Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Vade Farklarının Ticari Kâr Üzerindeki Etkisi ve Vergisel Sonucu PDF Yazdır e-Posta
18 Nisan 2011

Image

Yazımızda öncelikle vergi hukuku açısından “vade farkı”nın neyi ifade ettiği tespit edilecektir. Vade farkının bu anlayışlar doğrultusunda kâr üzerindeki etkisi ve vergisel sonuçları irdelenecektir.

II- VADE FARKININ VERGİ HUKUKUNDAKİ YERİ

Vade farkının vergi hukukundaki anlamı irdelenmeden önce günlük hayatımızdaki vadeli satış, vade ve vade farkı sözcüklerinin anlamına bakmakta yarar vardır. Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğüne(1) göre, vadeli satış;  satış bedelinin belirlenmiş bir tarihte alınması veya satılan malın belli bir tarihte teslim edilmesi yoluyla yapılan satış; vade; bir borcun ödenmesi veya bir işin yapılması için borcu veren veya işin yapılmasını isteyen kişi tarafından tanınan süre olarak tanımlanmıştır. Vade farkına ilişkin bir tanımlama yer almamaktadır.

Vergi mevzuatında da vade farkına yönelik doğrudan bir tanımlama veya belirme yer almamaktadır. Buna karşın, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun uygulamasına ilişkin bazı açıklamaların ve düzenlemelerin yapıldığı 105 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği(2) ve bazı uyuşmazlıklar karşısında Danıştay’ın vermiş olduğu kararlar(3) vardır. Bu Genel Tebliğ ve kararlar doğrultusunda vade farkından vergi hukuku açısından ne anlaşılması gerektiği tespit edilmiştir. Bu kararlar doğrultusunda vade farkları karşımıza iki şekilde çıkmaktadır:

Vade farkında birinci anlayış: Taksit tutarları belirlidir. Bu taksit tutarları peşin satış tutarını, KDV’yi ve taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarları içermektedir. Burada, taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarları vadeler karşılığında alınan tutarlardır ve bizim için birinci anlayıştaki vade farkını ifade etmektedir.

Vade farkında ikinci anlayış: Taksit tutarları belirlidir. Bu taksit tutarları peşin satış tutarını ve KDV’yi içermektedir. Ancak, alıcı ile satıcı arasında şöyle bir belirleme yapılmıştır: Bu taksitler vadesinde veya zamanında ödenmemesi durumunda satıcı alıcıdan taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarlarını tahsil edecektir. Burada, taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarları taksitlerin vadesinde veya zamanında ödeme yapılmaması karşılığında alınan tutarlardır ve bizim için ikinci anlayıştaki Vade farkını ifade etmektedir.

 

III- VADE FARKLARININ KÂR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ VE VERGİSEL SONUÇLARI

Vade farkında ikinci anlayış çerçevesinde vade farkları alıcı açısından gider, satıcı açısından hasılat mahiyetindedir. Burada alıcı açısından genel hükümler çerçevesinde vade farkları emtianın maliyetleri ile ilişkilendirmeden doğrudan gider kalemi adı altında kayıtlara yansıtılacaktır. Özellik arz eden bir husus söz konusu değildir.

Bizim için vade farklarında birinci anlayış önem arz etmektedir. Vade farkında birinci anlayış çerçevesinde vade farkları alıcı açısından maliyet, satıcı açısından hasılat mahiyetindedir. Bunun neyi ifade ettiği ve kâr üzerindeki etkisi aşağıdaki örnek kapsamında ele alınmıştır.

(X) A.Ş. ticari mallar arasında yer alan Mal 1’e ilişkin alışları ve satışları aşağıdaki gibidir. Mal 1’e ilişkin (X) A.Ş’ nin dönem başı stok seviyesi sıfırdır. Ticari mallar ortalama maliyet yöntemine göre maliyet hesaplarına aktarılmış ve dönem sonu stoklar aynı yöntemle değerlenmiştir.

 

TİCARİ MALLAR-MAL 1: DÖNEM İÇİ ALIŞLAR

 

MİKTAR

TUTAR TL (I)

VADE FARKI (II)

KDV HARİÇ
TOPLAM
TUTAR(III=I+II)

KDV (IV=%1*III)

TOPLAM TUTAR (V=III+IV)

Oca.11

1

100

15

115

1,15

116,15

Şub.11

1

100

15

115

1,15

116,15

Mar.11

1

100

0

100

1

101

Nis.11

1

100

15

115

1,15

116,15

May.11

1

100

15

115

1,15

116,15

Haz.11

1

100

0

100

1

101

Tem.11

1

100

0

100

1

101

Ağu.11

1

100

0

100

1

101

Eyl.11

1

100

0

100

1

101

Eki.11

1

100

15

115

1,15

116,15

 TOPLAM

10

1000

75

1075

10,75

1085,75

 

 

 

 

 

 

 

TİCARİ MALLAR-MAL 1: DÖNEM İÇİ SATIŞLAR

TARİH

MİKTAR

TUTAR TL

VADE FARKI (II)

KDV HARİÇ TOPLAM
TUTAR(III=I+II)

KDV (IV=%1*III)

TOPLAM TUTAR (V=III+IV)

Oca.11

1

150

20

170

1,7

171,7

Şub.11

1

150

20

170

1,7

171,7

Mar.11

0

 

 

0

0

0

Nis.11

1

150

20

170

1,7

171,7

May.11

1

150

20

170

1,7

171,7

Haz.11

0

 

 

0

0

0

Tem.11

0

 

 

0

0

0

Ağu.11

0

 

 

0

0

0

Eyl.11

0

 

 

0

0

0

Eki.11

1

150

20

170

1,7

171,7

TOPLAM

 

750

100

850

8,5

858,5

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yukarıdaki veriler ışığında Mal 1’in satışına yönelik maliyet ve kâr tespiti Vergi Usul Kanunu’nun üçüncü kitabı olan “Değerleme” başlığı altındaki genel hükümler (Maliyet Bedeli md. 262, Emtia md. 274 ve İmal Edilen Emtia md. 275) çerçevesinde, vade farkına yönelik özel bir düzenleme yapılmadığı için, aşağıdaki gibi olacaktır:

 

Tablo-1:

MAL 1

TUTAR (TL)

DÖNEMBAŞI STOK (I)

0

DÖNEM İÇERİSİNDEKİ ALIŞLARA İLİŞKİN MALİYET (II)

1075

DÖNEM İÇERİSİNDEKİ SATIŞLARA İLİŞKİN MALİYET (III)

Satışın gerçekleştiği Ocak ortalama maliyet 115/1=115

Satışın gerçekleştiği Şubat ortalama maliyet 115/1=115

Satışın gerçekleştiği Nisan ortalama maliyet 100+115/2=107,50

Satışın gerçekleştiği Mayıs ortalama maliyet 107,50+115/2=111,25

Satışın gerçekleştiği Ekim ortalama maliyet 111,25+100+100+100+100+115/6=104,3750

553,1250

DÖNEM SONU STOKLARA İLİŞKİN MALİYET (IV)

521,8750 (=5*104,3750)

DÖNEM İÇİ SATIŞLARA İLİŞKİN HASILAT (V)

850

SATILAN TİCARİ MALLAR MALİYETİ (VI)

553,1250

KÂR (VII= V-VI)

296,8750

 

Yukarıdaki örnekte vade farklarını maliyet unsurları olarak değil de gider unsuru olarak dikkate alırsak, bunun ticari kâra yansıması aşağıdaki gibi olacaktır:

 

Tablo-2:

MAL 1

TUTAR (TL)

DÖNEMBAŞI STOK (I)

0

DÖNEM İÇERİSİNDEKİ ALIŞLARA İLİŞKİN MALİYET (II)

1000

DÖNEM İÇERİSİNDEKİ SATIŞLARA İLİŞKİN MALİYET (III)

Satışın gerçekleştiği Ocak ortalama maliyet 100/1=100

Satışın gerçekleştiği Şubat ortalama maliyet 100/1=100

Satışın gerçekleştiği Nisan ortalama maliyet 100+100/2=100

Satışın gerçekleştiği Mayıs ortalama maliyet 100+100/2=100

Satışın gerçekleştiği Ekim ortalama maliyet 100+100+100+100+100+100/6=100

500

DÖNEM SONU STOKLARA İLİŞKİN MALİYET (IV)

500 (=5*100)

DÖNEM İÇİ SATIŞLARA İLİŞKİN HASILAT (V)

850

SATILAN TİCARİ MALLAR MALİYETİ (VI)

500

SATIŞ KARI (VII= V-VI)

350

VADE FARKI GİDERİ (VIII)

75

KÂR (=VII-VIII)

275

 

Tablo-1 ile Tablo-2 arasındaki farkın (21,8750=296,8750-275) sebebi Mal 1 için dönem içindeki alışlara ilişkin ödenilen vade farklarının (75 TL) maliyet unsuru olarak kabul edilip dönem sonu stoklara da pay verilmesidir.

Bu fark vergisel olarak içerisinde bulunulan dönemin kurumlar vergisi matrahını artırıcı etkiye sahiptir.

 

IV- SONUÇ

Taksit tutarları belirli ise bu taksit tutarları peşin satış tutarını ve KDV’yi  içermesine karşın alıcı ile satıcı arasında şöyle bir belirleme yapılmış ise “bu taksitler vadesinde veya zamanında ödenmemesi durumunda satıcı alıcıdan taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarlarını tahsil edecektir” burada, taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarları taksitlerin vadesinde veya zamanında ödeme yapılmaması karşılığında alınan tutarlardır ve bizim için ikinci anlayıştaki vade farkını ifade etmektedir. Vade farkında ikinci anlayış çerçevesinde vade farkları alıcı açısından gider, satıcı açısından hasılat mahiyetindedir. Vergisel olarak bu mahiyetteki vade farkları, alıcı açısından genel hükümler çerçevesinde emtianın maliyetleri ile ilişkilendirmeden doğrudan gider kalemi adı altında kayıtlara yansıtılacaktır.

Vadeli satışlarda taksit tutarları belirli ise bu taksit tutarları peşin satış tutarını, KDV’yi ve taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarlarını da içeriyorsa, söz konusu taksit süresine (aylık, haftalık vb.) bağlı olarak tespit edilen fark tutarları vadeler karşılığında alınan tutarlardır ve bizim için birinci anlayıştaki vade farkını ifade etmektedir. Vade farkında birinci anlayış çerçevesinde vade farkları alıcı açısından maliyet, satıcı açısından hasılat mahiyetindedir. Vergisel olarak bu mahiyetteki vade farkları, alıcı açısından genel hükümler çerçevesinde emtianın maliyetlerine yansıtılacaktır. Bu mahiyetteki maliyet unsurları dönem sonu stoklara pay verilmesi nedeniyle içerisinde bulunulan dönemin kurumlar vergisi matrahını artırıcı etkiye sahip olacaktır.

 

Mehmet KALKINOĞLU*

Yaklaşım

 

   Baş Hesap Uzmanı

(1) http://tdkterim.gov.tr/bts/

(2) 105 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği, 30.06.2007 tarih ve 26568 sayılı Resmi Gazete’de   yayımlanmıştır.

(3)  Dn. 3. D.’nin, 12.10.1995 tarih ve E. 1994/666, K.1995/3039 sayılı; VDD.’nin, 21.10.1994 tarih ve E. 1994/207, K.1994/379 sayılı Kararları.