Hak kazanmadığı yıllık ücretli iznini kullanan işçi işyerinden ayrılırsa, işveren işçiden izin ücreti talep edebilir mi? |
20 Nisan 2011 | |
Anayasanın 50. Maddesinin çalışanlara tanıdığı dinlenme hakkının bir kısmını yıllık ücretli izin hakkı oluşturmaktadır. I.GİRİŞ: Makalemizde yıllık ücretli izin ile ilgili yasal çerçeve içinde bilgi verildikten sonra makalemizin başlığını oluşturan konuyu irdelemeye çalışacağız. “ MADDE 54. - Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin bu Kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde bu Kanun kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır. Bir yıllık süre içinde 55 inci maddede sayılan haller dışındaki sebeplerle işçinin devamının kesilmesi halinde bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet süresi eklenir ve bu suretle işçinin izin hakkını elde etmesi için gereken bir yıllık hizmet süresinin bitiş tarihi gelecek hizmet yılına aktarılır. İşçinin gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru ve yukarıdaki fıkra ve 55 inci madde hükümleri gereğince hesaplanır. İşçi yukarıdaki fıkralar ve 55 inci madde hükümlerine göre hesaplanacak her hizmet yılına karşılık, yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır. Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulur. “ Yıllık ücretli izne hak kazanmak için İş Yasası’ nın aradığı bir hizmet yılıdır. Bununla birlikte, İş Yasası’ nın 55. Maddesinde düzenlenen süreler bir yılın hesaplanmasında çalışılmış gibi dikkate alınacaktır. Bir yıllık süre içinde İş Yasasının 55. Maddesindeki haller dışında işçinin devamının kesilmesi halinde, devamsızlık süresi izine hak kazanmak için dolması gerekli bir yıllık süreye eklenir ve bu şekilde işçinin izne hak kazandığı tarih ortaya çıkar (4857/54-II. Md.). İş Yasasına göre, süreksiz işlerde çalışanlara yıllık ücretli izin hükümleri uygulanmaz (4857/10-II. Md.). Ayrıca, niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsim ve kampanya işyerinde çalışanlara da yıllık ücretli izne ilişkin hükümler uygulanmayacaktır (4857/53-III. Md. ). Kısmi süreli ya da çağrı üzerine iş sözleşmesi ile çalışanlar, yıllık ücretli izin hakkından tam süreli çalışanlar gibi yararlanacak ve farklı işleme tabi tutulmayacaklardır (Yıllık Ücreti İzin Yönetmeliği 13-I. Md. ). “ MADDE 53. - İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi; a. Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden, Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz. Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.” İş Yasasına göre, işçi her hizmet yılına karşılık yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanacaktır (4857/54-IV. Md.). Yıllık ücretli izin süresine denk gelen ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri yıllık ücretli izin süresinden sayılmaz. İşveren bu süreleri yıllık ücretli izin süresine eklemek zorundadır. İşveren tarafından işçiye bir yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler ile dinlenme ve hastalık izinleri yıllık ücretli izinden mahsup edilmeyecektir (4857/56-IV, V. Md. ). Yıllık ücretli izin süreleri işveren tarafından bölünemez. Yıllık ücretli iznin işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur. Yıllık ücretli iznin amacı, işçinin dinlenmesidir. Bu sebeple, bu sürelerin bir bütün olarak kullanılması esastır. Ancak, Yasa bir konuda esneklik tanımış ve izin sürelerinin tarafların anlaşması ile bir parçası on günden az olmamak üzere ve en çok üçe bölünebileceğini düzenlemiştir. İşçi, istediği ve iznini işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçireceğini belgelemesi koşulu ile işveren dört güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır (4857/56-VI. Md.). Ancak dört günlük ücretsiz yol izninin işçinin hakkı olan izin süresinin tamamında dikkate alınması yerinde olacaktır. Aksi halde işçi iznini 3 parça halinde kullandığı zaman her izin dönemi için 4 günlük ücretsiz yol izni isteyebilecek ve toplam 12 günlük ücretsiz izin kullanacaktır ki, böyle bir düzenleme işyeri ve işverenler İşçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçmesi söz konusu değildir. (4857/53-II. Md. ). Dolayısıyla, işçiye sadece yıllık ücretli izin süresine ait ücretin ödenmesi ve işçinin yıllık ücretli izin süresinde çalıştırılması söz konusu olmayacaktır. İşveren veya işveren vekili Nisan ayı başı ile Ekim ayı sonu arasındaki süre içinde, işçilerin tümünü veya bir kısmını kapsayan toplu izin uygulamasına başvurabilir (Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği 11-I. Md ). İşyerinde bakım, onarım gibi işlerin yapılabilmesi için toplu izin uygulaması yoluna başvurulabilmektedir. İşveren işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır (Yıllık Ücretli İzin Yönet. 6. Son Md ). Çocuk ve genç işçilere (15 yaşını tamamlamış, 18 yaşını bitirmemiş kişi) verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesine göre; Yıllık ücretli iznin kesintisiz kullandırılması esastır. Ancak, yararına olduğu durumlarda çocuk ve genç işçinin isteği üzerine en fazla ikiye bölünerek kullandırılabilir. Okula veya eğitime devam eden çocuk ve genç işçilere yıllık ücretli izinlerin okulların tatil olduğu, kursa ve diğer eğitim programlarına devam edilmediği dönemlerde verilir. 4857 sayılı İş Yasası’ nın 53. maddesine göre; Yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi; Uygulamada işveren, işveren yetkilileri ve işçiler şu soru ile karşımıza çıkmaktadırlar. Cevap: 4857 sayılı İş Yasası’ nın 53. maddesi ile bir yıllık süre içinde İş Yasasının 55. Maddesindeki haller dışında işçinin devamının kesilmesi halinde, devamsızlık süresi izine hak kazanmak için dolması gerekli bir yıllık süreye eklenir ve bu şekilde işçinin izne hak kazandığı tarih ortaya çıkar yönündeki 54. maddesi hükümleri dikkate alındığında; hakkazandığı tarihteki kıdemine ve yaşına göre yıllık izin süresinin belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. İş Yasasının, işçi her hizmet yılına karşılık yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanacaktır yönündeki hüküm de bu durumu desteklemektedir (4857/54-IV. Md.). 10 yıl çalışan ve hiç izin kullanmayan bir işçiye yıllık ücretli izin süresine ilişkin ücretinin belirlenmesinde 5 yıla kadar 14, 5-10 yıl arasındaki süre için ise her yıl için 20 gün dikkate alınması gerekmektedir. 6 yıl hiç izin kullanmayan işçiye izin kullandırılması durumunda, 6 yılın izni her yıl için 20 gün değil, 1 -5 yıl için her yıl 14 gün, 6. yıl izni ise 20 gün olarak kullandırılıp ücreti ödenecektir. On sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamayacaktır. İşçi yıllık ücretli izne hak kazandığı tarihteki yaşı belirtilen bu yaş sınırları için de ise yıllık ücretli izin süresi de 20 günden az olamayacaktır. Örneğin, 17 yaşında yıllık ücretli izne hak kazanan bir işçiye izni 19 yaşında kullandırılıyor ise izne hak kazandığı tarihte 17 yaşında olması nedeni ile yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamayacaktır. Diğer bir örneğe göre ise, işçi 49 yaşında yıllık ücretli izne hak kazanmasına rağmen iznini 51 yaşında kullanıyor ise yıllık ücretli izin süresi 20 gün değil, kıdemine göre belirlenecek süre kadar olacaktır. Yıllık ücretli izinlerin kullandırılmaması ve işçiye izin ücretinin ödenmesi durumunda yapılan hesaplama ( ki bu hesaplama idari ve yargı kararlarınca da kabul edilmektedir. ) konuya açıklık getirmektedir. 4857 sayılı İş Yasası’ nın 59. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, işçi hiç izin kullanmadan işyerinden ayrılması durumunda kıdemine göre belirlenen toplam izin süreleri ile son günlük ücreti çarpılarak tahakkuk ve tediye edilmektedir. 4857 sayılı İş Yasası’ nın 54. maddesine göre; İşçinin gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru ve 54 ve 55 inci madde hükümleri gereğince hesaplanmaktadır. İşçi 54 ve 55. maddesindeki hükümlere göre hesaplanacak her hizmet yılına karşılık, yıllık iznini, gelecek hizmet yılı içinde kullanacaktır. İşçiye yıllık ücretli izni işveren tarafından kendi insiyatifi veya işçinin talebi ve kendisinin de onayı ile izne hak kazanmadan önce kullandırılmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Böyle bir durumda sadece, işçinin gelecek izin hakkı kullandığı tarihe göre değil, izin hakkının doğduğu tarihe göre hesaplanacaktır. Yıllık ücretli izne hak kazanmadan izni kullandırılan işçi izne hak kazanma tarihinden önce işyerinden ayrılması durumunda, işveren kendi insiyatifi veya işçinin talebi ve kendisinin onayı ile işçiye kullandırdığı ve ücretini ödediği izin ile ilgili olarak işçiden herhangi bir talepte bulunabilecek midir? Bu soruya vereceğimiz cevap belirteceğimiz durumlara göre iki şekilde olabilecektir. Birinci cevap; işveren işçiye hak kazanmadığı izni kullandırırken işçiden imzasını taşıyan bir dilekçe alması ve hak kazanmadan kullandırılan izin için ödenen ücretin, izne hak kazanma tarihinden önce işyerinden ayrılması halinde ödeneceği taahhüdünün alınması halinde izin ücretinin talep edilebileceği şeklinde olacaktır. İkinci cevap ise; işverenin yukarıda belirtildiği şekilde bir dilekçe ve taahhüt alınmaması durumunda işçiden herhangi bir talepte bulunamayacağı, hak kazanılmadan kullandırılan iznin 4857 sayılı İş Yasası’ nın 55. maddesinde belirtilen “ işveren tarafından verilen diğer izinler “ kapsamında değerlendirileceği şeklinde olacaktır. Birinci cevapta belirttiğimiz ve işçiden alınacak taahhütname kanuna aykırı bir düzenleme değildir. Ayrıca, 4857 sayılı İş Yasası’ nın 45. maddesinin “ Saklı haklar “ başlığında düzenlenen hükümlerine de muhalefet edildiği düşünülmemektedir. “ MADDE 45. - Toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli izinlere ve yüzde usulü ile çalışan işçilerin bu Kanunla tanınan haklarına aykırı hükümler konulamaz. Bu hususlarda işçilere daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi, iş sözleşmesi veya gelenekten doğan kazanılmış haklar saklıdır. “ Makale konumuzda, yasada yer almayan bir hak tarafların ortak iradesi ile sağlanmakta ve ancak bu hak belirli şartlara bağlanmaktadır. Bu şartlar içinde işçinin henüz hak kazanmadığı yıllık izni kullandırılmakta ve ücreti ödenmekte, hak kazanma tarihinden önce işçinin ayrılması durumunda ise ödenen izin ücretinin isteneceği taahhüde bağlanmaktadır. İşverenler ve çalışanlar bu yasal düzenlemeler doğrultusunda yıllık izinlerini kullanmalıdırlar. Yıllık ücretli iznin kullandırılması ile ilgili olarak her iki tarafa belli hak ve yükümlülükler tanınmıştır. İşverenlere tanınan yükümlülük çalışanlarına yıllık ücretli izinleri yasada belirtilen süreler çerçevesinde kullandırarak kayıt altına almak, çalışanlara tanınan yükümlülük ise kullandığı yıllık izin süresi içinde başka bir işte ücretli veya ücretsiz çalışmamak, izin hakkından feragat etmemek, izni dinlenme amacı Yıllık ücretli izne hak kazanmadan izni kullandırılan işçi izne hak kazanma tarihinden önce işyerinden ayrılması durumunda, işveren kendi insiyatifi veya işçinin talebi ve kendisinin onayı ile işçiye kullandırdığı ve ücretini ödediği izin ile ilgili olarak işçiden herhangi bir talepte bulunabilecekmidir? sorusu ve makale konusu ile ilgili olarak ise; Bu soruya vereceğimiz cevap belirteceğimiz durumlara göre iki şekilde olabilecektir. Birinci cevap; işveren işçiye hak kazanmadığı izni kullandırırken işçiden imzasını taşıyan bir dilekçe alması ve hak kazanmadan kullandırılan izin için ödenen ücretin, izne hak kazanma tarihinden önce işyerinden ayrılması halinde ödeneceği taahhüdünün alınması halinde izin ücretinin talep edilebileceği şeklinde olacaktır. İkinci cevap ise; işverenin yukarıda belirtildiği şekilde bir dilekçe ve taahhüt alınmaması durumunda işçiden herhangi bir talepte bulunamayacağı, hak kazanılmadan kullandırılan iznin 4857 sayılı İş Yasası’ nın 55. maddesinde belirtilen “ işveren tarafından verilen diğer izinler “ kapsamında değerlendirileceği şeklinde olacaktır. Erol GÜNER / Baş İş Müfettişi |