Günümüzde vergi mükellefleri ve vergi sorumluları nezdinde yapılan vergi incelemelerinde, bir standardı yakalamak ve inceleme sürelerini kısaltmak için Maliye Bakanlığı’nca (Gelir İdaresi Başkanlığı) çalışmalar yapılmaktadır.
I- GİRİŞ Bu kapsamda 6009 sayılı Kanun ile en son yayımlanan “Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” gereğince işe başlama ve incelemeye başlama süreleri ile tam inceleme ve sınırlı inceleme tanımları yapılarak uygulamada birlik sağlanmaya çalışılmıştır. II- İŞE BAŞLAMA/İNCELEMEYE BAŞLAMA 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 134. maddesinde vergi incelemesinin tanımı yapılmıştır. “Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.” Vergi incelemesinde işe başlama, mükellefin kendisine veya bulunduğu sektöre yönelik olarak yapılan her türlü araştırma, inceleme, bilgi isteme ve yazışma gibi faaliyetleri kapsar. İşe başlama daha çok mükellef hakkında bilgi toplama, mükellefi tanıma ve incelemeden önceki ön hazırlığı oluşturur. Ayrıca inceleme görevinin verilmesinden itibaren en geç on gün içinde işe başlanması gerekir. Vergi incelemesine başlamadan maksadın ne olduğu hem Vergi Usul Kanunu’nda hem de ilgili Yönetmelikte tam olarak açıklanmamıştır. Sadece Yönetmeliğin 9. maddesinin ikinci bendinde bir açıklama yapılmıştır. “Vergi incelemesine incelemeye tabi olan nezdinde tanzim olunacak İncelemeye Başlama Tutanağı ile başlanır. Düzenlenen tutanağın bir örneği nezdinde inceleme yapılana teslim edilir. Tutanağın bir örneği inceleme elemanının bağlı bulunduğu birime, bir örneği ise mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine gönderilir.” Vergi incelemesine başlama hakkında genelde vergi affı ya da matrah artırımı öngören özel kanunlarda bir açıklama görmekteyiz. 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 8 numaralı bendinde konuya açıklık getirilmiştir. “… İncelemeye başlama bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce mükellefler nezdinde; vergi incelemesine başlanıldığı hususunun bir tutanağa bağlanması, vergi incelemesi yapılmak üzere mükellefin yazı ile davet edilmesi, kanuni defter ve belgeleri isteme yazısının tebliğ edilmiş olması, matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da kanuni defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması hallerini kapsar.”Ayrıca 3787 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Tahsilatının Hızlandırılması ve Matrah Artırımı Hakkında Kanun’un 4. maddesi ve 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’nun 5. maddesinde de aynı açıklamayı görmekteyiz. Her üç Kanun’da da yapılan aynı tanımlama bu Kanunlara atfedilerek yapılmış olmasına karşın kanaatimizce incelemeye başlamadan maksadın bu kanunda sayılan hallerin gerçekleşmiş olması yeterli olacaktır. İncelemeye başlama hallerinden sonra incelemeye başlama tarihi de anılan Yönetmelikte açıklanmıştır. İncelemeye başlama tarihi, mükellefin tutanağı imzaladığı tarih; tutanakta mükellefin imzasının bulunmaması halinde ise tutanağın vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihtir. Bu durumda incelemeye başlama tutanağının bir örneği ayrıca mükellefin bilinen adresine vergi dairesince gönderilir. Vergi incelemesine, inceleme görevinin verilmesinden itibaren en geç otuz gün içinde başlanması gerekmektedir. Burada dikkat edilecek husus, işe başlama süresinin incelemeye başlama süresine dahil olup olmadığıdır. İşe başlama süresi de “inceleme görevinin verilmesinden itibaren” başladığından incelemeye başlama, işe başlamadan itibaren en geç 20 gün içinde yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla vergi incelemesine başlama süresi, işe başlama süresini de kapsamaktadır. III- TAM İNCELEME/SINIRLI İNCELEME Vergi Usul Kanunu’nda bugüne kadar birçok değişiklik yapılmış olmasına karşın inceleme hükümlerinde 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunu ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a kadar bir değişiklik yapılmamıştır. Bu kanunla yapılan değişiklikten sonra ilk kez incelemenin tam ve sınırlı olarak ayrıldığını ve tam incelemenin bir yıl, sınırlı incelemenin altı ay içinde bitirilmesi gerektiğini 140. maddenin 6. bendinde görmekteyiz. Bu Kanun ilk kez tam ve sınırlı incelemeden bahsetmesine karşın bu inceleme çeşitlerinin tanımları yapılmamıştır. Bunların tanımlarını da ilgili Yönetmelikte görmekteyiz. Tam İnceleme, “Bir mükellef hakkında, bir vergi türü itibariyle bir veya birden fazla vergilendirme dönemine ilişkin her türlü iş ve işlemlerinin bütün matrah unsurlarını içerecek şekilde yapılmasıdır.” Tanımdan da anlaşılacağı gibi, tam inceleme çok geniş bir alanı kaplamış ve mükellefin bütün mali iş ve işlemlerini içine alan bir inceleme türü olarak karşımıza çıkmıştır. Tam inceleme, incelemeye başlanıldığı tarihten itibaren en geç bir yıl içinde bitirilmesi gerekmektedir. Sınırlı İnceleme, “Tam inceleme dışında kalan vergi incelemesi” olarak tanımlanmıştır. İnceleme sınırlı olmasına karşın tanımda çok genel bir ifade kullanılmıştır. Sınırlı inceleme, incelemeye başlanıldığı tarihten itibaren en fazla altı ay içinde bitirilmesi gerekmektedir. Sınırlı inceleme sonradan ortaya çıkan durumlar nedeniyle tam incelemeye dönüşmesi halinde inceleme süresi, sınırlı incelemeye başlanan tarih itibariyle hesaplanır. Tam ve sınırlı incelemenin belirlenen süreler içerisinde bitirilemeyeceği anlaşılırsa, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, gerekçeli bir yazı ile bağlı oldukları inceleme ve denetim biriminden, inceleme süresinin bitiminden en geç on gün önce, ek süre talep edebilirler. Ek süre talebi ilgili inceleme ve denetim birimi tarafından değerlendirildikten sonra altı ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu noktada altı aylık ek süre verilmesinde tam inceleme, sınırlı inceleme ayrımı yapılmadığından iki inceleme türü içinde altı aylık sürenin geçerli olduğu düşünülmektedir. Anılan Yönetmeliğin 23. maddesinin beşinci fıkrasında “İnceleme görevinin başka bir inceleme elemanına devredilmesinin gerektiği hallerde, inceleme kalan süre içinde tamamlanır.” denilmiştir. Bu açıklamada, devredilen bir incelemenin hangi süre içerisinde bitirileceğine işaret edilmiştir. Ancak uygulamada bu husus bazı sakıncaları ve tartışmaları beraberinde getirmiştir. İnceleme elemanının çeşitli sebeplerle incelemeyi başka bir inceleme elemanına devretmesi durumunda, yeni inceleme elemanı inceleme hakkında gerekli araştırmaları yapıp konuya hakim olana kadar zaten belli bir süre geçmektedir. Bu süreçte verilen inceleme süresinin bitmesi ya da az kalması halinde inceleme sıkıntıya girebilir. Kanaatimizce inceleme görevinin başka bir inceleme elemanına devredilmesi halinde inceleme sürecinin yeniden başlaması daha uygun olacaktır. Böylelikle inceleme elemanı incelemeyi daha geniş bir zamanda ve konuya hakim olarak gerçekleştirmiş olacaktır. IV- SONUÇ Vergi Usul Kanunu’nun 140. maddesinde, 6009 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra yayımlanan “Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” vergi incelemelerinde önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Vergi incelemelerinde ilk kez tam inceleme/sınırlı inceleme ayrımına gidilerek, inceleme türü ve süreleri net bir şekilde belirlenmiştir. Ayrıca incelemelerde işe başlama, incelemeye başlama süreleri belirtilerek incelemelerin kısa zamanda bitirilmesi için yasal alt yapı oluşturulmuştur. Son zamanlarda mevzuatta yapılan yeni düzenlemeler vergi incelemelerine bir standart getirmekte ve incelemelerin mükellef odaklı olarak mevzuata uygun, kısa zamanda bitirilmesi hedeflenmektedir. Rızkullah ÇETİN Yaklaşım |