İhbar tazminatı İş Kanunu’nun 17. maddesinde işçinin iş Kanunu’ndan doğan hakkı olarak geçmektedir. Tanım olarak ifade etmek gerekirse, işverence bir takım sebeplerle işten çıkartılan işçiye çalışma süreleri göz önünde bulundurularak verilen tazminattır.
I- GİRİŞ Her iki tarafta İş Kanunu’nda belirtilen bildirim sürelerine uymak zorundadır. İşçi kendi isteğiyle işyerinden ayrılması durumunda ihbar tazminatına hak kazanamamaktadır. Bu çalışmada işveren tarafından işçiye ödenecek olan ihbar tazminatının banka kanalı ile ödenmesi bir zorunluluk olup olmadığı hususuna değinilecektir. A- KAVRAM OLARAK İHBAR TAZMİNATI Türk Dil Kurumu’nda sözlüğünde bildirim ödencesi olarak geçen ihbar tazminarı HUMK (Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu) belirlenen ve hesaplanan günlük sürelerin aksine sürelerin belirlenmesi ve hesaplanması haftalık olarak yapılmaktadır. B- İHBAR TAZMİNATINA HAK KAZANMA KOŞULLARI VE SÜRELER İhbar tazminatına hak kazanma koşulunda esas öncelik işyerinin iş kanununa tabi olması ve çalışan işçilerin iş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmasını gerektirmektedir. Ancak, belirli süreli sözleşmelerde sürenin bitiminden önce tek taraflı haklı ve geçerli olmayan fesih hallerinde de ihbar tazminatı söz konusu olabilmektedir. İhbar tazminatında kıdem tazminatı gibi bir yıllık süre şartı yoktur. İşveren tarafından deneme süresi içinde veya kendi isteği ile işten ayrılan işçiye ihbar tazminatı ödenmesi söz konusu olmamaktadır. İhbar tazminatında süreler İş Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilmiştir. Bu bağlamda iş sözleşmeleri; “a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra” feshedilmiş sayılacağı ve belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce de durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu süreler asgari olup yapılacak olan sözleşmeler ile artırılabilmektedir. Eğer işveren vekili bildirim şartına uymadan bildirim süresine ilişkin ücret tutarındaki tazminatı peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. Ayrıca, ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32. maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutulması gerekmektedir. C- İHBAR TAZMİNATI BANKA KANALI İLE ÖDENMEK ZORUNDA MI? İhbar Tazminatının Banka Kanalı ile ödenmesi konusunda İş Kanunu’nda herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Bu hususla ilgili olarak Maliye Bakanlığı’nın 4 Temmuz 2003 tarih ve 25158 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 320 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde tevsik zorunluluğu kapsamında değerlendirmek gerekmektedir. Bu bağlamda söz konusu Tebliğ ile; “Birinci ve ikinci tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemleri ile tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 5.000 TL’yi aşan tahsilat ve ödemelerin 01.08.2003 tarihinden itibaren banka ve özel finans kurumları aracı kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunludur. Tespit edilen tutarın altında kalan tahsilat veya ödemelerin banka veya özel finans kurumları ile yapılması ihtiyaridir.”denilmiştir. Tevsik uygulamasına konu olan 5.000 TL sınırı 323 sayılı VUKGT ile 10.000 TL sınırına yükseltilmiş, tebliğ ile her türlü mal ve hizmet bedeli, avans, depozito, pay akçesi gibi ödeme ve tahsilatlar tevsik kapsamında değerlendirilmiştir. 332 no.lu VUKGT ile tevsik limiti, 01.05.2004 tarihinden itibaren 8.000 TL’ye indirilmiş olup, halen geçerli olan limittir. Tevsik zorunluluğundan kaçınmak için tespit edilen tutarın üzerinde kalan işlemleri parçalara ayrılması tebliğ ile kabul edilmemiş, aynı günde aynı kişi veya kurumlara yapılan işlemlerin tek bir ödeme veya tahsilat olacağı özellikle belirtilmiştir. Satışın vadeli veya taksitli olması ve her taksit tutarının sınırının altında kalması halinde dahi söz konusunda zorunluluğa uyulması gerekmektedir. Toplam tutarı 8.000 Türk Lirasını aşan her türlü mal veya hizmet bedeli, avans, depozito ve pey akçesi gibi tahsilat ve ödemeler tevsik zorunluluğu kapsamındadır. Uygulamanın bu yönde olmaması durumunda cezai müeyyideler söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinde yer alan hükme göre mükerrer 257. madde ile “getirilen zorunluluklara uymayan mükelleflere her bir işlem için usulsüzlük cezası kesilecektir. Ayrıca, mükellefler arası ticari işlemlerde birinin tahsilatı diğerinin ödemesi olacağından özel usulsüzlük cezası her iki mükellef içinde uygulanacaktır” şeklinde belirtilmiştir. 323 sayılı VUKGT aşağıda kurumlara yapılacak ödeme ve tahsilat işlemlerinde tevsik zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu kurumlar; 1- Sermaye piyasası aracı kurumları, 2- Yetkili döviz müesseseleri, 3- Noterler, 4.- Tapu daireleri’dir. Bu uygulamaya ilişkin, 01.05.2004 tarihinden itibaren 8.000 TL limiti aşan tahsilat ve ödemelerin; 320, 323 ve 324 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen esaslar çerçevesinde banka, özel finans kurumları veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracılığıyla yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda işveren tarafından işçiye ödenecek ihbar tazminatı konusunu yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde değerlendirecek olursak; işveren vekilinin işçinin bildirim süresi ile işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan doğan menfaatler de göz önünde tutarak ödenecek tazminat miktarı 8.000 TL’yi aşması durumunda işveren ya da işveren vekilinin bu ödemeyi tevsik (belge) zorunluluğu kapsamında yapması gerektiği kanaatindeyiz. II- SONUÇ İhbar tazminatının banka kanalı ödenmesi hususu her ne kadar iş Kanunu’nda düzenlenmemiş olsa da işverenin ödeyeceği ihbar tazminatı miktarı 8.000.-TL’den fazla ise Vergi Usul Kanunu gereği yapılan ödeme kanaatimce tevsik kapsamında mütalaa edileceğinden banka, özel finans kurumu veya PTT aracılığıyla ödenmesi gerekmektedir. Ali Kemal TERZİ* Yaklaşım (*) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Yrd. Uluslar arası Güvenlik Bilimleri Doktora Öğrencisi |