Konuya ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 09.04.2007 Tarihli özelgesinin özeti aşağıdaki gibidir.
Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 322. maddesinde; “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkân kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.”, 323. maddesinde ise; “Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; 1.Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar; 2.Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar; şüpheli alacak sayılır. Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder. Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirilir.” Hükümleri yer almaktadır. Diğer taraftan İcra İflas Kanununun 184. maddesinde; “İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer. ” 193. maddesinde ise; “İflasın açılması, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. İflas kararının kesinleşmesi ile bu takipler düşer. İflasın tasfiyesi müddetince müflise karşı birinci fıkradaki takiplerden hiçbiri yapılamaz. …” Hükümleri yer almaktadır. İflas ile birlikte münferit icra takipleri durur. İflasın açılmasından önce, müflis aleyhine başlamış olan takipler, iflasın açılmasıyla durur ve iflas kararının kesinleşmesiyle bu takipler düşer. Ayrıca iflasın tasfiyesi süresince müflise karşı yeni takip yapılamaz. Bu aşamadan sonra bütün alacaklılar alacaklarını iflas masasına yazdıracaklar ve iflas masasının tasfiyesi sonucunda alacaklarını tahsil edebileceklerdir. Bu açıklamalara göre iflas halinde, şirketinizin borçluyu dava etmesi; icra yoluyla takip etmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Ancak söz konusu alacağın iflas masasına kayıt ettirilmiş olması koşuluyla alacağın, icra safhasına intikal ettiğinin ve bunun sonucunda da şüpheli hale geldiğinin kabulü mümkün olup, şüpheli alacak karşılığının, alacağın iflas masasına kaydının yapıldığı yılda ayrılması gerektiği tabiidir. İstanbul Vergi Dairesi’nin 09.04.2007 Tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/323-12799 Sayılı Özelgesi ) Should the receivables due from a company that has declared bankruptcy be considered as bad debts? The Ruling issued by The Directorate of Istanbul Tax Office dated 09.04.2007, concerning this subject matter, is outlined below: As it is known, in Article 322 of the Tax Procedures Code Numbered 213, contains the following provision: “Bad debts are accounts receivable whose collection is no longer possible, based either upon a judicial decision or upon documents that would lead one to such a conclusion. Bad debts shall lose their disposable value as of the date they assume this characteristic, at which time they shall be entered with their registered assets and written off as a loss. Bad debts coming under the scope of this provision which belong to taxpayers who maintain their books on the basis of a trading account shall be written off by recording them as expenses.” In Article 323 of the same Law, the following explanations are provided concerning doubtful receivables: “Provided they be relevant to the acquisition of commercial and agricultural earnings and to their perpetuation, doubtful receivables shall be considered: - Receivables that have reached the stage of legal or administrative action
- Receivables that have not been paid by the debtor even though protest has been made or their collection has been demanded more than once in writing, but which are too small to be worth legal or administrative action.
A provision may be set aside on the liabilities side for the disposable value on the day of appraisal for the doubtful receivables indicated above. An indication shall be made in the provision account as to the receivables for which these provisions are being made. In secured receivables, this provision shall be restricted to the amount remaining over and above the security. Amounts of doubtful receivables which are subsequently collected shall be entered into the profit and loss account of the period in which collection is made. Meanwhile, in Article 184 of the Bankruptcy and Enforcement Law, the following provision is provided: “Upon the opening of the bankruptcy procedure, all the assets of the bankrupt that can be confiscated are included within the bankrupt’s estate and are allocated to the payment of the debt. The assets that are under the possession of the bankrupt until the closing of the bankruptcy process, are included in the bankrupt’s estate.” Article 193 of the same Law, contains the following provision: “The opening of the bankruptcy procedure, terminates the request for guarantees in follow-ups initiated against the debtor through sequestration. The follow-up procedures are abated when the decision for bankruptcy gains decisiveness. During the liquidation of the bankruptcy, the debtor party may become subject to none of the follow-up procedures mentioned in paragraph 1. “ . . . Concurrent with the opening of the bankruptcy proceedings, the individual enforcement follow up procedures are discontinued. The follow-up procedures initiated against the debtor prior to the opening of the bankruptcy are discontinued upon the opening of the bankruptcy proceedings, and are terminated once the decision for bankruptcy gains decisiveness. Moreover, a new follow-up procedure cannot be initiated against the bankrupt during the liquidation of the bankruptcy. After this stage, all creditors shall have their receivables registered in the bankrupt’s estate, and shall be able to collect their receivables following the liquidation of the bankrupt’s estate. According to the above explanations, the filing of a litigation by your company against the debtor, which is in a state of bankruptcy ; and the application pf follow-up through enforcement, is legally not possible. However, provided that the receivable in question is recorded in the bankrupt’s estate, it is possible to accept that the receivable has reached the stage of legal enforcement, and consequently, that it has become receivable, and obviously, provision for doubtful receivable should be set aside at the year on which the concerned receivable is registered in the bankrupt’s estate. (Ruling issued by the Directorate of Istanbul Tax Office dated 09.04.2007, and numbered ve B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/323-1279) Muhasebe Vergi |