Kredi kartıyla yapılan tahsilât nasıl beyan edilir? |
22 Ağustos 2011 | |
Anayasa kuralı gereği ülkede vergi koyup kaldırmak sadece kanunla mümkündür. Bunun dışındaki hukukî işlemlerle mükelleflere yeni vergi salmak veya bazı mükellefleri vergiden muaf tutmak mümkün değildir. Ancak tabii olarak kanunlarda tüm sosyal, ekonomik ve örfi durumlar dikkate alınamıyor. Çoğu zaman kanun bir vergiyle ilgili ana çatıyı kurar ve ayrıntısının düzenlenmesini (oran, istisna tutarları, beyan sınırları vs.) ilgili bakanlığa veya Bakanlar Kurulu'na bırakır. Bakanlıklar da bu kanunlara ilişkin uygulamanın nasıl olması gerektiğini ve kanun hükmünden ne anlaşılması gerektiğini alt hukukî işlemlerle ortaya koyar. Yönetmelik, tebliğ, sirküler ve hatta özelgeler bu tür idarî işlemlerdir. Vergi Usul Kanunu'nda öncelikle kanunların lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. Lafzın açık olmadığı hallerde, vergi kanunlarının hükümleri; konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak değerlendirilir ve yorumlanır. Ancak bu yorumlamayı doğru şekilde yapabilmek için ciddi bir hukuk ve vergi altyapısına sahip olunması gerektiği yadsınamaz. Mükellefler tarafından hatalı şekilde yapılacak yorumların daha sonra Maliye tarafından kabul görmemesi halinde karşılaşılacak ağır cezalar sebebiyle genelde idarenin görüşünün bilinmesi önem arz eder. Bu yüzden mükellefler bireysel olarak mukteza (özelge-idarenin görüşü) talebinde bulunur. Mukteza doğrultusunda işlem yapılması halinde ceza ve vergi ödenmeyeceği kanun metnine eklendikten sonra, mukteza müessesesi daha fazla önem kazandı. Ayrıca bazı konularda idareye birden fazla görüş talebi gelebiliyor. Bu durumlarda idare, herkese ayrı ayrı görüş yazma yerine kamuoyuna duyuru anlamına gelecek sirküler yayınlama yoluna gider. Vergi müfettişleri, incelemelerinde sirküleri de dikkate almak zorundadır. Maliye tarafından KDV ile ilgili olarak daha önce 59 sirküler yayınlanmıştı. Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan 60 No'lu sirküler ile tüm sirkülerler birleştirildi. KDV uygulamalarıyla ilgili olarak akla takılabilecek bazı sorulara cevap niteliği taşıyan sirkülere Gelir İdaresi resmî sitesinden ulaşmak mümkün. Sirkülerde mükelleflerin dönem içerisinde elde ettiği geliri beyan ederken dikkat edecekleri hususlara dikkat çekilmiş. Özellikle kredi kartıyla yapılan satışların toplam matrah içerisinde beyanına ilaveten, müstakilen de beyan edilmesi gerektiği ifade edilmiş. Kredi kartı, satışa konu mal veya hizmetin bedelinin tahsilinde kullanılır. Kredi kartıyla yapılan tahsilatın, işletme tarafından yapılan bir mal satışı veya sunulan hizmete ilişkin olduğu kabul edilir. Buna göre fatura, mükellefler tarafından yapılan tahsilata değil, KDV uygulamasında tahsilatın ait olduğu teslim veya hizmetin Vergi Usul Kanunu'nda belirtildiği şekilde belgelendirilmesine yönelik düzenlenmektedir. Yani tahsilat, satılan mal veya hizmetin bedelinden daha düşük veya daha fazla olabileceği gibi, daha önce veya sonra da yapılmış olabilir. KDV beyannamesinde, bir vergilendirme döneminde gerçekleştirilen teslim ve hizmetlere ait bedelin kredi kartıyla tahsil edilen kısmı, beyannamenin 'Sonuç Hesapları - Diğer Bilgiler - Kredi Kartı ile Tahsil Edilen Teslim ve Hizmetlerin Katma Değer Vergisi Dahil Karşılığını Teşkil Eden Bedel' satırına yazılır. KDV beyannamesinde istenilen bu bilgi, verginin tarh ve tahakkukundan çok denetim amaçlı bir bilgidir. Bu satırda vergiyi doğuran olayın gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmadan bir vergilendirme döneminde kredi kartıyla yapılan tahsilatın tamamı gösterilmeli. Farklı sebeplerden dolayı bu satırda yer alan tutarlar, beyannamenin 'Sonuç Hesapları' kulakçığındaki 'Teslim ve Hizmetlerin Karşılığını Teşkil Eden Bedel' ile uyum göstermeyebilir. Bu husus vergi dairesince mükellefe sorulduğunda farklılığın sebebi izah edilebilir. Uyumsuzluğun makul sebeplerle izah edilememesi halinde ilgili mükellefler hakkında gerekli işlemlerin yapılacağı unutulmamalı. KREDİ KARTI İLE YAPILAN TAHSİLÂT İLE MATRAHIN UYMADIĞI DURUMLAR Farklı vergi oranına tabi teslim ve hizmet bedelleri ile vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilen işlemlerin satışının kredi kartı ile yapılması. İlgili firma veya kurumlar adına pos cihazı ile yapılan (elektrik, su, telefon, faturaları vb.) tahsilatlar. Avans ödemeleri. Vergisi önceden beyan edilmiş işlemlerin sonraki taksitlerinin kredi kartı yoluyla tahsilatı. Dağıtım ve kurye hizmetleri verilen müşterilerle yapılan sözleşmeler kapsamında dağıtımı yapılan ürünlerin satış bedellerinin tahsilatı. Bu teslimler kurye vasıtasıyla beyan dönemi bittikten sonra yapılabileceğinden fatura dönemi ile tahsilat dönemi, dolayısıyla satış toplamı ile hasılat toplamı farklılık arz edebilir. Sigara, cep telefonlarına ait hazır kartlar, gazeteler gibi özel matrah uygulaması kapsamında önceki aşamada vergilendirilen işlemler. Eczanelerce SGK adına tahsilatı yapılan hasta katılım payları. Firma adına kayıtlı pos cihazları kullanılarak bayi veya üye işyerlerince yapılan satışlara ait tahsilatın bayi veya üye işyeri alacağına kaydedilmeksizin doğrudan firma hesaplarına aktarılması. Binek oto alımında ödenen KDV KDV Kanunu'na göre binek otomobili alımında yüklenilen verginin indirimi mümkün değildir. Araç kiralama ve araçların işletilmesi işini yapan mükellefler ise bu amaçla aldıkları binek otomobillerinin alış belgelerinde yer alan KDV'yi indirim konusu yapabilir. Bu çerçevede, gerçek usulde vergilendirilen taksi işletmecisi, sürücü kursu ve otomobil kiralama şirketi gibi işletmeler, faaliyetleriyle ilgili satın aldıkları binek otomobilleri için ödedikleri KDV'yi indirim konusu yapabilir. Bu mükelleflerin binek otomobilinin alış belgesinde gösterilen KDV, ait olduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla, ilgili belgelerin kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde, bu araçların fiilen faaliyette kullanılmaya başlanılıp başlanılmadığına bakılmaksızın indirilebilecektir. Örneğin; mükellef tarafından araç kiralama faaliyetinde kullanılmak üzere Ocak 2010 döneminde satın alınan araç sebebiyle ödenen KDV, bu dönemde aracın kiralanıp kiralanmadığına bakılmadan indirilebilir. Binek otomobili işletmeciliğiyle uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobillerine ait vergi ise indirim konusu yapılamaz. Mesela otomobil kiralama şirketinin kiralama amacı dışında şirketin kendi ihtiyacı için aldığı otomobile ait (genel müdüre veya personele tahsis edilen otomobil) vergi indirilemez. Bir otomobil firmasının test sürüşü aracı olarak aktifine kaydettiği binek otomobiline ait yüklenilen KDV de indirilemez. Türk Gümrük Tarife Cetveli'nin 87.04 tarife pozisyonunda belirtilen taşıtların sonradan değişiklik yapılarak binek otomobiline dönüştürülmesi durumunda, bu taşıtların iktisabında yüklenilen KDV ile binek otomobiline dönüşüm nedeniyle oluşacak ÖTV farkı üzerinden hesaplanacak KDV indirim konusu yapılamaz. Taşıtın alımında indirim konusu yapılan KDV ise dönüşüm işleminin yapıldığı dönemde indirim hesaplarından çıkarılarak 'İlave Edilecek KDV' olarak beyan edilmeli. Ahmet Yavuz |