Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
DPT: Devlet, sigortalı ve işverenin yükümlülüğünü azaltmalı (02.01.2008) PDF Yazdır e-Posta
02 Ocak 2008
Devletin sosyal güvenliğin finansmanına; sağlık sigortasını da kapsamak üzere, sigortalılar ve işverenlerin yükümlülüğünü azaltacak biçimde ve taraf olarak katılması gerektiği bildirildi.

Devlet Planlama Teşkilatı Sosyal Güvenlik Özel İhtisas Komisyonu tarafından hazırlanan rapora göre sosyal güvenlik sistemi ve işleyişinin sosyal devlet ilkesi ve gelir dağılımı adaletini sağlayıcı yönde yapılandırılması gerekiyor. Raporda şunlar vurgulandı: "Sosyal güvenliğin finansmanına devletin katılımı primlere katılımın yanında bazı sosyal sigorta yardımlarının devlet tarafından finanse edilmesi şeklinde de olabiliyor. Devletin bir taraf olarak sosyal güvenliğin finansmanına katılması, finansman açıklarının kapatılma ihtiyacının dışında bir yükümlülük olarak kabul edilmeli. Yani devlet taraf olarak sosyal sigortaların finansmanında yer alırken sosyal sigorta kuruluşlarında finansman açıkları doğarsa bu açıkları da kapatmalı. Uygulanan ekonomik politikaların toplumsal etkileri gözetilerek sosyal politikalarla birlikte belirlenmesi önem arz ediyor. Bu amaca dönük olarak ekonomik ve sosyal konseyin daha etkin çalışması gerekiyor."
 

Bireysel emeklilik teşvik edilmeli

Raporda, yaşlılık sigortası sistemini tamamlayıcı bir sistem olan bireysel emekliliği teşvik edici yasal desteklerin artırılması tavsiye ediliyor. Türkiye'de bireysel emeklilik sistemine katılımın henüz istenen düzeyde olmadığından hareketle, katılımın daha yüksek oranda vergi iadeleri ve toplu katılım avantajları gibi destekleyici ek düzenlemelerle teşvik edilmesi gerekiyor.

Rapora göre, sistemin güçlenmesi ve sağlıklı işlemesi için özel sağlık sigortasının tamamlayıcı özelliği dikkate alınarak, özel sigortacılık teşvik edilmeli.

  

Bütünleşmiş yapıya ihtiyaç var

Rapora göre kamu kaynağı kullanan dağınık yapıdaki sosyal yardım ve hizmet kurumları bütünleşmiş bir yapıda toplanmalı ve bu yapı içine Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü de alınmalı. Sosyal yardım ve sosyal hizmetlere yeterli kaynak tahsisi yapılması da raporda ele alınan diğer bir başlık. Özellikle toplumsal barışı tehdit eden sokak çocukları, tinerci çocuklar, uyuşturucu, kadınların bağımsız kimlik ve şiddet sorunlarının çözümü için uygun sosyal hizmet kurumlarının nüfusu yoğun kentlerden başlayarak hızla açılmaları gerekiyor.

Raporda yer alan diğer bazı öneriler de şöyle: "Sosyal tarafların temsil edildiği özerk bir kurumsal yapı kurulmalı, mevcut sosyal güvenlik kuruluşları içindeki objektif olmayan farklılıklar giderilerek ortak standartlar oluşturulmalı. Sosyal güvenlikle ilgili uyuşmazlıklarda ayrı bir yargı birliği sağlanmalı. Yoksulluk ve sosyal dışlanmayla mücadelenin kuvvetlendirilmesi amacıyla 'güvenceli asgari gelir kurumu' Türk hukuk sistemine girmeli. Eğitimli ev kadınlarının sosyal gönüllü ve ücretli istihdamı teşvik edilmeli.”

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=87207&KTG_KOD=111