Ahmet Yavuz - Leasingde suistimallerin faturası KOBİ'lere kesildi (07.01.08) |
07 Ocak 2008 | |
Yeni yıla girerken KDV'de yapılan değişiklikler tartışılmaya devam ediyor. Gıdada ilki yapılan indirimin ikinci kısmı da hayata geçirilirken, bazı sektörlerdeki oranlar da yükseltildi. Şirketlerin özellikle araç kiralamada kullandıkları finansal kiralamadaki (leasing) vergi artışı büyük tepki topladı. Halen bununla ilgili açıklamalar gelmeye devam ediyor. Finansal kiralama, şirketlere yeni yatırım ve teknoloji yenilemede büyük kolaylık sağlıyor. Ancak ben dikkatinizi madalyonun öteki yüzüne çekmek istiyorum. Finansal kiralama sistemi rahmetli Özal zamanında geliştirildi. Amaç, işletmelerin yeni yatırım, yenilenme, kalite düzeltme, entegrasyon ve ürün çeşitlendirme gibi yatırımlarında ihtiyaç duydukları makine ve teçhizatları satın alırken nakit sıkıntısı çekmemelerini sağlamaktı. Sistem, teknolojinin hızla geliştiği, sabit kıymetlerin de kısa sürede demode olduğu günümüzde diğer kaynak sağlama alternatiflerine nazaran bariz üstünlüğü bulunan bir yöntem. Bu yöntem sayesinde birçok küçük çaplı işletme büyüme imkânı buldu, büyük çaplı şirketler teknolojilerini geliştirme fırsatı yakaladı ve kapasitesini geliştirdi. Araç, demirbaş gibi ihtiyaçlarını leasing ile temin eden firmalardan normalde yüzde 18 kesilmesi gereken KDV yüzde 1 üzerinden tahsil ediliyordu. Tabii bu durum milyar liralık alımlar yapan şirketlere mali açıdan büyük katkı sağlıyor.
Ciddi bir avantaj sağlayan bu durumdan faydalanmak isteyen işletmeler bir süre sonra hemen hemen bütün ihtiyaçlarını finansal kiralama yoluyla karşılamaya başladı. Bu sayede finansal kiralama sektörü ve bu sistemden faydalanan şirketler büyük gelişme sağlarken, sistem dışında kalanlar, ciddi manada mağduriyete uğradı. Bu arada yüzde 18 KDV oranından aldıkları malları finansal kiralama şirketlerine yüzde 1'den satan firmalar aradaki vergi farkı dolayısıyla devletten yüklü miktarda vergi iadesi almaya başladı. Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy'un sistemin ulaştığı boyutları anlatmak için kullandığı, "Leasing işi yatırımdan tüketime ve hatta vergiyle beslenmeye dönmüştü." ifadesi, değişikliğin sebebini de açıkça ortaya koyuyor. Bazı düzenlemeler konjonktürel olarak gerekli görülüp hayata geçirilebiliyor. Fakat zamanla bu düzenlemelerin asıl fonksiyonlarını görmedikleri, getirilme amaçlarının dışında kullanılmaya başlandıkları görülüyor. Tabii bu durumda yapılacak en mantıklı şey ya bu düzenlemeleri suistimallere meydan vermeyecek şekilde elden geçirmek veya bu düzenlemelere son vermek oluyor. Finansal kiralamanın yatırım mallarından çok tüketim malları için kullanılmaya başlandığı, aynı malları finansal kiralama dışında alan kişileri, yüksek oranda KDV ödeme sebebiyle, mağdur ettiği ve finansal kiralama şirketlerine mal satan firmaların KDV iade taleplerinde şişkinliklere sebep olduğu nazara alındığında getirilen yeni düzenlemenin daha makul ve mantıklı olduğunu düşünüyorum. Bütün bu anlattığımız olumsuzlukları gören Maliye, finansal kiralama kapsamında mal alınması esnasında uygulanacak KDV oranını geçtiğimiz yılın son günü itibarıyla yeniden belirledi. Yeni uygulamaya göre 2008 başından itibaren düzenlenen leasing sözleşmelerine konu malların, finansal kiralama şirketlerine teslimi veya finansal kiralama şirketlerince teslimi veya kiralanmasında, finansal kiralamaya konu olan malın tabi olduğu KDV oranı esas alınacak. Normalde yüzde 8 KDV'ye tâbi tutulan bir mal finansal kiralama yoluyla temin edilse de aynı orana tabi tutulacak. Önceki düzenlemede sadece finansal kiralamaya konu olan malların finansal kiralama şirketlerine veya finansal kiralama şirketlerince teslimi veya kiralanması işlemleri yüzde 1 oranında, binek otomobillerinin bu kapsamdaki teslim ve kiralama işlemleri yüzde 18, ticari araç özelliği gösteren (otobüs, minibüs gibi) taşıtların yine bu kapsamdaki teslim ve kiralamaları yüzde 8 oranında KDV'ye tâbi idi. Yeni düzenlemede oranlar değişti. 30.12.2007 tarihinden önce veya sonra finansal kiralamaya konu edilen bazı mallara uygulanacak KDV oranları tablodaki gibi olacak. Oto kiralama şirketlerinden alınan binek araçların da KDV'si yükseldi Binek otomobili alırken yüklendikleri Katma Değer Vergisi'ni indirme hakkı bulunan mükelleflerin bu araçları kullanılmış olarak satışlarında da KDV oranı yüzde 1'den 18'e yükseltildi. Buna göre oto kiralama şirketleri, rent a car firmaları gibi işletmelerin yapacakları ikinci el binek oto satışı yüzde 18 KDV'ye tâbi olacak. Binek otomobillerindeki KDV'yi indirme hakkı bulunmayan mükelleflerin taşıt satışlarında ise KDV oranı yüzde 1 olarak uygulanmaya devam edecek. Aslında bu düzenlemeye gidilmede geç bile kalındı. Çünkü birçok kişi veya firma, satın alacağı binek araçlarını özellikle de arazi taşıtları veya pahalı arabaları rent a car tarzındaki firmalara aldırıp geçici olarak kâğıt üzerinde kiralamış olarak göstermekte, daha sonra da aslında hiç kullanılmayan taşıtları ikinci el taşıt gibi kabul ederek yüzde 1 üzerinden KDV ödenmekteydi. Burada ilk alışta ödenen yüzde 18 KDV de rent a car firmaları tarafından indirim konusu yapılıyor, indirilemeyen kısımlar da iade olarak alınıyordu. Böylece iyi niyetle getirilen vergisel bir teşvik suistimallere uğratılmış oluyordu. Diğer taşıt alanlar da büyük bir haksızlığa uğratılıyordu. Hazine'nin iadeler sebebiyle maruz kaldığı zarar da işin ayrı bir boyutunu oluşturuyor. Dolayısıyla bu konudaki düzenlemenin de yerinde olduğunu düşünüyorum.
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=634249
|