Soru ve Cevaplarla Asgari Geçim İndirimi Uygulaması-V |
11 Ekim 2011 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 32. maddesinde yer alan ve gerçek usulde ücret geliri elde eden ücretlilerin yararlandığı “Asgari Geçim İndirimi” uygulamasına ilişkin özellik arz eden hususlar soru ve cevaplarla açıklanmaya devam edilecektir([1]). GİRİŞ SORU 1: Asgari geçim indirimi uygulamasında cezai müeyyide nasıl doğar? Asgari geçim indirimi uygulamasında, ücretlilere ödenecek olan asgari geçim indirimi tutarları, ücretlilere ödenen aylıklardan kesilen gelir vergisinden mahsup edilmek suretiyle ücretliye yansıtıldığından, haksız yere asgari geçim indirimi tutarının mahsup edilmesi durumunda ödenmesi gereken gelir vergisi tutarı azaltılmış olacağından, bu durumda vergi ziyaı oluşabilecektir. Bunlardan birincisi, ücretliler tarafından işverene verilen Aile Durumu Bildiriminin yanlış doldurulması sonucunda vergi ziyaı meydana gelecektir. Bir diğer nedende işverenler tarafından çalışana ilgili aylarda ödenmediği halde muhtasar beyannamede asgari geçim indirimi tutarının mahsup edilmesidir. Ayrıca, birden fazla işverenden ücret alan ücretlinin her bir işvereninden aynı anda bildirimde bulunup, bu sistemden yararlanması durumunda da yersiz alınan asgari geçim indirimi tutarı nedeniyle vergi ziyaı oluşacaktır. Sonuç olarak, asgari geçim indirimine ait tutarların gerek işveren tarafından ücretliye ödenmemesi gerekse de ücretlinin medeni durumuna ilişkin yanlış bilgi vermek suretiyle daha yüksek oranda yararlanması 213 sayılı Vergi Usul Kanunu açısından cezai işlemlerin yapılmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla, hem işveren hem de ücretli açısından cezai sorumluluk söz konusu olabilecektir. Bu durumla ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesinde aşağıdaki hükme yer verilmiştir. "Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder. Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulanmasına mani teşkil etmez." Aynı Kanun’un 344. maddesinde ise vergi ziyaı suçunun işlenmesi halinde ne tür bir ceza verileceği belirtilmiştir. Buna göre vergi ziyaı suçu işleyenlere, ziyaa uğrattıkları verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilmektedir. SORU 2: Ücretlilerin karşılaşabileceği cezai müeyyide nedir?Asgari geçim indirimi hesaplanırken ücretlinin medeni durumu göz önünde bulundurulmaktadır. Bu uygulamada eşin çalışıp çalışmadığı, herhangi bir gelirinin olup olmadığı ve çocukların durumuna ilişkin olarak (aksi tespit edilmediği sürece) ücretlinin beyanı yeterli olmaktadır. Ücretlinin bu konularda yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle, haksız olarak asgari geçim indiriminden yararlanması dolayısıyla da daha az vergi ödemesi halinde, haksız olarak yararlanılan tutarlar 213 sayılı Vergi Usul Kanunu gereğince ücretliden cezalı olarak tahsil edilecektir. Asgari geçim indiriminden haksız yere yararlanılması vergi ziyaı cezasını gerektirecektir. Ücretli haksız yararlandığı asgari geçim indirimi ile birlikte vergi ziyaı cezasını da ödemek zorunda kalacaktır. Haksız yararlanılan asgari geçim indirimi tutarı için ayrıca vergi/ceza ihbarnamesinin kesinleşmesine kadar gecikme faizi de uygulanacaktır. SORU 3: İşverenler tarafından çalışana ödenmediği halde haksız yere Muhtasar Beyannamede mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarı için cezai müeyyide nedir?İşverenler ücretliler tarafından kendilerine verilen bildirimlere göre hesapladıkları yıllık asgari geçim indirimi tutarlarının her aya isabet eden kısmını, ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup etmekte ve mahsup edilen bu tutar ücretliye ödenmektedir. İşverenler tarafından hizmet erbabının ücret gelirlerinden kesilen gelir vergisinden mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarının, o ayki ücretiyle birlikte ücretliye nakden ödenmesi gerekir. Aksi takdirde, ücretliye nakden ödenmeyen asgari geçim indirimi, işverenler tarafından haksız yere yapılan bir mahsup işlemi niteliği taşıyacak ve tevkif suretiyle kesilen verginin bu tutar kadar olan kısmı, muhtasar beyanname ile eksik beyan edilmiş olacaktır. Bu nedenle, ücretliye nakden ödenmeyen asgari geçim indirimi o ayda eksik beyan edilmiş vergi tevkifatı olarak kabul edilerek, bu vergiler için de işverenler hakkında cezalı tarhiyat yapılacaktır. SORU 4: Muhtasar Beyanname vermek zorunda olmayan işverenin yanında çalışan ücretliden fazla aldığı asgari geçim indirimi tutarı nasıl geri alınacaktır?Ücretlinin muhtasar beyanname vermek zorunda olan veya olmayan bir işveren nezdinde çalışıyor olması halinde izlenecek yöntem dışında karşılaşılacak ceza açısından herhangi bir fark bulunmamaktadır. Şöyle ki, muhtasar beyanname vermek zorunda olmayan bir kamu kurumunda çalışan memur maaşını saymanlık vasıtasıyla almakta olduğundan cezai işlemler saymanlıkça yerine getirilecek ve cezai işlemlerin muhatabı doğrudan ücretli olacaktır. Vergi ceza ihbarnamesi ücretli adına düzenlenerek haksız yere yararlanılan asgari geçim indirimi tutarları kendisinden geri alınacaktır. Genel bütçeye dahil dairelerde çalışan ücretlilerce, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle asgari geçim indirimi tutarının fazla hesaplanmasına neden olunması halinde, vergi/ceza ihbarnamesinin ücretliler adına düzenlenerek tahsil işleminin buna göre yapılması gerekmektedir. Haksız yararlanılan asgari geçim indirimi nedeniyle eksik ödenen vergi tutarları, ilgili saymanlıklarca saymanlığın bağlı bulunduğu vergi dairelerine intikal ettirilerek ücretlilerden ihbarname kuralına göre cezalı olarak tahsil edilecektir. Bu vergi cezasından işverenlerin tahakkuk memurları da müteselsilen sorumlu olacaklardır. SORU 5: Muhtasar Beyanname vermek zorunda olan işverenin yanında çalışan ücretliden fazla aldığı asgari geçim indirimi tutarı ne şekilde geri alınacaktır?Muhtasar beyanname veren bir işveren nezdinde çalışan bir ücretliye ilişkin cezai işlemler ise işverenin bağlı olduğu vergi dairesince gerçekleştirilecektir. Ancak, vergi/ceza ihbarnamesinin muhatabı işveren olacaktır. Öte yandan, haksız yararlanılan tutarlar ücretlinin yanlış beyanından kaynaklanmışsa genel hükümler çerçevesinde işveren ödediği bu tutarları ücretliye yansıtabilecektir. İşverenler, vergi sorumlusu sıfatıyla sadece kendilerine tabi olarak çalışan ücretlilerin ücretlerinden tevkif ettikleri gelir vergilerini sadece kaynakta kesmek bakımından değil, bunun doğru olarak beyan edilip ödenmesinden de sorumludurlar. Bu nedenle, tevkif suretiyle kesilen vergilerin eksik beyanı dolayısıyla yapılan ikmalen veya re’sen tarhiyatlarda vergi aslı ile buna ilişkin cezalardan sorumlu olacaklardır. Buna göre, muhtasar beyanname veren işverenlerin yanında çalışan ücretlilerin haksız yere asgari indiriminden yararlanmaları durumunda vergi/ceza ihbarnamesinin işveren adına tanzim edilerek işverene tebliğ edilmesi gerekmektedir. Daha sonra tahakkuk edecek vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin işverenden tahsil edilmesi gerekir.
SORU 6: Sakatlık İndiriminden yararlanan ücretliler asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanabilir mi?
Gelir Vergisi Kanunu’nun verginin hesaplanması başlıklı 104. maddesinde yıllık gelir vergisinin vergiye tabi gelirlerin yıllık toplamından 31. maddedeki indirimler düşüldükten sonra 103. maddedeki nispetlerin uygulanması suretiyle hesaplanacağı belirtilmektedir. GVK’nın 31. maddesinde yer alan sakatlık indirimi tutarları her yıl için belirlenmekte olup, 2011 yılı için de 278 Seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği([2]) ile belirlenmiştir. Buna göre, 2011 yılında gerçek usulde elde edilen ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde indirim konusu yapılacak aylık sakatlık indirimi tutarları şöyledir;
Sakatlık indiriminden yararlanan bir ücretlinin gelir vergisi matrahı hesaplanırken sakatlık indirimi mahsup edilecek, sakatlık indiriminin mahsubundan sonra kalan gelir vergisi matrahı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından da yıllık asgari geçim indirimi tutarının 1/12'sinin mahsup edilmesi gerekmektedir. Mahsup edilecek tutar, kalan gelir vergisi tutarını aşamayacak ve mahsup edilemeyen asgari geçim indirimi tutarı diğer dönemlerde mahsup edilemeyecektir. Sakatlık indiriminden yararlanan bir ücretlinin, indirim nedeniyle gelir vergisi matrahının kalmaması durumunda gelir vergisi tevkifatı yapılamayacağı için asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanması mümkün değildir. Asgari geçim indirimi uygulamasında esas olan, ücretlinin vergi matrahının doğması ve bu matrah üzerinden de gerçek usulde gelir vergisi tevkifatının yapılmış olmasıdır. Ancak, sakatlık derecesine göre sakatlık indirimi uygulaması sonrasında ücretlinin gelir vergisi matrahının kalması veya hizmet erbabına aylık maaş ödemesi dışında vergiye tabi diğer ödemelerin yapılması durumunda, yapılan gelir vergisi tevkifatını aşmamak üzere, ücretlinin asgari geçim indiriminden yararlanması mümkün bulunmaktadır. SORU 7: Birinci derecede sakatlık indiriminden yararlanan bir asgari ücretli asgari geçim indiriminden yararlanabilir mi? Bilindiği üzere, 2011 yılında Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 16 yaşından büyükler için asgari ücret birinci altı aylık dönemde aylık brüt 796,50 TL, ikinci altı aylık dönem için ise aylık brüt 837 TL olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla, 2011 yılına ilişkin asgari geçim indirimi tutarının hesaplanmasında, asgari ücretin yıllık brüt tutarı olarak, ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarı olarak (796,50X12=) 9.558 TL’nin dikkate alınması gerekir. Hesaplamalarda bu tutar 12 ay boyunca kullanılacak olup, 2011 yılının ikinci yarısında asgari ücretin farklı uygulanması bu hesaplamaları etkilemeyecektir. Bu durumda örneğin, Eylül/2011 ayında eşi ücretli olarak çalışan ve çocuğu olmayan bir asgari ücretlinin, 1. derecede sakatlık indiriminden faydalandığını düşünelim. Yıllık ve Eylül/2011 ayı asgari geçim indirimi tutarı şu şekilde hesaplanacaktır.
Hesaplanan yıllık tutarın 1/12'si olan (716,85/12=) 59,74 TL, aylık olarak hesaplanan gelir vergisi tevkifatı tutarından aşağıdaki şekilde mahsup edilecektir.
2011 yılı Eylül ayında 1. dereceden sakatlık indiriminden yararlanan asgari ücretlinin 11,45 TL vergi matrahı oluşmakta ve 1,72 TL gelir vergisi tevkifatı yapılmaktadır. Örnekteki ücretli sakatlık indiriminden dolayı ücretinden kesilen 1,72 TL gelir vergisi için aylık olarak hesaplanan 59,74 TL tutarındaki asgari geçim indiriminden 1,72 TL kadar yararlanacaktır. Ücretlinin yararlanamadığı (59,74-1,72=) 58,02 TL asgari geçim indirimi tutarının diğer aylarda de dikkate alınması veya ücretliye iadesi mümkün değildir. SORU 7: İkinci derecede sakatlık indiriminden yararlanan bir asgari ücretli asgari geçim indiriminden yararlanabilir mi? Eylül/2011 ayında eşi ücretli olarak çalışan ve 2 ve 8 yaşlarında iki çocuğu olan bir asgari ücretlinin, 2. derecede sakatlık indiriminden faydalandığını düşünelim. Ücretlinin Eylül/2011 ayı asgari geçim indirimi uygulaması şöyle olacaktır. Öncelikle ücretlinin yıllık ve Eylül/2011 ayı asgari geçim indirimi tutarını hesaplayalım.
Hesaplanan yıllık asgari geçim indirimi tutarının 1/12'si olan (931,90/12=) 77,66 TL, aylık olarak hesaplanan gelir vergisi tevkifatı tutarından mahsup edilecektir. Bu ücretlinin Eylül ayı için, asgari geçim indirimi mahsup işlemi aşağıdaki şekilde gerçekleştirilecektir.
Asgari geçim indirimi uygulamasında mahsup edilecek tutar, hesaplanan gelir vergisi tutarını aşamayacağından yalnızca 54,22 TL'lik kısmı ücretliye ödenecek ve (77,66-54,22=) 23,44 TL asgari geçim indirimi farkından yararlanamayacaktır. İşveren Eylül/2011 ayında mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarı (54,22 TL) kadar ücretliye daha fazla ödeme yapacaktır. SORU 9: Üçüncü derecede sakatlık indiriminden yararlanan bir asgari ücretli asgari geçim indiriminden yararlanabilir mi? Eylül/2011 ayında eşi ücretli olarak çalışmayan ve 2, 10, 16 yaşlarında üç çocuğu olan bir asgari ücretlinin, 3. derecede sakatlık indiriminden faydalandığını düşünelim. Yıllık ve Eylül/2011 ayı asgari geçim indirimi tutarı şu şekilde hesaplanacaktır.
Hesaplanan yıllık asgari geçim indirimi tutarının 1/12'si olan (1.146,96/12=) 95,58 TL, aylık olarak hesaplanan gelir vergisi tevkifatı tutarından mahsup edilecektir. Bu ücretlinin Eylül/2011 ayı için asgari geçim indirimi mahsup işlemi aşağıdaki şekilde gerçekleştirilecektir.
Asgari geçim indirimi uygulamasında mahsup edilecek tutar, hesaplanan gelir vergisi tutarını aşamayacağından yalnızca 81,22 TL'lik kısmı ücretliye ödenecek ve (95,58-81,22=) 14,36 TL asgari geçim indirimi farkından yararlanamayacaktır. Ücretlinin ilgili ayda yararlanamadığı bu tutarı sonraki aylarda da talep etmesi mümkün değildir. Sonuç olarak işveren, Eylül/2011 ayında mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarı (81,22 TL) kadar ücretliye daha fazla ödeme yapacaktır. SORU 10: Sakatlık indiriminden yararlanan ücretliden gelir vergisi kesilmediği durumda, ek ders ve fazla mesai ücretine asgari geçim indirimi uygulanabilir mi? Sakatlık indiriminden yararlanan ve tevkifat matrahı sakatlık indirimi tutarının altında kalan bir ücret seviyesinde ücretlinin tevkifat matrahı olmayacağından, gelir vergisi de hesaplanmayacaktır. Hesaplanan gelir vergisi söz konusu olmadığı bir durumda ücretlinin asgari geçim indiriminden yararlanması da mümkün değildir. Ancak, normal aylık maaşın dışında, her ay alınan fazla mesailer, ek ders ücreti veya diğer zam ve tazminatların olması durumunda, bu ödemelerde ücret geliri sayılmakta olup; ilave ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılması durumunda asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanılması mümkün olacaktır. Örneğin, tıp fakültelerinde maaş ödemeleri ile döner sermaye ödemeleri, aynı işverenler bünyesinde yer alan tahakkuk birimlerinin koordineli olarak çalışması sonucu, tek bir işverenden alınan ücret olarak kabul edilmektedir. Bu durumda, maaş ödemesine uygulanan sakatlık indirimi nedeniyle matrah oluşmaması veya asgari geçim indirimi tutarından daha az vergi hesaplanması halinde, asgari geçim indiriminin, aynı dönem içinde yapılan döner sermaye ödemeleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından mahsup edilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu konuyu bir örnekle açıklarsak, bekar bir asgari ücretlinin Eylül/2011 ayında yararlanacağı asgari geçim indirimi tutarı aşağıda yer almaktadır.
Normal şartlarda, aylık ücret dışında bir ödeme olmasa Eylül 2011 ayında 1. derece sakatlık indiriminden yararlanan asgari ücretlinin 2. soruda da belirtildiği üzere 11,45 TL vergi matrahı oluşmakta ve 1,72 TL gelir vergisi tevkifatı yapılmaktadır. Kişi, ücretinden kesilen gelir vergisi tutarı olan 1,72 TL kadar asgari geçim indiriminden yararlanacak ve aylık olarak hesaplanan 59,74 TL tutarındaki asgari geçim indiriminin (59,74-1,72=) 58,02 TL’lik tutarından yararlanamayacaktır. Ancak, aylık asgari ücret dışında kişiye gelir vergisine tabi olan bir ek ders ücreti, fazla mesai, döner sermaye vb. gibi bir ödeme yapılması durumunda yararlanılamayan asgari geçim indiriminden faydalanma imkanı doğmaktadır. Örnekteki kişiye Eylül 2011 ayında 200 TL vergiye tabi fazla mesai ücreti ödendiğini varsayalım.
Örnekte, mahsup edilecek tutar, kesilen gelir vergisi tutarını aşamayacağından, işveren mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarı kadar yani 27,22 TL ücretliye daha fazla ödeme yapacaktır. Ücretlinin yararlanamadığı (59,74-27,22=) 35,52 TL’yi sonraki aylarda talep etme hakkı bulunmamaktadır. Sonuç olarak asgari ücret alan ve 1. derecede sakatlık indiriminden yararlanan ücretli sadece asgari ücret almış olsaydı Eylül ayında 1,72 TL asgari geçim indiriminden yararlanacaktı. Oysa ilave olarak kendisine gelir vergisi tevkifatına tabi olan fazla mesai ücreti ödenmiş ve toplamda yararlandığı asgari geçim indirimi tutarı 27,22 TL olmuştur. SORU 11: Sakatlık indiriminden yararlanan ücretlinin vergi matrahı kalmaması durumunda, aynı işverenden alınan döner sermaye ödemeleri üzerinden asgari geçim indiriminden yararlanabilir mi? Aylık ücret (maaş) ödemeleri ile döner sermaye ödemeleri, aynı işverenler bünyesinde yer alan tahakkuk birimlerinin koordineli olarak çalışması sonucu, tek bir işverenden alınan ücret olarak kabul edileceğinden; maaş ödemesine uygulanan sakatlık indirimi nedeniyle matrah oluşmaması veya asgari geçim indirimi tutarından daha az vergi hesaplanması halinde, asgari geçim indiriminin, aynı dönem içinde yapılan döner sermaye ödemeleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından mahsup edilmesi mümkün bulunmaktadır. SORU 12: Anonim şirket yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur ücreti ile limited şirket ortaklarına ödenen aylık ücret ödemelerine asgari geçim indirimi uygulanacak mıdır? Bu tür ödemeler, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesine göre gerçek usulde elde edilen ücret ve ücret kapsamında değerlendirilen ödememeler kapsamında olup, GVK’nın 94, 103 ve 104. maddelerine göre gelir vergisi kesintisine tabi bulunmaktadır. Dolayısıyla bu kişilere yapılan bu tür ödemeler, gerçek usulde vergilendirilmiş bulunduğundan asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanacaktır. Konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi tarafından verilen bir görüşte, yönetim kurulunda görevli olanlara verilen ödenekler ücret olarak değerlendirildiğinden söz konusu ödenekleri alan kişilerin asgari geçim indiriminden yararlanmaları ve yararlanılacak tutarın da bu ödemeler üzerinden kesilen vergilerinden mahsup edilmesi gerektiğini belirtilmiştir([4]). SORU 13: Ücretlinin Aile Durumu Bildirimini vermemesi veya verdiği bildirimde eşi ve çocuklarını bildirmemesi durumunda, daha sonra bir hak iddia edebilir mi? Asgari geçim indirimi uygulamasının usul ve esasları Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 265 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği([5]) ile açıklanmış bulunmaktadır. Bu konuda Genel Tebliğde net bir açıklama yapılmış ve ücretlinin sistemden yararlanabilmesi için kendisi, eşi ve çocuklarına ilişkin bilgilerin yer aldığı söz konusu bildirimi doldurup işverene vermesi gerektiği belirtilmiştir. Bildirimde bulunmayan ücretli ihtiyari olarak sistemden yararlanmama hakkını kullanmış kabul edilecektir. Öte yandan, ücretlinin işverenine vermiş olduğu Aile Durumu Bildiriminde eşi ve çocuklarına ilişkin bilgi vermemesi durumunda, daha sonra bir hak iddia etmesi de mümkün değildir. Bu durumda ücretli sadece kendisi dikkate alınarak asgari geçim indirimi oranı hesaplanır, eş ve çocuklar dikkate alınmaz. Ücretlinin daha sonra ilave bildirimde bulunması halinde geçmişe yönelik bir işlem yapılamaz. İşveren, bildirimin yapıldığı aydan itibaren ücretlinin eş ve çocuklarını asgari geçim indirimi oranının hesaplanmasında dikkate alacaktır. SORU 14: Birden fazla işverenden aynı anda ücret geliri elde eden ücretli bütün işverenlerden aynı anda asgari geçim indirimi tutarını alabilir mi? Asgari geçim indirimi tutarı takvim yılı başında geçerli olan brüt asgari ücret dikkate alınarak yıllık bazda hesaplanmakta ve bir ücretlinin bir yıl boyunca alacağı tutar belirlenmektedir. Bu tutardan daha fazla bir meblağın ücretliye ödenmesi mümkün değildir. Birden fazla işverenden ücret alınması halinde ise sadece bir işveren nezdinde sistemden yararlanılması gerekir. Uygulamada örneğin bir şirkette yöneticilik yapan bir kişinin aynı dönemlerde çeşitli şirketlerde de yönetim kurulu üyeliği olması durumunda, esas işvereni aylık aldığı işveren kabul edilmekte ve sistemden bu işveren kanalıyla yararlanmaktadır. Yönetim kurulu üyeliği nedeniyle huzur ücreti aldığı işverenler nezdinde ise sistemden tekrar yararlanılması mümkün değildir. SORU 15: Aynı ay içinde birden fazla işveren değiştiren bir ücretliye asgari geçim indirimini hangi işveren ödeyecektir? Ücretlilerin aynı ay içinde işveren değiştirmesi durumunda; örneğin ayın 10’unda ayrılıp, 20’sinde yeni bir işverenin yanında çalışmaya başlaması durumunda sistemden nasıl yararlanacağı konusu açık değildir. Burada yapılması gereken ücretlinin o aydaki toplam ücret gelirinden kesilen gelir vergisini geçmemek üzere, sistemin uygulanmasıdır. Esas olan ücretlinin aynı ayda iki işveren nezdinde de asgari geçim indiriminden mükerrer olarak yararlanmamasıdır. Bu nedenle, eski işverenin ücret ödemesini son kez yaparken ücretlinin asgari geçim indirimini de uygulaması gerekir. Ama sistemi 5 günlük ücret ödeyen işverenin uygulaması durumunda, ücretliye asgari geçim indirimi eksik olarak ödenecektir. Her ne kadar kıst dönem için tam oranlar uygulanmakta ise de esas olan ücretliden kesilen gelir vergisi tutarının üst limit olarak uygulanmasıdır. Dolayısıyla, ay içinde işveren değiştiren ücretlilerin mağdur olmaması için ay içinde en çok çalıştığı işveren nezdinde sistemin uygulanması en doğru yöntemdir. Ancak, birbirine bağlantılı işverenler bünyesinde ücretlinin işyeri değiştirmesi durumunda gün sayısına göre sistemi koordineli uygulamak mümkün olabilir. Ama ay içinde değiştirilen işverenlerin birbiri ile bağlantısı yoksa, ücretli açısından en avantajlısı, ay içinde en çok ücret aldığı işverenin sistemi uygulamasıdır. Öte yandan, ay içinde işveren değişikliği durumunda hem eski işverenin hem de yeni işverenin sistemi uygulaması ve ücretliye aylık ödenmesi gereken tutarı mükerrer olarak ödemesi durumunda, fazladan alınan tutarın ücretliden geri alınması gerekir. Burada ücretlinin eski işvereninden ayrılırken, asgari geçim indirimi tutarını alması durumunda, yeni işverenine de bu durumu bildirmesi gerekir. Yeni işverenin de tereddüt ettiği durumlarda, ücretlinin eski işverenine yazı ile sormasında bir sakınca bulunmamaktadır. SORU 16: Yıl içinde işten ayrılan bir ücretli kalan asgari geçim indirimi tutarını eski işverenden isteyebilir mi? Asgari geçim indirimi tutarı yıllık olarak hesaplanmakla beraber, aylık olarak ücretlinin maaşından hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilmek suretiyle ücretliye yansıtılmaktadır. Dolayısıyla, ücret alınmayan aylarda bu sistemden yararlanmak mümkün değildir. İşten ayrılan bir ücretlinin çalışmadığı gelecek ayların asgari geçim indirimi tutarını eski işvereninden topluca isteme hakkı yoktur. Ancak, yeniden işe girilmesi ve ücret geliri elde edilmesi durumunda, işe başlanılan aydan itibaren yeni işveren nezdinde sitemden yararlanılmaya devam edilecektir. SORU 17: İşveren tarafından ödenmeyen asgari geçim indirimi tutarı için ücretli ne yapmalıdır? 4857 sayılı İş Kanunu’na göre ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Çalışanlar açısından en önemli unsur olan ücret aynı zamanda işverenin de işçinin hizmet borcu karşısında yer alan ve iş sözleşmesinden doğan başlıca borcunu oluşturmaktadır. Asgari geçim indirimi de ücretin bir parçasıdır. İş Kanunu da, işçinin ücretinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ceza öngörmüştür. İşçinin ücretini ödemeyen veya eksik ödeyen işverene bu durumdaki her işçi ve her ay için para cezası uygulanacaktır. Diğer ifadeyle asgari geçim indirimini işçiye ödemeyen işverene de bu ceza uygulanacaktır([6]). Asgari geçim indirimini alamayan ücretlinin Gelir Vergisi Kanunu ve İş Kanunu yönünden işverenini şikayet etmesi gerekmektedir. Ücretlilerin, işverenini muhtasar beyanname yönünden bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne veya diğer vergi idaresi birimlerine (Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık-Gelir Müdürlükleri) dilekçe vermeleri gerekmektedir. Muhtasar beyanname vermeyen genel bütçeli kuruluşlarda çalışan ücretlilerin ise, sistemin uygulanmasına ilişkin bir sorun yaşadıklarında maaş tahakkuk birimlerine başvurmaları gerekir. Yasal düzenlemede asgari geçim indirimi ödevinin yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi vergi ziyaı olarak değerlendirilmiştir. Ücretliye nakden ödenmeyen asgari geçim indirimi işverenler tarafından haksız yere yapılan bir mahsup niteliği taşıyacak ve tevkif suretiyle kesilen verginin bu tutar kadar olan kısmı, muhtasar beyanname ile eksik beyan edilmiş vergi tevkifatı olarak kabul edilerek bu vergiler için de işverenler hakkında cezalı tarhiyat yapılacaktır. Asgari geçim indirimi tutarını haksız yere alamayan bir ücretlinin işverenini İş Kanunu yönünden de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve/veya işverenin bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüklerine dilekçe vermek suretiyle şikayet etmesi gerekir. E-Yaklaşım ([1]) Bu çalışmanın 1. Bölümü E-Yaklaşım Dergisinin Mayıs/2011, 2. Bölümü Temmuz/2011, 3. Bölümü Ağustos/2011 ve 4. Bölümü Eylül/2011 sayısında yayınlanmıştır. ([2]) 29.12.2010 tarih ve 27800 (6. mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. ([3]) Gelir vergisi matrahı, brüt ücret tutarından GVK’nın 63. maddesinde yer alan indirimlerden sadece %14 oranında sigorta primi işçi payı ve %1 oranında işsizlik sigortası primi işçi payı düşülmek suretiyle bulunmaktadır. ([4]) Gelir İdaresi Başkanlığı’nın, 31.01.2008 tarih ve 9620 sayılı özelgesi. ([5]) 04.12.2007 tarih ve 26720 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. ([6]) Cumhur Sinan ÖZDEMİR, “Asgari Geçim İndirimi Ödenmeyen İşçi Ne Yapmalı?”, http://www.alomaliye.com/2008
--------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz. |