Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Limited Şirket Anonim Şirkete Dönüştüğünde Hisse Senetlerinin İlk İktisap Tarihi Olarak Limited Şirket Sermayesine İştirak Tarihinin Esas Alınacağı PDF Yazdır e-Posta
24 Ekim 2011

Image

Limited şirketlerin anonim şirkete dönüşmesi, özellikle son yıllarda yaygınlaşan bir uygulama.

I- GİRİŞ

Anonim şirketlerin, limited şirketlere kıyasla sayısız avantajları var. Örneğin; kurumsallaşmaya daha elverişli olması, hukuki anlamda görev, yetki ve sorumluluk dağıtımının avantajları, yönetim kurulunda olmayan ortakların şirketin vergi ve sigorta primi borçlarından dolayı sorumluluklarının olmayışı, sermaye artırımı ve hisse satışında diğer ortağın onayını alma zorunluluğunun bulunmayışı, hisse devri için noterden işlem ve ticaret sicilinde tescil-ilan mecburiyetinin olmayışı, hamiline hisse senedi avantajı, ilk akla gelenler...

Avantajlardan biri de “hisse satışı” ile ilgili. limited şirket ortakları, hisselerini ne zaman satarlarsa satsınlar, örneğin 10 yıl geçtikten sonra satsalar dahi “değer artış kazancı” söz konusu olabiliyor (GVK mük. md. 80/4).

Oysa anonim şirketlerde, iktisap tarihinden itibaren iki yıl geçtikten sonra hisse senetleri (veya geçici ilmuhaberlerin elden çıkarılması, “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabi değil (GVK mük. md. 80/1)(1).

Hisse satışı olayında önem arzeden konulardan biri de; limited şirketin anonim şirkete dönüştüğü durumlarda, hisse senetlerinin (veya geçici ilmuhaberlerin) ilk iktisap tarihinin hangi tarih olduğuna ilişkindir.

Bu makalede, ilgili yasalar çerçevesinde konu ele alınmaya çalışılacak, yayımlanan son özelgelere ve kişisel görüşümüze yer verilecektir.

II- LİMİTED ŞİRKETİN ANONİM ŞİRKETE DÖNÜŞÜMÜ

A- MALİYE BAKANLIĞI ÖZEL-GELERİ

Maliye Bakanlığı’nın ve vergi dairesi başkanlıklarının; limited şirketin anonim şirkete dönüşmesi halinde, hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi ve satılması halinde değer artışı kazancı oluşup oluşmayacağı konusunda, çok sayıda özelgesi var.

Bunlardan, yakın tarihli olan bir özelge ile yapılan açıklama aşağıdaki gibidir:

“5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinde “(1) Bu Kanun’un uygulamasında aşağıda yazılı şartlar dâhilinde gerçekleşen birleşmeler devir hükmündedir:

a) Birleşme sonucunda infisah eden kurum ile birleşen kurumun kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye’de bulunması.

b) Münfesih kurumun devir tarihindeki bilanço değerlerinin, birleşilen kurum tarafından bir bütün halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi.

(2) Kurumların yukarıdaki şartlar dâhilinde tür değiştirmeleri de devir hükmündedir.”

hükmüne yer verilmiştir.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin 19.3.3. Devir ve bölünmelerde elde edilen hisselerin iktisap tarihi” başlıklı bölümünde, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme (kısmi bölünme dahil) hallerinde, devir olan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devir olan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerektiği belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmış ve aynı maddenin ikinci fıkrasında, bu maddede geçen “elden çıkarma” deyiminin, bu maddede yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre;

- Nev’i değişikliğinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında yapılması halinde, hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak ortaklarınızın nevi değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerekmektedir.

- Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre, söz konusu hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren iki yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra satılması durumunda değer artışı kazancı oluşmayacaktır.”(2)

B- ÖZELGEYLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMEMİZ

Yukarıda yer verilen özelgelerin incelenmesinden de görüleceği üzere, İdare, bir limited şirketin, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesi hükümleri çerçevesinde, nevi değiştirerek, anonim şirkete dönüştürülmesi durumunda, bu şekilde kurulan anonim şirketin, Hisse Senetlerinin iktisap tarihi olarak, nevi değiştiren limited şirketin Hisselerinin, o şirketin ortaklarınca iktisap edildiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği ve Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80/1. maddesinde belirtilen, Hisse Senedi satışının vergilenmemesi için gerekli 2 yıllık elde tutma süresinin, bu tarihten itibaren hesaplanması gerekeceği yönünde bir çok mukteza vermiştir.

Mukteza makamlarının, bu görüşlerini, (1) numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin(3) 19.3.3. maddesine dayandırdıkları anlaşılmaktadır. Söz konusu maddede;

“19.3.3. Devir ve bölünmelerde elde edilen hisselerin iktisap tarihi Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme (kısmi bölünme dahil) hallerinde, devir olan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devir olan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.”

denilmek sureti ile bu şekilde kurulan anonim şirketin, hisselerinin iktisap tarihine (Hisse Senetlerinin Değil) bir açıklık getirilmeye çalışılmıştır. HİSSELER ne zaman iktisap edilmiş olursa olsun, satışından doğan kâr Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80/4. maddesi uyarınca vergiye tabidir.

Bu ifadenin, zihinlerde yaratığı kafa karışıklığı sonucunda, bazı mukteza makamları, Hisse ile Hisse Senedini Karıştırarak ve TTK’nın Anonim Şirketlerin hisse senedi ihracına ilişkin tüm düzenlemelerini yok varsayarak yukarıda sözü edilen bize göre hatalı olan muktezaları vermektedir.

Oysa ki, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80/1. maddesinde sözü edilen 2 yıllık elde tutma sonrasında, satışından doğan kârı vergiden muaf olan unsur, Hisse Değil, Hisse Senedidir. Yıllarca önce kurulmuş ve fakat hisse senedi (veya ilmühaber) ihraç etmemiş olan bir anonim şirketin Hisselerinin, ortaklarınca devri ayni maddenin 4. bendi uyarınca vergiye tabidir.

Öte yandan yasalarımızda (VUK 369), mukteza, mükellefi sadece vergi cezası ve gecikme faizine karşı korumaktadır ve İdarenin vergi aslını mükelleften istemesi riskine karşı bir koruma getirmemektedir. Oysa ki, bir çok Avrupa ülkesinde, yetkili mercilerin vermiş oldukları muktezalar (Advance tax Rulling), hem idareyi hem de mükellefi bağlar. Mükellef, doğru mukteza istemek ve verilen muktezaya uymak şartı ile ileride herhangi bir vergi veya ceza ile karşı karşıya kalmayacağından emindir.

Her ne kadar, 6009 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Yasası’nın 140. maddesinde yapılan değişiklikler sonucunda, vergi inceleme elemanlarının, kararname, tüzük yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülerlere aykırı tenkitlerde bulunmaları önlenmek istenmiş ve muktezalar konusunda da rapor okuma komisyonları vasıtası ile bazı düzenlemeler yapılmış ise de, bu düzenlemenin, muktezalar açısından İdareye bir bağlayıcılık getirdiği söylenemez.

İdareden almış olduğu bir muktezaya uygun davranan bir mükellefin, daha sonra bu muktezaya rağmen kendisinden vergi talep edilmesi durumunda bir taraftan çok büyük zararlara girebileceği ve diğer taraftan da İdareye olan tüm güvenini kaybedeceği açıktır.

III- SONUÇ

Yukarıda yapılan açıklamalardan ve dayanağı olan özelgelerden de farkedileceği üzere; Vergi İdaresi, limited şirketlerden anonim şirkete dönüşümünde, hisse senetlerinin ilk iktisap tarihinin, limited şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarih olduğu görüşündedir. www.ozdogrular.com

Vergi İdaresi, hisse satışının da, aynen hisse senedi satışı gibi, 2 yıllık elde tutma süresine tabi olması gerektiğini düşünüyorsa, bunun yolu, mükellefi ileride güç durumlarda bırakabilecek tartışmaya açık muktezalar vermek değil, GVK’nın mükerrer 80. maddesinde gerekli yasal değişikliği yapmak ya da yasal düzenleme gerçekleşene kadar böylesine önemli bir konuyu “Genel Tebliğ” ile açıklamak olmalıdır.

 

Haluk ARPAD*

Yaklaşım

 

(*)  YMM

(1)  Bu konuda ayrıca Bkz. 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği

(2)         Gelir İdaresi Başkanlığı, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 09.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-226 sayılı Özelgesi ve aynı yöndeki İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın, 03.05.2011 tarih ve KVK-19-400/9723/011704 sayılı Özelgesi.

(3)         03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

---------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.