Firmalar tarafından yapılan su, elektrik, doğalgaz ve telefon harcamaları, bu harcamaların yapıldığı birimlere bağlı olarak gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacaktır.
Bu harcamların gider yazılmasında özellik arzeden hususlar özetlenmiştir. 1.Uygulamada genellikle kira ile temin edilen işyerlerine ait su, elektrik, doğalgaz ve hatta kimi zaman telefon abonelikleri mal sahibi adına olmakta ve bu hizmetlerin kullanımı sonucu düzenlenen faturalarda bu şahısların adına gelmektedir. Bu durum anılan harcamaların gider niteliğini değiştirmemektedir.Faturada yer alan adresin işyeri ile aynı adres olması ve hizmetten bu adresde yararlanılmış olması şartıyla anılan harcamalar gider yazılabilir. 2.Su, elektrik, doğalgaz ve telefon harcamaları aylık dönemler itibariyle ilgili kuruluşlar tarafından tahakkuk ettirilmekte ve hizmetten yararlanılan ayı takip eden ay içinde fatura ile ilgililere gönderilmektedir. Bu uygulama şeklinde Aralık ayına ait harcamaların faturası Ocak ayı içinde gelmekte ve bu durum anılan giderlerin hangi vergilendirme dönemi ile ilişkilendirileceği sorununu gündeme getirmektedir.Sözkonusu bu harcamaların kapanan vergilendirme dönemine ait bir gider olduğu açıktır. Bu nedenle ilgili oldukları dönemlerin kazanç tespitinde indirim konusu yapılmaları gerekmektedir. Bu durum ticari kazancın tespitinde dikkate alınan dönemsellik ilkesinin bir gereğidir. Ancak pratikte bazen belirttiğimiz bu hususun uygulanmasında güçlükler ortaya çıkabilir. Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 70. maddesi uyarınca “yevmiye defteri yeni senenin en geç Ocak ayı sonuna kadar notere ibraz edilip son kaydın altına noterce (görülmüştür) sözü yazılarak mühür ve imza ile tasdik ettirmek şarttır.” Bu durumda Ocak ayı sonuna kadar Aralık ayına ait faturanın gelmemesi halinde sözkonusu harcamaların ilgili olduğu döneme intikalinde sorunlar yaşanabilecektir. Bu harcamaların beyanname üzerinden indirimi diğer bir yöntem olabilir ancak bu yöntem kayıt nizamı açısından sakıncalar yaratabilecektir. O halde Aralık ayına ait faturaların Ocak ayı sonuna kadar işletmeye gelmemesi halinde bu faturalarda yer alan harcamaların ilgili oldukları vergilendirme dönemlerine intikali yapılabilecektir. Ocak ayı geçtikten sonra işletmeye gelen faturalar ise geldikleri vergilendirme döneminin giderleri arasında yer alacaklardır. Sözkonusu faturalarda yer alan Katma Değer Vergileri ise fatura tarihine bağlı olarak indirim konusu yapılacaktır. 3.Su, elektrik, doğalgaz ve telefon faturalarının geç ödenmesi, halinde sözkonusu hizmeti sağlayan kuruluşlar, geç ödeme nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanuna göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme zammı veya gecikme faizi adı altında bir zam almaktadırlar. Sözkonusu bu zamların gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda uygulamada duraksamalar olmaktadır. Konuya ilişkin vergi idaresinin vermiş olduğu farklı görüşlerde bu duraksamaları artırmaktadır. Şöyleki; Ankara Defterdarlığı tarafından verilen 07.12.1998 Tarih ve 11402 sayılı ve İstanbul Defterdarlığı tarafından verilen 25.02.1991 Tarih ve 11015/6-938-393 sayılı özelgelerde anılan zamların gider olarak dikkate alınamayacağı görüşü bildirilirken, yine İstanbul Defterdarlığı tarafından verilen 16.09.1996 Tarih ve 4842-8493 sayılı özelgede bu zamların gider olarak dikkate alınabileceği görüşü verilmiştir. İstanbul Defterdarlığı tarafından 16.09.1996 tarihinde verilen görüş yerinde ve doğrudur. Geç ödenmesi nedeniyle gecikme zammı hesaplanmasına konu olan alacaklar akitten doğmaktadır. Muhatapların tabi olduğu hukuk kamu hukuku değil, özel hukukdur. Bu nedenle anılan gecikme zamları ticari kazanç tespitinde indirilecek gider niteliğine sahiptir. Water, Electricity, Natural Gas and Telephone Expenses The water, electricity, natural gas, water and telephone expenses incurred by firms, are recorded as expense or cost items, depending on the units where such expenses were made. The principles that are given priority in the expense recognition of these expenditures are provided below:: 1. In practice, the water, electricity, and sometimes the telephone subscriptions in workplaces acquired through leasing, the water, electricity, and sometimes even the telephone subscriptions are made to the name of the landlord, and the invoices drawn up in return for the utilization of these facilities are issued to the name of the owners of the property. This situation does not change the expense character of the said totals. Provided that the address disclosed on the invoice is same as that of the workplace, and that such services are used in that address, these expenditures can be recorded as expense. 2. The water, electricity, natural gas and telephone expenses are accrued by the concerned establishments and are billed to the workplaces within the months subsequent to the month on which the services were used. Within the framework of this application, the expenditures incurred in December are billed in January, and this application raises the question as to which taxation period the expenditures in question should be associated with. It is evident that the expenditures in question are relevant to the taxation period that has ended. Therefore, they should be deducted during the determination of the taxable profits generated on the period to which they are relevant. This application emerges as the requirement set forth by the principle of periodicity that is adopted in the determination of the commercial earnings. However, certain complications might arise during the application of the principle that we have explained above in practice. As is known, pursuant to Article 70 of the Turkish Commercial Code, “The Journal shall be presented to the notary at the latest up to the end of January of the new year and certified by him with the mention “seen” written at the end of the last entry, his seal and his signature.” Accordingly, in the event that the invoices relating to the month of December are not received by the end of January, certain problems are likely to arise in connection with the carrying of the concerned expenses to the period to which they are relevant. The deduction of these expenditures might be adopted as an alternative method; however, this method might implicate certain drawbacks from the standpoint of the order of documentation. Hence, if the invoices relating to the month of December are obtained by the enterprise by the end of January, the expenditures covered in these invoices can be carried to the taxation period to which they are relevant. On the other hand, the invoices that are obtained by the enterprise subsequent to the month of January, shall be included among the expenses of the period on which the invoices in question were received. The value added taxes disclosed on the concerned invoices, shall be deducted based on the date of issuance of the invoices. 3. Incase a delay occurs in the payment of water, electricity, natural gas and telephone bills, the concerned service entities levy a delay surcharge or a delay interest on account of this delay, at a rate that is determined based on the delay surcharges specified in Law No. 6183 Concerning the Method of Collection of the Public Receivables. In practice, certain hesitations occur regarding whether or not these surcharges could be treated as expense. The conflicting rulings issued by the tax administration regarding this subject matter, further increase these hesitations. For example, while in the rulings issued by the Chief Fiscal Authority of Ankara dated 07.12.1998 and numbered 11402, and by the Chief Fiscal Authority of Istanbul dated 25.02.1991 and numbered 11015/6-938-393, it is stated that the surcharges of this type cannot be treated as expense, in the rulings issued by the Chief Fiscal Authority of Istanbul dated 16.09.1996 and numbered 4842-8493, it was opined that such surcharges may be recorded as expense. The opinion stated by the Chief Fiscal Authority of Istanbul dated 16.09.1996 is correct and appropriate. The receivables that constitute the subject matter of the delay surcharge arise from the contracts. The legislation to which the concerned parties are subject, is the private law and not the public law. Therefore, the delay surcharges in question are in the nature of deductible expenses in the determination of the commercial earnings. Muhasebe Vergis
|