Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yeni Türk Ticaret Kanunu’na Göre Anonim Şirketlerde Sermaye Koyma Borcu ve Borcu İfa Etmemenin Sonuçları PDF Yazdır e-Posta
02 Ocak 2012

Image

Anonim şirketler, sahip oldukları önem dolayısıyla şirketler hukukunun en çok yer verdiği şirket türüdür.

I- GİRİŞ

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (YTTK) anonim şirket; sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirket olarak tanımlanmış, pay sahiplerinin sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumlu oldukları belirtilmiştir (YTTK md. 329).

Kanun’da belirtilen tanımdan da anlaşılacağı üzere anonim şirketin unsurlarından birisi de şirket sermayesinin belirli ve paylara bölünmüş olmasıdır. Pay sahiplerinin sorumluluğu sadece şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye borcu ile sınırlı olduğundan şirket alacaklıları alacağın tahsilini sadece şirket malvarlığından sağlayabilirler. Kanun’un 358. maddesine göre pay sahiplerinin şirkete borçlanmaları yasak olduğundan, pay sahibinin şirkete karşı tek borcu koymayı taahhüt ettiği sermaye payının ifasından ibaret olacaktır.  

6102 sayılı YTTK’da sermaye ile ilgili olarak, şirkete sermaye olarak hangi değerlerin konabileceği, şirketin türüne göre en az sermaye tutarının ne olacağı, ayni sermayeye değer biçilmesi, sermayenin kaybı ve borca batıklık, sermaye koyma borcunun yerine getirilmemesinin sonuçları, temerrüt faizi gibi birçok düzenleme yer almaktadır.

Bu çalışmada, anonim şirketlerde sermaye koyma borcu ve bu borcun yerine getirilmemesinin sonuçları üzerinde durulacak, yeri geldikçe 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (ETTK) ve 6102 sayılı YTTK arasındaki farklı düzenlemelere yer verilecektir.  www.ozdogrular.com

II- SERMAYE KOYMA BORCU VE BORCUN KONUSU

Öncelikle belirtmek gerekir ki şirket, kurucuların kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan sermayenin tamamını ödemeyi şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur. Sermaye miktarı da esas sözleşmede bulunması gereken zorunlu unsurlardan birisidir. Her ortak, taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı sorumludur (YTTK md. 128, 335, 339).

Esas sermayeyi oluşturan payların tamamının, kurucular tarafından esas sözleşmede taahhüt olunduğunun, esas sözleşmenin altında yer alan bir noter şerhi ile onaylanması gerekmektedir (YTTK md. 341).

Böylelikle, sağlıklı bir kuruluşun gereği olan sermayenin korunmasına ilişkin denetim, noter aşamasında başlatılmakta, kuruluşta sorumluluk taşıyan kişiler arasına noter de dahil edilmektedir. Söz konusu hüküm notere, imzaların onayı yanında payların tamamının kayıtsız ve şartsız taahhüt olunup olunmadığını incelemek görevini vermektedir. Ancak Noterce yapılan inceleme, taahhüdün bulunup bulunmadığı ve bir şarta bağlanıp bağlanmadığı ile sınırlıdır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre; Kanun’da aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine;

- Para, alacak, kıymetli evrak ve sermaye şirketlerine ait paylar,

- Fikrî mülkiyet hakları,

- Taşınırlar ve her çeşit taşınmaz,

- Taşınır ve taşınmazların faydalanma ve kullanma hakları,

- Kişisel emek,

- Ticari itibar,

- Ticari işletmeler,

- Haklı olarak kullanılan devredilebilir elektronik ortamlar, alanlar, adlar ve işaretler gibi değerler,

- Maden ruhsatnameleri ve bunun gibi ekonomik değeri olan diğer haklar,

- Devrolunabilen ve nakden değerlendirilebilen her türlü değer

sermaye olarak konabilir (YTTK md. 127). Ancak Kanun bu konuda anonim şirketler açısından bazı istisnalar getirmiş ve hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların anonim şirketlerde sermaye olarak konulamayacağını emretmiştir (YTTK md. 342).

Pay sahipleri tasfiye payına ilişkin hakları saklı kalmak üzere şirkete sermaye olarak verdiklerini geri isteyemezler. Ancak Kanunlarda aksine hüküm yoksa, şirket sözleşmesiyle ortakların, koydukları sermayeler için faiz verilmesi kabul olunabilir (YTTK md. 132, 480).

Pay sahipleri şirketin kurulması sırasında pay taahhüdünde bulunabileceği gibi esas sermayenin artırılması sırasında da iştirak taahhüdünde bulunabilirler. Söz konusu iştirak taahhüdünün konusu yukarıda da belirtildiği üzere ayni olabileceği gibi nakdi de olabilir.

Gerek kuruluş gerekse sermaye artırımı sırasında taahhüt edilen sermaye ayın türünden ise söz konusu ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı/bulun-duğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilecektir (YTTK md. 343). Ancak bu rapora kurucular, işlem denetçisi ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi raporu kesindir. Ticaret sicili müdürü gerekli tescil işlemini yapmak için mahkeme bilirkişilerince yapılmış değerlendirmeyi de arayacak, aksi halde aynî sermayeyi kabul etmeyecek ve tescil işlemini gerçekleştirmeyecektir.

Öte yandan, bilirkişiler raporlarında, seçtikleri değerleme yönteminin somut olay için hem en adil hem de en uygun yöntem olduğunu açıklamalıdırlar. Bu şart, bilirkişilerin somut olay gerçeğinin icap ettirdiği uzmanlığa sahip olmaları, ayrıntılı ve karşılaştırmaları içeren açıklamalar yapmaları zorunluluğuna da işaret eder. Ayrıca Rapor resmî nitelik taşıdığından, mevzuatımızdaki “resmî” evraka ilişkin hükümlere tabîdir.

Diğer taraftan, sermaye olarak şirkete alacakların devredilmesi taahhüt edilmişse, alacaklar şirketçe tahsil edilmedikçe taahhütte bulunan pay sahibi, sermaye koyma borcundan kurtulamaz (YTTK md. 130).

Nakden taahhüt edilen payların ise itibarî değerlerinin en az yüzde 25’inin tescilden önce, gerisinin de şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödenmesi şarttır. Ayrıca payların, itibari değerinin üzerinde alınacağının taahhüt edilmesi halinde, itibari değerin üzerindeki tutarlar peşinen ödenir (YTTK md. 344, 435).

Nakdî ödemeler, Bankacılık Kanunu’na tabi bir bankada, kurulmakta olan şirket adına açılacak özel bir hesaba, sadece şirketin kullanabileceği şekilde yatırılır. Banka, bu tutarı, şirketin tüzel kişilik kazandığını bildiren bir sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, sadece şirkete öder. Şirket, esas sözleşmedeki kurucuların imzalarının noter tarafından onaylanmasından itibaren, üç ay içinde tüzel kişilik kazanamadığı takdirde, bu hususu doğrulayan bir sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, bedeller banka tarafından sahiplerine geri verilir (YTTK md. 345).

Nakdi sermaye taahhüt edilmesi durumunda, sermaye artırımlarında da yukarıda belirtilen hükümler kıyas yoluyla uygulanır (YTTK md. 459).

YTTK’da tedrici kuruluş kaldırılmış olmakla birlikte, taahhüt edilmiş sermayenin halka arz yoluyla temin edilmesi durumu da düzenlenmiştir. Ancak bunun için esas sözleşmede bir hükmün bulunması ve şirketin tescilinden itibaren iki ay içinde halka arzın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Söz konusu pay senetlerinin halka arzedilmesi sermaye piyasası mevzuatına göre yapılır. Diğer taraftan, sadece karşılığı nakit olan payların bu şeklide halka arzı mümkün olup ayın karşılığı payların halka arzı için bu yönteme başvurulamaz (YTTK md. 346).

Son olarak, gerek şirketin kuruluşu gerekse sermaye artırımı sırasında payların tamamının taahhüt edilip edilmediği, Kanun’da veya esas sözleşmede öngörülen pay bedellerinin en az tutarlarının Kanun’a uygun olarak bankaya yatırılıp yatırılmadığı, bu yükümlülüğün herhangi bir şekilde dolanıldığına ilişkin bir belirtinin olup olmadığı, ayni sermaye ve devralınan ayınlar için mahkemece atanan bilirkişilerce değerleme yapılıp yapılmadığı, aşırı değerlemenin veya işlemlerde görünür bir yolsuzluğun bulunup bulunmadığı bir işlem denetçisi tarafından incelenir. Söz konusu işlem denetçisi raporu olmadan ticaret sicili müdürü gerekli tescil işlemini yapmayacaktır (YTTK md. 351, 458). www.ozdogrular.com

III- SERMAYE KOYMA BOR-CUNUNUN ZAMANINDA YERİNE GETİRİLMEMESİNİN SONUÇLARI

YTTK şirket sermayesinin korunmasını amaçlamış ve sermaye koyma borcunu zamanında yerine getirmeyen pay sahiplerine yönelik bir takım yaptırımlar öngörmüş, bu konuda şirkete bazı yetkiler vermiştir.

Nitekim Kanun’da şirketin, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği düzenlenmiştir. Söz konusu istem yönetim kurulu tarafından, esas sözleşmede başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, pay sahiplerinden ilan yoluyla istenecektir. İlanda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihinin ve ödemenin nereye yapılacağının açıkça belirtilmesi gerekmektedir (YTTK md. 128, 481).

Öte yandan Kanun’da, şirketin, sermaye koyma borcunun yerine getirilmesindeki gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebileceği düzenlenmiştir. Ancak tazminat istemi için ihtar şarttır. Bunun yanında ortaklarca sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir de istenebilir (YTTK md. 128).

Sermaye borcunun zamanında yerine getirilmemesi ile ilgili olarak Kanun’da yer alan düzenlemelerden bir tanesi de temerrüt faizidir. Kanun’a göre sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Ancak aksine bir hüküm konulmak suretiyle temerrüt faizinin ödenmemesi esas sözleşme ile kararlaştırılabilir. Bununla birlikte, temerrüt faizi, taahhüt edilen ve zamanında ödenmeyen sermayenin konusunun para olması durumunda ödenecektir. Ayın türünden sermaye için temerrüt faizi söz konusu olmayacaktır. Ayrıca, söz konusu temerrüt faizi ödeme zamanından itibaren değil, tescil anından itibaren ödenecektir (YTTK md. 129, 482).

Diğer taraftan, esas sözleşmeyle, temerrüde düşen pay sahiplerinin cezai şart ödemesi de zorunlu kılınabilir. Ayrıca, yönetim kurulu, temerrüde düşen pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir (YTTK md. 482).

Ancak temerrüde düşen ortağın gerek sözleşme cezası ödemesi gerekse haklarından yoksun bırakılması ve temerrüt konusu payın satılıp yerine başkasının alınması yahut kendisine verilmiş pay senedi varsa bunların iptal edilebilmesi için belirli bir usulün uygulanması gerekmektedir. Kanun’da belirlenen bu usul emredici nitelikte olup uyulması zorunludur. Buna göre, öncelikle yönetim kurulu tarafından temerrüde düşen pay sahibine ihtarda bulunulması gerekir. Bu ihtar yukarıda belirtilen yaptırımların uygulanması için temel şarttır. Söz konusu ihtar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve esas sözleşmede başkaca bir ilan şekli öngörülmüşse esas sözleşmede öngörülen şekilde ilan yoluyla yapılır. Ayrıca şirketin internet sitesinde de bir mesaj şeklinde yayınlanır. Bu davet ve ihtar, nama yazılı pay senedi sahiplerine ilan yerine iadeli taahhütlü mektupla ve internet sitesi mesajı ile yapılır. İhtarda, temerrüde düşen pay sahibinin temerrüde konu olan tutarı bir ay içinde ödemesi gerektiğinin, aksi takdirde ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun bırakılacağının ve sözleşme cezasının isteneceğinin belirtilmesi zorunludur. Pay sahibi ihtar ve ilanla tanınmış olan bir aylık süre içinde taahhüdünü yerine getirmezse, o zamana kadar yaptığı ödemelerden mahrum edilerek pay iptal edilir. Eğer payı senede bağlanmışsa ve senet ele geçirilemiyorsa, senedin iptaline ilişkin yönetim kurulu kararı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve esas sözleşmede öngörülen şekilde ilan edilerek, üçüncü şahısların bu senede ilişkin hak iddiaları önlenmiş olunur (YTTK md. 35, 482, 483).

Burada belirtilmesi gereken bir diğer husus da ıskat usulünün yalnızca sermaye taahhüt borçlarında uygulanabileceğidir. Başkaca bir sebeple pay sahibinin haklarından mahrum bırakılması mümkün değildir. Ayrıca ıskat usulü sermaye taahhüt borcu olan paylar için uygulanabilir. Yoksa pay sahibinin bedelleri tamamen ödenmiş olan paylardan yoksun bırakılması mümkün değildir.  www.ozdogrular.com

IV- SONUÇ

Anonim şirket borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirket ve pay sahipleri de sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumlu olduklarından ve şirket alacaklılarının alacağın tahsilini sadece şirket malvarlığından sağlayabileceklerinden, sermayenin korunması ve pay sahiplerinin sermaye taahhütlerini yerine getirmesi büyük önem arzetmektedir. Bundan dolayıdır ki sermaye kavramı anonim şirketler açısından büyük bir öneme sahiptir.

YTTK’da, hangi unsurların sermaye olarak konulabileceği belirtilmiş, esas sermayeyi oluşturan payların tamamın taahhüt edilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu çerçevede noterlere ve işlem denetçilerine belirli görevler yüklenmiş, sermayenin korunmasına yönelik denetim noter aşamasında başlatılmıştır. Ayın türünden sermayeye değer biçilmesinde mahkemelere görev yüklenmiş ve bu konuyu kesin olarak karara bağlama yetkisi tanınmıştır.

Ayrıca YTTK’da pay bedelinin ne oranda ne zaman ödenmesinin şart olduğu konusundaki belirsizlik ortadan kaldırılarak nakden taahhüt edilen sermaye paylarına ilişkin ödeme zamanlarına netlik kazandırılmış, pay sahiplerinin taahhütlerini yerine getirmeleri gereken zaman üst sınır olarak belirlenmiştir.

Öte yandan, Kanun’da, şirketin devamlılığını sağlama ve sermayenin korunması amacıyla, sermaye koyma borcunu zamanında yerine getirmeyen ortağın, temerrüt faizi ve esas sözleşmede hüküm bulunması halinde sözleşme cezası ödemesi, haklarından yoksun bırakılması ve yerine başka bir ortak alınması gibi tedbir ve yaptırımlar belirtilmiş, söz konusu yaptırımlara ilişkin usul belirlenmiş ve şirketin, ortaktan sermaye taahhüt borcunu isteme ve dava etme ile gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini isteme yetkileri düzenlenmiştir. www.ozdogrular.com

 

Hasan TEPELİ*

E-Yaklaşım 

 

(*)          Gümrük ve Ticaret Müfettişi

 

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.