Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
İkale sözleşmelerinde vergilendirme PDF Yazdır e-Posta
18 Mayıs 2011

Image

İkale, tarafların ortak iradesi ile kurulan sözleşmenin aynı yolla yürürlükten kaldırılmasını ifade eden hukuki terimdir. Diğer özel hukuk sözleşmeleri gibi iş sözleşmesinin de ikale ile yürürlükten kaldırılması mümkündür.

Ancak iş hukukunun özellikle işçiyi korumaya yönelmesi nedeniyle is sözleşmesinin ikale yolu ile sona erdirilmesinde kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi bazı haklarının ikale yoluyla sona erme halinde de teminat altına alınması gerekmektedir. İş sözleşmesinin bu yolla sona erdirilmesi, iş güvencesine veya iş sözleşmesinin feshine ilişkin kuralları da etkisiz bırakmak amacıyla kullanılabilecek niteliktedir.

İşçi ve işveren iradelerinin fesih konusunda birleşmesi, bir tarafın feshi niteliğinde değildir. İş Kanunu'nda bu fesih türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren bir açıklamanın (icap) ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. Sona erdirme sözleşmesi ile sözleşmenin sona erdirilmesinde iş güvencesi hükümleri uygulanmaz. Gerçekten, tarafların anlaşması ile sözleşmenin sona erdirilmesinde fesih işlemi bulunmadığından feshe ilişkin hüküm ve sonuçlar uygulanmaz. Bunun sonucunda ihbar önelleri, buna uymamanın sonucu olarak ihbar tazminatı, kıdem tazminatı uygulama alanı bulmadığı gibi, iş güvencesi hükümleri de uygulanmaz.

Tarafların ikale (bozma) sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmaları da mümkündür.

İkale (bozma) sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, iş güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanamayacak, işsizlik sigortasından da yararlanamayacaktır. Tarafların bozma sözleşmesi yapması konusunda makul yararının olup olmadığının da irdelenmesi gerekir. Makul yarar ölçütü, bozma sözleşmesi yapma konusunda icabın işçiden gelmesi ile işverenden gelmesi ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak ele alınmalıdır.

GVK'nın 25/7. maddesi gereğince, 1475 Sayılı eski İş Kanunu ve 854 Sayılı Deniz İş Kanunu'na göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 Sayılı Basın İş Kanunu'na göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları, gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.

Buna göre, İş Kanunu ve Deniz İş Kanunu'na göre ödenen kıdem tazminatından gelir vergisi kesilmez. Basın İş Kanunu'na göre ödenen kıdem tazminatının ise 24 aylığı aşmayan miktarı vergi dışıdır. İşveren, ücretliye para ve parayla ölçülebilir tüm ödemeleri hesaba katarak kıdem tazminatı ödemesi gerekir. Ancak bu tazminatın sadece hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan kısmı istisna kapsamındadır. Aşan kısım ise ücret olarak değerlendirilip vergiye tabi tutulacaktır. Bu nedenle, 5953 Sayılı Basın İş Kanunu'na göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşan kısmı vergi kesintisine tabi tutulacaktır.

İş Kanunu'nda öngörülen tutarı ve şartları aşan kıdem tazminatı ödemelerinin geri alınması söz konusu olmayacağından istisna tutarını aşan fazla ödemelerin ücret olarak vergilendirilmesi gereği bulunmaktadır. Ayrıca, Kanun'da gösterilen haller dışında, kendi isteğiyle işten ayrılan ücretliye işverenin rızaen ödediği tazminat ve benzeri ödemelerin tamamının vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

İşverenle işçiler arasında karşılıklı anlaşmalı olarak yapılacak "ikale sözleşmesi" (bozma sözleşmesi) neticesinde ödenen kıdem tazminatı eski İş Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen kıdem tazminatı kapsamına girmemektedir. Bu nedenle GVK'nın 25/7. maddesine göre vergiden istisna edilmesi mümkün değildir. Anlaşmalı olarak yapılan ikale sözleşmesiyle verilen kıdem tazminatlarının ücret olarak değerlendirilerek GVK'nın 61, 94, 103 ve 104. maddeleri gereğince tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

İVDB'nin bir özelgesinde (İVDB'nin 03.06.2008 tarih ve 12268 sayılı Özelgesi); işçiyle işveren arasında karşılıklı anlaşmalı olarak yapılacak ikale sözleşmesi neticesinde ödenen kıdem tazminatının eski İş Kanunu'nun 14. maddesinde tanımı yapılan kıdem tazminatı kapsamına girmediği belirtilerek GVK'nın 25/7. maddesine göre vergiden istisna edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle, anlaşmalı olarak yapılan ikale sözleşmesiyle verilen kıdem tazminatlarının ücret olarak değerlendirilerek GVK'nın 61, 94, 103 ve 104. maddeleri gereğince tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İbrahim Işıklı

http://www.dunya.com/ibrahim-isikli_62_0_yazar.html