Alt İşveren kavramı,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 12.maddesinde tanımlanmıştır. ‘’Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir.’’
4857 sayılı İş Kanunda ise.‘’Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. ‘’ifadesi ile asıl işveren ile alt işveren arasındaki ilişki tanımlanmaktadır. Asıl İşveren ile alt işveren işçisi arasında herhangi bir iş sözleşmesi yoktur.Alt işverenin işçisi ,kendi işverenine karşı sorumludur.Fakat ,işçilerin hak kaybını önleyebilmek için 4857 sayılı İş kanununun 2.maddesinde asıl işverende alt işveren ile birlikte alt işverenin işçilerine karşı müteselsilen sorumlu tutulmaktadır. Alt İşveren İlişkisinin Takım Sözleşmesi İle Karşılaştırılması 4857 sayılı Kanunun 16.maddesine göre takım sözleşmesi birden çok işçinin meydana getirdiği bir takımı temsilen bu işçilerden birinin,takım kılavuzu sıfatı ile İşveren ile yapmış olduğu sözleşmeye denir.Takım sözleşmesinde ,takımı meydana getiren işçilerden biri takımı temsilen işveren ile bir iş sözleşmesi yapmakta,bu sözleşme ile kendi iş sözleşmesini işverenle doğrudan doğruya yapmış olduktan sonra,BK.m.110’a göre başkasının fiilini taahhüt bağlamında takım sözleşmesinde isimleri yazılı işçilerden her birinin gelip işe başlayacakları taahhüdünde bulunmaktadır.Sözleşmede isimleri yazan işçilerin gelip işe başlamasıyla da,işveren ile her bir işçi arasında iş sözleşmesi yapılmış sayılmaktadır.Takım sözleşmesinde,takım liderinin diğer üyelere karşı işveren niteliği bulunmamaktadır.İşveren takım üyelerinin ücretini her bir işçi için ayrı ayrı ödemek zorundadır. Alt İşveren ilişkisinde ise,alt işverenin kendi işçileri ile arasında iş sözleşmesi söz konusu olup,asıl işveren ile arasında iş sözleşmesi (işçi-işveren ilişkisi) bulunmaz.Alt işverenin işçileri,işin gerektiği şekilde ifa edilmesinde,alt işverene karşı sorumludur.Takım sözleşmesinde ise ,takımı oluşturan işçiler asıl işverene karşı sorumludur. Alt İşveren İlişkisi İle Geçici İş İlişkisinin Karşılaştırılması Geçici iş ilişkisi 4857 sayılı kanunun 7.maddesinde düzenlenmiştir. İşveren, devir sırasında yazılı rızasını almak suretiyle bir işçiyi; holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde veya yapmakta olduğu işe benzer işlerde çalıştırılması koşuluyla başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devrettiğinde geçici iş ilişkisi gerçekleşmiş olur. Geçici iş ilişkisi kurulan işveren işçiye talimat verme hakkına sahip olup, işçiye sağlık ve güvenlik risklerine karşı gerekli eğitimi vermekle yükümlüdür. Geçici iş ilişkisi altı ayı geçmemek üzere yazılı olarak yapılır, gerektiğinde en fazla iki defa yenilenebilir. İşverenin, ücreti ödeme yükümlülüğü devam eder. Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, işçinin kendisinde çalıştığı sürede ödenmeyen ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta primlerinden işveren ile birlikte sorumludur.Alt işveren ilişkisinde,asıl işveren ile alt işveren arasındaki sözleşmenin konusu asıl işverenden alınan işin alt işverenin kendi işçileri ile yapımı iken geçici iş ilişkisinde ödünç verenin ödünç alana karşı bir işin ifası yükümlülüğü bulunmamaktadır.Ödünç (Geçici) işçi vermede,ödünç veren ile ödünç alan arasındaki sözleşme bir işçi verme sözleşmesidir. Sonuç itibariyle, işverenler seri ve kaliteli üretim yapabilmek için üstlendikleri işlerde kendi alanında uzmanlaşmış, alt işverenler ile çalışmayı tercih etmektedir. Asıl işveren ile alt işveren ilişkisinden söz edebilmek için , alt işveren işi,işveren sıfatı taşıyan diğer bir işverenden (Asıl İşveren) almış olmalıdır. Kendiside işçi çalıştıran bir işveren olmalıdır. Asıl işin bir bölümü işin gereği uzmanlık gerektiren işlerden olmalı veya işyerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerden olmalıdır. Alt İşveren işçilerini sadece, asıl İşverenin işyerinde çalıştırılmalıdır.Alt İşveren işçilerini başka işverenlere ait birden çok işyerinde çalıştırmamalıdır. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.’’ Bir işin alt işverene devrindeki temel mantık,işin uzmanı tarafından yapılmasını sağlamaktır. İnşaat sektörü hemen hemen dünyanın her yerinde en çok ölümlü iş kazasının görüldüğü sektörlerden biridir.İş kazalarının inşaat sektöründe daha fazla görülmesinin bir takım nedenleri bulunmaktadır.Öncelikle işyerinde işçi devir hızının süreyle ters orantılı olarak fazla olması,çalışma sahasının genişliği,çalışanların ve malzemelerin sürekli hareket halinde bulunması,zorlu iklim koşullarında çalışmaların devam etmesi ve farklı organizasyona sahip çeşitli taşeronlar ile aynı sahada çalışılması sektörün kendine özgü zorlukları olarak nitelendirilebilir. Emre Özerçen/Muhasebe Vergi |