Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Çakışan Sigortalılık Halinin Yaşanacak Olumsuzlukları PDF Yazdır e-Posta
13 Mayıs 2011

Image

Bilindiği gibi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Sigortalılık Hallerinin Birleşmesi” başlıklı 53. maddesi, 6111 sayılı Kanun ile 01.03.2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değiştirilmiştir.

I- GİRİŞ

Daha önce, aynı sürelerde hem 5510/4-1-a kapsamında, hem de 5510/4-1-b kapsamında çalışması bulunan sigortalılar için önce başlayan sigortalılık statüsü esas alınırken, 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda, 01.03.2011 tarihinden itibaren 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılık statüsü esas alınır hale getirilmiştir.

5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılar, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca sunulan hizmetlerden 5510/4-1-b kapsamındaki sigortalılara göre çok daha kolay şartlarla ve daha erken sürelerde yararlandıklarından, 6111 sayılı Kanun ile yapılan bu değişiklikler kamuoyunda olumlu bir gelişme olarak kabul edilmiştir.

5510 sayılı Kanun’da yapılan bu değişiklikler olumlu etkilerinin yanı sıra gerek işverenler, gerek sigortalılar, gerekse Sosyal Güvenlik Kurumu açısından bazı farklı durumları da beraberinde getirdiğinden, bu yazımızda, 53. maddede yapılan değişikliklerin yansımaları irdelenecektir.

II- İŞVERENLER YÖNÜNDEN

5510 sayılı Kanun’un 53. maddesi 6111 sayılı Kanunla değiştirilmeden önce (28.02.2011 ve öncesinde), 5510/4-1-b kapsamında aktif sigortalılığı devam eden kişiler hizmet akdine istinaden çalışmaya başlasalar dahi, 5510/4-1-b kapsamındaki sigortalılıkları geçerli olduğundan, bu kişilerin 5510/4-1-a kapsamındaki hizmetleri ve kazançları Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmemekte idi.

6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda, aynı sürelerde hem 5510/4-1-b, hem de 5510/4-1-a kapsamında olan kişilerin 01.03.2011 tarihinden itibaren 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılık statüsü geçerli kabul edildiğinden, bu kişilerin 01.03.2011 tarihinden itibaren 5510/4-1-a kapsamındaki hizmetlerinin ve kazançlarının bildirilmesi durumu hasıl olmuştur. Dolayısıyla, 28.02.2011 ve öncesinde hem 5510/4-1-b kapsamında aktif sigortalı olan, hem de hizmet akdine istinaden çalışan sigortalıların, her iki kapsamdaki sigortalılıklarının 01.03.2011 tarihinden sonra da devam ediyor olması halinde, bu kişilerin 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılıklarına ilişkin 01.03.2011 tarihli sigortalı işe giriş bildirgelerinin en geç 28.02.2011 tarihi itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmiş olması gerekmekte idi.

Bu bağlamda, 6111 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde (Cuma günü) 1. mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanmış olduğu nazara alındığında, 28.02.2011 tarihi itibariyle söz konusu madde hükmünü bu şekilde yorumlayarak bahse konu sigortalılara ilişkin sigortalı işe giriş bildirgesini Sosyal Güvenlik Kurumu’na veren işveren sayısının yok denecek kadar az olduğu kanaatindeyiz.

Dolayısıyla, 01.03.2011 tarihi itibariyle hem 5510/4-1-b kapsamında aktif sigortalı olan, hem de hizmet akdine istinaden çalışan sigortalıların 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalı işe giriş bildirgelerinin 28.02.2011 veya öncesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmemiş olması nedeniyle, bu nitelikteki işverenler, her bir sigortalı başına 796,00 TL tutarında idari para cezası ile karşı karşıya kalacaklardır.

Söz konusu bildirgelerin verilmeyerek durumun denetim ve kontrolle görevli memurlarca tespit edilmiş olması halinde ise hem ceza tutarı iki katına çıkacak, hem de beş puanlık prim indiriminden, 4447 sayılı Kanun’un geçici 7. ve geçici 10. maddesinde öngörülen teşviklerden bir yıl süreyle yasaklı hale geleceklerdir. Kaldı ki, bahse konu sigortalılara ilişkin 2011/Mart ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin de en geç 23.04.2011 tarihine kadar verilmemesi halinde, ayrıca aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı da idari para cezasına maruz kalacaklardır.

III- SİGORTALILAR YÖNÜNDEN

5510 sayılı Kanun’un 53. maddesinin birinci fıkrasının yukarıda açıklandığı şekilde değiştirilmesine rağmen, anılan maddenin beşinci fıkrasında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

Beşinci fıkraya göre, aynı süreler içinde (talebi olmaksızın) hem 5510/4-1-b kapsamında, hem de 510/4-1-a kapsamında sigortalı sayılan kişilerin 5510/4-1-b kapsamındaki primlerini ödemiş olmalarına rağmen 5510/4-1-a kapsamındaki primlerinin ödenmemiş olması halinde, sigortalıların kendileri tarafından ödenen 5510/4-1-b kapsamındaki primler, işverenlerince ödenmesi gereken 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılık statüsünden kaynaklanan prim borçlarına aktarılacaktır.

Dolayısıyla, hizmet akdine istinaden çalışan ve sigortalı hissesine ilişkin prim tutarları ücretinden kesilmesine rağmen, işverenince Kuruma ödenmeyen sigortalıların bu defa 5510/4-1-b kapsamında ödemiş oldukları primler 5510/4-1-a kapsamındaki prim borçlarına aktarılacaktır. Başka bir ifade ile 5510/4-1-a kapsamındaki prim borçlarının ödeme yükümlüsünün işvereni olmasına rağmen söz konusu primlerin sigortalı tarafından karşılanması gibi bir durumla karşılaşılacaktır.

Durumu bir de işsizlik sigortası yönünden ele almak olaya farklı bir boyut kazandıracaktır. Şöyle ki, aynı süreler içinde hem 5510/4-1-a, hem de 5510/4-1-b kapsamında olan ve 01.03.2011 tarihinden itibaren 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılığı geçerli olan bir kişinin, işsizlik sigortasından yararlanmak için gerekli prim ödeme gün sayısına ulaştıktan sonra işten ayrılmasına rağmen 5510/4-1-b kapsamındaki sigortalılığı devam ettiği takdirde, 4447 sayılı Kanun’un 46. maddesinin ikinci fıkrasına göre işten ayrıldığı tarihten sonra 5510/4-1-b kapsamındaki sigortalılığı kendiliğinden başlayacağından işsizlik ödeneğinden yararlanmaları da mümkün olamayacaktır.

Bu durumda, işsizlik sigortasından yararlanması mümkün olamayan sigortalılardan işsizlik sigortası priminin kesilmesi doğru olmayacağından, 4447 sayılı Kanun’da işsizlik sigortası primi kesilmeyeceklerin açıklandığı “İşsizlik Sigortasının Amaç ve Kapsamı İle Yetkili, Görevli ve Sorumlu Kuruluşlar” başlıklı 46. maddesinin üçüncü fıkrasında da bu yönde değişiklik yapılması gerekecektir.

Yine, 5510/4-1-b kapsamında olan bir kişinin, hizmet akdine istinaden ancak kısmi zamanlı olarak çalışmaya başlaması halinde veya tam zamanlı olarak çalışmakla birlikte ay içindeki prim ödeme gün sayısının çeşitli nedenlerle 30 günden az olduğu durumlarda, ne şekilde işlem yapılacağı konusunun da açıklığa kavuşturulması icap etmektedir. Bu durumda 5510/4-1-a kapsamında eksik ödenen sürelere ilişkin primlerin her ay 5510/4-1-b kapsamında ödenip ödenemeyeceği, ödenecek ise eksik gün sayısı her ay için değişebileceğinden, aynı ay içinde kısmi tahakkuk yapılarak 5510/4-1-b kapsamında kısmi ödeme imkanının sağlanması gerekecektir.

IV- DİĞER HUSUSLAR

5510/4-1-b kapsamındaki sigortalıların genel sağlık sigortasından yararlanabilmeleri için, 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılardan farklı olarak, sağlık hizmeti sunucusuna başvurdukları tarihte 60 günden fazla prim ve prime ilişkin borçlarının bulunmaması ya da borçları bulunmakla birlikte bu borçlarının 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olması gerekmektedir.

Bu bağlamda, 5510/4-1-b kapsamında olan ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim borçları nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanamayan sigortalıların, hizmet akdine istinaden çalışmaya başlamaları ve işverenleri tarafından 30 gün genel sağlık sigortası bildiriminde bulunulması halinde, bu sigortalılar Kurum’ca sunulan sağlık hizmetlerinden yararlanabileceklerdir. Dolayısıyla, 5510/4-1-b kapsamında olmakla birlikte Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim borçları nedeniyle Kurum’ca sunulan sağlık hizmetlerinden yararlanamayan sigortalılar, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek amacıyla 30 günlük süre zarfında hizmet akdine istinaden çalışmayı tercih edecekleri gibi bu durum 5510/4-1-a kapsamında sahte sigortalı sayısının artmasına da neden olabilecektir.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde, sigortalının aynı zamanda işveren ise aylık prime esas kazancının, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamayacağı, aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas kazançlarının tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki fark primin 89. madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edileceği öngörülmüştür.

Haliyle, hem 5510/4-1-a, hem de 5510/4-1-b kapsamında olan ve 01.03.2011 tarihinden itibaren 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılığı geçerli olan bir kişinin, prime esas kazancı ile ilgili olarak, söz konusu Kanun’un 80. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde de değişiklik yapılması gerekebilecektir.

Öte yandan, halen yürürlükte olan bazı yasalarla, sigortalı çalıştıran işverenlerin ödemekle yükümlü oldukları sigorta primlerinin bir kısmı Hazine veya İşsizlik sigortası fonunca karşılanmaktadır. Daha önce çakışan hizmet süresi içinde 5510/4-1-a kapsamında ödenen primlerin 5510/4-1-b kapsamındaki hizmetlere aktarılması sırasında, eğer ki aktarım yapılacak sigortalıdan dolayı herhangi bir teşvik veya destekten yararlanılmış ise, teşvik tutarı hariç, işveren tarafından ödenen primler aktarılmakta idi. Dolayısıyla, 5510/4-1-b kapsamındaki sigortalıların ödemekle yükümlü oldukları primler için herhangi bir teşvik veya destekten istifade etmeleri mümkün bulunmamakta idi.

Ancak, 53. maddede yapılan bu düzenleme ile 5510/4-1-b kapsamında olan bir sigortalının hizmet akdine istinaden çalışmaya başlaması halinde, bu sigortalıların 5510/4-1-a kapsamındaki hizmetleri geçerli sayıldığından, 5510/4-1-a kapsamından 5510/4-1-b kapsamına aktarım yapılması gibi bir durum da kalmamıştır. Sonuçta, 5510/4-1-b kapsamında olan bir sigortalının hizmet akdine istinaden çalışmaya başlaması halinde, bu sigortalılardan dolayı ilgili Kanunlarda öngörülen teşvik ve desteklerden yararlanılması mümkün hale getirilmiştir.

Söz konusu teşvik ve desteklerden her ne kadar bu sigortalıları çalıştıran işverenler yararlansa da,  53. maddede yapılan bu düzenleme sonucunda, 5510/4-1-b kapsamında olan, ancak 5510/4-1-a kapsamında bildirim yapılan çok sayıda sahte sigortalı ile karşı karşıya kalınacağı, hatta 5510/4-1-b kapsamında olan sigortalıların 5510/4-1-a kapsamında bildirimlerini yapan kişilerin bir sektör halinde dönüşeceği aşikardır.

V- SONUÇ

Aynı sürelerde hem 5510/4-1-a kapsamında, hem de 5510/4-1-b kapsamında çalışması bulunan sigortalılar için 01.03.2011 tarihinden itibaren 5510/4-1-a kapsamındaki sigortalılık statüsünün esas alınması her ne kadar kamuoyunda olumlu bir şekilde karşılanmış ise de uygulamada yapılan bu değişiklik, önümüzdeki süreçte yaşanacak bir çok sorunları da beraberinde getirecektir.

İlgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılmadığı takdirde yaşanacak bu muhtemel sorunlar daha da artarak ileriki tarihlerde içinden çıkılmaz bir hal alabilecektir.

 

Hadi EYCE*

Yaklaşım

 

*     Sosyal Güvenlik Kurumu, Prim Tahsilat Daire Başkanlığı, Emeklilik Şube Müdürü