Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Sosyal Güvenlik Hukuku Açısından Kayıt İnceleme Tutanakları ve Raporlarının Delil Niteliği PDF Yazdır e-Posta
25 Ekim 2011

Image

Bir davada iddia sahibi olan şahsın lehine bir sonuç elde edebilmesi için iddiasının doğruluğuna hakimi inandırması gerekmektedir.

I- GİRİŞ

Kelime olarak delil (kanıt), ipucu, tutanak, kılavuz(1), yol gösteren(2) anlamına gelir. Hukukta vakıanın doğruluğu için başvurulan vasıtalara(3) denir. Diğer bir ifade ile de delil, uyuşmazlık konusu olan fiilin veya hukuki olgunun, varlığına hakimi inandırmak için yargılama hukuku tarafından gösterilmesine izin verilen ispat aracıdır(4).

Delil kavramı, hem sosyal güvenlik mevzuatını uygulayanlar hem de bu mevzuatın uygulandığı kişiler açısından hayati öneme sahiptir. Çünkü delil kavramı, bir yandan Kurum’un aktüeryal dengesinin korunmasını ilgilendirirken diğer yandan da sigortalıların hak kayıplarının önlenmesi açısından kritik bir değere sahiptir.

Makalemizde denetim elemanlarınca düzenlenen kayıt inceleme tutanakları ve raporlarının delil niteliği sosyal güvenlik hukuku ve mevzuatı göz önüne alınarak değerlendirilecektir.

II- İNCELEME TUTANAKLARI

A- GENEL OLARAK

İncelemenin amacı; ödenmesi gereken Kurum(5) alacağının doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak şeklinde belirlenebilir.

İncelemenin iki yönü vardır. Bunlardan birincisi işyeri yasal kayıt ve belgeleri üzerinden yapılan incelemedir. İkincisi ise, defter ve belgelere bağlı kalınmadan ilgili maddi olaylar, defter ve belge dışındaki kayıt ve mevzular, yoklama ve her türlü delilden yararlanılarak yapılan incelemedir. Dolayısıyla inceleme defter ve belgelerle sınırlı değildir. Örneğin asgari işçilik incelemelerinde işyerinin fiili envanterinin yapılması gibi. Ayrıca inceleme sadece yükümlünün defter ve belgeleri üzerinde yapılmaz. Ticari bir işlemin iki tarafı bulunmaktadır. VUK’un defter tutmanın maksadını tarif eden 175. maddesindeki “mükellefin hesap ve kayıtlarının yardımıyla üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumlarını kontrol etmek ve incelemek” hükmü ile inceleme diğer bir mükellefin defter ve belgeleri üzerinde de yapılabilir. Örnek olarak ihale konusu işlere ait asgari işçilik incelemelerinde yükleniciye kesilen salt işçilik faturalarının gerçeğe uygun olup olmadığı gerekli görüldüğü takdirde faturayı kesen firmanın kayıtlarının incelenmesi suretiyle ortaya konur.

B- İNCELEME TUTANAKLARININ DELİL NİTELİĞİ

İncelemenin yasal amacı ödenmesi gereken Kurum alacağının doğruluğunu araştırmak, saptamak ve sağlamak olduğuna göre incelemeler sırasında prime esas kazançların oluşumunu etkileyen hususların yazılı bir metin halinde belirlenmesi zorunlu hale gelebilir. Esasen Kurum denetim elemanları yaptıkları incelemelerde, incelemenin araştırma işlevini yerine getirirken, elde ettikleri bulguları iyi bir şekilde delillendirmek zorundadırlar. Gerek mükellefler gerekse üçüncü şahıslar nezdinde sürdürülen incelemeler sırasında tespitinde gerekli görülen hususların yazılı bir metin haline getirilmesine tutanak denilmektedir(6). VUK’ un 141. maddesinde inceleme tutanakları düzenlenmiş ve “inceleme esnasında lüzum görülen hallerde, vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumları ayrıca tutanaklar ile tespit ve tevsik olunabilir. İlgililerin itiraz ve mülahazaları varsa bunlar da tutanağa geçirilir. Bu suretle düzenlenen tutanakların birer nüshasının mükellefe ve nezdinde inceleme yapılan kimseye bırakılması mecburidir.” denilerek hangi hallerde tutanak düzenleneceği ve hangi hususları içereceği belirlenmiştir.

Hizmetlerin tespiti ile asgari işçilik incelemeleri açısından yeterli bir incelemeden söz edebilmek için, bu konularla ilgili olayların ve belirlenen hususların tutanakla saptanması gerekir. Bu nedenle bu tespitlerin yapıldığı tutanaklar delil niteliğini kazanmaktadırlar.

Mükellef veya işveren ile beraber düzenlenen tutanak, imzalanması ile delil niteliğini kazanır(7). Mükellefin imzalamadığı -defter ve belgelerden yapılan tespitler dışında tespitleri içeren- tutanağa dayanarak işlem tesis edilmemesi gereklidir. Ancak, tutanaklar defter ve belgelerden yapılan tespitleri de içermektedir. VUK’un 141. maddesinde “ilgililer tutanakları imzalamaktan çekindikleri takdirde tutanakta bahis konusu edilen olaylar ve hesap durumlarını ihtiva eden defter ve vesikalar, nezdinde inceleme yapılandan rızasına bakılmaksızın alınır ve inceleme neticesinde tarh edilen vergiler ve kesilen cezalar kesinleşinceye kadar geri verilmez.” hükmü doğrultusunda inceleme raporu yapılmasına ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmemek gerekmektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişlerince tutulan inceleme tutanaklarının güçlü delil oldukları birçok Yargıtay kararı ile ortaya çıkmıştır. Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir Kararı’nda(8); müfettiş tutanak ve raporlarının itibar edilecek güçlü delil olduklarını belirtmiştir.

III- İNCELEME RAPORLARININ DELİL NİTELİĞİ

Rapor; “herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme, araştırma sonucunu; düşünce ve saptamaları bildiren yazı, yazanak”(9), “tahkik edilen, incelenen, araştırılan iş, hal veya konu hakkında çeşitli bilgileri taşıyan ve ilgililere verilen yazı, müzekkere, lahiya, mazbata”(10) olarak tanımlanmaktadır. Müfettiş raporu ise tutanak veya diğer tespit edilen hususların, sosyal güvenlik hukuku, idare hukuku ve muhasebe denetimi açılarından değerlendirilerek, bu verilerle ne gibi sonuçlara varıldığını ve bu sonuçlara göre incelemenin muhatabı hakkında sosyal güvenlik hukukunda hangi hükümlere göre ne yolda işlem yapılması gerektiğini belirten, idari bir ön işlem belgesi olarak tanımlayabiliriz. Dolayısıyla raporun kendisi bir tespit yapmamaktadır. Yapılan tespitleri değerlendiren; tespitlerden hareketle idarece yapılması gereken işlemleri öneren bir işlemdir. Bu anlamda kesin ve yürütülmesi gereken bir idari işlem değildir. Dolayısıyla tek başına dava konusu yapılamaz. Dava konusu edilen idari işlem veya ceza uygulaması olmaktadır.

Müfettiş raporu ile ulaşılan sonuç üzerine yapılan idari işlemlerin yargı kararları ile de yerinde görüldüğü çok sayıdaki yargı kararlarından anlaşılmaktadır. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir Kararı’nda(11); müfettiş raporunun inandırıcı ve güçlü delil olduğu, belirtilmiştir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi asgari işçilik incelemesi ile ilgili bir kararında(12); özel bina inşaatları ile ilgili müfettiş tarafından tanzim edilen tahkikat raporuna itibar edilmesinin gerektiği belirtilmiştir. www.ozdogrular.com

IV- SONUÇ

Delil kavramı, hem sosyal güvenlik mevzuatını uygulayanlar hem de bu mevzuatın uygulandığı kişiler açısından hayati öneme sahiptir. Çünkü delil kavramı, bir yandan Kurum’ un aktüeryal dengesinin korunmasını ilgilendirirken diğer yandan da sigortalıların hak kayıplarının önlenmesi açısından kritik bir değere sahiptir. Bu bağlamda Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişlerince tutulan inceleme tutanakları ile raporlarının güçlü delil oldukları birçok Yargıtay kararı ile ortaya çıkmıştır.

Hizmetlerin tespiti ile asgari işçilik incelemeleri açısından yeterli bir incelemeden söz edebilmek için, bu konularla ilgili olayların ve belirlenen hususların tutanakla saptanması gerekir. Bu nedenle bu tespitlerin yapıldığı tutanaklar işveren ile beraber imzalanması ile delil niteliğini kazanır.

İnceleme raporu bir tespit yapmamaktadır. Yapılan tespitleri değerlendiren; tespitlerden hareketle idarece yapılması gereken işlemleri öneren bir işlemdir. Bu anlamda kesin ve yürütülmesi gereken bir idari işlem değildir. Dolayısıyla tek başına dava konusu yapılamaz. Dava konusu edilen idari işlem veya ceza uygulaması olmaktadır. http://www.ozdogrular.com/content/view/17127/

 

Süleyman SÜRÜCÜ*

Yaklaşım

(*)  Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi

(1)  Şakir ALTAY, Hukuk ve Sosyal Bilimler Sözlüğü, 1. Baskı, Bilgi Yayınevi, İstanbul 1983.

(2)  Ferit DEVELİOĞLU, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, 13. Baskı, Aydın Kitabevi, Ankara 1996, s. 205

(3)  Ejder YILMAZ, Hukuk Sözlüğü, 3. Baskı, Seçkin Kitabevi, Ankara 1986, s.167

(4)  YILMAZ,  age, s.167

(5)  Sosyal Güvenlik Kurumu kastedilmektedir.

(6)  Veysi SEVİĞ, Vergi İncelemesi, İktisat ve Maliye, Cilt:XXXII, Sayı: 3, Haziran 1985

(7)  Dn. 4. D.’nin, 15.10.1978 tarih ve E.1977/3117, K.1978/2935 sayılı Kararı; “Mükellefin düzenlenen tutanağı ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin imzalaması ve okumadan imzaladığına dair iddiasını da kanıtlayamaması halinde, bu durum servet artışının açıklanma nedeni olarak kabul edilemez.”, Şükrü KIZILOT, Muktezalar ve Danıştay Kararları-1979-1980-1081-1982, s.305

(8)  Yrg. HGK’nın, 25.06.1997 tarih ve E. 21-299E, K. 573 sayılı Kararı.

(9)  Türkçe Sözlük Cilt:2, TDK Yayınları 505/2, Ankara 1983, s. 984

(10)DOĞAN, s. 1100

(11)Yrg. HGK’nın, 23.06.1999 tarih ve E. 10-543, K. 534 sayılı Kararı.

(12)Yrg. 10. HD.’nin, 08.03.1997 tarih ve E. 1788, K. 1746 sayılı Kararı.

---------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.