Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
'Haksız çıkma vergisi' yasal PDF Yazdır e-Posta
22 Mayıs 2011

Image

Yaşamın her alanında çeşitli vergilerle karşılaşıyoruz. 'Haksız çıkma vergisi' de bunlardan birisi.

Aslında bu ismi taşıyan bir vergi yok. Tahsil aşamasında bulunan bir vergi dava konusu edilip dava kaybedildiğinde verginin yüzde 10 zamlı ödenmesi gerekiyor. Literatürde 'haksız çıkma zammı' olarak bilinen bu fazla ödeme, başta vergiler olmak üzere 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren bütün kamu alacakları için geçerli.

YASAL DÜZENLEME
Haksız çıkma zammı, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde düzenlenmiş olup, söz konusu maddeye göre;

'Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.

Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.
İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı yüzde 10 zamla tahsil edilir.'

ANAYASAYA AYKIRILIK İDDİASI
Yasal düzenlemeden de anlaşılacağı gibi, haksız çıkılması halinde ödeme emrine yapılan itirazın oldukça ciddi sonuçları ortaya çıkabiliyor. Mevcut düzenlemenin hak arama özgürlüğüyle bağdaşmadığı ve hukuk devleti ilkesi açısından da sorunlu olduğu, geçmişte çeşitli platformlarda dile getirilmişti.

Tahsilat aşamasındaki uyuşmazlıklarda, dava açılması işlemlerin yürütülmesini kendiliğinden durdurmuyor.

Dahası, alacak için aylık yüzde 1,40 oranında gecikme zammı uygulanıyor. Ayrıca, borçlunun mal kaçırmasını ve ivazsız tasarruflarda bulunmasını engelleyen pek çok düzenleme de var. Dolayısıyla, bu düzenlemenin anayasa ile güvence altına alınmış hak ve özgürlükler bakımından sakıncaları olduğu anlaşılıyor. İşte bu noktadan hareketle bazı vergi mahkemeleri bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne taşıdılar.

AYKIRILIK YOK
Anayasa Mahkemesi, 14.05.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan E: 2009/83, K: 2011/29 sayılı kararıyla düzenlemenin anayasaya aykırı olmadığına 'oybirliğiyle' karar verdi. Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde şu ifadeler dikkat çekici:

'İtiraz konusu kural ile ödeme emrine karşı itirazın reddi durumunda haksız çıkma tazminatı koşulu bulunmakla birlikte idarenin yapmış olduğu işlemler yargı denetimi kapsamındadır. Kamu borçlusu ödeme emrinin tebliğinden önce kamu alacağının esası hakkında yargı yoluna başvurabileceği gibi, itiraz konusu kural ile ödeme emrinin tebliğinden sonra da tahsile ilişkin olarak dava açabilme olanağına sahiptir. Ayrıca, kişilerin davacı veya davalı olarak, yargı mercileri önünde sahip oldukları anayasal haklar engellenmemiş;

idari bir işlem niteliğinde olan kamu alacağı ile ilgili ödeme emrine karşı yargı yolu kapatılmamış;
mahkemeler, bu işlemlerle ilgili açılmış olan davaları inceleyerek gerekli kararları vermekten alıkonulmamıştır.

Bu nedenle kuralın hak arama özgürlüğünü engelleyen bir yönü bulunmamaktadır.'

Gerekçesinden de görüleceği gibi karar, daha önceki aşamalarda (örneğin vergi/ceza ihbarnamesi tebliği sonrası) bu hakkın kullanıldığı veya kullanılabileceği kabullenmesine dayalı. Tebligatın usulsüz olması dışındaki durumlar için geçerli olan bu kabullenmeye genel olarak katıldığımızı belirtmek isteriz. Bundan böyle, kamu borçlularının ödeme emrine karşı dava açmadan önce bir kez daha düşünmelerinde yarar var.

Metin Taş/Sezgin Özcan/Akşam