Meslek Mensubunca Vergi Levhası Tasdik edilen Mükelleflerin Vergi Dairesine bildirilmemesi |
01 Mayıs 2011 | |
Meslek Mensubunca Vergi Levhası Tasdik Edilen Mükelleflerin Vergi Dairesine Bildirilmemesi Danıştay 4. Dairesi Tarih : 25.11.2010 Esas No : 2009/2709 Karar No : 2010/5699
VUK MÜK. Md. 355 Vergi levhalarını tasdik eden meslek mensuplarına, tasdike ilişkin bilgileri ilgili vergi dairelerine bir yazı ile bildirme yükümlülüğünü getiren ve buna uymayan meslek mensuplarına uygulanacak özel usulsüzlük cezasını belirten düzenleme Resmi Gazete’ de yayımlanmış olduğundan artık Tebliğ’ de belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda yaptırımının ne olacağının meslek mensuplarına ayrıca bir yazı ile bildirilmesine gerek bulunmadığı hk. İstemin Özeti: Mükelleflerin vergi levhalarını 3568 sayılı Kanun’ a göre yetki almış meslek mensuplarına da tasdik ettirebileceklerine dair 13.04.1999 günlü ve 23665 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 272 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ nin 6. maddesinin iptali ve serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere ilişkin listeyi Vergi Dairesine vermemesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması isteminden ibarettir. Karar: Dava, mükelleflerin vergi levhalarını 3568 sayılı Kanun’ a göre yetki almış meslek mensuplarına da tasdik ettirebileceklerine dair 13.4.1999 günlü ve 23665 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 272 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ nin 6. maddesinin iptali ve serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına, vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere ilişkin listeyi Vergi Dairesine vermemesi nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır. Davacının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 257. maddesinin Anayasa’ ya aykırı olduğuna ilişkin iddiası ciddi görülmeyerek işin esasına geçildi: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun “vergilendirme” başlıklı Birinci Kitabının 5. maddesinde “vergi mahremiyeti” düzenlenmiş ve maddenin üçüncü fıkrasında, gelir vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketlerinin her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görülecek şekilde asmak zorunda oldukları, ilan ve levhalara ilişkin diğer hususların Maliye Bakanlığı’ nca belli edileceği belirtilmek suretiyle mükelleflere vergi levhası asma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı Kanun’ un mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde, Maliye Bakanlığı’ nın, mükellef ve meslek grupları itibarıyla muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanun’ a göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu Kanun’ a göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu, maddenin üçüncü fıkrasında ise, Maliye Bakanlığı’ nın, birinci fıkrada yazılı belge ve tasdik işlemini noterlere, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlara veya uygun göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları basit usulde tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine özel bir defter tutturmaya ve bu konulara ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili bulunduğu belirtilmiştir. Vergi levhası asma zorunluluğu vergi sistemimize 2365 sayılı Kanun’ un 2. maddesiyle getirilmiş olup, gerek Vergi Usul Kanunu’ nun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında, gerekse aynı Kanun’ un mükerrer 257. maddesinde bu uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda da Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Maliye Bakanlığı da bu konuyla ilgili olarak çeşitli Genel Tebliğlerle düzenlemeler yapmıştır. 142 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile vergi levhalarının tasdikinin mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerince yapılması öngörülmüştür. Dava konusu Genel Tebliğ’ de ise, tasdik döneminin son günlerinde vergi dairelerinin iş yükünün artması ve mükellefler açısından gereksiz zaman kaybına yol açıldığı hususu dikkate alınarak, mükelleflerin dilerlerse vergi levhalarını 3568 sayılı Kanun’ a göre yetki almış ve defterlerini tutan veya beyannamelerini imzalayan ya da tasdik eden serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavirlere de tasdik ettirebilmeleri olanağı sağlanmıştır. Yukarıda açıklanan Kanun maddeleri gereği bu tasdik işleminin 3568 sayılı Kanun’ a göre yetki almış meslek mensuplarına da yaptırılması konusunda Maliye Bakanlığı’ nın yetkili olduğu tartışmasızdır. Serbest muhasebeci mali müşavir olan davacıya, vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere ilişkin bilgileri ihtiva eden listeyi vergi dairesine vermemesi nedeniyle Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 355. maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere ilişkin bilgilerin davacı tarafından bir liste ile vergi dairesine verilmediği hususu ihtilafsızdır. Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 355. maddesinde, bu Kanun’ un 86, 148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan (kamu idare ve müesseselerinde bilgi vergi görevini yerine getirmeyen yöneticiler dahil) kişilere maddede belirtilen miktarlarda özel usulsüzlük cezası kesileceği, ikinci fıkrasında da bu hükmün uygulanabilmesi için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanun’ un ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu belirtilmiştir. Vergi levhalarını tasdik eden meslek mensuplarına, tasdike ilişkin bilgileri ilgili vergi dairelerine bir yazı ile bildirme yükümlülüğünü getiren ve buna uymayan meslek mensuplarına uygulanacak özel usulsüzlük cezasını belirten düzenleme Resmi Gazete’ de yayımlanmış olduğundan artık Tebliğ’ de belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda yaptırımının ne olacağının meslek mensuplarına ayrıca bir yazı ile bildirilmesine gerek bulunmamaktadır. Genel Tebliğ’ in 6. maddesinde de, yeni bir ceza öngörülmemiş, vergi levhasını tasdik ettikleri mükellefleri zamanında Vergi Dairesine bildirmeyen veya eksik bildiren meslek mensuplarının bu zorunluluğa uymamaları durumunda haklarında uygulanacak yasal müeyyidenin Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 355. maddesinde hükme bağlanan özel usulsüzlük cezası olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 355. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen Kanun’ un ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesinin şart olduğu hususu uyuşmazlık konusu Genel Tebliğ’ in Resmi Gazete’ de yayınlanmış olması nedeniyle yerine getirilmiş olduğundan davacı hakkında kesilen özel usulsüzlük cezasında anılan Kanun hükmüne aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davanın Genel Tebliğ’ e ilişkin kısmının reddine oybirliğiyle, özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının reddine oyçokluğuyla, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi(*) (*) KARŞI OY (X): 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ nun mükerrer 355. maddesinin birinci fıkrasında bu Kanunun 149. maddesinde yer alan zorunluluklara uyulmaması halinde özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüş olup, maddenin ikinci fıkrasında “Bu hükmün uygulanabilmesi için, bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi durumunda haklarında Kanun’ un ceza hükümlerinin uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak bildirilmesi şarttır.” denilmektedir. Anılan düzenlemeye göre özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için bilgi istenen kişiye, bilgi verilmemesi halinde uygulanacak müeyyideleri de içeren bir yazının tebliğ edilmesi şarttır. Böyle bir tebligatın yapılmadığı durumlarda ise ceza kesilebilmesine olanak yoktur. Söz konusu yükümlülüğün dava konusu Genel Tebliğ ile duyurulmuş olması ise Kanun’ da öngörülen şekil şartının yerine getirilmiş olması sonucunu doğurmaz. Olayda, davacının vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflerin listesini ilgili vergi dairesine vermemesi nedeniyle dava konusu ceza kesilmiş ise de, davacıya Kanunda öngörülen şekilde bir yazı tebliğ edilmediğinden Genel Tebliğ’ deki duyuruya dayanarak ceza kesilmesi Kanun’ a aykırı olduğundan, özel usulsüzlük cezasının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle kararın cezaya ilişkin kısmına katılmıyorum.
|