Yatırımların ve İstihdamın Teşviki |
06 Haziran 2007 | |
Diğer tüm kamusal politikalarda olduğu gibi maliye politikalarında da nihai hedef insanın refahıdır. Çalışabilir durumda olan bir insan için de refahın olmazsa olmaz koşulu, kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamaya yetecek düzeyde gelir elde ettiği bir işe sahip olmasıdır. Ancak, gerek tek tek insanlar için ve gerekse toplumsal hayatımız bakımından bu kadar önemli olmasına rağmen, çeşitli sebeplerle pek çok insan durumuna uygun bir iş bulamamakta, bu da günlük hayatımızda yoğun biçimde yaşadığımız diğer pek çok soruna kaynaklık etmektedir.
Şüphesiz başka sebepleri de olmakla birlikte günümüzde işsizliğin sebeplerinden başta geleni, istihdam üzerindeki vergi, sigorta primi gibi yüklerin ağırlığıdır. Ücret pazarlıklarının genellikle net tutarlar üzerinden yapılıyor olması yükün tamamının yatırımcı tarafından üstlenilmesi sonucunu doğurmakta, bu da, faizlerin yüksekliği, ekonomik istikrarsızlık gibi diğer bazı gerekçelerle birlikte, yatırımcıları yatırım yapmaktan caydırmakta ya da onların emek yoğun yatırımlar yerine daha çok teknoloji yoğun yatırımları tercih etmelerine sebep olmaktadır. Bir taraftan bu tür yatırım tercihleri diğer taraftan da hızlı nüfus artışı , sonuçta, ülke nüfusunun çalışabilir kesiminin önemli bir kısmının, istedikleri halde iş bulamamalarına yol açmaktadır.
Sorunun çözümü için bu güne kadar pek çok düzenleme yapılmış olmasına rağmen, bugün geldiğimiz noktada, bunların, sorunu çözdüğünü ve hatta hafiflettiğini söyleyebilmek pek mümkün değildir.
Ancak, uygulamasına başlanalı henüz üç yıl gibi bir süre olmasına rağmen, 5084 sayılı Kanunda bu güne kadar dört ayrı kanunla çeşitli değişiklikler yapılmıştır.
2004 yılında 5228 sayılı Kanunla yapılan ilk değişiklikle yatırımlara tahsis edilecek arsa ve arazilerin kapsamı genişletilirken ve belirli tarihe kadar tamamlanacak yatırımların destek ve teşviklerden yararlanma süresi uzatılırken; 2005 yılında 5350 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle de, destek ve teşviklerden yararlanmada belirlenen sayıda işçi çalıştırma veya istihdam öngörme koşulu getirilmiş, destek ve teşviklerin uygulanacağı iller arasına, 01.04.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan on üç il de alınmıştır.
2006 yılı sonunda 5568 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle de, destek ve teşviklerden yararlanacak yatırımların tamamlanma tarihi 2009 yılı sonuna kadar uzatılmış ve 2007 , 2008 ve 2009 yılında tamamlanan yatırımların, destek ve avantajlardan, tamamlanma tarihinden itibaren, sırasıyla beş, dört ve üç yıl süreyle yararlanılabilmesi mümkün kılınmıştır.
Uygulama ile ilgili son düzenleme de 04 Nisan 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5615 sayılı Kanunla yapılmıştır. Bu Kanunla 5084 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2 nci madde hükmü ile 04 Nisan 2012 tarihine kadar beş yıl süreyle, belirlenen koşulları taşımaları kaydıyla Gökçeada ve Bozcaada’daki işletmelerin de gelir vergisi stopajı teşviki, sigorta primi işveren hissesi teşviki ve enerji desteğinden yararlanmaları hükme bağlanırken ; yatırımlara bedelsiz yatırım yeri tahsisinde devir yerine kırk dokuz yıllık süreyle irtifak hakkı tesisi uygulamasına geçilmiştir. Gelir vergisi stopajı ve sigorta primi işveren hissesi teşviklerinden yararlanacaklarda aranan ‘’ asgari otuz işçi çalıştırma ‘’ koşulu da yine aynı Kanunla ‘’ asgari on işçi çalıştırma ‘’ olarak değiştirilmiştir.
Bu yazmızda, yatırımlara 5084 sayılı Kanunla sağlanan destek ve teşviklerden yararlanma koşullarında bu güne kadar yapılan değişiklikler özetlenmekte ve uygulamada bugün gelinen nokta açıklanmaktadır.
.
5084 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde, ‘’ Gelir vergisi stopajı teşviki ‘’ başlığı altında, kapsama giren illerde (Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayrisafi yurt içi hâsıla tutarı 1500 ABD Doları veya daha az olan otuz altı ilde ) yapılan ve yapılacak yatırımlara sağlanacak gelir vergisi stopajı konu edilmiştir.
Kanunkoyucu, bu teşviki, madde metninde, ‘’ 01.10.2003 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçiler ile 1.10.2003 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu tarihten önce ilgili idareye vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilâve olarak yeni işe aldıkları ve bu iş yerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için % 80'i, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilir ‘’ ifadeleriyle açıklamıştır.
Görüldüğü gibi, uygulamanın başlangıcında, 01.10.2003 tarihinden itibaren faaliyete başlamış yatırımlar için ‘’ Gelir vergisi stopajı teşviki ‘’ nden yararlanabilmede, işyerinde çalıştırılması zorunlu bir asgari işçi sayısı söz konusu değildir. Kanunkoyucu, sadece, 01.10.2003 tarihinden önce faaliyete başlamış olan yatırımlar için, son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilâve olarak yeni işçi işe almalarını koşul olarak getirmiştir. Daha açık bir ifade ile, Kanunkoyucu, belirtilen tarihten sonra işe başlayan mükellefler için yarattıkları istihdam ölçüsünde, belirtilen tarihten önce işe başlayan mükellefler için ise yarattıkları ek istihdam ölçüsünde gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanabilmelerini mümkün kılmıştır.
Öte yandan, yine aynı maddede, sağlanacak gelir vergisi stopajı teşvikinin üst sınırı da, yeni işe alınan işçi sayısı ile asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken verginin çarpımı sonucu bulunacak tutarın organize sanayi ve endüstri bölgelerindeki iş yerlerinde tamamı, diğer yerlerdeki iş yerlerinde ise yüzde 80'i olarak tanımlanmıştır.
Maliye Bakanlığı da, son üç yıllık dönemde konuyla ilgili olarak yayımladığı üç ayrı Tebliğ ile ( 17.04.2004, 04.06.2005 ve 20.04.2006 tarihli Resmi Gazete’lerde yayımlanan), uygulamanın usul ve esaslarını mükelleflere duyurmuştur. Bu Tebliğlerde, özetle,
a) Gelir vergisi stopajı teşviki sadece kapsama dahil illerde bulunan işyerlerinde fiilen çalıştırılan işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanacak gelir vergisi açısından geçerli olduğu, bu işyerlerine ilişkin bordrolarda gösterilmiş olsa dahi fiilen bu işyerlerinde çalışmayan işçiler açısından teşvikten yararlanmanın mümkün bulunmadığı,
c) Uygulamanın 01.03.2004 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği, bu nedenle söz konusu teşvik uygulamasının ilk olarak 01.09.2003 tarihinden sonra işe alınmış olanların 2004 yılının Mart ayı ücretleri üzerinden hesaplanacak gelir vergisi için geçerli olacağı,
d) Gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanacak olan mükelleflerin, ilgili döneme ilişkin verecekleri muhtasar beyannamelerinde, çalıştırdıkları tüm işçilere ait ücret matrahlarını beyan ederek bunlara ilişkin vergilerin tahakkuk ettirilmesini sağlayacakları,
e) Gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanılabilmesi için muhtasar beyanname ile birlikte Tebliğ ekinde yer alan bildirimin de verilmesinin gerektiği, bu bildirimde teşvikin uygulanması ile ilgili işyerleri ve istihdam edilen işçilere ilişkin bilgiler ve terkin konusu olacak vergi tutarının da yer alması gerektiği,
f) 5084 sayılı Kanunun amacının, ülke genelinde istihdamın artırılması ve bu istihdamın ekonomik gelişmişlik düzeyi düşük olan yörelerde gerçekleştirilmesi suretiyle ülkemizdeki bölgelerarası gelişmişlik farklılıklarını azaltmak olduğu, bu bağlamda, Kanun kapsamında olmayan bölgelerde var olan istihdamın Kanun kapsamındaki bölgelere veya kapsama dahil bölgelerde var olan istihdamın bölge içinde kaydırılmasına yönelik teşviklerden yararlanma amaçlı uygulamaların yeni işe başlama olarak kabul edilmeyeceği ; bu kapsamda, mevcut ve faaliyette bulunan işletmelerin devredilmesi, birleşmesi, bölünmesi veya nevi değiştirmesi, mevcut bir işletmenin kapatılarak değişik bir ad veya unvan veya bir iş birimi olarak açılması, yönetim ve kontrolü elinde bulunduracak şekilde doğrudan veya dolaylı ortaklık ilişkisi bulunan şirketler arasında istihdamın kaydırılması, şahıs işletmelerinde işletme sahipliğinin değiştirilmesi gibi ek bir kapasite ve istihdam artışına neden olmayan işlemler sonucunda gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanılması mümkün bulunmadığı, vurgulanmıştır.
Yukarıda özetlenen koşullarla 2004 yılı Mart ayında başlayan gelir vergisi stopajı uygulamasında ilk değişiklik 2004 yılı Temmuz ayında TBMM’de kabul edilen 5228 sayılı Kanunla yapılmıştır. Bu Kanunla, 5084 sayılı Kanunun ilk şeklinde 31.12.2008 olarak belirlenen gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanma süresi, 31.07.2006 tarihine kadar tamamlanan yatırımlar için, 31.12.2008 tarihinin aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın, tamamlanma tarihinden itibaren beş yıl olarak yeniden belirlenmiştir.
5084 sayılı Kanunun uygulamasında ikinci değişiklik 2005 yılı Mayıs ayında 5350 sayılı Kanunla yapılmıştır. 5350 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerden ilki, gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanacak yatırımlar için 01.10.2003 olarak belirlenen işe başlama tarihinin 01.04.2005 olarak yeniden belirlenmesi olmuştur. Bu değişiklik ile, 01.04.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az otuz işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin ; 01.04.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin de, 01.01.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgelerindeki işçi sayısını en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması halinde, bu iş yerlerinde çalıştırılan toplam işçi sayısını geçmemek üzere, artırdıkları işçi sayısı ile mevcut işçilerden artırdıkları işçi sayısının iki katı kadar işçinin ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilmesi hüküm altına alınmıştır. Yine bu değişiklikler kapsamında, gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanacak iller arasına Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan on üç il de dahil edilmiştir.
Gelir vergisi stopajı teşviki ile ilgili olarak 5350 sayılı Kanunla yapılan bir diğer değişiklik te, yukarıdaki paragraftan da anlaşıldığı gibi, teşvikten yararlanabilmek için en az otuz işçi çalıştırma koşulunun getirilmiş olmasıdır.
Bu kapsamda yapılan son değişiklik te, belirlenen tarihten ( 01.04.2005) önce işe başlayanlar için , ‘’ işçi sayısının en az yüzde 20 oranında artırılması ve bu şekilde artırılarak ulaşılan işçi sayısının en az otuz olması ‘’ koşulunun aranacak olmasıdır. Uygulamada 5350 sayılı Kanunla yapılan bu üç değişiklik te 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
5084 sayılı Kanunla yatırımlara sağlanan gelir vergisi stopajı teşviki ile ilgili üçüncü değişiklik te, 2006 yılı Aralık ayında 5568 sayılı Kanunla yapılmış ve destek ve teşviklerden yararlanma süresi, yine 31.12.2008 tarihinin aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın, 31.12.2007 tarihine kadar tamamlanacak yatırımlar için beş yıl, 31.12.2008 tarihine kadar tamamlananlar için dört yıl ve 31.12.2009 tarihine kadar tamamlananlar için üç yıl olarak yeniden belirlenmiştir.
Gelir vergisi stopajı teşviki uygulaması ile ilgili son değişiklik de 04.04.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5615 sayılı Kanunla yapılmıştır. Anılan Kanunla yapılan değişikliklerle, uygulama basitleştirilmiş ve 5084 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2 nci madde hükümleri ile gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanacak yerler arasına Çanakkale’nin Bozcaada ve Gökçeada ilçeleri de dahil edilmiştir.
Anılan Kanunun 24 üncü maddesiyle, ayrıca, gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanabilmesinde aranan ‘’ asgari otuz işçi çalıştırma ‘’ koşulu ‘’ asgari on işçi çalıştırma ‘’ olarak değiştirilirken, 01.04.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için aranan ‘’ 01.01.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgelerindeki işçi sayısını en az yüzde 20 oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması ‘’ koşulundan, 01.05.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere vazgeçilmiştir. Kanunkoyucu, yine 01.05.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, son düzenleme ile, 01.04.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin de asgarî on işçi çalıştırıyor olmaları halinde gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanabilmelerini mümkün kılmıştır.
5615 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinin ardından, artık, belirlenen kırk dokuz ilde yapılmış ve bundan sonra yapılacak , en az on işçi çalıştıran yatırımlar için gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanılabilecektir. Bu teşvikten yararlanma süresi de, yukarıda belirttiğimiz gibi, 2007 yılı sonuna kadar tamamlanacak yatırımlar için beş yıl, 31.12.2008 tarihine kadar tamamlananlar için dört yıl ve 31.12.2009 tarihine kadar tamamlananlar için üç yıl olacaktır. Örneğin, belirlenen illerden birinde yapılan ve 30.06.2009 tarihinde tamamlanacak bir yatırım için 30.06.2012 tarihine kadar gelir vergisi stopajı teşvikinden yararlanılabilecektir.
Bozcada ve Gökçeada’da bulunan işletmeler de gelir vergisi stopajı teşvikinden, yukarıda belirtilen koşullarla ve 04.04.2012 tarihine kadar yararlanabileceklerdir.
5084 sayılı Kanunla yatırımlara sağlanan destek ve teşviklerden biri de çalıştırılan işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamının, diğer yerlerdeki iş yerleri için de yüzde 80'inin Hazinece karşılanması ile ilgilidir.
Kanunkoyucu, konuyla ilgili olarak, Kanunun 4 üncü maddesinde, ‘’ 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere, 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki illerde, 1.10.2003 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçiler ile 1.10.2003 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu tarihten önce ilgili idareye vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilâve olarak yeni işe aldıkları ve bu iş yerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçiler için, 17.7.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 72 ve 73 üncü maddeleri uyarınca prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde 80'i Hazinece karşılanır....’’ hükümlerine yer vermiştir.
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi, Kanunkoyucu, bu uygulamada da 01.10.2003 tarihini esas almış ve 01.10.2003 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin işveren hissesinin organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerlerinde tamamının, diğer yerlerdeki iş yerlerinde de yüzde 80'inin Hazinece karşılanmasını hükme bağlarken ; 01.10.2003 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu tarihten önce ilgili idareye vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilâve olarak yeni işe aldıkları ve bu iş yerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçiler için de uygulamadan yararlanılabilmelerine imkan sağlamıştır.
Yine yukarıdaki ifadelerden anlaşılacağı gibi, uygulamanın başlangıcında, 01.10.2003 tarihinden itibaren faaliyete başlamış yatırımlar için ‘’ Sigorta primi işveren hissesi teşviki ‘’ nden yararlanabilmede, işyerinde çalıştırılması zorunlu bir asgari işçi sayısı söz konusu değildir. Kanunkoyucu, sadece, 01.10.2003 tarihinden önce faaliyete başlamış olan yatırımlar için, yine bir asgari sayı belirlemeksizin, son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayısına ilâve olarak yeni işçi işe almalarını koşul olarak getirmiştir.
Öte yandan, Gelir Vergisi stopajı teşvikinde olduğu gibi, sigorta primi işveren hissesi teşvikinde de bir üst sınır söz konusudur. Maddede bu sınır, ‘’ 506 sayılı Kanunun 78 inci maddesi uyarınca belirlenen kazanç alt sınırına göre hesaplanan işveren hissesi prim tutarı ‘’ olarak tanımlanmıştır. Sosyal Sigortalar Kanunu’nun anılan maddesinde, sigorta primine esas kazanç alt sınırı, günlük asgari ücret olarak belirlenmiştir. İşte bu tutar üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren hissesi, teşvik uygulamasında her bir işçi için dikkate alınacak günlük üst sınır olacaktır.
Kanunun uygulamaya ilişkin çeşitli hükümlerin yer aldığı 7 nci maddesine göre, Hazinece karşılanan prim tutarlarının mükelleflerin gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık ta, son üç yıllık dönemde müştereken yayımladıkları üç ayrı Genelge ile (13.04.2004/16-314, 27.05.2005/16-344, 26.06.2006/16-375) uygulamanın usul ve esaslarını mükelleflere duyurmuştur. Bu Genelgelerde , özetle,
a) kapsama giren ve 2004/Mart ayında çalışan sigortalılardan dolayı 2004/Nisan ayında verilmesi gereken aylık sigorta primleri bildirgesinin, ilk prim belgesi olacağı, b) kapsama giren illerde , 01.10.2003 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu işyerlerinde çalıştırdıkları işçiler ile 01.10.2003 tarihinden önce işe başlamış olan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin bu tarihten önce ilgili idareye verdikleri en son dört aylık sigorta primleri bordrolarındaki son ayda bildirdikleri toplam işçi sayısına ilave olarak yeni işe aldıkları ve bu işyerlerinde fiilen çalıştırdıkları işçilerin ücretleri üzerinden hesaplanacak sigorta primi işveren hisselerinin kapsama uygulama kapsamına girdiği, c) 01.10.2003 tarihinden önce Kurumumuza en son verilmiş olan 2003/II’inci dönem bordosunun son ayı olan Ağustos ayında hiç sigortalı bildiriminin olmaması halinde, aynı bordroda sigortalı bildiriminde bulunulan en son ayda kayıtlı sigortalı sayısının uygulamada baz alınacağı,
d) kapsama giren illerdeki işverenlerce, sigortalı çalıştırılmamış olması nedeniyle, 2003/II. Dönem bordrosu verilmemiş ise, daha önceki dönemler için bordro verilmiş olsa bile, bu tür işyerlerinde, 01.09.2003 tarihinden itibaren işe alınan sigortalıların 2004/Mart ayında da çalışıyor olmaları halinde tamamının kapsama dahil edileceği,
e) 2004/Mart ila 2008/Aralık aylarına ilişkin olmak üzere düzenlenen ve çeşitli nedenlerle yasal süresi dışında verilen prim belgelerinde kayıtlı sigorta primlerinin işveren hissesinin de (yüzde 100’ü veya yüzde 80’i) uygulama kapsamında değerlendirileceği,
f) yapılacak uygulamada; aynı işverenin kapsama giren ve girmeyen illerde birden fazla işyerinin bulunması halinde, bu işyerlerinin tümünde çalıştırdığı sigortalılar için verdiği 2003/II. Dönem bordrolarındaki (sigortalıların bildirildiği son aydaki) toplam sigortalı sayısına ilave olarak kapsama giren illerdeki işyerlerine 01.09.2003 tarihinden itibaren yeni işe aldığı sigortalıların da bu kapsamda değerlendirileceği,
g) İşverenlerce, kapsama giren ve girmeyen sigortalılar için ayrı ayrı prim belgesi düzenlenmiş olması kaydıyla, bu işverenlerin ayrıca yazılı başvuruda bulunmuş olup olmadıklarına bakılmayacağı,
vurgulanmıştır.
Yukarıda özetlenen koşullarla 2004 yılı Mart ayında başlayan sigorta primi işveren hissesi teşviki uygulamasında ilk değişiklik 2004 yılı Temmuz ayında 5228 sayılı Kanunla yapılmıştır. Bu Kanunla, Kanunun ilk şeklinde 31.12.2008 olarak belirlenen sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanma süresi sonu, 31.07.2006 tarihine kadar tamamlanan yatırımlar için, 31.12.2008 tarihinin aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın, tamamlanma tarihinden itibaren beş yıl olarak yeniden belirlenmiştir.
5084 sayılı Kanunun sigorta primi işveren hissesi teşviki ile ilgili hükümlerinde ikinci değişiklik 2005 yılı Mayıs ayında 5350 sayılı Kanunla yapılmıştır. Daha açık ifade ile, anılan Kanunla, 5084 sayılı Kanunun konuyla ilgili 4 üncü maddesi , başlığı ile birlikte değiştirilmiş ve sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanacak yatırımlar için maddenin ilk şeklinde 01.10.2003 olarak hükme bağlanan işe başlama tarihi, 01.04.2005 olarak yeniden belirlenmiştir. Bu değişiklik ile, 01.04.2005 tarihinden itibaren yeni işe başlayan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, en az otuz işçi çalıştırmaları koşuluyla, bu iş yerlerinde çalıştırdıkları işçilerin ; 01.04.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin de, 01.01.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgelerindeki işçi sayısını en az yüzde 20 oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması halinde, bu iş yerlerinde çalıştırılan toplam işçi sayısını geçmemek üzere, artırdıkları işçi sayısı ile mevcut işçilerden artırdıkları işçi sayısının iki katı kadar işçinin ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin; organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu iş yerleri için tamamı, diğer yerlerdeki iş yerleri için yüzde sekseni, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden terkin edilmesi (silinmesi) hüküm altına alınmıştır. Yine bu değişiklikler kapsamında, sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanacak iller arasına Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan on üç il de dahil edilmiştir.
Sigorta primi işveren hissesi teşviki ile ilgili olarak 5350 sayılı Kanunla yapılan bir değişiklik te, yukarıdaki ifadelerden de anlaşıldığı gibi, teşvikten yararlanabilmek için en az otuz işçi çalıştırma koşulunun getirilmiş olmasıdır.
5350 sayılı Kanunla yapılan bir diğer değişiklik, belirlenen tarihten ( 01.04.2005) önce işe başlayanlar için , işçi sayısını en az yüzde 20 oranında artırılması ve bu şekilde artırılarak ulaşılan işçi sayısının en az otuz olması koşulunun aranacak olmasıdır.
Anılan Kanunla uygulamada yapılan son ve önemli değişiklik te, işveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Kuruma vermeleri ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerini işçi hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı ödemiş olmaları koşulunun getirilmesidir.
Sigorta primi işveren hissesi teşviki uygulamasında yapılan tüm bu değişiklikler 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
5084 sayılı Kanunla yatırımlara sağlanan sigorta primi işveren hissesi teşviki ile ilgili üçüncü değişiklik te, 2006 yılı Aralık ayında 5568 sayılı Kanunla yapılmış ve sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanma süresi, yine 31.12.2008 tarihinin aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın, 31.12.2007 tarihine kadar tamamlanacak yatırımlar için beş yıl, 31.12.2008 tarihine kadar tamamlananlar için dört yıl ve 31.12.2009 tarihine kadar tamamlananlar için üç yıl olarak yeniden belirlenmiştir.
Uygulama ile ilgili son değişiklik, 04.04.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5615 sayılı Kanunla yapılmıştır. Anılan Kanun’un 24 üncü maddesiyle, 01.05.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanabilmesinde aranan ‘’ asgari otuz işçi çalıştırma ‘’ koşulu ‘’ asgari on işçi çalıştırma ‘’ olarak değiştirilirken, 01.04.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için aranan ‘’ 01.01.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgelerindeki işçi sayısını en az yüzde yirmi oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısının asgari otuz kişiye ulaşması ‘’ koşulundan vazgeçilmiştir. Kanunkoyucu, yine 01.05.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 01.04.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin de asgarî on işçi çalıştırıyor olmaları halinde sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanabilmelerini hükme bağlamıştır. Yine aynı Kanunla 5084 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2 nci madde hükümleri ile, Çanakkale’nin Bozcaada ve Gökçeada ilçelerinde faaliyet gösteren işletmelerin 04.04.2012 tarihine kadar sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanmaları uygun görülmüştür.
5615 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinin ardından, artık, belirlenen kırk dokuz ilde yapılmış ve bundan sonra yapılacak en az on işçi çalıştıran yatırımlar için sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanılabilecektir. Bu teşvikten yararlanma süresi de, yukarıda belirttiğimiz gibi, 2007 yılı sonuna kadar tamamlanacak yatırımlar için beş yıl, 31.12.2008 tarihine kadar tamamlananlar için dört yıl ve 31.12.2009 tarihine kadar tamamlananlar için üç yıl olacaktır. Örneğin, belirlenen illerden birinde yapılan ve 31.07.2008 tarihinde tamamlanan bir yatırım için 31.07.2012 tarihine kadar sigorta primi işveren hissesi teşvikinden yararlanılabilecektir.
Bozcada ve Gökçeada’da bulunan işletmeler de sigorta primi işveren hissesi teşvikinden, yukarıda belirtilen koşullarla ve 04.04.2012 tarihine kadar yararlanabileceklerdir.
5084 sayılı Kanunla belirlenen illerde yapılan yatırımlara istihdamın artırılması amacıyla sağlanan destek ve teşviklerden bir diğeri de enerji desteğidir. Kanunun 6 ncı maddesinde, uygulama kapsamına giren illerde, 01.10.2003 tarihinden itibaren imalât sanayi, madencilik, hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, soğuk hava deposu, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanında faaliyete geçen, fiilen ve sürekli olarak asgari on işçi çalıştıran işletmelerin elektrik enerjisi giderlerinin yüzde 20'sinin Hazinece karşılanması hükme bağlanmıştır. Maddede ayrıca, belirtilen bu orana ondan sonraki her bir işçi için 0,5 puan ekleneceği, Hazinece karşılanacak oranın, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde kurulu bulunan işletmeler için yüzde 50'yi, diğer alanlarda kurulu bulunan işletmeler için yüzde 40'ı geçemeyeceği belirtilmiştir.
Kanunkoyucu, Kanun kapsamına giren illerde ve yukarıda belirtilen sektörlerde faaliyet gösteren ve fakat 01.10.2003 tarihinden önce faaliyete geçmiş olan işletmelerin de, 01.10.2003 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayılarını fiilen ve sürekli olarak en az yüzde 20 oranında artırmaları ve asgari on işçi çalıştırmaları koşuluyla yüzde 20 oranında enerji desteğinden yararlanabilmelerini hüküm altına almıştır.
Enerji desteğinden yararlanacak işletmelerin ‘’ fiilen ve sürekli olarak ‘’ çalıştırdıkları işçi sayısının tespitinde, bir takvim yılının en az 3/4'ünde çalıştırılmış işçi sayısının esas alınacağı da ayrıca madde metninde vurgulanmıştır.
5084 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde, ayrıca, enerji desteğinin uygulanmasına yönelik asgari kapasiteleri belirlemeye Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı, enerji giderlerinin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlık müştereken yetkili kılınmıştır.
Aynı Kanunun uygulamaya ilişkin çeşitli hükümlerin yer aldığı 7 nci maddesinde de Hazinece karşılanılan enerji giderlerinin, iadenin yapıldığı dönemde gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır.
Enerji desteği uygulamasının usul ve esasları Hazine Müsteşarlığı’nca 09.06.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/1 sayılı Tebliğ ile yatırımcılara duyurulmuştur. Bu Tebliğde , özetle,
a) enerji desteği uygulamasından yararlanabilmek için işletmelerin imalat sanayi, madencilik, hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, soğuk hava deposu, turizm-konaklama tesisi, eğitim ve sağlık alanlarında faaliyet göstermeleri ve Tebliğde belirtilen asgari kapasitelerde olmaları gerektiği,
b) Kanun kapsamında enerji desteği uygulamalarının yürütülebilmesini temin etmek amacıyla Vali veya yardımcılarından birisinin başkanlığında il düzeyinde bir “Enerji Desteği Komisyonu” kurulacağı, bu komisyona, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü, Maliye Bakanlığı (Vergi Dairesi), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (SSK İl Müdürlüğü), Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş veya Elektrik Dağıtım Şirketlerinden ve varsa OSB’ nden birer temsilci katılacağı, Komisyonun sağlıklı olarak çalışabilmesini temin etmek için, Komisyonda görev verilen kurum ve kuruluşların hangi düzeyde temsil edileceği Valilik tarafından belirlenecektir. Komisyonun sekreterya ise hizmetleri Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğünce yürütüleceği,
c) Komisyonun ayda asgari bir kez toplanarak, ilde bulunan işletmelere ait ilk kez uygulanacak enerji desteği talepleri ile destekten yararlanılmaya başlanıldıktan sonraki müracaatlara ilişkin talepleri değerlendirileceği,
d) Enerji desteği uygulamasının başlamasından sonra işletmeler, her ay destek kapsamında olan tesisteki elektrik kullanımını ve bedelini gösteren fatura aslı ile Sosyal Sigortalar Kurumu onaylı işçi bordrosunu Komisyona iletecekleri ; komisyonun, işletmelerin taleplerini değerlendirmenin yanı sıra, enerji indiriminden yararlanan işletmelerin her ay bordro değişimlerini de kontrol edeceği,
e) Enerji desteğinden yararlanan işletmelerin Kanunun yürürlük süresi içinde istihdam sayısını artırmaları halinde, ulaşılan toplam ilave istihdam sayısının, Komisyona bildirilen döneme ait elektrik bedeline yansıtılacağı,
f) Enerji desteğinden yararlanılabilmesi için, destekten yararlanılması istenilen her bir tesis için ayrı ayrı olmak üzere belirlenen bilgi ve belgeler ile Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğüne müracaat edileceği,
belirtilmiştir.
Yukarıda özetlenen koşullarla 2004 yılı Mart ayında başlayan enerji desteği uygulamasında ilk değişiklik 2004 yılı Temmuz ayında 5228 sayılı Kanunla yapılmıştır. Bu Kanunla, Kanunun ilk şeklinde 31.12.2008 olarak belirlenen enerji desteğinden yararlanma süresi sonu, 31.07.2006 tarihine kadar tamamlanan yatırımlar için, 31.12.2008 tarihinin aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın, tamamlanma tarihinden itibaren beş yıl olarak yeniden belirlenmiştir.
5084 sayılı Kanunun uygulamasında ikinci değişiklik 2005 yılı Mayıs ayında 5350 sayılı Kanunla yapılmıştır. Bu Kanunla, enerji desteğinden yararlanacak yatırımlar için daha önce 01.10.2003 olarak belirlenen işe başlama tarihi 01.04.2005 olarak yeniden belirlenirken ; 01.04.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen, fiilen ve sürekli olarak; hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında asgari on; imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında ise asgari otuz işçi çalıştıran işletmelerin, elektrik enerjisi giderlerinin yüzde 20’sinin Hazinece karşılanması hükme bağlanmıştır. Yine bu değişiklikler kapsamında, enerji desteğinden yararlanacak iller arasına Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan on üç il de dahil edilmiştir.
Kanun kapsamına giren illerde 01.04.2005 tarihinden önce yukarıdaki fıkrada belirtilen alanlarda faaliyete geçmiş olan işletmelere ise, 01.01.2005 tarihinden önce ilgili idareye vermiş oldukları en son aylık prim ve hizmet belgesinde bildirdikleri işçi sayılarını, 01.04.2005 tarihinden itibaren fiilen ve sürekli olarak; hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk dahil), seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu yatırımlarında en az yüzde 20 oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısını asgari on kişiye ulaştırmaları; imalât sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık alanlarında ise en az yüzde 20 oranında artırmaları ve çalıştırılan toplam işçi sayısını da asgari otuz kişiye ulaştırmaları koşulu getirilmiştir.
5084 sayılı Kanunla yatırımlara sağlanan enerji desteği ile ilgili üçüncü değişiklik te, 2006 yılı Aralık ayında 5568 sayılı Kanunla yapılmış ve destek ve teşviklerden yararlanma süresi, yine 31.12.2008 tarihinin aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın, 31.12.2007 tarihine kadar tamamlanacak yatırımlar için beş yıl, 31.12.2008 tarihine kadar tamamlananlar için dört yıl ve 31.12.2009 tarihine kadar tamamlananlar için üç yıl olarak yeniden belirlenmiştir.
Uygulama ile ilgili son değişiklik de 04.04.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5615 sayılı Kanunla yapılmıştır. Bu Kanunun 24 üncü maddesi hükümleri ile, 5084 sayılı Kanunun enerji desteği uygulaması ile ilgili 6 ncı maddesinin bir ve iki numaralı fıkraları birleştirilmiş ve metin aşağıdaki şekli almıştır.
Yine aynı Kanunla 5084 sayılı Kanuna eklenen Geçici 2 nci madde hükümleri ile, Bozcaada ve Gökçeada’da bulunan işletmeler de yukarıda belirtilen koşullarla, 04.04.2012 tarihine kadar enerji desteğpi uygulamasından yararlanabileceklerdir.
Yeni fıkra metninden de görüldüğü gibi, daha önce uygulama kapsamında bulunan sektörlere göre on ve otuz olarak uygulanan çalıştırılması gereken asgari işçi sayısı, 01.05.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, sektör ayrımı yapılmaksızın on olarak yeniden belirlenmiştir. Ayrıca , aynı değişiklikler kapsamında, 01.04.2005 tarihinden önce işe başlayanlar için getirilen ‘’ işçi sayısını en az yüzde yirmi oranında artırma ‘’ koşulu da, yine 01.05.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kaldırılmıştır.
5615 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlüğe girmesinin ardından, artık, belirlenen kırk dokuz ilde, belirlenen sektörlerde yapılan ve yapılacak yatırımlara , on ve daha fazla sayıda işçi çalıştırmaları koşuluyla, 5084 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinde belirtilen usul ve esaslara göre enerji desteği verilecektir. Bu teşvikten yararlanma süresi de (kırk dokuz ilde yapılacak yatırımlar için), 2007 yılı sonuna kadar tamamlanacak yatırımlar için beş yıl, 31.12.2008 tarihine kadar tamamlananlar için dört yıl ve 31.12.2009 tarihine kadar tamamlananlar için üç yıl olacaktır. Örneğin, belirlenen illerden birinde yapılan ve 31.10.2007 tarihinde tamamlanan bir yatırım için 31.10.2012 tarihine kadar enerji desteğinden yararlanılabilecektir.
Bozcaada ve Gökçeada’da faaliyet gösteren işletmeler de enerji desteğinden, belirlenen koşullarla 04.04.2012 tarihine kadar yararlanabileceklerdir.
5084 sayılı Kanunla istihdamın artırılması amacıyla yatırımlara sağlanan son avantaj da, bedelsiz yatırım yeri tahsisidir. Kanunun 5 inci maddesinde, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca 2001 yılı için belirlenen fert başına gayri safi yurt içi hâsıla tutarı, 1500 ABD Doları veya daha az olan iller ile bu iller dışında kalan ve Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan illerde ve kalkınmada öncelikli yöreler kapsamındaki diğer yerlerde yapılacak en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişilere; Hazineye, katma bütçeli kuruluşlara, belediyelere veya il özel idarelerine ait arazi veya arsaların mülkiyetinin bedelsiz olarak devredilebilmesine olanak sağlanmıştır.
İstihdam edilecek asgari işçi sayısının, yatırımın faaliyete geçmesi tarihinden itibaren beş yıl süre ile aranacağı madde metninde belirtilmiştir.
Ayrıca, anılan maddede, devredilen arazi veya arsaların tapu kaydına; Hazinece, katma bütçeli kuruluşlarca, belediyelerce veya il özel idarelerince bedelsiz olarak devir olunduğu, devir amaç ve koşullarına, devir alan gerçek veya tüzel kişilerin uymak zorunda olduğuna dair şerh konulacağı, belirlenen koşullara uyulmuş olması kaydıyla, talep üzerine, tapu kaydındaki şerhin terkin edileceği, devredilen arazi veya arsa üzerindeki toplam yatırımın yarısından fazlasının tamamlanmış olması ve yatırımcının talep etmesi halinde, devredilen arazi veya arsanın rayiç bedelinin tahsil edilerek tapu kayıtlarındaki şerh terkin edileceği, yatırımcının, bu madde kapsamında belirlenen şartlara uymadığının veya öngörülen sürede yatırımın tamamlanmadığının tespiti halinde, herhangi bir yargı kararı aranmaksızın taşınmaz, üzerindeki muhdesat ile birlikte Hazine, katma bütçeli kuruluşlar, belediyeler veya il özel idareleri adına kaydolunacağı ifade edilmiştir.
Bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulamasının usul ve esasları, 5084 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yer alan yetki kullanılarak, Bakanlar Kurulunca 02.07.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ‘’ Organize Sanayi Bölgelerinde Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel Kişilere Bedelsiz Tahsisine İlişkin Yönetmelik ‘’ ile yatırımcılara duyurulmuştur. Bu Yönetmelikte , özetle,
a) Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda ve Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde belirtilen yatırımları kapsamak kaydıyla, bedelsiz parsel tahsisi isteyen gerçek veya tüzel kişilerin form dilekçe ve yatırım bilgi formunu doldurup tahsisi talep edilen parselin bulunduğu organize sanayi bölgesine başvurmaları gerektiği,
b) İlgili organize sanayi bölgesinin yetkili organının parsel tahsislerine ilişkin kararını müracaat tarihinden itibaren en geç otuz takvim günü içerisinde vereceği, 5084 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce parsel tahsis edilen gerçek veya tüzel kişilerden, Kanunun yayımı tarihinden sonra tahsisleri iptal edilenlere, bu Kanun gereğince yeni tahsis yapılamayacağı,
c) Aynı parsele birden fazla talep olması halinde, organize sanayi bölgesi yetkili organları tarafından, gerçek veya tüzel kişiler arasında öncelik sırasının tespitinde, yatırım tutarı, istihdam, ihracat ve ileri teknoloji gibi faktörlerin dikkate alınacağı,
d) 5084 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendi kapsamındaki illerde bulunan ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kredisi kullanan organize sanayi bölgesinin mülkiyetinde bulunan ve tahsis edilmemiş parsellerin, organize sanayi bölgesi yetkili organlarının karar almaları halinde, gerçek veya tüzel kişilere; bedeli Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından organize sanayi bölgesine verilen kredilerden mahsup edilmek üzere, bedelsiz olarak tahsis edileceği, 5084 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce bedelli olarak tahsis edilmiş parseller için ödemeler durdurulacağı,
e) altyapı inşaatının durumuna göre ilgili organize sanayi bölgesi yetkili organları tarafından yapılacak duyuru tarihinden itibaren yapı ruhsatı alınarak yatırımın iki yıl içinde üretime geçirilmesi ve üç yıl süre ile istihdamın on kişinin altına düşürülmemesinin zorunlu olduğu, istihdamın fiili, sürekli ve üretime katkı sağlayıcı olması gerektiği,
vurgulanmıştır.
Belirlenen illerde yapılacak yatırımlara bedelsiz arsa veya arazi tahsisine ilişkin uygulamada yapılan ikinci değişiklik Mayıs 2005 ayında kabul edilen 5350 sayılı Kanunla gerçekleştirilmiştir. Bu Kanunla da, 01.04.2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, tahsis için aranan ‘’ asgari on kişilik istihdam öngörme ‘’ koşulu, ‘’ asgari otuz kişilik istihdam öngörme ‘’ olarak yeniden belirlenirken ; Orman Kanunu’na tabi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle mülkiyeti devredilemeyen taşınmazlar üzerinde de bedelsiz kullanma izni verilebilmesi mümkün hale getirilmiştir. Bu değişikliğin yapılmasından önce tahsisi yapılan arsa ve arazilerle ilgili işlemlerin değişiklikten önceki hükümlere göre yürütülmesi de yine aynı Kanunla hüküm altına alınmıştır. Yine bu değişiklikler kapsamında, bedelsiz yatırım yeri tahsisinden yararlanacak iller arasına Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığınca 2003 yılı için belirlenen sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasına göre endeks değeri eksi olan on üç il de dahil edilmiştir.
Yatırımlara bedelsiz arsa veya arazi tahsisine ilişkin uygulamasında bir diğer değişiklik te Temmuz 2006 ayında kabul edilen 5538 sayılı Kanunla yapılmış ve Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra hükümleri ile bedelsiz tahsis edilen arsa ve araziler üzerinde, tahsisin yapılmasından itibaren bir yıl içinde yatırıma başlanılmaması halinde, bu arsa ve araziler üzerindeki tahsisin, Maliye Bakanlığınca re'sen kaldırılması hükme bağlanmıştır.
Yatırımcılara 5084 sayılı Kanun hükümlerine göre bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulaması ile ilgili son değişiklik te, 04.04.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 5615 sayılı Kanunla yapılmıştır.
Anılan Kanunun 24 üncü maddesi ile 01.05.2007 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılan bu değişiklikler ile birlikte yatırımlara bedelsiz arsa ve arazi devrinden vazgeçilmekte, yine belirlenen yerlerde ( Bozcaada ve Gökçeada, Yüksek Planlama Kurulu’nun 01 Mayıs 1995 tarih ve 95/15 sayılı kararı ile Kalkınmada Öncelikli Yöreler kapsamına alınmış olduğundan , bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulamasından 2004 yılından bu yanan yararlanmaktadır) yapılacak yatırımlara ancak bu kez on kişilik istihdam yaratma koşulu ile Hazineye, özel bütçeli kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya arsalar üzerinde kırk dokuz yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı tesis edilmesi benimsenmektedir. İrtifak hakkı tesis edilecek arsa ve araziler üzerindeki kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da yine bu uygulama kapsamında değerlendirilebilecektir. Orman Kanununa tâbi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise kırk dokuz yıl süreli bedelsiz kullanma izni verilebilecektir. Bu değişiklikler kapsamında, bedelsiz irtifak hakkı veya kullanma iznine konu taşınmazların üzerinde gerçekleştirilecek yatırımın toplam tutarının, bu taşınmazların maliki idarelerce takdir edilecek rayiç değerinin üç katından az olamayacağı da hükme bağlanmaktadır.
Yine 5615 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle, kalkınmada öncelikli yörelerdeki diğer illerde yapılacak yatırımlara bedelsiz yatırım yeri tahsisine ilişkin olarak 5084 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 31.12.2006 tarihinde yürürlükte olan hükümlerinin uygulanması kararlaştırılmıştır.
5615 sayılı Kanunla yapılan önemli bir diğer değişiklik te, yatırımın öngörülen sürede tamamlanamamasının sonuçları ile ilgilidir. Daha açık ifade ile, yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin tamamlanmadığının veya taşınmazın üzerine yatırıma başlama tarihinden itibaren bir yıl içinde herhangi bir yatırım yapılmadığının ya da işletmeye geçtikten sonra faaliyetin sona erdirildiğinin tespiti, irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmesinin ağır şekilde ihlali sayılacak ve bu durumda herhangi bir yargı kararı aranmaksızın irtifak hakkı veya kullanma izni iptal edilerek taşınmaz üzerindeki muhdesat, zemin maliki idareye intikal ettirilecektir. Bu durumda ilgili idarenin talebi üzerine irtifak hakkı tapu idarelerince re’sen terkin edilecek ve yatırımcıdan taşınmazın carî yıl proje maliyet bedelinin yüzde biri oranında tazminat tahsil edilecektir.
Yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın tamamlanmaması veya öngörülen istihdam sayısına yüzde onu aşan oranda uyulmaması halinde ise bedelsiz olarak tesis edilmiş irtifak hakkı veya verilen kullanma izni, bedelliye dönüştürülecek, bu durumda yıllık irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli, yatırımın carî yıl proje maliyet bedelinin binde beşi olarak hesaplanacaktır.
5615 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerin Mayıs 2007 ayı başında yürürlüğe girmesinin ardından, artık, belirlenen kırk dokuz il ile birlikte kalkınmada öncelikli yörelerde bulunan illerde asgari on kişilik istihdam öngören yatırımlara , Hazineye, özel bütçeli kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere ait arazi veya arsalar üzerinde kırk dokuz yıl süreli bağımsız ve sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebilecek, Orman Kanununa tâbi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise kırk dokuz yıl süreli bedelsiz kullanma izni verilebilecektir. Mehmet Korkusuz/E&Y |