin birleşmesine ilişkin düzenlemeler 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesinde yer almaktadır.

5510 sayılı Kanun’un 6111 sayılı Kanunla değiştirilen 53. maddesinin birinci fıkrası uyarınca sigortalının, 4. maddenin birinci fıkrasının (a)(1) ve (b)(2) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c)(3) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak, sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanun’un 82. maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler. Bu şekilde ödenen primler; iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar yönünden, Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde, kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan diğer yardımlar ile uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlar yönünden ise Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde değerlendirilir. Bu fıkra hükümlerine göre ödeme talebinde bulunulduğu halde ait olduğu ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen primlerin ödenme hakkı düşer. 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi(bunlar tarımsal faaliyette bulunanlardır) ile aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine(4) aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki diğer sigortalılık durumu dikkate alınır. 6111 sayılı Kanun’un geçici 33. maddesi uyarınca 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişiklikler, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmaz.

6111 sayılı Kanunla yapılan düzenleme sonrasında 5510 sayılı Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar daha uygun şartlarla (SSK) emekli olabileceklerdir.

5510 sayılı Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler. Ancak 01.10.2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı oldukları halde, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden bu Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendine tabi prim ödemesi olanların sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilir.

01.10.2008 tarihinden önce 5510 sayılı  Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı oldukları halde 2925 sayılı Kanun’a tabi prim ödeyenlerin sigortalılıkları 01.10.2008 tarihi itibariyle sona erer, 5510 sayılı Kanun’a tabi çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren 2925 sayılı Kanun’a göre kendiliğinden başlatılır.

İsteğe bağlı sigortalı olanların Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamına tabi olacak şekilde çalışmaya başlamaları halinde, Kanun’un 51. maddesinin üçüncü fıkrası saklı kalmak kaydıyla isteğe bağlı sigortalılık hali sona erer.

5510 sayılı Kanun’un 51. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ay içerisinde 30 günden az çalışan veya 80. madde uyarınca prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma saatinin 4857 sayılı Kanun’a göre belirlenen günlük normal çalışma saatine bölünmesi suretiyle hesaplanan sigortalıların aynı ay içerisinde isteğe bağlı sigortaya prim ödemeleri halinde, primi ödenen süreler zorunlu sigortalılığa ilişkin prim ödeme gün sayısına otuz günü geçmemek üzere eklenmekte ve eklenen bu süreler, 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilmekteydi. 6111 sayılı Kanun’un 32. maddesiyle 51. maddede yapılan düzenlemeyle artık bu süreler, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık süresi olarak kabul edilecektir. Dolayısıyla bu durumda olan kişilerin emeklilik açısından 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında (SSK) değerlendirilebileceklerdir.

5510 sayılı Kanun’un 53. maddesinin beşinci uyarınca aynı maddenin birinci fıkra hükmü saklı olmak üzere sigortalının, Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık halleri ile 5. maddenin (a) ve (e) bentlerine tâbi sigortalılık hallerinin çakışması halinde, 4. madde kapsamında sigortalı sayılır ve birinci fıkra hükmü uygulanır.

5. maddenin (a) bendi uyarınca hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası uygulanır ve bunlar, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar.

5. maddenin (a) bendi uyarınca Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır. 6111 sayılı Kanunla yapılan düzenleme sonrasında bunlardan bakmakla yükümlü olunan kişi durumunda olmayanlar hakkında ayrıca genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır.

Sigortalının, Kanun’un 53. maddesi hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler yukarı belirtildiği şekilde esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir. Örneğin sigortalının 4. maddenin (b) bendi kapsamında prim ödemesi gerekirken 4. maddenin (a) bendi kapsamında prim ödenmesi durumunda ödenen primler 4. maddenin (b) bendi kapsamında ödenmiş ve bu sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.

5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilk defa sigortalı sayılanlardan 4. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinden birden fazlasına tabi olarak çalışmış olanların yaşlılık aylığı bağlanma taleplerinde, en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık hali, hizmet sürelerinin eşit olması ile malûllük ve ölüm halleri ile yaş haddinden re’sen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları sigortalılık halinin kanunla değiştirilmesi durumunda ise son sigortalılık hali esas alınır.

Sigortalıların 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesine göre belirlenen aynı sigortalılık haline tâbi olacak şekilde birden fazla işte çalışması nedeniyle Kurum’a ödenen primler toplamı, bu sigortalılık hali için belirlenen prime esas kazanç üst sınırı üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, aşan kısmın tamamı, sigortalının talebi üzerine en geç talep tarihini takip eden ay içinde hissesi oranında sigortalıya defaten geri ödenir. Geri verilen primler için ayrıca gecikme cezası ve gecikme zammı ile faiz ödenmez.

III- SONUÇ

6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında 5510 sayılı  Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olunması halinde ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı olunacağına ilişkin düzenleme kaldırılmıştır.  Bu durumda olanlar Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacaklardır. Ancak, sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanun’un 82. maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler.

6111 sayılı Kanunla yapılan düzenleme sonrasında 5510 sayılı Kanun’un 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar daha uygun şartlarla (SSK) emeklilik olabileceklerdir.

Ekrem TAŞBAŞI*

Yaklaşım

 

*        Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uzmanı

(●)         Bu makalede yer alan görüşler yazarın kişisel görüşleridir. Bu nedenle çalıştığı Kurumu bağlamaz.

(1)         Bunlar hizmet akdine tabi olarak çalışanlardır.

(2)         Bunlar kendi nam ve hesabına çalışanlardır.

(3)         Bunlar kamu idarelerinde çalışanlardır.

(4)         Bunlar; 1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar,

             2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,

             3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortaklarıdır.