Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak-Vergi borcu nedeniyle yurtdışına çıkış yasağı kaldırılıyor mu? (27.12. |
27 Aralık 2007 | |
Devlet vergi alacakları başta olmak üzere kamu alacaklarının korunması ve tahsilini sağlamak üzere 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve diğer bazı kanunlarda yer alan tedbirlere başvurmaktadır. Yurtdışına çıkış yasağı uygulaması da bu tedbirlerden biridir. Uygulama uzun süreden bu yana devam etmektedir. Ancak Anayasa Mahkemesi 08/12/2007 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kararla yurtdışına çıkış yasağı uygulamasına esas olan yasal düzenlemeleri iptal etmiş, yeni düzenlemeler yapılabilmesi için 6 aylık süre belirlemiştir. Yurtdışına çıkış yasağı ve mevcut uygulama Yurtdışına çıkış yasağı, vergileme ile ilgili bir konu olmakla beraber, yasal düzenleme vergi kanunlarında yer almamaktadır. 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun "Pasaport ve Vesika verilmesi Yasak Olan Haller" başlıklı bölümde, kanunun 22.maddesinde düzenlemeye yer verilmiştir. Maddede vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilmeyeceği, verilmişse geri alınacağı, bunların yurtdışına çıkışlarının engelleneceği yönünde hüküm yer almaktadır. Vergi borcu nedeniyle yurtdışına çıkış yasağı konulmasına imkan veren bu hükümle, mükelleflerin vergi ödeme yükümlülüklerini zamanında yerine getirmelerinin sağlanması, kamu alacağının tahsilinin güvence altına alınması ve tahsilatın hızlandırılması amaçlanmaktadır. İdare, vergiden borçlu tabirinin 6183 sayılı kanunun 1. maddesinde yer alan kamu alacaklarından borçlu olanları kapsadığı görüşündedir. Vergi borcu tabirinden de kamu alacağı anlaşılmaktadır. Yasak konulmasını gerektiren borçlar Yurt dışına çıkış yasağı getirilebilecek kamu alacağı kesinleşmiş alacak niteliğinde olmalı ve belli bir tutarın üstünde olmalıdır. Yurtdışına çıkış yasağı konulmasını gerektiren amme alacağı tutarı, 25 bin lira ve üzeridir. Bu tutarın altında borcu bulunan şahıslar hakkında tahsil dairelerince yurtdışına çıkış yasağı uygulanmayacaktır. Ayrıca, borçludan aranılan amme alacağının, yurtdışına çıkış yasağı konulmasını gerektirip gerektirmediğinin tespitinde aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulmaktadır. - Kesinleştiği halde ödenmemiş olan ve varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamasına konu amme alacakları toplamı dikkate alınacaktır. - yurtdışına çıkış yasağı uygulanabilmesi için yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen bir borcun bulunması ve borcun teminat altına alınmamış olması gerekmektedir. Yurtdışı çıkış yasağı uygulanmayacak kamu alacakları - Tarhiyat safhasında olan veya tarhiyata ilişkin olarak yaratılan ihtilaflar nedeniyle kesinleşmemiş olan amme alacakları, - 6183 sayılı kanunun 48. maddesi uyarınca tecil edilmesi nedeniyle yada sair nedenlerle teminat altına alınan alacaklar, - İlgili mevzuat gereğince istenilen belgelerin borçlu tarafından tam ve eksiksiz olarak tahsil dairesine ibraz edilmiş olması koşuluyla mahsuben iadesi talep edilen tutarlar, - Cebri takip sonucu haczedilen malların değeri kadar borç tutarı için çıkış yasağı söz konusu olmayacaktır. Ayrıca tutarına bakılmaksızın 6183 sayılı kanunun 75. maddesi uyarınca aciz halinde olduğu tespit edilen borçlulardan aranılan ve aciz fişine bağlanan amme alacakları için yurtdışına çıkış yasağı uygulanmayacaktır. Bunun yanı sıra, haklarında iflas kararı bulunan borçlular için de yurtdışına çıkış yasağı uygulanmayacaktır. Ancak, haklarında iflas kararı bulunan tüzel kişilerin borçlarından sorumlu olan kişilerin şahsi iflas kararları söz konusu olmadığı müddetçe bu kişiler hakkında yurtdışına çıkış yasağı uygulanabilecektir. Yurtdışı çıkış yasağı taleplerinin emniyet makamlarına ve borçlularına bildirilmesi Emniyet makamlarına yapılacak bildirimlerde; borçlunun adı soyadı, TC kimlik/vergi kimlik numarası, doğum yeri ve tarihi, ana ve baba adı, nüfusa kayıtlı olduğu yer, iş ve ikametgah adresleri, borcun mahiyeti ve tutarı, yılı, türü ve vadesinin eksiksiz olarak yer alması zorunludur. 6183 sayılı kanun (1) Seri Nolu Tahsilat Tebliği'ne göre kamu borcu dolayısıyla, yurtdışına çıkış yasağı konulmak üzere isimleri emniyet makamlarına bildirilmek durumunda kalınan kişilere keyfiyet ayrı bir yazı ile derhal bildirilecektir. Bu yazıda; borcun mahiyeti, yılı, tutarı, vadesi ve ne şekilde tasfiye olunabileceği, yurtdışına çıkış yasağının kaldırılabilmesi için ne gibi işlemler yapılması gerektiği açıkça belirtilmek suretiyle borçluların bu konuda bilgilendirilmeleri ve dolayısıyla da amme alacağının tahsilinin çabuklaştırılması sağlanmaya çalışılacaktır. Yasak uygulanmayacak özel haller Yurtdışına çıkış yasağı uygulanan ancak faaliyet konuları gereği, tedavi amacı ve benzeri zaruri nedenlerle yurtdışına çıkmaları gerektiği halde borçlarına karşılık yeterli teminat gösteremedikleri için yurtdışına çıkış yasağı kaldırılmayan bazı borçluların karşılaştıkları olumsuz sonuçlarının önlenmesi açısından bazı kolaylıklar getirilmiştir. Bu durumda bulunan borçluların taleplerinin, tahsil dairesi yöneticisi başkanlığında (vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında vergi dairesi başkanı, yetki devri halinde ilgili grup müdürü/müdür, vergi dairesi müdürlüklerinde vergi dairesi müdürleri, malmüdürlüklerinde malmüdürleri) ilgili bölüm (vergilendirme ve tahsilat/kovuşturma) yöneticileriyle birlikte değerlendirilmesi yoluna gidilmektedir. Bu değerlendirmede; Borçlunun öteden beri borç ödeme konusunda iyi niyetli olup olmadığı hususu da dikkate alınarak, yurtdışına çıkış yasağı uygulamasının, borçlunun ileride doğabilecek borç ödeme kabiliyetini olumsuz etkileyebileceği veya tedavi olanaklarını kaybetmesine neden olabileceği, yurtdışına çıkışın amme alacağının takip ve tahsilini olumsuz etkilemeyeceği, kanaatine varılması halinde, borca yetecek miktarda teminat gösterilmese dahi borçluların içinde bulundukları bu tür durumlar nedeniyle yurtdışına çıkışlarına izin verilmesi mümkün bulunmaktadır. Yurtdışına çıkış yasağının, tüzel kişiliğin borçlarından dolayı birden fazla kanuni temsilcisi hakkında uygulanmış olması halinde, yasağın kaldırılması için yukarıda belirtilen gerekçelerle yapılacak taleplerin de aynı şekilde değerlendirilmesi, ancak en az bir kanuni temsilci hakkında bu yasak devam ettirilmektedir. Ancak, tüzel kişiliğin kanuni temsil yetkisinin bir kişiye verilmiş olması halinde, söz konusu kişi hakkında yasağın kaldırılmasına yönelik talebin de yukarıda yapılan açıklamalara göre değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır. Anayasa Mahkemesi iptal kararı ve yeni durum Kesinleşmiş vergi alacakları ve diğer bazı kamu alacaklarının tahsilini sağlamak üzere uygulanan yurtdışına çıkış yasağının özgürlükleri sınırladığı ve bu uygulamanın ülkenin ekonomik çıkarlarını zedelediği, uluslararası ticari ilişkilere zarar verdiği, bu yaptırımın sağlanacak yararla oranlılık ilkesine uygun olmadığı yolundaki görüşler toplumda uzun süre tartışılmıştır. Bu nedenlerle yasağın tamamen kaldırılması ve kamu alacaklarının tahsilinde etkili yeni yollar bulunması istenmiştir. Hakkında yurtdışına çıkış yasağı konulan kişilerce konu mahkemelere intikal ettirilmiştir. Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ve İstanbul 2. İdare Mahkemesi, yapılan başvurular da ileri sürülen Anayasa'ya aykırılık iddialarını haklı bularak konuyu Anayasa Mahkemesi'ne intikal ettirmişlerdir. Anayasa Mahkemesi'nde itirazlar görüşülmüş ve 18/10/2007 tarihinde esas; 2007/4, karar: 2007/81 sayılı karar ile konu karara bağlanmıştır. Bu karar 08/12/2007 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Uygulama esasları yukarıda açıklanan ve uzunca bir süredir Pasaport Kanunu'na dayanılarak yapılan vergi borcu bulunanların yurtdışına çıkışlarının engellenmesi uygulaması, Anayasa Mahkemesi'nin 18/10/2007 tarihli toplantısında alınan karar ile iptal edilmiş bulunmaktadır. Yüksek Mahkeme, İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin konuyla ilgili olarak yaptığı başvuruları görüştüğü toplantıda, Pasaport Kanunu'nun 3463 sayılı yasa ile değiştirilen 22. maddesinin birinci fıkrasındaki "...vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere..." hükmünün, Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline karar vermiştir. Söz konusu kararla, Pasaport Kanunu'nun yukarıda anılan 22. maddesinde yer alan ibarenin yanı sıra, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 15. maddesinin, 12/05/2001 günlü, 4672 sayılı yasa ile değiştirilen (3) numaralı fıkrasının "5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun 22. maddesi hükümleri, fonun talebi üzerine fona borçlu olanlar ile tüzel kişi borçluların kanuni temsilcileri hakkında da uygulanır" biçimindeki cümlesinin, 5020 sayılı yasanın 27. maddesiyle eklenen ek 5. maddesinde yer alan "tedbir" sözcüğünün, söz konusu madde kapsamındaki bankalar tarafından uygulanan yurtdışına çıkış yasağı yönünden, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun geçici 13. maddesinin "...tüzel kişilerin kanuni temsilcileri ile borçlu veya borla diğer ilgililerin yurtdışına çıkmasını yasaklama..." bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline hükmedilmiştir. Kararda Anayasa'nın 13 ve 23. maddesi hükümleri belirleyici olmuştur. Anayasa'nın 13. maddesinde, temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın, yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak sınırlanabileceği bu sınırlamanın Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Yurtdışına çıkma özgürlüğü sadece Anayasa'nın 23. maddesinde sayılan özel sınırlama nedenlerine bağlı olarak sınırlandırılabilecektir. 23. maddede yurtdışına çıkma yasağıyla ilgili sınırlama nedenleri vatandaşlık ödevi ve ceza soruşturması veya kovuşturması olarak gösterilmiştir. Anayasa'da sınırlama nedenlerinin sayılarak belirlenmiş olması, yasa koyucunun bunlar dışında kalan bir nedenle yurtdışına çıkma özgürlüğünün sınırlanması sonucunu doğuracak düzenlemeler yapamayacağını göstermektedir. Vatandaşlık ödevi kapsamında olmayan kamu alacaklarının tahsili amacıyla, borçlular hakkında yurtdışına çıkış yasağı konulması, Anayasa'nın 23. maddesinin güvence altına aldığı yurtdışına çıkma özgürlüğü alanına yapılmış açık bir müdahale niteliğindedir. Böyle bir sınırlamanın Anayasa'nın ilgili maddesinde belirtilen sınırlama nedenlerinden birine dayandırılmış olması gerekir. Ancak, itiraz konusu kurallar Anayasa'nın 23. maddesinde belirtilen sınırlama nedenlerinden herhangi birine dayanmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kurallar Anayasa'nın 13. ve 23. maddelerine aykırıdır ve iptalleri gerekir. Kurallar iptal edilmiş olduğundan ayrıca Anayasa'nın 2., 5., 6., 10., 15., 36., 38., 40., 48., 49., 73. ve 125. maddeleri yönünden ayrıca incelenmesine gerek görülmemiştir. İptal kararının yürürlüğe gireceği gün ve yeni düzenlemeler Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü yada bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez" denilmekte, Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 53. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır. Maddenin beşinci fıkrasında ise Anayasa Mahkemesi'nin, iptal halinde meydana gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu yararını ihlal edici mahiyette görmesi halinde yukarıdaki fıkra hükmünü uygulayacağı belirtilmiştir. 15/07/1950 günlü, 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun, 28/05/1988 günlü, 3463 sayılı yasa ile değiştirilen 22. maddesinin birinci fıkrasının "...vergiden borçlu olduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere..." bölümünün iptaline karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici nitelikte olduğundan gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla iptal kararının, Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür. Kamu alacaklarının tahsilini sağlamak amacı ile getirilen yurtdışına çıkış yasağı Anayasa Mahkemesi kararında yer alan iptal gerekçeleri göz önünde tutularak yeniden değerlendirilecektir. Avrupa Birliği ile katılım görüşmelerine başlanmış olması. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, daha demokratik bir Anayasa hazırlama çalışmalarımız da dikkate alındığında kişi özgürlüklerini mümkün olduğu kadar az sınırlayacak yasal düzenlemeler yapılması beklenir. Son yıllarda iletişim teknolojisinde ortaya çıkan gelişmeler vergi alacaklarının takip ve tahsili için idarenin eline geniş imkanlar vermiştir. Kanaatimizce, yapılacak yeni düzenlemelerle Gelir İdaremiz yurtdışına çıkış yasağına ihtiyaç duymadan, etkinlikle alacaklarını tahsil edebilir.
http://www.dunyagazetesi.com.tr/news_display.asp?upsale_id=338956&dept_id=1043 |