İş Kazası Ve Unsurları |
25 Temmuz 2011 | |
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13.maddesinde İş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, Bu halde meydana gelen bir kazanın iş kazası olup olmadığını belirleyebilmek için öncelikle işyeri kavramının tanımlanması gerekmektedir.5510 Sayılı kanının 11.Maddesinde işyeri; sigortalı sayılanların maddi olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yer olarak tanımlanmıştır. İlgili maddenin devamında, işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, avlu, büro, beden veya mesleki eğitim yerleri gibi diğer eklentiler ile araçlarda işyerinden sayılmıştır.Bir işverene ait çeşitli işler görülen yerlerin tek bir işyeri sayılabilmesi için bu yerlerde görülen işlerin aynı teknik amaca yönelik olmaları ve aynı işveren veya aynı yönetim altında örgütlenmiş bulunmaları gerekmektedir.Yargıtayın bu konu ile ilgili örnek kararları mevcuttur.Sigortalının avluda koşarken düşmesi, yemekhanede kavga etmesi sonucu yaralanması,dinlenme yerinde tabanca ile vurulması,işyerinde intihar etmesi iş kazası olarak değerlendirilmiştir.Sigortalının hangi nedenle olursa olsun işyerinde bulunduğu sırada uğradığı her kaza diğer unsurlar ile birlikte ise iş kazası olarak değerlendirilecektir.Ancak işverenin kusurundan kaynaklanmayan,iş ve işveren arasında nedensellik bağı bulunmayan olaylarda,işveren ve onun halefi olanlar kuruma karşı sorumlu tutulamaz. 5510 sayılı kanuna göre,sigortalıların,işveren tarafından yürütülmekte olan işi gördükleri sırada meydana gelen kazalar iş kazası sayılır.Bu maddeye göre belirleyici unsur,kazanın iş görülürken meydana gelmesidir.Kazanın iş yerinde gerçekleşmiş olması zorunlu değildir.Bu hükme göre,işverenin sigortalıyı işyeri dışında başka bir yere göndermesi veya sigortalının işin gereği olarak işyeri dışına çıkması halinde uğradığı kaza iş kazası olarak değerlendirilmelidir.Göz önünde bulundurulması gereken hususlardan biri,kazanın işverenin sigortalıya vermiş olduğu görev ile ilgili olup olmadığı ve bu görevin yapılması için geçen süre içinde meydana gelip,gelmediğinin tespit edilmesidir.Yargıtay bir kararında,anonim şirketin genel müdürünün,görevli olarak başka bir yere giderken bindiği uçağın düşmesi sonucu sigortalının ölmesini,iş kazası olarak yorumlamıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 74.Maddesinde ‘’ Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat süt izni verilir.’’ Hükmü yer almaktadır.Kadın işçinin,çocuğuna süt vermesi için ayrılan süreler,iş süresinden sayılmıştır.Bu süreler içerisinde kadın sigortalının uğradığı kaza,iş kazası olarak kabul edilmiştir. Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında iş kazasının meydana gelmesi Aracın İşveren tarafından sigortalının işyerine gidiş,gelişleri için tahsis edilmiş olması yeterlidir. Sonuç olarak, Yargıtayın kararları mevcut yasal düzenlemeler doğrultusunda ,işyerinde ve eklentilerinde meydana gelebilecek kazaların büyük bir bölümünü,işverenin otoritesine bağlı olsun olmasın,iş kazası olarak tanımlanmıştır.5510 sayılı yasada,eski yasada belirtilen iş kazası unsurları ile ilgili ‘’toplu olarak götürülüp,getirilme ‘’ifadesi çıkarılmıştır.Bu ifadenin çıkarılması mevzuatta bu yöndeki boşluğu doldurmuştur. Bununla birlikte mevcut yasada iş kazası unsurları ile ilgili ‘’illiyet bağı’’ unsurunun eklenmesi de yararları olacaktır. Emre Özerçen/SMMM/Muhasebe Vergi
|