Çalıştırılması Zorunlu Olunan İşçiler (Zorunlu İstihdam) |
26 Ekim 2011 | |
İş Kanunu kapsamdaki işyerleri ile ilgili olarak iş sözleşmesiyle işe alma mecburiyeti koştuğu istihdam yükümlülüğü mevcuttur. I- GİRİŞ Söz konusu yükümlülüklerden bazıları toplumsal sorumluluk gereği iken bazıları ise iş hayatındaki sadakat borcu gibi sosyal değerlerin ön plana çıkarılması ve Kanun’un uygulanmasını sağlayacak nitelikli işçiler için uygulanmaktadır. Söz konusu istihdam zorunluluğu kapsamında ilk akla gelen ve şartları sağlayan bütün işyerleri için genel olarak geçerli olan özürlü ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğudur. Makalemizde, işe alma zorunluluğu bulunan işçilerin kimler olduğu izah edilecektir. II- ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞU İş Kanunu işe alma zorunluluğu bulunan işçilerle ile ilgili olarak çalıştırma zorunluluğu tanımına yer vermiştir. Buna göre; A- ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞU İş Kanunu’nun 30. maddesi gereği; özel sektör işyerlerinde zorunlu istihdam oranını yüzde üç ve yalnızca özürlü işçi çalıştırmayla sınırlandırmaktadır. Kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü çalıştırılması zorunludur. Öte yandan Deniz İş Kanunu 13. maddesinde, işverenin özürlü ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğü konusunda İş Kanunu’na yollama yapmakta, fakat Basın İş Kanunu’nda bu konuda bir düzenleme bulunmamaktadır. 1- Özürlü ve Eski Hükümlü İş Kanunu’nun 30. maddesindeki imkândan yararlanabilecek “özürlü” işçiler; bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerindeki engelleri nedeniyle çalışma gücünün en az % 40’ından yoksun olduğu sağlık kurulu raporuyla belgelenen özürlülerdir (Yön. md. 3). Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere ğöre tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder. Altı aydan daha uzun süreli hürriyeti bağlayıcı bir suçtan veya ceza süresine bakılmaksızın Devlet Memuru olmaya engel bir suçtan hüküm giymiş ve cezalarını infaz kurumlarında tamamlamış veya cezası tecil edilmiş yahut şartlı salıverme yoluyla tahliye edilmiş olanlar ile özel kanunlarında belirtilen şartlardan dolayı istihdam edilmeleri olanağı bulunmayanlar veya ömür boyu kamu hizmetinden yasaklı bulunanlar, iş sözleşmesi yapma zorunluluğundan yararlanma açısından “eski hükümlü” sayılırlar(1). 2- Özel Sektör İşyeri Özürlü, eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğü söz konusu olan işverenler, 50 veya daha fazla işçinin çalıştığı işyerlerinin işverenleridir. Tarım işyerleri için İş Kanunu kapsamına girebilmek, 51 veya daha fazla işçi çalıştırma şartına bağlı olduğundan (İş Kanunu md. 4/I-b), bu işyerlerinde yükümlülük şartı 51 işçiyi doldurmaktır (Bkz. Yönetmelik md. 3). Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin, bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır. Ancak, özürlü veya eski hükümlü çalıştırılması özel kanunla yasaklanmış işyerlerinde çalıştırılan işçiler, toplam işçi sayısının hesabında dikkate alınmadığı gibi; çalıştırılan özürlü, eski hükümlü işçiler, toplam işçi sayısının hesabına dahil edilmez. İşyerinde kısmi süreli (part time) iş sözleşmesine göre çalışanlar da varsa bunlar çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve ayrıca işyerindeki işçi sayısına ilave edilir. Bu hesaplama sonucunda bulunacak işçi sayısında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz. Yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinde kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar da varsa bunlar çalışma süreleri dikkate alınmak suretiyle aylık fiili çalışma saati olan 195 saat üzerinden tam süreli çalışmaya dönüştürülerek, işyerinde tam süreli olarak çalışan işçi sayısına ilave edilir. Bu hesaplama sonucunda bulunacak işçi sayısında yarıma kadar olan kesirler dikkate alınmaz. Yarım ve daha fazla olan kesirler tama dönüştürülür. Örnek: Bir işyerinde 60 kişi tam süreli, 4 kişi de kısmi süreli olarak çalışmaktadır. Kısmi süreli çalışan 4 kişi günde 5’er saatten ayda 26 gün çalışıyor. Buna göre 4x5= 20x26= 520:195= 2.6 = 3 (yarım ve üzeri tama iblağ edildiğinden), 3 kişinin daha toplam çalışan sayısına ilave edilmesi gerekir. Bu işyerinde 60+3=63 kişi üzerinden o yıl için belirlenen oranda çalıştırılması gereken özürlü, eski hükümlü ve terör mağduru (özel sektör için) kontenjanı hesaplanmalıdır. Bununla birlikte; özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan özürlü sigortalıların sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazine’ce karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazine’ce karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak “aylık prim ve hizmet belgeleri”nin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilmesi ve sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazine’ce karşılanmayan işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır(2). 3- İş-Kur Aracılığıyla Sağlanır İşveren çalıştırmakla yükümlü bulunduğu özürlü, eski hükümlü yükümlülüğün doğmasından itibaren yedi gün içinde niteliklerini de belirterek Türkiye İş Kurumu’ndan yazılı olarak talep eder. İşveren herhangi bir sebeple iş sözleşmesi sona eren özürlü, eski hükümlü ve işçinin ayrılış nedenlerini onbeş gün içinde kuruma bildirmekle yükümlüdür (Yön. md. 9). B- TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA SONUCU SÖZLEŞMESİ SONA ERMİŞ İŞÇİLERİ YENİDEN İŞE ALMA ZORUNLULUĞU İş Kanunu’nun 29. maddesi gereği; işveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile işyeri sendika temsilcilerine, ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumu’na bildirir. İşyerinin bütünüyle kapatılarak kesin ve devamlı suretle faaliyete son verilmesi halinde, işveren sadece durumu en az otuz gün önceden ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumu’na bildirmek ve işyerinde ilan etmekle yükümlüdür. İşveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırır(3). C- ASKERLİK VEYA KANUNÎ BİR ÖDEV SEBEBİYLE İŞTEN AYRILAN İŞÇİLERİ YENİDEN İŞE ALMA ZORUNLULUĞU İş Kanunu’nun 31. maddesi gereği; herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere göre tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder. Ayrıca bir idari para cezası öngörülmemiştir(4). D- İŞYERİ HEKİMİ, İŞYERİ HEMŞİRESİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞU 1475 sayılı eski İş Kanunu’nda işyeri hekimliği konusunda açık bir hüküm yer almıyordu ve hukuki bir karmaşa yaşanıyordu. Yeni İş Kanunu ise bu konuda 81. maddesiyle bir düzenleme getirmiştir: Ancak, 5763 sayılı Kanun bu konuda işverenleri memnun edecek değişiklikler getirmiştir. 81. maddede öngörülen işyeri hekimi ile 82. maddede öngörülen iş güvenliği ile görevli mühendis ve teknik elemanlarla ilgili maddeler tek madde halinde düzenlenerek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 82. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır. Yükümlülük “devamlı” olarak en az 50 işçi çalıştıran işverenler içindir. Devamlı çalışan 50 işçi şartı bakımından, çıraklar, stajyerler, meslek eğitimi gören öğrenciler, taşeron işçileri, ödünç (geçici) iş ilişkisine göre çalışan işçiler dikkate alınmamalıdır. Kısmi süreli (part-time) çalışanların hesaba katılıp katılmayacağı ise belli değildir. Kanımızca, özürlü ve eski hükümlü çalıştırma mecburiyetinde olduğu gibi, bunlar da çalışma süreleri dikkate alınarak hesaba katılmalıdır.www.ozdogrular.com III- SONUÇ İş Kanunu gereği çalıştırılması zorunlu olan işçilerdeki nedenleri değerlendirildiğimizde; Eski hükümlü ve özürlü için; toplumsal sorumluluk, toplu işçi çıkarma durumunda ve askere giden işçinin dönmesi halinde işçiye karşı yükümlülük, işyeri hekimi ve iş sağlığı güvenliği uzmanı çalıştırma da ise işin ağır ve tehlikeli olmasından kaynaklanan teknik sebepler olduğunu görmekteyiz. http://www.ozdogrular.com/content/view/17124/
Ramazan YILDIZ Yaklaşım
(*) Bursa Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü (1) Müjdat ŞAKAR, İş Kanunu Yorumu, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2010, s. 176 (2) Ersin UMDU - Ramazan YILDIZ, Sigorta Prim Teşvikleri ve İşçi Ödenekleri, İTO Yayınları, İstanbul 2011, s. 78 (3) ŞAKAR, age, s. 392 (4) ŞAKAR, age, s. 274
--------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|