Yeni düzenlemeler ışığında vergi mahremiyeti |
05 Mayıs 2011 | |
Vergi mahremiyeti ile ilgili yasal düzenleme vergi Usul Kanunu ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da yer almıştır. Ancak son yıllarda teknoloji ve iletişim alanındaki hızlı gelişmelere de paralel olarak yeni yasal düzenlemeler yapılmıştır. Yeni Türk Ticaret Kanunu, Bilgi Edinme Hakkında 4982 Sayılı Kanun ve Elektronik Haberleşme Kanunu gibi kanunlarla yapılan düzenlemeler vergi mahremiyetimin yeniden ele alınması ihtiyacını doğurmuştur. Mevcut yasal düzenlemeler - VUK 5'inci maddesi, Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısıyla, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nefine (yararına) kullanamazlar; Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar; vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay da görevli olanlar; vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler; vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler. Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder. Ancak, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla gelir vergisi mükelleflerinin yıllık gelir vergisi, sermaye şirketlerinin kurumlar vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan gelir ve kurumlar vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerinin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır. Mükelleflerin vergi tarhına esas olan beyanları, kesinleşen vergi ve cezalan ile vadesi geçtiği halde ödenmemiş bulunan vergi ve ceza miktarları Maliye Bakanlığınca açıklanabilir. Maliye Bakanlığı bu yetkisini mahalline devredebilir. Ayrıca, kamu görevlilerince yapılan adli ve idarî soruşturmalar İle ilgili olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile bankalara, yapacakları vergi tahsiline yönelik bilgiler verilebilir. Bu bilgilerin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Malîye Bakanlığınca belirlenir. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenledikleri veya kullandıkları vergi inceleme raporuyla tespit olunanların, kanunla kurulmuş mesleki kuruluşlarına ve 3568 sayılı Kanunla kurulan birlik ve meslek odalarına bildirilmesi vergi mahremiyetini ihlal sayılmaz. Bu takdirde kendilerine bilgi verilen kişi ve kurumlar da bu maddede yazılı yasaklara uymak zorundadırlar. Maliye Bakanlığı bilgilerin açıklanmasıyla ilgili usulleri belirlemeye yetkilidir. Gelir vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) (l) ile sermaye şirketleri her yıl mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı almak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığı'nca belli edilir. Açıklanan bu bilgiler ele alınarak mükelleflerin haysiyet, şeref ve haklarına tecavüz edilemez. - Amme Alacakları Kanunu 107'nci madde: Bu kanunun tatbikinde vazifeli bulunan kimseler, bu vazifeleri dolayısıyla amme borçlusunun ve onunla ilgili kimselerin şahıslarına, mesleklerine, işlerine, muamele ve hesap durumlarına ait öğrendikleri sırlarla, gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa ettikleri takdirde Türk Ceza Kanunu'nun 239'uncu maddesine göre cezalandırılır. Bu kanunun 41'inci maddesine göre amme alacağını tahsil yetkisi verilen kuruluşlara, yapacakları tahsile yönelik bilgilerin ve 22/A maddesine göre borcun olmadığına dair belgeyi arama zorunluluğu getirilen kurum ve kuruluşlara, ödeme ve işleme taraf olanlara ilişkin borç bilgilerinin verilmesi sırrın ifşası sayılmaz; bu kurum ve kuruluşlarda vazifeli bulunan kimseler edindikleri bilgileri ifşa ettikleri takdirde birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılırlar. 4982 Sayılı Kanun ve bilgi edinme hakkı Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün gereklerinden olan bilgi edinme hakkı ülke yönetimlerini halkın denetimine açmak ve şeffaflığı sağlamak suretiyle devlete karşı duyulan kamu güvenini artırmada etkili olan vazgeçilmez temel haklardan biridir. Ancak bilgi edinme hakkı da sınırsız değildir. Kişilerin, vergi mükelleflerinin mali bilgileri gibi. İş ortamının güven içinde olması yanında, devletin vergi güvenliğinin sağlanması bakımından bazı bilgilerin bilgi edinme hakkının sınırlandırılması gerekli görülmektedir. Ancak sınırın nasıl belirleneceği de önemlidir. Bilgi edinme hakkı Ülkemizde, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkım kullanmalarını kolaylaştırmak üzere 4982 Sayılı Kanun TBMM'de kabul edilmiştir. Bu kanuna göre tüm kurum ve kuruluşların kişilerin bilgi edinme haklarım kullanmaları konusunda kendilerine yapılan başvurulara cevap vermeleri, bilgi ve belgelere erişimde gereken yardım ve kolaylıkları sağlamaları gerekmektedir. Günümüzde, bilgi edinme hakkı temel hak ve özgürlükler arasında sayılmaktadır. Ancak kişiler ile devlet arasındaki bu süreçte birbirini karşılıklı olarak besleyen ve destekleyen iki yön bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla kamu kurum ve kuruluşlarına karşı bilgi verme ödevlerini yerine getirme, sonrasında da gizlilik ve mahremiyet hariç, kişilerin bilgi edinme haklarını özgürce, ,her hangi bir engelleme ile karşılaşmaksızın kullanabilme olarak karşımıza çıkar. Bilgi edindirme hakkı ve vergi mahremiyeti İş ortamının güven içinde olmasının önemi göz önünde tutularak, 1950 yılından itibaren Vergi Usul Kanunu'nda vergi mahremiyetine yer verilmiştir. Gerek verginin tarh, tahakkuk ve tahsil aşamasında gerekse vergi incelemeleri ve yoklamalar sırasında vergi kanunlarının uygulamasında görev alan kişilerin, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine ilişkin olmak üzere öğrendikleri sırlan veya gizli kalması gereken diğer hususları açıklamaları veya üçüncü kişiler menfaatine kullanmaları, yukarıda belirttiğimiz, kanuni müeyyideye bağlanarak yasaklanmıştır. Bu yasak bu kişiler görevlerinden ayrılsalar dahi devam edecektir. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyet alanlarına ilişkin bilgilerin ne şeklide verileceğine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Dolayısıyla vergi mahremiyeti kapsamına girecek bilgilerin temin edilebileceği tüm kurum ve kuruluşları da kapsar. Maliye Bakanlığı, vergi daireleri ile ilgili diğer tüm kurum ve kuruluşlar. Kanunda belirtilen istisnalar dışında kapsamda yer alan tüm kamu kurum ve kuruluşları, her türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru bir şekilde sonuçlandırmak üzere idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Acaba vergi mahremiyeti kapsamında talep edilecek bilgi ve belge yönünden kanun koyucu herhangi bir sınırlama öngörmüş müdür?Kanunda yer alan sınırlayıcı maddeler bu konuyu da kapsarmı - Soruları akla gelmektedir. Kanunda bu soruya doğrudan doğruya vergi mahremiyeti kapsamında istenilen bilgiler, kapsam dışındadır şeklinde yanıt veren bir hükme rastlanılmamaktadır. Söz konusu soruya yanıt verebilmek için kanunun "Gizli bilgileri ayırarak bilgi ve belge verme" başlıklı 9. maddesinin "Özel hayatın gizliliği" başlıklı 21. maddesinin ve son olarak "Ticari sır" başlıklı 23. maddesinin ilgili maddelerdir.. 9. madde uyarınca açıklık kural gizlilik istisna olduğundan istenen bilgi ve belgelerde gizlilik dereceli veya kanunlarında açıklanması yasaklanan bilgiler ile açıklanabilir nitelikte olanların birlikte bulunması ve bunlar birbirinden ayrılabiliyor olması halinde gizli bilgiler çıkartılarak ilgilisine verilecektir. Bu maddenin lafzından da anlaşılacağı üzere açıklanması yasaklanan bilgiler kanun kapsamına girmemektedir. VUK'un 5'inci maddesinde vergi mahremiyeti çerçevesinde öğrenilen bilgilerin paylaşılması yasak olduğu için bilgi edinme hakkı kapsamında bu yönde gelen taleplerin VUK'un 5'inci maddesine atıfta bulunmak suretiyle reddedilmek durumundadır. Bilgi Edinme Hakkı Kanunun 21'inci maddesi, ilgili kişinin izin verdiği haller dışında mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgelerin kanun kapsamı dışında olduğunu belirtmiştir. Bu hükümden de yola çıkmak suretiyle vergisel bilgilerin kamuya açık bir şekilde paylaşılması ilgili kişinin hem mesleki, hem ekonomik çıkarlarına haksız müdahale olarak kabul edilebilir. Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK http://www.dunya.com/akif-akarca--drmehmet-safak_64_0_yazar.html |