Sonradan Tespit Edilen Bağ-Kur Sigortalılıklarının Bağlanan SSK Aylığına Etkisi |
26 Aralık 2011 | |
1. Giriş: Sosyal güvenlik sistemimizde uzun yıllar söylemi yapıldıktan sonra gerçekleştirilen norm ve standart birleştirme uygulaması farklılıklardan kaynaklanan sosyal güvenlik sorunlarını kazanılmış haklar kapsmaında zamana havale ettiğinden birçok farklılık problemiyle birlikte yeni sisteme geçilmiş olundu. Ayrıca sosyal güvenlik kurumlarının da birden farklı olması nedeniyle birden fazla kurumdan aylık bağlanmadan kaynaklanan sorunlar da yeni döneme aktarılmış bulunmaktadır. 2. Bağ-Kur Sigortalılığı Şartları Birden fazla kurumdan aylık bağlanmasını problem haline getiren en önemli hususlardan başlıcası Bağ-Kur sigortalılığının takibinde geçmiş zamanlardaki yetersizliklerden kaynaklanmaktadır. Bağ-Kur sigortalısı olma koşulları, 1479 sayılı Kanunda[1] yapılan değişikliklerle zaman zaman farklılaşmıştır. Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması olanlardan için; * Bağ-Kur’un faaliyete geçtiği 01.10.1972 tarihi ile 20.04.1982 tarihleri arasında sadece meslek kuruluşu kayıtları (meslek odaları kayıtları), * 20.04.1982-22.03.1985 tarihleri arasında gelir vergisine tabi olanlar için vergi kaydı, gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşu kayıtları, * 22.03.1985-04.10.2000 döneminde vergi, meslek kuruluşu kaydı veya ticaret sicil kaydından herhangi biri, * 04.10.2000 tarihinden itibaren ise vergi mükellefi olanlar için vergi kaydı, vergiden muaf olanlar için ise meslek kuruluşu kayıtları ile, Bağ-Kur sigortalılığı kapsamına girilmiştir. 5510 sayılı Kanunla[2] ise 04.10.2000 - 01.10.2008 tarihleri arasında vergi mükellefiyeti olduğu halde Bağ-Kur tescili olmayanlar için 01.10.2008 tarihinden sonra altı ay süre verilerek, 6 ay içerisinde başvuru yapanlara söz konusu fasıladaki süreleri borçlanma imkânı tanınmıştır. 04.10.2000 – 30.09.2008 tarihleri arasında herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; a) Esnaf ve sanatkârlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar, b) Kolektif şirketlerin ortakları, c) Adi Komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları, d) Limitet şirketlerin ortakları, e) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, f) Donatma iştirakleri ortakları, g) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim kurulu üyesi olan ortakları, 1479 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılmaktaydılar. 1479 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Bağ-Kur’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundaydılar. Üç ay içinde kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalılar Bağ-Kur’ca re'sen kayıt ve tescil edilmekteydi. Ancak resen tescil uygulamasın adeta rastlantılara bağlı bulunuyordu. 01.10.2008 tarihinden sonra 5510 sayılı Kanunla yürürlüğe giren uygulamaya göre ise; Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; 1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, 2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, 3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları, 4/b sigortalısı (Eski Bağ-Kur) sayılmaktadırlar. İşte yukarıdaki şartlara uygun olarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olması gerektiği halde Bağ-Kur’a üç ay içinde kayıt olmayanlar ile Bağ-Kur’un resen tescil edemediği sigortalılar için fiili bir durum oluşmuştu. Durum böyle olmasına karşın 04.10.2000 tarihine kadar Bağ-Kur’a kayıt olmayanların bu tarihten önce zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmalarını gerektirecek çalışmaları söz konusu olsa bile Bağ-Kur sigortalılıkları 04.10.2000 tarihinden itibaren başlatılmaktaydı. Yine yasa gereği zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmalarını gerektirecek çalışmaları olanların bu 4/b sigortalılıklarını gerektirecek kayıtlarını 01.04.2009 tarihine kadar ibraz etmeyenlerin 4/b sigortalılıklarının 01.10.2008 tarihinden başlatılması gerekmektedir.[3] 04.10.2000 tarihinden önce Bağ-Kur’a kaydı bulunanların bu tarihten önceki zaman dilimine isabet eden başka bir tarih aralığında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmasını gerektirecek vergi mükellefiyeti, esnaf sicili veya meslek odası kaydı varsa bu süreleri de sigortalılık süresi olarak hizmetine eklemesi yolu ise daima açık bulunmaktaydı ve halaen de açık bulunmaktadır. Yine 04.10.2000 tarihinden önce Bağ-Kur kaydı bulunmamakla birlikte 04.10.2000-30.09.2008 tarihleri arasındaki bir bir zaman diliminde Bağ-Kur’a kaydı bulunanların 04.10.2000-30.09.2008 tarihleri arasına isabet eden başka bir tarih aralığında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmasını gerektirecek vergi mükellefiyeti, esnaf sicili veya meslek odası kaydı varsa bu süreleri sigortalılık süresi olarak hizmetine eklemesi yolu da keza açık bulunmaktadır. Sigortalılık süresine sonradan ihtiyaç duyanlar için bu süreleri kazanmak sevindirici olmaktadır. Ancak bir de bu sürelerin etkisinden bihaber olup, SSK sigortalılığından emekli olmayı hedefleyenler için bu tür sürelerin sonradan ortaya çıkması planlarını bozmakta, SSK emekliliklerini geciktirmekte veya aylık bağlanmışsa bile aylığın kesilmesine neden olmaktadır. www.ozdogrular.com 3. Sonradan Eklenen Bağ-Kur Sürelerinin Bağlanan SSK Aylığına Etkisi Uygulamada kısa süreli Bağ-Kur hizmeti bulunmasına karşın SSK’dan emekli aylığı bağlananların bu Bağ-Kur sürelerinden ayrı olarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmalarını gerektirecek başkaca süreler tespit edilip borç tahakkuk edildiğinde hukuki bir sorun ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan ilave borç nedeniyle kişiye SSK’dan bağlanan aylık kesilmekte ve ortaya çıkan tabloda kişinin ilave Bağ-Kur sigortalılığı nedeniyle son yedi yıl esasına göre emeklilik statüsü Bağ-Kur lehine değişip SSK’dan bağlanan aylığı dahi tehlikeye düşebilmektedir. 01.10.2008 tarihinden önce Bağ-Kur’a kaydolmamış olanların 4/b sigortalılıklarının 01.10.2008 tarihinden başlatılacak olması, 6111 sayılı Torba Kanunla SSK sigortalılığının Bağ-Kur sigortalılığına nazaran üstünlünün kabulü ile 01.03.2011 tarihinden itibaren 4/a (SSK) sigortalılığıyla 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığının çakışması durumunda 4/a sigortalılığının geçerli addedilecek olması karşısında bu sorun bundan sonraki süreler için önemini yitirecek olsa bile önceden Bağ-Kur’a kaydı olanlar için gözden kaçırılmış şirket ortaklıkları ve vergi mükellefiyetleri gibi durumlar baş ağrıtacak nitelikte tezahür edebilecektir. SGK’nın diğer kurum alt yapılarından giderek daha fazla faydalanarak resen birçok sigortalılık hali saptayabilir hale gelmesi bu sorunların mantar gibi artmasını sağlamıştır. Örneğin Bağ-Kur’a 1974 yılından 1 aylık hizmeti ve 2004 yılına kadar 3 bin 600 SSK günü tamamlayıp emeklilik yaşını doldurduğu 2009/Kasım ayında SSK’dan emekli olmuş sigortalı Ahmet Bey’in 2007 yılından beri limitet şirket ortağı, dolayısıyla 4/b sigortalısı olması gerektiğini SGK tespit etmiş kendisine bildirmiştir. SGK bağlanan SSK aylığını hemen kesmiş ve 2007 yılından beri biriken Bağ-Kur prim borçlarının ödenmesini talep etmiştir. Bu durumda Ahmet Bey için yapılacak iş prim borçlarını ödemektir. Ancak 2007-2008 Ekim ayına kadar tahsil edilecek primler Bağ-Kur’un basamak sistemine göre intibakı sonucu belirlenmeli, 2008 Ekim - 2009 Kasım ayları arasındaki prim borcu ise beyana esas matrah üzerinden hesaplanmalıdır. 2009 Kasım ayından sonraki primlerin ise normal prim değil sosyal güvenlik destek primi olarak tahsil edilmesi gerekmektedir. Aksi halde bağlanan aylık yok sayılarak işlem yapılması halinde geçen dört yıl dikkate alındığında Hizmet Birleştirme Kanunu[4] hükümlerine göre Ahmet Bey SSK emekliliğini yitirmiş sayılıp Bağ-Kur’dan emekliliğe tabi sayılır ki bu apaçık bir hukuksuzluğa işaret edecektir.
Zaten SGK da çokça yaşanan benzer durumlardan kaynaklanan bu tip sorunları çözmek amacıyla yayımladığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü'nün 2011/24 sayılı Genelgesinde “Kurumumuzda 4/1-(b) kapsamında hizmetleri bulunup, 4/1-(a) ve 4/1-(b) kapsamında aylık bağlanan sigortalılardan, aylık bağlandıktan sonra, Kanunun 53 üncü maddesine göre sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle geçerli sayılmayan 4/1-(b) kapsamındaki hizmetlerin, sigortalının 4/1-(a) kapsamındaki işinden ayrıldığı tarih ile tahsis talebinde bulunduğu tarih arasında devreye girmesi nedeniyle, tahsis talep tarihi itibariyle 4/1-(b) kapsamındaki hizmetlerine ilişkin prim borcu ortaya çıkan sigortalıların tahsis talep tarihine kadarki hizmetleri zorunlu sigortalılık kapsamında değerlendirilerek aylıklar, aylık başlangıç tarihi değiştirilmeden yeniden hesaplanacak, hizmetin tahsis talep tarihinden sonra devam etmesi durumunda ise bu tarih itibariyle hakkında sosyal güvenlik destek primi uygulanacaktır” denilmektedir. Yani SGK'nın bu Genelgesiyle kimi emekli veya sigortalılar için çetrefilli sorun oluşturabilecek bir duruma mani olmayı hedeflediği anlaşılmaktadır. Elbette bu tür sorunlar yaşandığında yurttaşı tedirginliğe sevk etmeden SGK memurlarının prblem çözücü bu alt düzenlemenin farkındalığını yakalayarak düğümü vaktinde çözmeleri gerekmektedir. Bu konuda en önemli nokta 4/a sigortalılığından emekli olmuş, 4/a sigortalılığının sona ermesinden sonra aylık bağlanıncaya kadarki geçen boşlukta 4/b sigortalılığı olduğu sonradan tespit edilmiş edilmiş sigortalıların aylıklarının aynı tarih itibariyle yeniden hesaplanabilmesi için sonradan tespit edilen 4/b sigortalılığı süresinin son yedi yıl esasına göre 4/a sigortalılığından emekliliğe engel olmayacak nicelikte olması şart bulunmaktadır. Aksi halde emekli kişi SSK sigortalılığından emeklilik hakkını yitirmiş olacağından durumunun 4/b (Bağ-Kur) sigortalılığı emeklilik koşulları bağlamında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. www.ozdogrular.com 4. Sonuç: SGK 4/b sigortalılığı veya Bağ-Kur kapsamında hizmetleri bulunup, 4/a (SSK) sigortalılığı ve 4/b sigortalılığı (Bağ-Kur) kapsamında aylık bağlanan sigortalılardan, aylık bağlandıktan sonra, Kanunun 53 üncü maddesine göre sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle geçerli sayılmayan 4/1-(b) kapsamındaki hizmetlerin, sigortalının 4/1-(a) kapsamındaki işinden ayrıldığı tarih ile tahsis talebinde bulunduğu tarih arasında devreye girmesi nedeniyle, tahsis talep tarihi itibariyle 4/1-(b) kapsamındaki hizmetlerine ilişkin prim borcu ortaya çıkan sigortalıların tahsis talep tarihine kadarki hizmetleri zorunlu sigortalılık kapsamında değerlendirilerek aylıkların, aylık başlangıç tarihi değiştirilmeden yeniden hesaplanması, hizmetin tahsis talep tarihinden sonra da devam etmesi durumunda ise bu tarihten sonraki süreç için emekli sigortalı hakkında sosyal güvenlik destek primi uygulanması gerekmektedir. www.ozdogrular.com
Şevket TEZEL* E-Yaklaşım (*) TTA Genel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkanlığı Başuzmanı [1] 14.09.1971 tarihli ve 13956 sayılı RG’de yayımlanmıştır. [2] 16.06.2006 tarihli ve 26200 sayılı RG'de yayımlanmıştır. [3] 5510 sK. Geçici madde 8. [4] 27.05.1983 tarihli ve 18059 sayılı RG’de yayımlanmıştır. ------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|