KDV bir malın üretilmesinden nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar geçirdiği her evrede hesaplanan bir vergidir. Her aşamada hesaplanan bu vergiler toplamı nihai tüketiciden tahsil edilir.
Mükellefler bu vergileri yük olarak algılamasın, maliyetler şişmesin diye tahsil ettikleri KDV ile ödedikleri KDV'yi birbirinden mahsuplaştırır. Geriye ödenecek bir rakam kalırsa vergi dairesine öderler. Ancak ihracat, indirimli oran gibi bazı durumlarda KDV tahsil edilememiş veya çok az tahsil edilmiş olabiliyor. Bu gibi hallerde mükellefler aldıkları mal veya hizmetler için ödedikleri (yüklendikleri) KDV'leri tahsil edecekleri KDV'den mahsup edemiyor, dolayısıyla da mükellefi olmadıkları vergiyi yüklenmek zorunda kalıyor. İşte bu gibi vergiden istisna satışlarda yüklenilen verginin, vergi dairesince iade edilmesi yoluna gidiliyor. Ancak iade işlemlerinin sürati mükellefler için çok büyük önem arz ediyor. Sermaye temininin zor ve pahalı olduğu bir ortamda devletten alacağı iade ile kendini finanse eden mükellefler, bu iadeyi en hızlı bir şekilde almak için çaba sarf ederken, vergi dairesi de haksız ve yersiz iade vermemek için kılı kırk yararak araştırmalar yapıyor. İdare, tüm işlemleri düzgün olan ve belirli ciro, çalışan sayısı gibi kriterleri taşıyan mükelleflere hızlı sistemi sayesinde anında iade yapabiliyor. Fakat daha önce hakkında olumsuz tespitler bulunan mükelleflere de ağır şartlarla iade yapma yoluna gidiyor. Başka bir ifade ile hakkında herhangi bir olumsuz tespit bulunmayan mükellef, iade işlemlerinde genel esaslara tabi tutulurken, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin iade talepleri özel esaslara göre yerine getiriliyor. DÖRT KAT TEMİNAT Özel esaslara tabi tutulan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri dört kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme sonucuna göre yerine getiriliyor. Vergi incelemeleri uzun ve ayrıntılı yapıldığı için ya iade istendiği zamanda alınamıyor ya da beklenen iade tutarından düşük bir iade yapılıyor. İade talepleri özel esaslara göre yerine getirilecek mükellefler kapsamına şu durumdakiler dahil ediliyor: Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenledikleri ya da kullandıkları konusunda haklarında rapor bulunan mükellefler, bu mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki ortakları ve kanuni temsilcileri ile bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler ve rapor bulunanlardan mal alanlar, Haklarında rapor olmamakla birlikte olumsuz tespit bulunan [SMİYB düzenledikleri ya da kullandıkları, adreslerinde bulunmadıkları, mücbir sebep sayılan haller dışındaki sebeplerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri veya birden fazla döneme ilişkin olarak KDV beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermedikleri hususunda tespit bulunanlar] veya bu tespitler sebebiyle incelenmesi istenilenler ile bunlardan mal alanlar, Kendileri hakkında KDV açısından ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulananlar, İşletme kapasitesi ile iş hacmi arasında bariz nispetsizlik bulunanlar. 6111 sayılı vergi affı kanununda yer alan matrah artırımına başvuran mükelleflerden bazıları özel esaslardan genel esaslara dönüş yapabilecek. Böylece daha düşük teminatla veya yeminli mali müşavir raporu ile iade alma imkânı elde etmiş olacaklar. Getirilen düzenlemeyle, mükelleflere KDV artırımında bulunmaları halinde, kanunun sağladığı diğer imkânlara ek olarak, özel esaslar kapsamından çıkma imkânı sağlanıyor. Bu haktan sahte belge düzenleyenler faydalanamıyor. Zaten sahte belge düzenleyenler, matrah artırımından da faydalanamıyor. Geçen hafta yayımlanan tebliğe göre, Aralık 2009 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında 'sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge' kullanma, beyanname vermeme, adresinde bulunamama, defter ve belge ibraz etmeme gibi olumsuz tespitler bulunan ve bundan dolayı özel esaslara tabi olan mükellefler 2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak KDV artırımında bulunurlarsa vergi iadeleri genel esaslara göre yapılacak. Tabii ki bunun gerçekleşmesi için artırım tutarlarının tamamı ödenmeli veya teminat gösterilmeli. Sahte fatura düzenleyenler faydalanamıyor Mükelleflerin kendileriyle ilgili olumsuz rapor veya tespit bulunmamakla birlikte alım yaptıkları mükellefler ile daha alt safhalarda yer alanlarla ilgili olumsuz rapor veya tespit bulunduğu için özel esaslara alınmışlarsa, sadece alım yaptıkları dönemleri içeren takvim yılı itibarıyla KDV artırımında bulunmaları yeterli olacak. Bu durumdaki mükellefler ilgili yılda matrah artırımına başvurur ve çıkan verginin tamamını öderse (veya teminat gösterirse) genel esaslara dönebilecek. Ancak haklarında 'sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge' düzenleme ve kullanma raporu bulunduğu, bu belgeleri düzenlediğine ilişkin rapor bulunmamakla beraber bu yönde tespit bulunduğu ve işletme kapasitesi ile iş hacmi arasında açık nispetsizlik tespit edildiği için özel esaslara tabi tutulan mükellefler yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde başvuru yapsa bile genel esaslara dönemeyecek. Bu durumdaki kişilerin genel esaslara dönebilmeleri için haklarında tanzim edilen rapor ve tespitleri mahkeme yoluyla iptal ettirmeleri, olumlu tespitleri ihtiva eden yeni bir rapor tanzim edilmesi gerekiyor. Ahmet Yavuz http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1125826&title=ma... |