Uzlaşılamadığında ayrıca tebliğ gerekli mi? |
26 Haziran 2011 | |
Mükelleflerin tarhiyat sonrası uzlaşmaya başvurup uzlaşma sağlanması halinde, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezalar kesinlik kazanıyor. Bunlarla ilgili olarak hiçbir yere şikayette bulunulamıyor ve dava açılamıyor. Uzlaşma sağlanamadığında ise mükellefin dava açma hakkı bulunuyor. Uzlaşma süreci nedeniyle dava açma süresi bitmişse mükellefin 15 içinde dava açması gerekiyor. Süre 15 günden az kalmışsa, kalan süre 15 güne tamamlanıyor. Kalan süre 15 gün ve daha fazlaysa, olağan süre içinde dava açılması gerekiyor. SÜRENİN BAŞLANGICI VE TEBLİĞ Vergi Usul Kanunu'nun 'Tebliğ Esasları' başlıklı 93. maddesinde; 'Tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenler ilan yolu ile tebliğ edilir' hükmü yer alıyor. Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu'nun 'Uzlaşma ve Vergi Mahkemelerinde Dava Açma' başlıklı Ek 7. maddesinin dördüncü fıkrasında; 'Uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabı; tarh edilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilir. Bu takdirde, dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddet tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzar' hükmüne yer verilmiş durumda. Vergi Usul Kanunu'nda yer alan bu iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, uzlaşma tutanaklarının mükellefe ayrıca tebliğ edilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. DANIŞTAY NE DİYOR? 'Uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin tutanak düzenlenerek müştereken imzalanmış ve bir nüshası aynı tarihte şirket temsilcisine verilmiş ise de, uzlaşmanın vaki olmadığına ilişkin tutanağın tebliğ edilmesi gerekli olduğundan, tutanağın bir nüshasının toplantı günü şirket temsilcisine verildiğine dair tutanak altındaki teslim şerhinin tebliğ tarihi kabul edilerek davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde yasaya uyarlık bulunmamaktadır' görüşüne yer vermektedir. (E: 2001/1565, K: 2002/803) Görüldüğü gibi, uzlaşmanın vaki olmaması durumunda tutanağın ilgililerce imzalanmış olması ve/veya bir örneğinin ilgililere verilmiş olması tutanağın tebliği yerine geçmiyor. Dava açma süresinin başlangıcını belirlemek üzere ayrı bir tebliğ işleminin yapılması şart. Dava açma süresinin hesabı bakımından da tutanağın usulüne göre tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekiyor. Metin Taş/Sezgin Özcan
http://www.aksam.com.tr/uzlasilamadiginda-ayrica-teblig-gerekli-mi-2707y.html |