Yurt İçi İştirak Kazançları İstisnası |
30 Eylül 2011 | |
Kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri ve gelir vergisinin mevzuuna giren gelir unsurlarından oluşan kurum kazançları, söz konusu mükellefin iştirakinin bulunup bulunmamasına ya da kar dağıtımında bulunup bulunmamasına bağlı olmaksızın kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Örneğin iki gerçek kişi ortağa sahip bir limited şirket ile ortağından birisi kurumlar vergisi mükellefi olan limited şirketin elde etmiş olduğu kurum kazancı aynı oranda kurumlar vergisine tabi olacaktır. Gerçek kişi ortakların ana kurum kazancından hisseleri oranında elde etmiş oldukları kar payları üzerinden ana kurum bünyesinde ödenen vergiler, 4842 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce vergi alacağı müessesesi ile giderilmekteydi. Buna karşılık anılan Kanunla yapılan değişiklikten sonra ise gerçek kişilerce tam mükellef kurumlardan elde edilen kar payının yarısı gelir vergisinden istisna edilmek suretiyle mükerrer vergileme önlenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda olmak üzere örneğimizde yer alan limited şirketin ortağı olan kurumlar vergisi mükellefinin elde ettiği kar payı ana kurum bünyesinde vergilendirildiğinden, söz konusu kazançlar iştirak kazançları istisnası sayesinde ikinci kurumda vergi matrahının dışında bırakılır. Bu kapsamda iştirak kazançları istisnası, bilinen anlamda bir istisna olmaktan çok, vergi mükerrerliğinin önlenmesi amacını taşımaktadır. 5520 sayılı K.V.K.’nın 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasının a) bendinde kurumlar vergisi mükelleflerinin elde edecekleri iştirak kazançlarına ilişkin istisna hüküm altına alınmış olup, 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinden yürürlüğe giren anılan bent metni şu şekildedir; “a) Kurumların; 1) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılmaları nedeniyle elde ettikleri kazançlar (Fonların katılma belgeleri ile yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen kâr payları hariç), 2) Tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun kârına katılma imkânı veren kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr payları” Anılan bent uyarınca;aynı kazancın iki ayrı kurum bünyesinde vergilendirilmesini önlemek ve mükerrer vergilemeye yol açmamak amacıyla gerek tam gerekse dar mükellefiyete tabi kurumların elde ettikleri iştirak kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Bu maddedeki düzenleme, yalnızca tam mükellefiyete tabi kurumun sermayesine katılımlar nedeniyle elde edilen kazançları kapsamaktadır. Diğer bir anlatımla, kurumlar vergisi mükelleflerince elde edilen kar paylarının K.V.K.’nın 5. maddesinin 1/a-1 bendi uyarınca kurumlar vergisinden istisna olabilmesi için iştirak edilen kurumun tam mükellef kurum olması gerekmektedir. Öte yandan anılan maddede 5422 sayılı K.V.K.’nın 8. maddesinin (1) numaralı bendinde yer almayan bir düzenleme yapılmış ve söz konusu düzenleme ile kurumların, kurucu senetleri ile diğer intifa senetlerinden elde ettikleri kâr paylarının da iştirak kazancı olarak değerlendirileceği ve bu kazançların da kurumlar vergisinden istisna olacağı hüküm altına alınmıştır. Cem Tekin E. Gelirler Başkontrolörü/ YMM / Muhasebe Vergi --------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |