Devre Tatil Uygulaması Bir Hak Satışı mı? Uzun Süreli Kiralama mı? |
06 Ekim 2011 | |
Son yıllarda dünya ile birlikte ülkemizde de oldukça yaygın hale gelen devre tatil uygulaması bir hak satışı mı yoksa uzun süreli kiralama mı konusu olduğu tartışılmaktadır. Yapılan işlemin hak satışı veya kiralama olması vergilemede farklı uygulamalara yol açmak suretiyle mükellefi avantajlı veya dezavantajlı bir konuma sokabilmektedir. Devre tatil; en az üç yıl süre için yapılan ve bu süre zarfında yıl içinde, belirli veya belirlenebilecek ve bir haftadan az olmayacak bir dönem için bir veya daha fazla sayıdaki taşınmazın kullanım hakkının devri ya da devri taahhüdünü içeren sözleşme ya da sözleşmeler gurubuna dayanarak yapılan işlemler bütününüifade eder. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 726’ncı maddesinde üst hakkı, sahibine başkasına ait taşınmaz üzerindeki yapının maliki olma yetkisi veren bir irtifak hakkı olarak tanımlanmıştır. Kanunun 826’ncı maddesinde ise, bir taşınmaz malikinin, üçüncü kişi lehine arazinin altında veya üstünde yapı yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek yetkisi veren bir irtifak hakkı kurabileceği, aksi kararlaştırılmış olmadıkça bu hakkın devredebileceği ve mirasçılara geçebileceği, bağımsız ve sürekli nitelikte ise üst hakkı sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebileceği, en az 30 yıl için kurulan üst hakkının sürekli nitelikte olduğu hükmüne yer verilmiştir. Üst hakkının sona ermesi halinde ise, taşınmaz üzerindeki yapıların arazi maliki üzerinde kalacağı ve arazinin bütünleyici parçası olacağı 828’inci madde ile hüküm altına alınmıştır ve 829’uncu madde uyarınca taşınmaz malikinin, aksi kararlaştırılmadıkça kendisine kalan yapılar için üst hakkı sahibine bir bedel ödemesi gerekmemektedir. Görüldüğü üzere, bir kimsenin, üçüncü kişiye, taşınmazı üzerinde veya altında yapı yapmak veya mevcut yapıyı muhafaza etmek yetkisi vermek üzere üst hakkı kurması mümkün olup, buna dair sözleşmenin en az otuz yıl süreli ve bağımsız nitelikli olması durumunda üst hakkı tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebilecektir. Ancak, üst hakkı tesisi için öncelikle Kanunun 827’inci maddesi uyarınca resmi senet düzenlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre, devre tatil işleminin kiralama olarak değil üst hakkının devri olarak kabul edilmesi nedeniyle, kurumlar vergisi açısından vergiyi doğuran olayın satış işleminin gerçekleşmesiyle meydana geldiğinin kabulü gerektiğinden, devre tatil bedellerinin de satışının yapıldığı dönemin hasılatına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle devre tatil hakkı sadece işletmeciye karşı ileri sürülebilen kişisel bir hak olması ve devre tatil hakkı satışlarının tapuya tescil edilmemesi nedeniyle, bu satışlara ait faturanın düzenlenmesinde devre tatil hakkı satışlarına ilişkin sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren ve ödemenin şekline bakılmaksızın faturanın yedi gün içerisinde düzenlenmesi gerekmektedir. Diğer taraftan satışı yapılacak devre tatil hakkı satışlarına ilişkin olarak katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay, devre tatil hakkı satışlarına ilişkin sözleşmenin imzalandığı tarihtir. Ancak, devre tatil hakkı satışlarından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde vergiyi doğuran olay, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi anında meydana gelecektir. Erkan Gürboğa E.Gelirler Kontrolörü/YMM /Muhasebe Vergi --------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |