Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Yurt Dışı Borçlanması Yapılan Sürelerinin Sigortalılığın Başlangıcında Değerlendirilmesi PDF Yazdır e-Posta
16 Ocak 2012

Image

Ülkemizde yurtdışında çalışan ve bulunan vatandaşlarımızın ülkemizin sosyal güvenlik haklarından yararlanabilmesi için yapılan en son düzenleme 3201 sayılı “Yurtdışında Çalışan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlik Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun”dur.

I- GİRİŞ

3201 sayılı kanun ile vatandaşlarımızın yurtdışında geçen sürelerin sosyal güvenlik bakımından değerlendirilmesi için 2147 sayılı Kanunda[1] değişiklikler yapılmış ve yeni düzenlemeler ile vatandaşlarımıza yeni imkânlar tanınmıştır.

3201 sayılı Kanun’un uygulanmasında en çok tereddüt edilen konulardan biri borçlanan sürelerin sigortalılık süresinin başlangıç tarihin tespiti ve prim ödeme gün sayısında değerlendirilmesidir. Sigortalılık süresinin başlangıcı ve prim ödeme gün sayısı özellikle sigortalının emeklilik (yaşlılık, ölüm, malûliyet) talebi aşamasında önemlidir.

Bu nedenle makalemizde yurtdışında geçen sürelerin borçlanması halinde bu sigortalının sigortalılık süresinde (sigortalılık başlangıç tarihi) ve prim ödeme gün sayısında değerlendirilmesine ilişkin hususlar örnekler çerçevesinde açıklanmaya çalışılacaktır. www.ozdogrular.com

II- YURTDIŞI BORÇLANMASINDAN YARARLANMA ŞARTLARI

Bir kişinin 3201 sayılı Kanuna tabi sürelerini borçlanabilmesi için;

a) Türk vatandaşı olması,

b) Belirli nitelikte yurtdışı süreleri bulunması,

c) Hizmetleri belgelendirmesi,

d) Yazılı istekte bulunması,

e) 18 yaşını doldurması gerekmektedir.

Burada önemli olan nokta borçlanma yapacak kişinin Türk vatandaşı olma şartının iki halde yerine getirilmesidir. Bunlardan biri, borçlanılması istenilen sürelerde ilgilinin Türk vatandaşı olması, diğeri ise yazılı başvuru tarihi itibariyle Türk vatandaşı olmasıdır.

Örneğin; yurtdışında ev hanımı olarak geçirdiği süreleri borçlanmak istenen kişinin borçlanacağı sürelerde Türk vatandaşı olması gerekmektedir. Aynı zamanda bu kişinin borçlanma talebinde bulunduğu sırada Türk vatandaşı olması gerekmektedir. Bu iki şartı sağlamaması halinde borçlanma talebinde bulunamayacak ve 3201 sayılı Kanundan yararlanamayacaktır. www.ozdogrular.com

III- TÜRKİYEDE HERHANGİ BİR SİGORTALILIĞI BULUNMAYANLARIN SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN TESPİTİ

Sigortalılık süresi, sigortalının ilk defa yaşlılık, malullük ve ölüm sigorta kollarına prim ödemeye başladığı tarih ile sigortalının aylık bağlanması için talepte bulunduğu veya ölüm tarihi arasındaki süre olarak tanımlanabilir[2]. Bu sürenin tamamen çalışarak ya da prim ödenerek geçirmiş olması koşul olmadığı gibi, bu sürenin başlangıç ve sonu arasında sigortalının aralıklı ya da birden çok sigortalılık haline tabi çalışmasının, sigortalılık süresinin belirlenmesinde bir önemi bulunmamaktadır[3].

3201 sayılı Kanun’un 5. maddesinde, Türkiye’de herhangi bir sigortalılığı bulunan ve sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülerek bulunan tarih sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak alınacağı belirtilmiştir. Bununla birlikte, 3201 sayılı Kanun’un beşinci maddesinde ise Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihinin borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülerek tespit edilen tarihin sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak alınacağı öngörülmüştür.

Görüldüğü üzere yurtdışı borçlanması yapılan sürelerinin sigortalılık sürelerinin başlangıç tarihinin belirlenmesinde en önemli hususlardan biri borçlanma yapacak kişinin Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmetlerinin olup olmadığına göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de herhangi bir sigortalılığı bulunmayanların sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde borçlanmanın ödeme yapıldığı tarih ile borçlanılan sürenin dikkate alınması gerekmektedir.

Yurtdışında bulunan sürelerin değerlendirilmesine ilişkin uygulamada tereddüt edilen diğer bir hususta yurtdışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilip edilmeyeceğidir. 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Kanun[4] ile sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmayacağı belirtilmiştir. Bu konuda açılan davalarda yurt dışında çalışmaya başlanılan tarihin Türkiye’de de sigorta başlangıcı kabul edilmesi talep edilmiştir. Yargıtay da bu konuda verdiği birçok kararda “ülkeler ile yapılan sosyal güvenlik sözleşmelerine bakılması gerektiği, sözleşmelerde bu konuda hüküm olması halinde sözleşmenin uygulanması gerektiği, sosyal güvenlik sözleşmelerinin uluslararası sözleşme niteliğinde olduğu, bununda öncelikli uygulanması gerektiğine hükmetmiştir.”(Yargıtay 21.hukuk D.2009/14160 Esas 2010/10425 Karar sayılı ilamı).

Kurum ise uygulamada 3201 sayılı Kanun’un 5. maddesine istinaden borçlanmadan itibaren borçlanma süresi kadar sigortalılığı geriye götürmektedir. Öte yandan bu konuda sigortalılar ya da hak sahipleri tarafından dava açılması halinde sosyal güvenlik sözleşmeleri olan ülkelerde çalışanların daha öncesinde Türkiye’de çalışması olmaması halinde sözleşmede hüküm olması halinde bu hükmün uygulanacağı Yargıtay’ca kabul edilmiştir. Kurumun bu uygulaması yerinde olmayıp kuruma karşı dava açılmasına sebep olunmaktadır.

Örneğin, Almanya ile ek yapılan 1987 tarihli sözleşmesinin 29. maddesinin 4 fıkrasında “(4) Bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce bir Alman rant sigortasına girmiş bulunması halinde, Alman Rant Sigortasına girişi, Türk Sigortasına giriş olarak kabul edilir.” hükmü vardır.

Türkiye-Fransa arasında imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesinin 30. maddesinde “Bir işçi, Türk mevzuatına tabi olmadan önce Fransız Sosyal Güvenlik rejimlerinden birine tabi olmuşsa Fransız mevzuatına ilk tabii olduğu tarih, Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilk defa tabi olduğu tarih olarak kabul edileceği” belirtilmiştir[5].

Aynı zamanda, 01.11.2000 tarihinde Azerbaycan ile imzalan sosyal güvenlik sözleşmesinin 16 ncı maddesinde de “Taraflardan birinin mevzuatına göre sigortalı olarak ilk işe alınma zamanı, yardım hakkının korunması veya tekrar kazanılması şartlarının tespit edilmesinde, diğer Taraftaki süreler ve ilk işe başlama tarihi dikkate alınır.”[6] Hükmü amirdir. www.ozdogrular.com

IV- TÜRKİYE’DE SİGORTALILIĞI BULUNANLARIN SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİN ve STATÜLERİNİN TESPİTİ

Türkiye’de herhangi bir sigortalılığı bulunanlarında 3201 sayılı Kanuna göre borçlanılan sürelerinin sigortalılık başlangıç tarihinin ve 5510 sayılı Kanuna göre hangi statü kapsamında değerlendirileceğine ilişkin uygulamada yaşanan tereddütler bulunmaktadır. Bu nedenle yurtdışı borçlanması yapılan sürelerinin sigortalılık ve emeklilik şartlarının belirlenmesindeki etkisi aşağıda yer alan örneklerle açıklanmaya çalışılacaktır. 

● Öncelikle dikkat etmemiz gereken nokta, borçlandırılan yurtdışı süreleri ve bu sürelere ait prim ödeme gün sayıları Türkiye’de geçmiş bir hizmet olarak değerlendirileceğidir. Bu süreler, Türkiye’deki prim  ödeme  gün  sayıları veya  hizmetlerine eklenecektir. Türkiye’deki sigortalılığın  başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise sigortalılığın başlangıç tarihi borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülecektir.

Örnek-1: Türkiye’de 506 sayılı Kanun kapsamında (SSK) 1/8/1997-24/5/2007 tarihleri arasında sigortalı olan ve yurtdışında 8/7/1983-11/9/1989 tarihleri arasında geçen 6 yıl 2 ay 3 günlük süreyi Kanuna göre borçlanan ve bu süreleri 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında değerlendirilen bir sigortalının emeklilik hakkının tespitinde, sigortalılık süresinin başlangıç tarihi, 01.08.1997 tarihinden 6 yıl 2 ay 3 gün geriye götürülerek 28/5/1991 olarak kabul edilecektir.

Eğer bu sigortalı yurtdışında geçen sürelerin tamamını değil örneğin sadece 4 yıl 5 aylık kısmını borçlanırsa 01.03.1993 tarihi sigortalılık başlangıç tarihi olacaktır.

● Türkiye’de herhangi bir sigortalılığı bulunmayanların yurtdışındaki borçlandığı süreler 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi (Bağ-Kur) kapsamında değerlenecektir[7]. Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi de, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilecektir.

Örnek-2: Türkiye’de herhangi bir sigortalılığı bulunmayan 20/4/1968 doğum tarihli bir kadın sigortalı,  yurtdışında geçen 15.07.1987-15.10.2008 tarihleri arasındaki 20 yıllık (7200 gün) sigortalılık süresini borçlanarak adına tahakkuk eden borç tutarını 14/10/2011 tarihinde ödemiş ve bu süreler 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında (Bağ-Kur) değerlendirilmiştir. Bu sigortalının sigortalılık süresinin başlangıç tarihi, borçlandığı süre borcun ödendiği tarihten geriye götürülerek 14.10.1991 olarak tespit edilecektir. Bu kadın sigortalı, 1479 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendine göre 48 yaşını dolduracağı 20.04.2016 tarihinde emekliliğe hak kazanacaktır. 

● Eğer, sigortalı birden fazla yurtdışı hizmet borçlanması yapmış ise, borçlanılan toplam gün sayısı esas alınarak sigortalılık süresinin başlangıcı belirlenecektir.

Örnek 3- Türkiye’de 12/15/1995-1/1/1997 tarihleri arasında 4/b hizmeti olan 01/10/1987-2/8/1991 tarihleri ile 12.09.1998-18.09.2010 tarihleri arasında yurtdışında çalışmaları bulunan sigortalının sigortalılık başlangıç tarihi 4/b kapsamından önceki sürelerin 4/b kapsamındaki ilk sigortalılık tarihinden çıkarılması ile tespit edilir. 4/b kapsamından sonraki süreler prim ödeme gün sayısına ilave edilir.

Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Kanuna göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre (4/a ise 4/a kapsamında), sigortalılıkları yoksa Kanunun 4/(b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi / hizmet olarak kabul edilecektir. Bu sigortalıların emeklilik şartları da 4/b kapsamındaki sigortalıların şartlarına göre değerlendirilecektir.

● 5510 sayılı Kanun’un 4/c (Emekli Sandığı) tabi sigortalıların borçlanılan sürelerinin statülerinin belirlenmesinde göreve başlama tarihi dikkate alınacaktır. 5510 sayılı Kanun’un geçici 7 nci maddesine göre, 01.10.2008 tarihinden sonra Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi (Memur) kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların bu tarihten önceki yurtdışı borçlanma süreleri de, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında değerlendirilecektir.

● Yurtdışında ev kadını olarak geçen süreler, Türkiye’de Kuruma tabi sigortalılık varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre; Türkiye’de sigortalılık yoksa 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirilecektir. www.ozdogrular.com

V- SONUÇ

3201 sayılı Kanun ile yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın yurtdışında çalıştıkları süre ile ev kadınlarının bulundukları sürelerinin borçlandırılması imkânı getirilerek ülkemizin sosyal güvenlik haklarından faydalandırılması sağlanmıştır. Ancak genel olarak yurtdışı borçlanması yapmak isteyen sigortalılar emekli olabilmek için bu süreleri borçlanmaktadırlar. Emeklilik şartlarının belirlenmesinde üç önemli kriter sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaştır. Bu nedenle borçlanılan sürelerinin bu sürelerin ve şartlarının değerlendirilmesi dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesidir. Sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesinde Kurumun dikkat ettiği husus Türkiye’de herhangi bir sigortalılığı olup olmadığıdır.

3201 sayılı Kanun’un beşinci maddesinde 17.04.2008 tarih 5754 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle Türkiye’de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihinin borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülerek tespit edilen tarihin sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak alınacağı öngörülmüştür. Ancak bu uygulama örneğin Almanya ile yapılan sosyal güvenlik sözleşmesine göre aykırı bir uygulamadır. Bu nedenle de sigortalılar ya da hak sahipleri tarafından dava açılması halinde sosyal güvenlik sözleşmeleri olan ülkelerde çalışanların daha öncesinde Türkiye’de çalışması olmaması halinde sözleşmede hüküm olması halinde bu hükmün uygulanacağı Yargıtay’ca kabul edilmiştir. Bu nedenle Türkiye’de herhangi bir çalışması olmayanların sigortalılık başlangıç tarihlerinin tespitinde öncelikle sözleşme hükümleri değerlendirilmeli aksi bir hüküm yok ise sigortalılıklarının başlangıç tarihinin borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülerek tespit edilen tarihin sigortalılık süresinin başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. www.ozdogrular.com

 

Berna GÖKCEN AYAN*

E-Yaklaşım


(*) SGK, Konak Sosyal Güvenlik Merkezi Müdür Yrd., Sosyal Güvenlik Uzmanı

[1] 30.05.1978 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[2] Sigortalılık Süresi, Yaklaşım dergisi, Yıl:19, Sayı:223,ss. 150-152,  2011

[3] Sosyal Güvenlik Sisteminde Tahsis Uygulaması, Sosyal Güvenlik Dünyası, Ağustos-2009

[4] Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik  Yapılmasına Dair Kanun, 08.05.2008 tarih ve 26870 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[5] http://www.isvesosyalguvenlik.com/mevzuat/mvz167.htm

[6] http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4596.html

[7] N.Şimşek, SSK ve BAĞ-KUR’da Emeklilik, Yaklaşım Yayıncılık, 2011:455.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.