Kıdem tazminatı fonunda işçiler 10 yılı istemiyor |
29 Temmuz 2011 | |
Gerçekten de temmuz ayının gündeminde önemli bir yer tutan kıdem tazminatı fonu tartışmalarında, işçinin de, işverenin de kafası karışık. Mevcut uygulama devam mı etmeli, yoksa yeni fon yürürlüğe mi girmeli konusunda insanlar karar veremiyor. Okurumuz Filiz Savuran, son günlerin en önemli konusu olan kıdem tazminat fonu konusunda endişelerini paylaşmış. Okurumuz diyor ki, "Kıdem tazminatı ile ilgili düzenleme yapılacaksa neden 10 yıl olması öngörülüyor. İşçi için hiçbir yararı olmayacak. 10 yılı bekleyen, 15 yılı da bekleyebilir. Eğer işçi lehine düzenleme yapılacak ise 5 yıl sınırı konulabilir. Bir de mevcutta çalışanların durumu ile ilgili haberlerde hiç yer almıyor" diyor. Kıdem tazminatı fonu, mevcut uygulamada işveren tarafından ödenen kıdem tazminatının, işveren tarafından değil de kurulacak bir kıdem tazminatı fonu ile ödenmesi üzerine kurulu bir sistemdir. Kıdem tazminatı fonu kurulmasıyla birlikte işverenler, işçileri için belirli oranda fona ödeme yapacaklar ve belli koşullar oluştuğunda da fondan ödeme yapılacak. "Kıdem tazminatı fonu" kurulması halinde kıdem tazminatı kaldırılmayacak, sadece yeni bir düzenleme yapılarak ödenme koşulları ile ödemeyi yapacak yer değiştirilecek. Elbette ki kıdem tazminatı fonu kurulmasına ilişkin düzenlemeler mutlaka hem işçi, hem de işveren tarafının kabul edebileceği koşulları içermelidir. Hali hazırda hükümet tarafından açıklanmış bir kanun tasarısı yok. Sadece 5-6 yıl öncesine ait bir taslak metin var. Bu metinde, "a) Bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde, b) İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde, c) Adına en az 10 yıl fona prim ödenen işçinin isteği halinde, d) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanırlar. Yaşlılık, emeklilik aylığı almakta iken çalışmaya başlamakla aylığı kesilen ve 506 Sayılı Kanun'un 63'üncü maddesinin 1'inci ve 2'nci fıkralarına göre yeniden hesaplanacak aylık bağlanması için talepte bulunan ve hizmet akdini fesheden işçiye, daha önce tazminat aldığı tarihten sonra fona prim ödenen süreler için de kıdem tazminatı ödenir. Haklarında Sosyal Güvenlik Destek Primi ödenenler için sadece malullük aylığı şartlarının gerçekleşmesi veya ölüm halinde" kıdem tazminatı ödenebileceği yönünde bir düzenleme var. Ancak hemen belirtelim ki, bu taslağın dikkate alınarak yasa çıkartılacağı yönünde bir görüş veya açıklama gelmiş değil. İki gün önce, gazeteniz DÜNYA'nın sosyal güvenlik yazarlarından Sayın İbrahim Işıklı'nın da köşe yazısında belirttiği üzere, mevcut uygulamada askerlik, evlilik veya 15 yılı 3.600 günü doldurması gibi nedenlerle ödenen kıdem tazminatında işçi açısından bir hak kaybı olacak. İşçilerin fon kurulması halinde kıdem tazminatının daha az ödenmesi (yani bir yıl için 30 günlük ücretten daha az bir tutarın ödenmesi gibi), fonun kötü yönetilmesinden dolayı hak kaybının ve mağduriyetlerin yaşanması gibi endişelerine katılmamak mümkün değil. Burada özellikle hak kaybı olmaması yönünde düzenleme yapılması gerekiyor. Dolayısıyla kıdem tazminatı fonunda hem işçi, hem de işveren kesiminin görüş ve önerileri dikkate alınmak suretiyle bir düzenleme yapılması önemlidir. Ayrıca kıdem tazminatı fonu yürürlüğe girdiği tarihten önceki sürelere ait kıdem tazminatlarının ne şekilde ödeneceği de düzenlenmesi gereken önemli bir konudur. Yukarıya alıntıladığımız eski taslakta, bir işyerinde çalışmakta olan işçilerin yürürlük tarihine kadar olan kıdemlerinden işveren sorumlu tutulmuştur. Ancak bunun hangi koşullarda ödeneceği açıklığa kavuşturulmamıştır. İşçinin tereddütlerini ve endişelerini ortadan kaldıracak, şeffaf ve açık bir hazırlık süreci yürütülmelidir. Tavsiyemiz kıdem tazminatı fonu için, daha önce İş Kanunu çıkartılırken izlenen bilim kurulu formülünün uygulamaya konulmasıdır. Böylece hem işçi-işveren kesiminin görüş ve önerileri dikkate alınabilecek, hem de mağduriyet yaşanması önlenecektir. Resul Kurt http://www.dunya.com/resul-kurt_22_0_yazar.html |