Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Faaliyet Gösteren Gelir ve Kurumlar Vergisi Mükelleflerine Sağlanan Vergisel Teşvikler PDF Yazdır e-Posta
15 Kasım 2011

Image

Teknoloji geliştirme bölgeleri, kurulduğu yöre, bölge ve genel olarak ülkedeki bilgiye dayalı kurumların ve işletmelerin teknoloji alanındaki rekabet edebilirliğini ve yenilikçi niteliğini geliştirmek amacıyla;

I- GİRİŞ

bilgi ve teknolojinin üniversiteler, araştırma merkezleri, şirketler ve pazarlar arasında dolaşımını teşvik eden ve kolaylaştıran, inovasyona dayalı şirketlerin kurulmasını ve gelişimini destekleyen, paydaşlarına Ar-Ge çalışmalarında kullanılacak yüksek nitelikli ofis alanları ve destek hizmetler sunan, profesyonel anlayışla yönetilen organizasyonlar olarak tanımlanabilir.

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun 3. maddesine göre, Teknoloji Geliştirme Bölgesi “Yüksek/ileri teknoloji kullanan ya da yeni teknolojilere yönelik firmaların, belirli bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü ya da Ar-Ge merkez veya enstitüsünün olanaklarından yararlanarak teknoloji veya yazılım ürettikleri/geliştirdikleri, teknolojik bir buluşu ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline dönüştürmek için faaliyet gösterdikleri ve bu yolla bölgenin kalkınmasına katkıda bulundukları, aynı üniversite, yüksek teknoloji enstitüsü ya da Ar-Ge merkez veya enstitüsü alanı içinde veya yakınında; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği siteyi veya bu özelliklere sahip teknoparkı” ifade etmektedir.

Teknoloji geliştirme bölgeleri sayesinde teknolojik bilgiler en kısa yoldan sanayiye aktarılmakta ve en kısa sürede tüketicilerin hizmetine sunulmaktadır. Diğer taraftan, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyette bulunan işletmeler, buralardaki avantajları kullanarak çok daha kolay ve ucuz şekilde teknolojik bilgi, ürün, hizmet vb. elde etmektedirler. Bu nedenle, önemi günden güne artmakta olan teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyette bulunmak isteyen işletmeler bu bölgelere daha çok rağbet göstermektedirler.

II- BÖLGEDE FAALİYETTE BULUNAN GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİNE SAĞLANAN VERGİSEL AVANTAJLAR

Bölgede faaliyette bulunan girişimciler, devlet tarafından sağlanan vergisel teşviklerden en çok faydalanacak olan kesimi oluşturmaktadırlar. Bölgede en önemli faaliyet grubu girişimcilerdir. Dolayısıyla, kazanç tutarı en yüksek olan ve ülkeye önemli teknolojik gelişmeler kazandıracak yatırımları yapacak olanlar da onlardır. Bu sebeple, teknoloji geliştirme bölgelerinin amaçlarına ulaşabilmesi için önemli ölçüde teşvik edilmeleri gerekmektedir.

A- BÖLGEDE YAZILIM VE AR-GE’YE DAYALI ÜRETİMDEN ELDE EDİLEN KAZANÇLARA İLİŞKİN İSTİSNA

Bu bölgelerdeki girişimcilere uygulanan en önemli istisna, kazanç istisnasıdır. Bu istisna 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’na 5035 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile eklenen geçici 2. maddede şu şekilde düzenlenmiştir:

“Bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31.12.2013 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.”

Yani; gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin tam ya da dar mükellefiyet esası dikkate alınmaksızın, bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları yine istisna kapsamındadır. Bu istisna faaliyete başlanan tarih dikkate alınmaksızın, 31.12.2013 tarihine kadar vergi istisnası kapsamındadır.

Bu Kanun’a göre, bölgede faaliyette bulunan mükelleflere tanınan istisna, sadece yazılım ve Ar-Ge’ye dayalı üretim faaliyetlerinden elde edilen kazançlara tanınmıştır. Bu açıdan istisna kapsamına girecek faaliyetlerin çok dikkatli bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nin 10.2.1. bölümünde bir faaliyetin Ar-Ge faaliyeti olup olmadığı hususu belirli esaslara göre belirlenmiştir.

Yapılan bir harcamanın Ar-Ge indirimine konu edilebilmesi için Ar-Ge faaliyeti kapsamında yapılmış olması gerekmekte olup aşağıda belirtilen amaçlara yönelik faaliyetler Ar-Ge faaliyetleridir:

● Bilimsel ve teknolojik alanlardaki belirsizlikleri gidermek ve bunları aydınlatmak amacıyla, bilim ve teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni teknik bilgilerin elde edilmesi,

● Yeni yöntemlerle yeni ürünler, madde ve malzemeler, araçlar, gereçler, işlemler, sistemler geliştirilmesi, tasarım ve çizim çalışmaları ile yeni teknikler ve prototipler üretilmesi,

● Yeni ve özgün tasarıma dayanan yazılım faaliyetleri,

● Yeni üretim yöntem, süreç ve işlemlerinin araştırılması veya geliştirilmesi,

● Bir ürünün maliyetini düşürücü, kalite, standart veya performansını yükseltici yeni tekniklerin/teknolojilerin araştırılması.

Aşağıda sayılan faaliyetler Ar-Ge faaliyetleri kapsamında değerlendirilmez:

● Pazar araştırması ya da satış promosyonu,

● Kalite kontrol,

● Sosyal bilimlerdeki araştırmalar,

● Petrol, doğalgaz, maden rezervleri arama ve sondaj faaliyetleri,

● İcat edilmiş ya da mevcut geliştirilmiş süreçlerin kullanımı,

● Biçimsel değişiklikler (Tebliğ’in “10.2.2. Ar-Ge Faaliyetleri” bölümündeki amaçlara yönelik olmayan şekil, renk, dekorasyon vb. estetik ve görsel değişiklikler),

● Bilimsel ve teknolojik yenilik doğurmayan rutin faaliyetler (rutin veri toplama, rutin analizler için kullanılan program, yazılım gibi üretilen prototiplerin rutin ayarlamaları),

● İlk kuruluş aşamasında kuruluş ve örgütlenmeyle ilgili araştırma giderleri,

● Proje sonucunda geliştirilen ürüne ilişkin fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik çalışmalar,

● Numune verilmek amacıyla prototiplerden kopyalar çıkarılıp dağıtılması ve reklam amaçlı tüketici testleri.

Yazılımın tanımı ise ilgili tebliğde şu şekilde yapılmıştır.

Bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı diğer bir cihazın çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar dizisinin veya programların ve bunların kod listesinin, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren bilgi ve belgelerin tümünü ifade eder.

Bölgede faaliyet gösteren mükelleflerin bu kapsam dışında ancak, normal ticari işlemleri kapsamında elde edecekleri diğer gelirleri ile olağandışı gelirlerinin istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu kapsamda nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, yabancı para cinsinden aktifler dolayısıyla oluşan kur farkları, iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler istisna kapsamında değerlendirilmez.

Mükelleflerin bölgede faaliyete geçtikleri tarih itibariyle tamamlamış oldukları yazılım ve Ar-Ge’ye dayalı projelerden elde edecekleri kazançların istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan, mükelleflerin bölgede faaliyete geçmeden önce başlayıp, bölgede faaliyete geçtikten sonrada devam ettirdikleri yazılım ve Ar-Ge’ye dayalı projelerden sağladıkları kazancın ancak, projenin bölgede gerçekleştirilen kısmına ilişkin kazanç kısmı istisnadan yararlanabilecektir.

4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nda yer alan istisna, bir kazanç istisnasıdır. Dolayısıyla, istisna kapsamında olan projeler ile ilgili olarak elde edilen hasılattan proje maliyetinin düşülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı vergiden istisna olacaktır.

İstisna kazancın ve bu bağlamda gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, istisna kapsamında olan faaliyetler ile diğer faaliyetlere ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi gerekmektedir. Kazancı istisna kapsamında olacak projelere ait giderlerin diğer faaliyetlerle ilişkilendirilmesi, beyan edilecek matrahın hatalı tespitine yol açacaktır.

Öte yandan, teknoloji geliştirme bölgelerinde yazılım ve Ar-Ge faaliyetinde bulunan şirketlerin, bu faaliyetler sonucu buldukları ürünleri kendilerinin seri üretime tabi tutarak pazarlamaları halinde, bu ürünlerin pazarlanmasından elde edilen kazançların lisans, patent gibi gayrimaddi haklara isabet eden kısmı, transfer fiyatlandırması esaslarına göre ayrıştırılmak suretiyle istisnadan yararlanabilecektir. Üretim ve pazarlama organizasyonu nedeniyle doğan kazancın diğer kısmı ise istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir. Ancak, lisans, patent gibi gayrimaddi haklara bağlanmamış olmakla birlikte uyarlama, yerleştirme, geliştirme, revizyon, ek yazılım gibi faaliyetlerden elde edilen kazançların istisna kapsamında değerlendirileceği tabiidir.

Örneğin; teknoloji geliştirme bölgesinde yazılım faaliyetinde bulunan şirketin, ürettiği yazılımların lisans satışından veya kiralanmasından elde edeceği kazançlar istisnadan yararlanacak, ancak söz konusu yazılımın disk, CD veya elektronik ortamda pazarlanmasından elde edilen kazançların (lisansa isabet eden kısmı hariç) istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.

Aynı şekilde, bir ilaç şirketince bölgede gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyeti sonucu ortaya çıkan kanser ilacına ait gayrimaddi hakkın kiralanması veya devrinden elde edilecek kazançlar istisnadan yararlanacak, ilacın bizzat üretilerek satılması halinde bu faaliyetten elde edilen kazancın gayrimaddi hakka isabet eden kısmı hariç istisnadan yararlanması mümkün olmayacaktır.

Kazancı istisna kapsamında olan projelerin zararla sonuçlanması halinde bu zararların diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlardan indirilmesi mümkün değildir.

İstisnadan yararlanacak kazancın tespiti açısından, mükelleflerin muhasebe kayıtlarını istisna kapsamına giren üretim faaliyetlerine ilişkin kazançlar ile istisna kapsamında değerlendirilmeyecek faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlarının ayrımını yapabilecek şekilde tutmaları gerekmektedir.

İstisna kapsamına giren faaliyetler ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde müşterek genel giderlerin, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda oluşan maliyetlerin birbirine oranı esas alınarak dağıtılması gerekmektedir.

İstisna kapsamına giren ve girmeyen faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine ve ulaştırma vasıtalarının amortismanlarının ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması gerekmektedir. Hangi işlerde ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin amortismanlar, müşterek genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulacaktır.

Yönetici şirketler dahil olmak üzere bölgede faaliyet gösteren kurumların, bu bölgelerde elde ettikleri kazançları dağıtmaları halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin ikinci fıkrası ve 30. maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca vergi kesintisi yapmaları gerekmektedir.

B- YÖNETİCİ ŞİRKETE SAĞLANAN VERGİSEL AVANTAJLAR

4691 sayılı Kanun’un 3. maddesine göre yönetici Şirket; bu Kanun’a uygun ve anonim şirket olarak kurulan, bölgenin yönetimi ve işletmesinden sorumlu şirkettir. Yönetici şirket; bölgenin kuruluş aşamasında plânlama ve projelendirmenin yapılması, gerekli alt yapı ve üst yapı hizmetleri ile bölge için gerekli her türlü hizmetlerin yürütülmesi, bölgenin bu Kanun ve ilgili yönetmeliklerde gösterilen amaca uygun olarak yönetilmesi, girişimcilerin ve üçüncü şahısların buna aykırı davranışlarının önlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması ile yükümlüdür.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun geçici 2. maddesine göre; yönetici şirketlerin bu Kanun’un uygulanması kapsamında elde ettiği kazançlar 31.12.2013 tarihine kadar kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. İstisna hükmü, yönetici şirketin Kanun ile kendisine verilen bölgenin işletilmesine ve yönetilmesine ilişkin görevleri kapsamında gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerinden bir kazanç elde etmesi durumda 01.01.2004 ila 31.12.2013 tarihleri arasında elde edilen kazançlara uygulanabilecektir.

4691 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2. maddede belirtilen istisna, bir kazanç istisnasıdır. Bu sebeple, istisna kapsamında olan projeler ile ilgili olarak elde edilen hasılattan bu faaliyetler nedeniyle yüklenilen proje maliyetinin düşürülmesi sonucu bulunacak kazancın tamamı istisna olacaktır.

Gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespiti açısından, istisna kapsamında olan faaliyetlere ilişkin hasılat, maliyet ve gider unsurlarının ayrı ayrı izlenmesi gerekmektedir. Kazancı istisna kapsamında olan faaliyetlere ait giderlerin diğer faaliyet ve gelirlerle ilişkilendirilmesi, beyan edilecek matrahın hatalı tespitine neden olacaktır.

Kanun uygulaması kapsamında, kazancı istisna olacak faaliyetlerin zararla sonuçlanması durumunda, ilgili zararların diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlardan indirilmesi mümkün olmamaktadır.

İstisna kapsamındaki kazançlar kurumlar vergisi beyannamesinin “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisnalar” bölümünde yer alan “Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazançlar” satırında gösterilecek, istisnaya tabi faaliyetin zararla sonuçlanması durumunda ise, zarar tutarı “Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler” satırında gösterilecektir. Geçici vergi beyannamesinde de aynı şartlar geçerli olacaktır. www.ozdogrular.com

III- SONUÇ

Ekonomik gelişme ve kalkınmayı sağlamak ve sürdürülebilir büyümeyi devam ettirmek isteyen bir ülke teknoloji yoğun sektörlere önem vermektedir. Ülkemizde teknoloji geliştirme bölgelerinin kurulması ile ilgili temel düzenleme 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’dur. Bu Kanunla, teknoloji geliştirme bölgelerinin kurulmasıyla ilgili esaslar ve bölgede faaliyet gösteren mükelleflere sağlanan vergi teşvikleri düzenlenmiştir. Bu makalede teknoloji geliştirme bölgelerine ilişkin açıklamalar yapılmış, teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine sağlanan vergisel teşvikler ilgili kanun ve tebliğ hükümleri dikkate alınarak açıklanmaya çalışılmıştır. http://www.ozdogrular.com/content/view/17380/

 

İsmail BARINIR*

Yaklaşım

(*)          Vergi Müfettişi (E. Hesap Uzmanı)

 

------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.