Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Krizde son umut: ‘İflas erteleme müessesesi PDF Yazdır e-Posta
13 Haziran 2011

Image

İflasın ertelenmesi müessesesi, ekonomik kriz nedeni ile ödeme güçlüğü içinde olan, ancak durumunu düzelterek ticari faaliyetine devam etme imkanı olan şirketler açısından önemli bir düzenleme olarak görülüyor.

2003-2004 yıllarında yapılan düzenlemelerden sonra ticaret mahkemelerine yansıyan taleplerin arttığı ve iflasın ertelenmesi müessesesinin işlerlik kazandığı gözlemleniyor.

Ekonomik kriz artık günlük hayatımızın bir parçası oldu. Krizin etkilerini her yerde konuşuyoruz, teğet geçip geçmediğini tartışıyoruz, krizle birlikte yaşıyoruz. Ekonomik, siyasal ya da toplumsal gelişmelerin hukuk alanını da etkilediği kuşkusuz. Ekonomik gelişmelerin hukuk alanını etkilemesinin bir sonucu olarak, ülkemizde kriz dönemlerinde sermaye şirketlerinin borçlarının yeniden yapılandırılması gündeme gelmiştir.

2001 ekonomik krizinin yaşandığı süreçte temellerini Londra yaklaşımından alan bir düşünce ortaya çıkmış ve bu sistem ‘İstanbul Yaklaşımı’ olarak adlandırılmıştır. Bu düşünce kapsamında banka ve kredi kurumlarının iflaslarının önlenmesi ve tekrar ticari hayata dönmeleri amacıyla borçları, alacaklıların da anlaşması ile üç yıllık bir süre için ertelenmiştir.

‘İstanbul Yaklaşımı’ ile öngörülen üç yıllık sürenin sonunda Dünya Bankası’nın da etkisi ile hukukumuzda 2003 ve 2004 yıllarında önemli değişiklikler olmuştur. Bu değişiklikler ile iflasın ertelenmesi kavramı geniş ve esaslı bir düzenlemeye tabi tutulmuş, malvarlığının terki suretiyle konkordato getirilmiş, ayrıca sermaye şirketleri için yeniden yapılandırma hükümleri getirilmiştir.

Bütün bu düzenlemeler ile amaç, ödeme güçlüğü içinde olan veya borca batık bulunan sermaye şirketlerinin bu durumlarından kurtulup, ticari faaliyetlerine ve ekonomik varlıklarına devam etmeleri ile ekonomiye kazandırılmalarıdır.  İlk bakışta borçlu şirketin yararına gibi görünen bu düzenlemeler aslında bu sermaye şirketlerinde çalışan işçiler ile şirketin alacaklılarının da yararınadır.  Böylece işçiler çalışmaya devam edecek, alacaklılar için de, iflasın ertelenmesi süresinin sonunda daha fazla tahsil imkanı doğacaktır.

 Borca batık olmayan şirketler iflasın ertelenmesini talep edemiyor

İflasın ertelenmesinin en önemli etkisi, borçlu şirketin alacaklıların yasal takiplerinin erteleme süresi içinde durmasıdır. Duran yasal takipler içinde kamu alacakları da bulunmaktadır. Burada amaç borçlunun malvarlığının bütünlüğünün korunmasıdır. Ancak alacaklıların hak kaybının önlenmesi için takiplerin durduğu bu süre içinde alacaklıların da zamanaşımı süreleri durmaktadır.  Sadece rehinli alacakların özel bir durumu bulunmaktadır. Buna göre taşınır, taşınmaz rehni ve ticari işletme rehini sahibi alacaklılar, takibe devam edebilirler veya yeni takip yapabilirler. Ancak erteleme süresi içinde muhafaza tedbiri alınamaz ve satış işlemi gerçekleştirilemez. Bir diğer istisna da işçi alacakları içindir. Bu alacaklar için haciz yolu ile takip yapılabilir.

İflasın ertelenmesi müessesesinden yararlanabilecek olanlar anonim şirketler, limited şirketler, sermayesi paylara bölünmüş komantid şirketler ve kooperatiflerdir. İflasın ertelenmesi yoluna başvurulabilmesi için öncelikle bir talebin bulunması gerekmektedir. Bunu talep edebilecek kişiler ise şirketi idare ve temsil ile görevlendirilmiş kimseler, şirket tasfiye halindeyse tasfiye memurları veya alacaklılardan herhangi biridir.

İflasın ertelenmesinde en önemli koşul sermaye şirketinin veya kooperatifin borca batık olmasıdır. Borca batık olmayan bir şirket iflasın ertelenmesini talep edemez. Borca batıklığı ifade etmek için kanunda, şirketin aktiflerinin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmemesi, şirketin borçlarının mevcut ve alacaklarından fazla olması ve şirket borçlarının şirket mevcudundan fazla olması ifadeleri kullanılmıştır. Şirketin aktifleri şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği yani borca batıklık durumu bulunduğu takdirde idare meclisi bu durumu derhal mahkemeye bildirmeye mecburdur.

Erteleme süresi 4 yıldan uzun olamıyor

Kanunda bu şekilde ifade edilen borca batıklığın tespiti için talep eden şirket yılsonu bilançosu ile borca batıklık bilançosunu mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Borca batıklık bilançosu, şirketin gerçek malvarlığını ve gerçek borçlarını tespit eden malvarlığı bilançosudur.

Borca batıklığın en önemli unsurlarından biri de, iyileştirme projesinin mahkemeye sunulması ve mahkemenin bu iyileştirme projesini ciddi ve inandırıcı bulmasıdır. Kanunda iyileştirme kavramının bir tanımı yapılmamıştır. Ancak iyileştirme kavramından şirketin borca batıklığının düzeltilerek, ticari hayattaki varlığının devamının sağlanmasını anlamak gerekmektedir.  Şirket bu projenin uygulanması sonucunda borçlarını ödeyebilecek ve faaliyetlerine devam edebilecek durumda olmalıdır.

İflasın ertelenmesine karar veren mahkeme, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alır. Bu tedbirlerin neler olacağı kanunda açıkça sayılmamıştır. Her somut olayın özelliğine göre tedbir alınacaktır.  Koruma tedbirleri yanında mahkeme erteleme kararı verirken kayyım atanmasına da karar verecektir.  Karar verilirken kayyımın görev ve yetkileri ayrıntılı bir şekilde gösterilmelidir. Şirketin yönetim organlarının yetkileri kaldırılıp, bu yetkiler kayyıma verilebileceği gibi, yönetim organlarının yetkilerinin aynen kalıp, kararların kayyıma onaylatılması zorunluluğu getirebilir. 

Verilen erteleme kararı neticesinde borçlu aleyhine kamu alacaklarının tahsili için de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve daha önce yapılan takipler durur. Erteleme süresi ise en fazla bir yıldır. Bu süre mahkemece uygun görülecek süreler ile uzatılabilir, ancak uzatma süreleri toplam dört yılı geçemez.

Biz hukukçular olarak 2003 ve 2004 yılında yapılan düzenlemelerden sonra ticaret mahkemelerine yansıyan taleplerin arttığını ve iflasın ertelenmesi müessesesinin işlerlik kazandığını görmekteyiz. İflasın ertelenmesi müessesesi, ekonomik kriz nedeni ile ödeme güçlüğü içinde olan, ancak durumunu düzelterek ticari faaliyetine devam etme imkanı olan şirketler açısından önemli bir düzenlemedir.

Ayça Özdoğan

Avukat

muhasebevergi