Personele konut tahsisi |
06 Temmuz 2011 | |
Özellikle büyük şehirlerde firmaların personeline konut tahsis etmesi işlemine, diğer bir ifadeyle lojman vermesine, oldukça sık rastlanılmaktadır. Personele yapılan bu konut tahsisi esas itibariyle bir menfaattir ve G.V.K.'nun 61’inci maddesi uyarınca ücret sayılarak verilendirilmesi, işletmenin ise anılan ücretin brüt tutarını ücret gideri olarak genel giderler kapsamında değerlendirerek ticari kazançtan indirim konusu yapması gerekecektir. Genel uygulama bu olmakla birlikte Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/9’uncu maddesinde yer alan düzenlemeler ile bazı konut tahsisleri vergiden istisna edilmiştir.
Genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler, konutun büyüklüğüne bağlı olmaksızın gelir vergisinden istisnadır. Bu istisnanın uygulanmasında, konut olarak tahsis edilen gayrimenkullerin, işverenin mülkiyetinde olup olmamasının da önemi yoktur. Bu konutlar işverenin mülkiyetinde olabileceği gibi işveren tarafından kira ile tutulmuş da olabilir. Bu nedenle maden işletmeleri ve fabrikalarda müdür ve müstahdem olarak çalışanlara konut verilmek suretiyle sağlanan menfaatler ile, üretimle direkt ilişkisi olmayan işçilere konut tedariki suretiyle sağlanan menfaatlerin gelir vergisi istisnasından yararlanması mümkün değildir. Bu şekilde sağlanan menfaatlerin emsal bedellerinin ücret olarak vergi tevkifatına tabi tutulması gerekir. G.V.K.' nun 23/9. maddesinde yapılan diğer bir düzenlemede işverenin mülkiyetine sahip olduğu konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisine yöneliktir. Buna göre, mülkiyeti işverene ait brüt alanı 100 m2'yi aşmayan konutların hizmet erbabına konut olarak tahsis edilmesi suretiyle sağlanan menfaat gelir vergisinden müstesnadır. Dikkat edileceği üzere bu istisna uygulamasında kişilere yönelik bir sınırlama getirilmemiş ve hizmet erbabı deyimi kullanılmıştır. Bunun yanısıra söz konusu konut tahsisinin istisnadan yararlanabilmesi için mesken olarak verilen konutun mülkiyetinin işverene ait olması ve brüt alının 100 m2'yi aşmaması gerekir. Söz konusu konutların işverene ait olmaması halinde konut tahsisi şekliyle sağlanan menfaatin tamamı; işverene ait konutların brüt alanlarının 100 m2'yi aşması halinde ise, 100 m2'yi aşan kısma isabet eden menfaat ücret olarak vergilendirilecektir. Particularly in big cities, it is not unusual for the employers to allocate housing (lodging quarters) to their employees. Allocation of housing to the personnel is basically a benefit provided to the employee, and therefore, should be considered as wage and subjected to tax pursuant to Article 61 of the Income Tax Code. Meanwhile, the enterprise should gross up the wage total, record the grossed up total under the general expenses account group and should deduct this total from the commercial earnings. Although this is the general application, through the regulations introduced in Article 23/9 of the Income Tax Code, the allocation of certain housing units have been exempted from tax.
Therefore, benefits provided in the form of housing allocation to those who are employed as managers or employees in mining enterprises or factories, and the benefits provided in the form of housing allocation to those who are not directly involved with production process, are not eligible to benefit from income tax exemption. The arm’s length value of the benefits that are provided in this manner, should become subject tax withholding as wage payment. According to another regulation introduced in Article 23/9 of the Income Tax Code, is that, the benefits provided in the form of immovable property belonging to the employer allocated to employees as dwellings. According to this provision, the dwellings allocated to the employees owner by the employer, of whose gross size does not exceed 100 m² is exempted from income tax. As could be noted, here, no limitations have been introduced on the personnel and broadly, the term “employees” has been used.
|