BASEL II |
05 Haziran 2007 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
1-BASEL KOMİTESİ NEDİR? Basel Bankacılık Denetim Komitesi, İsviçre’ nin Basel Kentinde yerleşik Uluslararası Ödemeler Bankası bünyesinde faaliyet gösteren, gelişmiş ülkelerin merkez bankaları ve bankacılık denetim otoritelerinden yetkililerin katılımıyla oluşturulan ve bankacılık konusunda iştişari mahiyetli olarak uluslararası standartları yayımlayan komitedir. 2-BASEL-I KARARLARI NELERDİR? Uluslararası Ödemeler Bankası bünyesindeki Basel Bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi 1988’ de yayımladığı "Capital Accord" (Sermaye Uyumu) adlı kararla, ülkeler arasındaki farklılıkları önlemek üzere sermaye yeterliliğinde uluslararası düzeyde standartları belirlemiştir. Karar, banka sermayesine tanımlar getirmiş, banka aktiflerini risk ağırlıklarına göre dört grupta toplamış, sermayenin risk ağırlıklı toplam aktiflere oranına yüzde 8 alt sınırını getirmiştir. Sermaye yeterliliği = Özkaynaklar / Risk Ağırlıklı Varlıklar + Gayri Nakdi Krediler = %8 3-BASEL-II KARARLARI NELERDİR? Zamanla piyasaların gelişip karmaşıklaşması ile Basel-I standartları yetersiz kalmaya başlamış ve peşisıra Basel-I standartlarına yöneltilen eleştiriler de artmıştır. Basel-I’ de ele alınan kredi riskinin yanısıra, piyasa riski ve operasyonel risk kavramları da Bankacılık riskleri arasına dahil olmuştur. Yeni metin üç sac ayağına dayanmaktadır. Bunlar; 1-asgari sermaye yeterliliği, 2-sermaye yeterliliğinin denetimi ve 3-piyasa disiplini’dir. Bu sac ayakları komite tarafından birinci, ikinci ve üçüncü yapısal bloklar olarak adlandırılmıştır. Birinci yapısal blok diğer deyişle asgari sermaye yeterliliği bankanın risklerine karşı elinde bulundurması gereken minimum sermaye miktarına ilişkindir. Basel-II’ de de Basel-I’ deki gibi asgari sermaye yeterliliği %8 olarak belirlenmiştir. Yani bankalar, her 100 liralık nakit kredinin geri ödenmemesi riskine karşı, 8 lira sermaye tutacaklardır. İkinci yapısal blok - Sermaye yeterliliğinin denetimi - ise bankanın risk yönetimi yaklaşımının denetim otoritesinin incelemesi sürecini tanımlamaktadır. Üçüncü yapısal blok - piyasa disiplininin amacı asgari sermaye yükümlülüklerini (Birinci Yapısal Blok) ve denetim otoritesinin incelemesi sürecini (İkinci Yapısal Blok) tamamlamaktır. Kredi fiyatı belirlemesi Basel-II ile birlikte iki unsura endekslenmiştir. Birincisi firmanın risk derecesi ikincisi ise kredinin risk derecesi. Kredi talep eden firmanın risk derecesi yüksekse, bankanın riskli aktiflere yaptığı yatırım artacak dolayısıyla bankanın ayırması gereken sermaye miktarı da artacaktır. Bu da otomatik olarak bankanın uygulayacağı kredi fiyatını artıracaktır. Sermaye Yeterliliği = Özkaynaklar / KR + PR + OR >= %8 4-KREDİ, PİYASA, OPERASYONEL RİSK KAVRAMLARI NEDİR? Kredi Riski: Bankaların kısa ve orta vadede verdikleri kredilerin ya hiç ödenmemesi ya da zamanında ödenememesi sonucunda bankanın uğrayacağı zararı ifade eder. Piyasa Riski: Finansal piyasaların faiz oranları ve döviz kurlarındaki değişmeler sonucunda, bankanın zarar etme veya sermaye kaybetme riski olarak tanımlanmaktadır. Operasyonel Risk: Bir bankanın işlemeyen ya da uygun olmayan iç süreçler, insanlar ve sistemler yada dış etkenler nedeniyle ortaya çıkabilecek zarara uğrama olasılığına operasyonel risk denir. 5-BASEL-II KARARLARI FİRMALARI NASIL ETKİLEYECEK? Basel-II ile birlikte firmalar iki farklı derecelendirmeye tabi tutulacaklar. Birincisi bağımsız dış derecelendirme kuruluşları tarafından, ikincisi ise bankalar tarafından bankaların kendi içsel derecelendirme yöntemleri ile. Ancak şu an uygulamada bunlardan hangisinin geçerli olacağı, sadece bankaların derecelendirmelerinin yeterli olup olmayacağı ya da her ikisinin birden uygulamada olup olmayacağı netlik kazanmış değil. Firmalar derecelendirmeye tabi tutulurken sahip oldukları rating notuna göre farklı risk ağırlıklarına sahip olacaklar. Bu durum Ülkelerden, Bankalardan ve Firmalardan Alacaklar Risk Ağırlıkları
Firmanın kullanacağı kredi notunun yanı sıra, banka riskli olan firmaya kredi verdiği takdirde bulundurması gereken sermaye miktarını da artırması gerekecek. Örneğin, benzer iki bankanın, A ve B bankaları, aktif toplamları 1.000.000 YTL olsun. Her iki bankanın da 400.000 YTL’ lik benzer aktiflere (sabit kıymetlere) yatırım yaptığını kabul edelim. A bankası, kalan 600.000 YTL’ nin 500.000 YTL’ sini hazine bonosuna yatırsın ve 100.000 YTL ile kredi versin. B bankası ise, 500.000 YTL’ sini kredilere ve 100.000 YTL’ sini hazine bonosuna yatırsın. Bu iki bankadan, daha çok kredi (default) riskine açık olan B bankasının daha çok özsermaye ile çalışması gerekecektir. A ve B Bankaları İçin Riske Dayalı Sermaye Yeterliliği
Eğer riske dayalı sermaye yeterliliği %8 ise, A bankası için yeterli özsermaye (500.000x%8 = 40.000 YTL) ve B bankası için yeterli özsermaye (900.000 YTL x %8 = 72.000 YTL) dir. Bu yeni sisteme göre, rating kuruluşlarından derecelendirme notu alanlar, bu notun değeriyle orantılı olarak faiz ödeyecekler. Yeni düzenle birlikte, bilânçosu daha güçlü, mali yapısı iyi ve sermayesi daha kuvvetli olan dolayısıyla kredi derecelendirme notu yüksek olan firmalar daha ucuz kredi kullanabilecek. 6-FİRMALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELER? Yeni dönemde firmaların şu noktalara dikkat etmeleri gerekiyor. 1. Esas konularında faaliyet göstermek 2. Faaliyetlerden doğan riskleri yönetecek finansal enstrümanları kullanmak 3. BASEL II’ nin öngördüğü teminat yapısına uyum sağlamak 4. Bağımsız derecelendirme kuruluşlarından ve bankalardan derecelendirme notu almaya hazır olmak. 5. İyi not alabilmek için sermaye yapısını güçlendirmek. 6. Uluslar arası anlamda kabul görmüş standartlarda ve güvenilir mali tablolar üretmek. 7. Kurumsal yönetim kültürünü geliştirmek. 8. Nitelikli insan kaynağına yatırım yapmak. 9. Karar almada her türlü riskin dikkate alınmasını sağlayan bir sistem kurmak. 10. Değişime ayak uydurmak. 7-BASEL II KAPSAMINDA KABUL EDİLECEK TEMİNATLAR NELER? Piyasada ağırlıklı olarak kullanılan teminatlardan müşteri çek ve senetleri ile ortak ve grup şirketi kefaletleri yerine 1. Nakit para 2. Altın 3. Ana endeksteki hisse senetleri 4. Mevduat ve mevduat sertifikası 5. Yatırım fonları 6. Borçlanma senetleri (değerlendirme notuna göre, değerlendirme notu yoksa nakit ve bankalarca çıkartılmış). 7. Ana endeks dışında fakat düzenlenmiş piyasalarda işlem gören senetler 8. Ana endeks dışında, fakat düzenlenmiş piyasalarda işlem gören senetleri de barındıran fonlar. 9. Gayrimenkul ipoteği 8-FİRMA DERECELENDİRMESİNDE NELERE DİKKAT EDİLECEK? Basel kararlarının uygulamaya geçmesiyle birlikte firmaların kredibilitesi sorgulanırken sadece finansal verilerine bakmakla yetinilmeyecek. Firmanın yönetici profili (profesyonel yöneticiler mi – aile bireyleri mi), yöneticilerin deneyimi, talep edilen krediye teminat gösterilecek enstrümanların Basel standartlarına göre geçerliliği, mali tabloların uluslar arası kabul görmüş ilkelere uyumu, sermaye yeterliliği, sektörel durum vd. hususlar ön plana çıkacak. İşletmeler açısından Basel-II ile birlikte riskin ölçümü iki ana unsura dayanacaktır. Bunlar, kredi kullanan firmanın risk seviyesi (rating ile ölçülecek) ve kredi işleminin risk seviyesidir (işlem çeşidi, teminat, vade, para birimi vb.). Faaliyet riski olarak da adlandırılan firma riski iki açıdan değerlendirilmektedir. Bunlardan birincisini firmanın finansal verileri oluşturmaktadır. Bu veriler firmanın; 1. Bilânçosu, 2. Gelir tablosu, 3. Nakit akış tablosu, 4. Diğer finansal tablolar ve, 5. Finansal tabloların açıklayıcı notları aracılığıyla temin edilmektedir. Bu finansal verilerin mutlak surette UFRS ile uyumlu olması istenmektedir. Aksi durumdaki finansal verilerin değerlendirmeye alınmayacağı açıktır. Faaliyet riskini ölçümleyen diğer husus ise firmanın niteliksel faktörleridir. Bunlar; 1. Yönetici ve ortakların geçmişi, 2. Yönetim ve organizasyon yapısı, 3. Ürün ve hizmet gelişimi, 4. İthalat ve ihracat durumu 5. İç kontrol yapısı, 6. Pazar payı gibi faktörleri içermektedir. Firmaların en az iki yıllık finansal ve niteliksel verilerinin değerlendirilmesi sonucunda bankalar ve diğer finansal kuruluşlar tarafından “firma derecelendirme notu” tesbit edilecektir. Kredi işleminin riski ise borçlu firmanın yükümlülüklerini yerine getirip getirmemesine ilişkin risk derecesini tesbit etmeye yöneliktir. Kredi riski; 1. İşlemin türü, 2. Kredinin vadesi, 3. Kredi için verilen teminatın türü, 4. Para birimi, 5. Firmanın finansal yapısı, 6. Firmanın geçmiş yükümlülüklerini yerine getirme sadakati dikkate alınarak değerlendirilecek ve “az riskli” veya “çok riskli” olmak üzere bir derecelendirme yapılacaktır. Basel-II standartlarının uygulanması ile birlikte firmaların derecelendirilen risk seviyeleri, kullanılacak kredi maliyetlerini etkileyecektir. Kredi verilen firmanın derecelendirme notu düştükçe bankalar daha çok risk alacak ve ilave sermaye kaynaklarını daha çok kullanmak zorunda kalacaktır. Bu durum bankalara ek finansal maliyetler getireceğinden, yüklenilen bu maliyetler firmalara aynen yansıtılacaktır. Dolayısıyla risk derecelendirmesinde “çok riskli” gruba giren firmaların kredi maliyetleri “az riskli” gruba giren firmalara nazaran oldukça yüksek olacaktır. Basel-II standartları açısından ülkemizde yoğun olarak kullanılan müşteri çek ve senetleri ile ortak ve grup şirketi kefaletleri bir teminat unsuru olarak dikkate alınmamaktadır. Bu yüzden, risk ağırlığı derecesiz olarak değerlendirilerek %100 uygulanacak ve firmaya kullandırılan kredinin maliyeti artacaktır. 9-UFRS NEDİR? Öncelikle tarihsel gelişime göz atacak olursak; Uluslararası Muhasebe Standartları Komitesi (IASC) 1973 yılında kurulmuştur. 2001 yılında IASC, yeniden yapılanarak bir vakıf haline dönüştürülmüştür. Bu vakıf, uluslararası muhasebe standartlarını yayımlamak üzere bir kurul oluşturmuştur. Bu kurulun adı Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (International Accounting Standards Board - IASB) olarak bilinmektedir. Bu tarihden sonra yayımlanan uluslararası muhasebe standartları, UFRS (Uluslar arası Finansal Raporlama Standartları) olarak yayımlanmaya başlanmıştır. UFRS aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin de resmi muhasebe standardını oluşturur. AB parlementosu 2002 yılında yaptığı bir düzenlemeyle, 2005 yılı başından itibaren sermaye piyasalarında faaliyet gösteren grup şirketler tarafından yayımlanacak finansal tabloların UFRS ile tam olarak uyumlu olmasını zorunlu kılmıştır. Bugün, IASB tarafından yayımlanmış olan 31 adet Uluslararası Muhasebe Sandardı ve 7 adet UFRS bulunmaktadır. Bu standartların tamamı Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) tarafından Türkçe’ ye çevrilmiş ve 2006 yılının başında bir set halinde yayımlanmıştır. 10-SONUÇ Ülkemizde 2008 yılında yürürlüğe girmesi planlanan Basel-II kararları ile kredi talebinde bulunan firmaların finansal verileri, yönetici - ortakların geçmişi, organizasyon yapısı, ithalat-ihracat pazar payı ve firmanın derecelendirme notuna bakılacaktır. Ayrıca ülkemizde yoğunlukla kullanılan müşteri çek ve senetleri ile ortak ve grup şirketi kefaletleri yerine mevduat sertifikası, altın, borçlanma senetleri, yatırım fonları, ana endeksteki hisse senetleri gibi daha güçlü teminatlar istenecektir. Derecelendirilmemiş firmaların risk ağırlığı %100 olarak alınacak ve ülke risk ağırlığından daha iyi olamayacaktır. Eğer firmanın rating notu varsa ülke risk ağırlığından daha iyi bir risk ağırlığına sahip olabilecektir. Şu anda ülkemizin risk ağırlığı %100’ dür. Dolayısıyla derecelendirilmemiş firmalar yarışa otomatik olarak bir adım geriden başlayacaklardır. Derecelendirilen firmalarda ise firmanın derecelendirme notu düştükçe, banka hem daha çok risk alacak, hem de daha yüksek karşılık ayırmak zorunda kalacaktır. Bu da otomatikman kredi miktarına ve maliyetlere yansıyacaktır. Ratingi düşük, sermayesi zayıf, mali tabloları uluslar ararası standartlara uymayan (UFRS ile uyumlu olmayan), kayıtdışı oranı yüksek firmalar daha yüksek kredi maliyetleri ile karşı karşıya kalacaktır. Basel-II kararlarına ivedilikle uyum gösterme açısından çalışmalara başlaması gereken firmalar öncelikle uluslar arası piyasalarda faaliyet gösteren ve uluslar arası piyasalardan borçlanma ihtiyacı içinde olan firmalardır. Bu firmaların peşi sıra sermaye piyasasında halka açılmış ya da açılma isteğinde olan firmalar da vakit kaybetmeden uyum hazırlıklarına başlamalıdırlar. Yurt içinde faaliyet gösteren ve finansman ihtiyacını yurt içi kredi kurumlarından karşılama niyetinde olan firmalar içinse, bu süreç daha geniş bir zamana yayılabilecektir.
Yaralanılan Kaynaklar: Suat TEKER, Örnek Olaylarla Banka Yönetimi, İstanbul: T.B.B. Eğitim ve Tanıtım Grubu Seminer Notları, 1–2 Haziran 2000, s. 19
BDDK, 10 Soruda Yeni Basel Sermaye Uzlaşısı (Basel-II), Ocak 2005, s.1, http://www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel/10_Soruda_Basel-II.pdf, 26 Eylül 2005. TBB, BIS'in Yeni Sermaye Yeterliliği Konusunda Türkiye Bankalar Birliği Çalışmaları, http://www.tbb.org.tr/turkce/arastirmalar/sermaye.doc, 28 Ocak 2006 Münir YAYLA ve Yasemin Türker KAYA, Basel-II, Ekonomik Yansımaları ve Geçiş Süreci, BDDK, ARD Çalışma Raporları: 2005/3, Araştırma Dairesi Mayıs 2005, s.:11, http://www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel/calismaraporu_2005_3.pdf, 26 Eylül 2005 BDDK, Sermaye Ölçümünün ve Sermaye Standartlarının Uluslararası Düzeyde Birbiriyle Uyumlaştırılması-Üçüncü Yapısal Blok Piyasa Disiplini, Haziran 2004, s. 1, http://www.bddk.org.tr/turkce/basel/basel/Pillar3-TR.pdf, 26 Eylül 2005. Yerel Kalkınma Bülteni, Basel-II Kobileri Zorlayacak, Sayı:8, s.3, http://www.ekonomistler.com/arsiv/yerelkalkinma/Yerel_Kalkinma_Bulteni_Sayi_8.pdf, 22 Aralık 2005. Mustafa ATİKER, Basel-I ve Basel-II, Konya Ticaret Odası Etüd Araştırma Servisi, 2005-41/08 Bilgi Raporu, 04 Temmuz 2005. İsmail Ufuk MISIRLIOĞLU, UFRS ve Basel-II’ nin İşletme Faaliyetleri Üzerindeki Etkileri, İSMMMO Mali Çözüm Yayınları, Sayı:76, Haziran – Temmuz 2006. TBB, Risk Yönetimi ve Basel-II’ nin Kobi’ lere Etkileri, Eylül 2004, http://www.ebso.org.tr/tr/Konferans_KOBI_Kitapcigi.pdf, 22 Aralık 2005 Hakan KATIRCIOĞLU Basel II nin 10 soruda incelenmesi/Muhasebe TR yazısı
|