Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Denkleştirme Döneminde Fazla Çalışma Ücreti Ödenir mi? PDF Yazdır e-Posta
20 Eylül 2011

Image

İş Kanunu’nun 63. ve devamındaki maddelerde işçilerin çalışma sürelerinin nasıl uygulanacağı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

I- GİRİŞ

Kanun’da tanımlanmayan “çalışma süresi” kavramı, İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin([1]) 3. maddesinde “işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süredir.” şeklinde ifadesini bulmuştur. Kanun’da genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok kırkbeş saat olacağı, aksi kararlaştırılmadıkça bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu, esnek çalışma modellerini benimseyerek 1475 sayılı İş Kanunu döneminde benimsenen çalışma sürelerindeki sıkı ve katı anlayışı kırmak istemiştir. Günümüzde çalışma hayatında meydana gelen ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişmeler, çalışma sürelerinde de esneklik anlayışını zorunlu kılmaktadır. Bu anlayış çerçevesinde 4857 sayılı İş Kanunu ile 10.06.2003 tarihinden buyana çalışma sürelerinin denkleştirilmesi olgusu iş mevzuatımıza girmiş, çalışma sürelerinin belli şartlar ve sınırlara uyularak tarafların anlaşması ile farklı şekilde düzenlenebilmesinin yolu açılmıştır.     

Bu yazımızda, 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili yönetmelikte yer alan denkleştirme uygulamasına ilişkin yasal düzenlemeler hakkında kısaca bilgi verilecek, daha sonra denkleştirme döneminde fazla çalışma ücreti ödenip ödenmeyeceği konusu Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararı ışığında açıklanmaya çalışılacaktır.   

II- YASAL DÜZENLEME

Türk İş Hukuku öğretisinde, 1475 sayılı İş Kanunu, çalışma süresinin haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanmasını, emredici bir biçimde hükme bağlamış olduğundan çalışma hayatının ihtiyaçlarına uygun olmadığı gerekçesi ile sürekli olarak eleştirilmekteydi. 4857 sayılı İş Kanunu, mülga 1475 sayılı Kanun’dan farklı olarak 63. maddesinde “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.” hükmüne aynı maddenin II. fıkrasında bir istisna getirilerek çalışma sürelerinin esnekleştirilmesi konusunda Avrupa Birliği’nin 23.11.1993 tarih ve 93/104 sayılı Direktifi’ne uygun bir düzenlemeye yer vermiştir. Adı geçen fıkra uyarınca “Tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak şartı ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir”. Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin 5. maddesinin 1. fıkrasına göre de “Bu halde yoğunlaştırılmış iş haftası veya haftalarından sonraki dönemde işçinin daha az sürelerle çalıştırılması suretiyle, toplam çalışma süresi çalışılması gereken toplam normal süreyi geçmeyecek şekilde denkleştirilir” getirilen düzenleme ile haftalık çalışma süresinin çalışılan günlere eşit ölçüde bölünerek uygulanması zorunluluğu kaldırılmış, tarafların anlaşması ile haftalık çalışma süresinin iş günlerine farklı şekilde dağıtılabilmesinin yolu açılmıştır. Yoğunlaştırılmış iş haftası veya haftalarında haftalık çalışma süresi 45 saati aşacak ancak daha sonraki haftalarda işçiler daha az çalıştırılarak haftalık ortalama çalışma süresi 45 saati aşmayacak şekilde denkleştirilecektir. Ayrıca yoğunlaştırılmış iş haftası ve haftalarında haftalık 45 saati aşan çalışmalar, fazla çalışma sayılmayacaktır. Bu hüküm, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesinde şu şekilde ifade edilmiştir. “Fazla çalışma Kanun’da yazılı şartlar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. 63. madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak şartı ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.”

İşveren, yönetim hakkına dayanarak işyerinde tek taraflı irade beyanıyla denkleştirme uygulamasına gidemez. Denkleştirme uygulaması için tarafların bu konuda anlaşması gerekir. Bu husus, hem Kanun’da hem de Yönetmelikte açık bir şekilde belirtilmiştir. İşveren, çalışma süresinin denkleştirilmesi konusunda işçinin onayını alması gerekir. Bu onay, iş sözleşmesi ile önceden alınabileceği gibi toplu iş sözleşmesi ile bu konuda işverene tek taraflı uygulama yetkisi verilmesi şeklinde de olabilir. Anlaşmanın şekli konusunda Kanun’da bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Yönetmelikte tarafların yazılı olarak anlaşmaları gerektiği hükme bağlanmıştır. Öğretide ve Yargı kararlarında anlaşmanın yazılı ya da sözlü yapılabileceği gibi örtülü denkleştirmeden de bahsedilmektedir. Kanaatimizce Yönetmelikte öngörülen yazılı şekil şartı ispat açısından öngörülmüştür.

Denkleştirme döneminde günlük çalışma süresi her ne şekilde olursa olsun 11 saati aşamayacaktır. Bu husus, Kanun’da ve Yönetmelikte açıkça hükme bağlanmıştır. Denkleştirme süresi 2 ay olacak toplu iş sözleşmesi ile bu süre 4 aya çıkarılabilecektir. Denkleştirme uygulaması, işyerinin bütününde uygulanabileceği gibi bir bölümünde ya da bir veya bir kısım işçiye uygulanabilecektir. Denkleştirme uygulamasının başlangıç ve bitiş tarihleri ile günlük ve haftalık çalışma süresi işverence belirlenecektir. Yoğunlaştırılmış çalışma, denkleştirme döneminin başında ya da sonunda yapılabilecektir. 

III- DENKLEŞTİRME DÖNEMİNDE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ ÖDENİR Mİ?

Yukarıda bahsedildiği gibi, 4857 sayılı İş Kanunu’nu ve ilgili Yönetmelikte; çalışma süresinin haftanın çalışılan günlerine farklı şekilde dağıtılabileceği kabul edilerek, yoğunlaştırılmış iş haftalarında günde 11 saate kadar çalışma yapılabileceği, denkleştirme döneminin sonunda haftalık ortalama çalışma süresinin 45 saati aşamayacağı ve yoğunlaştırılmış dönemde yapılan çalışmaların fazla çalışma sayılmayacağı belirtilmiştir. Ancak konuyla alakalı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında([2]); “…davacı işçi, radyolink istasyonunda güvenlik görevlisi olarak; 7 gün, günde 24 saat çalışıp, sonraki 14 gün dinlendiğini ileri sürerek, anılan devreye ilişkin fazla çalışma ücretinin tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece, davacının çalıştığı 24 saatlik süreden yemek, uyku gibi zorunlu ihtiyaçları için 5 saatlik sürenin düşürülmesi sonucu günlük 19 saat çalıştığının kabulü ile buna göre hesaplanan bilirkişi raporunu benimseyerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Yüksek Özel Dairece, hüküm bozulmuş, mahkemece, davacının nöbetlerini tek başına tuttuğu, bu durumda 3 saat uyku ve 2 saat yemek ve sair ihtiyaçlar için olmak üzere toplam 5 saat dinlenme süresinin mahsubu ile fiilen 19 saatlik çalışma üzerinden hesaplama yapılmasının doğru bulunduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir. 1475 sayılı İş Kanunu'nun 61. maddesine göre, genel bakımdan iş süresi haftada en çok 45 saattir. 45 saatin üstünde yapılan çalışmalar fazla çalışma sayılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesinde, ilke olarak çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiş, ancak tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi işyerlerinde haftanın çalışılan günlerinde, günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41. maddesine göre fazla çalışma, Kanun’da yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. Anılan madde uyarınca, atıfta bulunulan 63. madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi, bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz. Dosya kapsamına göre; davalı şirkete ait radyolink istasyonunun meskun mahal dışında bulunması, ulaşım zorluğu gibi zorlayıcı nedenlerle, davacının radyolink istasyonunda 7 gün sürekli kalıp, ardından gelen 14 gün ise evinde istirahat ettiği anlaşılmaktadır. Radyolink istasyonlarında yapılan çalışmanın niteliği, yapılan işin ve işyerinin özelliğine göre, bu tür çalışanların uyku ve diğer zorunlu ihtiyaçları karşılamak için gerekli olan zaman dilimi gözetildiğinde, çalışmanın günde en fazla 14 saat sürdürülebileceği, Hukuk Genel Kurulu'nun 14.06.2006 gün 2006/9-374 Esas, 2006/382 Karar sayılı bozma kararında olduğu gibi somut olayda da benimsenmiş, çalışmanın tek başına yapılmış olmasının, çalışılan süreye etkisinin bulunmayacağı, Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerde kabul edilmiştir. (...) A.Ş. (R-L) istasyonlarında Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin mevzuatın "Çalışma Süresinin Düzeltilmesi" başlıklı 6. maddesinin (a) bendinde; çalışan personel, 24 saatlik süre içinde 3 vardiya halinde haftalık 6 gün 45 saat esasına göre çalıştırılır, ancak bu şekildeki vardiyayı oluşturacak sayıda personel bulunmayan istasyonlarda bu durum dikkate alınarak, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesine göre günde 11 saati aşmamak koşuluyla İl Yöneticisinin onayı ile farklı şekilde çalışma düzeni de oluşturulabileceği, (b) bendinde; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesinde yer alan denkleştirme esasına göre; haftalık normal çalışma süresinin, işyerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği, bu şekilde en fazla dört aylık süre içinde haftalık ortalama çalışma süresi normal haftalık çalışma süresini aşamayacağı, (c) bendinde; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41. maddesine göre; denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi yapılan bu çalışmaların fazla çalışma sayılmayacağı, (d) bendinde; fazla çalışma yapan personel isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine fazla çalıştığı her bir saat karşılığında 1 saat 30 dakikayı serbest zaman (ücretli izin) olarak kullanabileceği hükümlerini içermektedir. 1475 sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu dönemde; Yargıtay'ın istikrar kazanmış uygulamasına göre, haftalık 45 saati aşan çalışmanın fazla çalışma süresi olarak kabulünün gerekmesi karşısında, davacının 7 gün ve günde 14 saat çalıştığı kabul edilerek, bu haftalarda 45 saati aşan sürelerde fazla çalışma yapıldığının kabulü gerekmektedir. 4857 sayılı Yasa döneminde, günlük 11 saate kadarki çalışmalar yönünden örtülü bir denkleştirmenin varlığı kabul edileceğinden, denkleştirmeye esas günlük 11 saati aşan süreler yönünden fazla çalışmanın varlığı kabul edilmelidir. Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular gözetilerek, davacının fazla çalışma alacağının saptanması gerekirken, yazılı düşüncelerle aksinin kabulü isabetli olmayıp, bozma nedenidir.” denilmiştir. Oy çokluğu ile alınan karara karşı oy yazılmıştır.  Karşı oy yazısında fazla çalışma ücretinin ödenmemesi gerektiği belirtilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında günde 11 saate kadar yapılan çalışmanın örtülü bir denkleştirmeye dayandığı, 11 saatin üzerinde yapılan çalışmalar için fazla çalışma yapıldığının kabulü ile fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Yüksek mahkeme, bu sonuca varırken haftalık 45 saatlik çalışma süresinin aşılıp aşılmadığına bakmamıştır. Ancak işçinin 7 gün belirtilen saatlerle çalışması halinde haftalık 45 saat aşılmış olacaktır. Kararda dikkati çeken noktalardan biride mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 35. maddesinde günlük çalışma süresinin üzerinde yapılan çalışmaların fazla çalışma sayılmasına rağmen kararda 45 saati aşan sürenin fazla çalışma sayıldığıdır.   

IV- SONUÇ

4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi ile çalışma sürelerinin denkleştirilmesi olgusu iş mevzuatımıza girmiş, çalışma sürelerinin belli şartlar ve sınırlara uyularak tarafların anlaşması ile farklı şekilde düzenlenebilmesinin yolu açılmıştır. Getirilen düzenleme ile tarafların anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak şartı ile farklı şekilde dağıtılabilecek, bu halde iki aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamayacak, denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilecektir. Yoğunlaştırılmış iş haftası veya haftalarından sonraki dönemde işçinin daha az sürelerle çalıştırılması suretiyle, toplam çalışma süresi çalışılması gereken toplam normal süreyi geçmeyecek şekilde denkleştirilebilecektir. Bu yazımızda işçilere denkleştirme döneminde fazla çalışma ücreti ödenip ödenmeyeceği konusu incelenmiş, ayrıntısına yer verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararında 11 saatin üzerinde yapılan çalışmalar için fazla çalışma yapıldığının kabulü ile fazla çalışma ücretinin ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

Cüneyt ÖZEN*

Yaklaşım

 


(*)         İş Müfettişi

([1])      06.04.2004 tarih ve 25425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

([2])     Yrg. HGK.’nın, 21.03.2007 tarih ve E: 2007/9-150, K: 2007/160 sayılı Kararı, http://tisk.org.tr/hukuk/yazdir.asp?nedir=yargitay&id=187.