İş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandırılması 4857 sayılı İş Kanununun 18.maddesinde düzenlenmiştir.
Bu madde hükmüne göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, fesih sebebini işçinin yeterliliğinden, davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedene dayandırmak zorundadır. İşverenlerin aynı işkolunda birden fazla işyeri bulunabilir. Bu durumda işyerinde çalışan işçi sayısı hesaplanırken, işverenin farklı işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısı dikkate alınır. İşçinin altı aylık kıdemi ise, aynı işverenin farklı işyerlerinde geçen süreler toplanarak hesaplanır. İşveren fesih bildirimini usulüne uygun olarak yapmak zorundadır. Yapılacak bildirimin yazılı olması ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi zorunludur. İşveren,4857 sayılı kanunun 25.maddesinin II numaralı bendinde sayılan, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzer hallerin dışında bir neden ile işçinin iş sözleşmesini feshediyorsa, işçinin savunmasını almak zorundadır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, feshin sebep gösterilmeden veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içersinde iş mahkemesine dava açabilir. Bir aylık süre hak düşürücü süre olduğu için, bir ay geçtikten sonra feshin geçersizliği sebebiyle dava açılamaz. İşverence yapılan feshin geçersizliği mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edildiği takdirde, işçinin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğ tarihinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması durumunda, işveren işçiyi bir ay içerisinde işe başlatmak zorundadır. İşçi bu süre içerisinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılan fesih geçerli sayılmaktadır. İşçinin başvuruda bulunması halinde ise, işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında mahkemece veya özel hakem tarafından belirlenecek tazminatı ödemekle yükümlü olur. Ödenecek tazminat miktarı belirlenirken işçinin brüt ücreti üzerinden hesaplama yapılmalı, ikramiye ve diğer sosyal haklar dikkate alınmamalıdır. İşçinin işe başlatılıp başlatılmadığına bakılmaksızın, işçinin on gün içerisinde işe başlamak için yazılı olarak başvuruda bulunması halinde, mahkeme kararının kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir. İşe başlatmama tazminatı işçiye ödenirken gelir vergisi kesintisi yapılır mı? 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25 inci maddesinde Gelir vergisinde müstesna olan tazminat ve yardımlar belirtilmiştir. - Ölüm, sakatlık, hastalık (5904 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle değişen ibare. Yürürlük; 03.07.2009) ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımlar hükmüne yer verilmiştir.
12.08.2009 tarih ve 27317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 272 Seri Nolu Gelir Vergisi Tebliğinde konuya ilişkin açıklamalar yapılmış, söz konusu Tebliğin 2.2 İstisnanın kapsamı başlıklı bölümünde ‘’İstisna kapsamındaki tutar, iş sözleşmesi feshinin geçersizliğine karar veren mahkeme veya özel hakemin kararında belirlediği işçinin işe başlatılmaması nedeniyle ödenecek tazminat miktarı ile sınırlıdır .‘’ açıklaması yer almıştır. Bu hüküm ve açıklamalara göre, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin mahkeme veya özel hakemce tespit edilmesi durumunda işçiye işe başlatmama hali için belirlenen tazminat tutarından damga vergisi kesintisinin yapılması,gelir vergisi kesintisinin ise yapılmaması gerekmektedir. Kaynak: Kütahya Valiliği Defterdarlık Genel Müdürlüğü 21.03.2011 tarihli B.07.4.DEF.0.43.10.00-7769/4376-2 sayılı özelgesi Emre Özerçen SMMM Muhasebe Vergi |