Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Anayasa Mahkemesinin 09.02.2012 tarihli kararları. PDF Yazdır e-Posta
18 Şubat 2012

Image

Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son dönemde verilen bazı özelgeler.

Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt edilen konular hakkında Gelir İdaresinden açıklama (özelge) istenebilmektedir.

Özelge talepleri için başvurular, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde bu birimlere, bulunmayan illerde ise Defterdarlıklara yapılmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma olanağı yoktur.

Özelge başvuruları, özelge talep formu ile yapılabilmekte, başvurulan birimler tarafından hazırlanan özelge taslağı GİB merkezine onay için gönderilmekte, onay süreci Özelge Komisyonu onayı ile sonuçlanmaktadır. Özelge Komisyonunca onaylanan özelgeler, otomasyon sistemi üzerinden yetkili birimlere aktarılmakta ve yetkili birimce imzalanarak özelge talep eden mükellefe gönderilmektedir.

Onaylanan özelgeler Gelir İdaresinin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir.

Gelir İdaresince verilen özelgelerden özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenlerine konu edilmektedir.

Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.

1. Gelir Vergisi Kanunu

Fazla ve yersiz ödenen stopajın iadesi

Peşin ödenen kira bedelinin tamamı üzerinden tevkifat yapılarak muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Kiralanan işyerinin tahliyesi durumunda, tahliye tarihinden sonra kiralamadan söz edilemez. Bu ödemelere ilişkin olarak ödenen tevkifat fazla ve yersiz ödenen vergi niteliği kazanır. Tahliye tarihinden sonraki dönemler için tevkif yoluyla ödenen vergiler için düzeltme işlemleri yapılarak, fazla ve yersiz olarak ödenen verginin iadesi gerekir. İadesi yapılan stopaj tutarının, yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanacak olan gelir verginizden mahsubu yapılamaz.

(02.01.2012 tarih ve 33 sayılı özelge)

İşe iade tazminatının gider yazılması ve stopaj

İş sözleşmesinin feshedilmesi işleminin geçersizliğine hükmeden mahkeme kararında işe başlatılmama hali için belirlenen işe iade tazminatlarının ve mahkeme masraflarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında; 4 aylık ücret ödemelerinin ise aynı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

İşe iade tazminatlarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 25 inci maddesi hükmü uyarınca gelir vergisinden istisna edilmesi ve çalışanın işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının ise ücret olarak gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

(23.12.2011 tarih ve 747 sayılı özelge)

2. Kurumlar Vergisi Kanunu

İndirimli kurumlar vergisi uygulaması

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi hükümleri çerçevesinde;

- İndirimli kurumlar vergisi sadece Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi çerçevesinde Hazine Müsteşarlığı/Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlara uygulanabilir.

- İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazanç, safi kurum kazancını aşamaz,

- Yasal şartları sağlayan yatırımdan kazanç elde edilmesine rağmen safi kurum kazancınızın bulunmaması veya zarar edilmesi halinde, ilgili dönemde indirimli kurumlar vergisi uygulanamayacağı gibi yatırımdan elde edilen kazançların da sonraki dönemlere aktarılmasının mümkün değildir.

- İndirimli kurumlar vergisi, tahsilinden vazgeçilen vergiler yoluyla yatırıma katkı tutarına ulaşılıncaya kadar uygulanabileceğinden, ilgili dönemde indirimli kurumlar vergisi uygulanamaması hak kaybına da neden olmaz.

- Tevsi yatırım, yatırım teşvik belgesinde yatırım cinsinin tevsi yatırım olarak belirtildiği yatırımlardır.

- Tevsi yatırımdan elde edilen kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkân bulunmayan hallerde indirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç, tevsi yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması suretiyle belirlenir.

- Sabit kıymet ifadesinden Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman konusunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerekir.

- Oranlamada toplam sabit kıymet tutarı olarak, üretimde kullanılsın kullanılmasın tüm amortismana tabi kıymetlerin birikmiş amortismanlar düşülmeden önceki brüt tutarlarının dikkate alınır.

- Söz konusu sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması, enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmaması gerekmektedir.

- Tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın ayrı olarak veya oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hak değildir.

- Kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğu hallerde ayrı hesaplarda takip edilmesi, kazancın bu şekilde belirlenmesine imkan bulunmayan hallerde ise oranlama yapılmak suretiyle tespiti gerekir.

(30.12.2011 tarih ve 147 sayılı özelge)

İndirimli kurumlar vergisi uygulaması

Bakanlar Kuruluna tanınan yetki çerçevesinde belirlenen ve Hazine Müsteşarlığı/Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır.

Tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğu hallerde kazanç ayrı hesaplarda takip edilecek, kazancın bu şekilde belirlenmesine imkân bulunmayan hallerde ise kazanç oranlama yapılmak suretiyle tespit edilecektir. Bir yatırımın tevsi yatırım olarak kabul edilebilmesi için yatırım teşvik belgesinde yatırım cinsinin tevsi yatırım olarak belirtilmiş olması gerekmektedir.

İndirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hak olmayıp, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespit edilmesi esastır.

İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkan bulunmaması halinde indirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç, yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Oranlamada sabit kıymetler birikmiş amortismanları düşülmeden önceki brüt tutarları ile dikkate alınır. Sabit kıymet ifadesinden ise Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman konusunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerekir.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesinde yer alan "Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır." ifadesi ile kastedilen sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması gerektiğidir. Dolayısıyla, gerekli şartların oluşması halinde yapılacak enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmayacaktır.

(07.12.2011/131, 09.12.2011/713 ve 28.12.2011/ 6 tarih/sayılı özelgeler)

Yurt dışında yapılan işlerle ilgili kazancın tespitinde götürü gider uygulaması

Yurt dışında yapılan inşaat işiyle ilgili kar veya zarar, işin yapıldığı ülkenin mevzuatına göre tespit edilir ve o ülke tarafından vergilendirilir. Bu işe ilişkin kazancın Türkiye'de vergiden istisna edilmesi nedeniyle, anılan işe ilişkin gider ve zararların ayrıca Türkiye'de kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kazancın kurumlar vergisinden istisna edilen inşaat ve onarma işlerine ilişkin olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (l) numaralı bendi uyarınca hesaplanan götürü giderlerin, Türkiye'de vergiye tabi kurum ve kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

(06.09.2011 tarih ve 694 sayılı özelge)

Yurt dışında yaptırılan reklam ve tanıtım işleri için yapılan ödemelerde stopaj

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde, Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüş olmasına rağmen, henüz bu yetki kullanılmamıştır. Bu nedenle yurt dışına yapılan ödemelerin, ödemenin yapıldığı ülke yönüyle, vergi kesintisine tabi tutulması söz konusu değildir.

Öte yandan, yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilere yaptırılan reklam ve tanıtım faaliyetlerinin ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesi dolayısıyla bu faaliyetler nedeniyle yurt dışındaki firmalara fatura karşılığında yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30. maddesine göre kurumlar vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.

(02.01.2012 tarih ve 34 sayılı özelge)

İş Kanunu’nun sorumluluk hükümlerine istinaden yapılan ödemelerin gider niteliği

İş Kanunu’nun sorumluluk hükümlerine göre veya yine bu Kanun hükümlerine dayanılarak verilen mahkeme kararlarına göre ödenen ücretler, sosyal güvenlik primi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile karar harcı, vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Ancak, alt işveren (taşeron) firmaların çalıştırdıkları işçiler için ödemedikleri SSK primleri neticesinde oluşan gecikme faizleri ve cezaların, kurum kazancınızın tespitinde indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, İş Kanunu gereğince müteselsil sorumluluk kapsamında yapılan ödemelerin, alt işveren firmadan daha sonra tahsil edilmesi halinde, tahsil edilen miktarların tahsil edilen dönemin kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.

(05.01.2012 tarih ve 26 sayılı özelge)

İade edilen destek priminin gider kaydedilmesi

Alındığı tarihte kurum kazancına dahil edilen ve Yurt Dışı Fuar Katılımlarının Desteklenmesine İlişkin Tebliğin 17. maddesine istinaden geri ödenen prim tutarları, geri ödendiği dönemde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Ancak, tahsil edilen prime bağlı olarak geri ödenecek tutarın içerisinde yer alan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizlerin gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

(28.12.2011 tarih ve 2401 sayılı özelge)

Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı geminin hurdaya çıkartılarak satışında istisna

Gemi ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların istisnadan yararlanabilmesi için, gemi ve yatların Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı olması zorunlu olup devir halinde istisnadan yararlanılabilmesi için, devir sonrasında da anılan sicile kaydın devam etme zorunluluğu bulunmaktadır.

Bu çerçevede, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin,

- Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilmesinden elde ettikleri kazançlar ile

- Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın aynı sicile bir başkası adına tescil edilmek üzere devrinden elde ettikleri kazançlar, gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacaktır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre, işletmeye ait geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır.

(20.12.2011 tarih ve 2238 sayılı özelge)

Serbest bölgede yapılan yıllara sari inşaat işlerinden elde edilen kazançlarda vergileme

Serbest bölgede bulunan firma ile yapılan malzeme dahil inşaat yapım hizmetinin, yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirilmesi ve malzeme temini dahil ödenen hak edişlerin tamamından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.

Serbest bölgede yapılacak inşaat için gereken malların tesliminin ihracat kapsamında değerlendirilmesi yapılan işin yıllara sari olma vasfını değiştirmez.

Öte yandan, söz konusu işten elde edilen kâr veya zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edilmesi ve tamamının o yılın geliri sayılarak vergilendirilmesi gerekir.

(20.12.2011 tarih ve 2239 sayılı özelge)

Yenileme fonu ve taşınmaz satış kazancı istisnasının birlikte kullanımı

Yenileme fonunun ayrılabilmesi; amortismana tabi bir iktisadi kıymetin varlığı ve bu kıymetin satılmasından oluşan kârın aynı neviden yeni bir iktisadi kıymet alımında kullanılması halinde söz konusu olabilmektedir. Ayrıca yenileme fonundan yararlanabilmek için satılan kıymetin yenilenmesinin zaruri bulunması veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilip teşebbüse geçilmiş olunması gerekir. Eğer elden çıkarılan iktisadi kıymetin yenilenmesinin zaruri bulunduğu açıksa bu yenileme fonu ayrılması için yeterlidir.

Bu itibarla, fabrika binasının satışı neticesinde ortaya çıkan kârın, proje çalışmalarına başlanılan ve şirket yönetimi tarafından da onaylanan yeni yatırım giderlerinin karşılanması amacına yönelik olarak yenileme fonuna aktarılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak yeni bir fabrika binasının iktisabı amacıyla, mevcut fabrika binasının satışından elde edilen kârın anılan Kanun hükmü kapsamında pasifte oluşturulacak bir hesapta üç yıl süreyle izlenmesi mümkündür.

Diğer taraftan fabrika binasının satışından elde edilecek kazancın Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5-1/e maddesi çerçevesinde istisnaya konu edilmesi ve istisna dışında kalan % 25'lik kısmının ise yeni bir fabrika binasının iktisap edilmesi amacıyla yenileme fonuna aktarılması mümkün bulunmaktadır.

(09.12.2011 tarih ve716 sayılı özelge)

Yurt dışında yapılan inşaat ve montaj işlerinden elde edilen kazancın vergilemesi

Başka bir ülkede bulunan Uluslararası Havaalanı'nın tırabzan parmaklığı, inoks kolon kaplaması işlerinin yapımı, montajı ve kurulması işlemlerinin yapılması nedeniyle elde edilen kazancın, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/h maddesinde belirtilen şartlar dahilinde kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, yurt dışındaki şube tarafından yürütülen işlere ilişkin kâr veya zararın, ilgili ülkenin vergi mevzuatına göre tespit edilerek, Türkiye'de genel netice hesaplarına intikal ettirilmesi ve beyannamede gösterilmek suretiyle istisna edilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, yurt dışında yapılacak söz konusu işlerle ilgili olarak yurt dışına gönderilen işçilere diğer ülkede tahakkuk ettirilerek ödenen ücretlerden vergi tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak, ücret ödemesinin Türkiye'de yapılması halinde, bu ücret ödemesinin vergi tevkifatına tabi tutulması ve tevkifatların ait olduğu dönemlere ilişkin muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Söz konusu ücret ödemelerinin her iki durumda yurt dışı kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması, yurt içi kazançların tespitinde ise gider olarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

(04.01.2012 tarih ve 20 sayılı özelge)

3. Katma Değer Vergisi Kanunu

Yurt dışında yapılan işlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin indirimi

Yurt dışında gerçekleştirilen "Baz İstasyonu Kulesi Elektrik Aksamı Topraklama İşi" Türkiye'de yapılmadığı için verginin konusuna girmeyeceğinden, hizmet ihracı kapsamında KDV’den istisnası da söz konusu olmayacaktır.

Öte yandan, verginin konusuna girmeyen işlemlerle ilgili olarak yurt içinde yapılacak giderlere ilişkin yüklenilen vergilerin, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/a maddesine göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

(06.09.2011 tarih ve 694 sayılı özelge)

Yurt dışında yapılan inşaat ve montaj işlerinin KDV açısından değerlendirilmesi

Yurt dışında alınan ihale kapsamında, diğer ülkede yapımına başlanan tırabzan parmaklığı, inoks kolon kaplaması işlerinin yapımı, montajı ve kurulması işlemlerine ilişkin olarak;

- Sözleşme kapsamında yurt dışına yapılan mal teslimleri KDV'nin konusuna girmekle beraber ihracat istisnası kapsamında KDV'ye tabi olmayacaktır.

- Söz konusu montaj ve sistemlerin kurulması işi, hizmetin yurt dışında yapılması ve hizmetten yurt dışında yararlanılması nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanunu’nun konusuna girmemektedir. Dolayısıyla bu hizmet bedeli KDV beyannamesine dahil edilmeyecek olup, yapılan hizmet karşılığında yüklenilen vergilerin ise indirim konusu yapılmayarak işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir.

(04.01.2012 tarih ve 20 sayılı özelge)

4. Vergi Usul Kanunu

Portföy yönetim şirketince düzenlenen faturaların Bs formunda yer alması

243 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde, bankalar tarafından düzenlenen dekontlar Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu belgeler kapsamına alınmış ve bu belgelerde bulunması gereken asgari bilgiler ile bunların düzenlenmesine ilişkin esaslar belirlenmiştir.

Banka olarak faaliyet göstermeyen Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde gerçek ve tüzel kişiler ile menkul kıymet yatırım fonlarının portföylerini yönetmek üzere portföy yönetimi hizmeti sunan şirketlerin her türlü teslim ve hizmetleri için dekont düzenlemelerine imkan bulunmamakta olup bu işlemler için Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde yer alan asgari bilgileri içerecek şekilde fatura düzenlemeleri gerekmektedir.

Bu açıklamalar çerçevesinde düzenlenen faturaların 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde belirtilen usul ve esaslara göre Bs bildirim formuna dahil edilmesi gerekmektedir.

(27.12.2011 tarih ve 2373 sayılı özelge)

5. Damga Vergisi Kanunu

Kendiliğinden uzayan sözleşmelerin damga vergisi

Müşterilerle düzenlenen hizmet sözleşmelerinin süresi, içeriği ve geçerlilik şartları gibi hususlar başka bir Kanun uygulaması ile ilgili olup, bu hususlardan ari olarak Damga Vergisi Kanunu yönünden, sözleşmenin süresinin, bu sözleşmelere şerh konulması veya yeni bir sözleşme veyahut bu mahiyette bir kağıt düzenlenmesi şeklinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın kendiliğinden uzaması durumunda, sözleşme süresinin bitimini izleyen yıllar için ayrıca damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

(12.01.2012 tarih ve 1 sayılı özelge)

Yurt dışında düzenlenen sözleşmenin hükmünden Türkiye’de yararlanma

Yurtdışında düzenlenen sözleşmelerin gerek tercüme asılları ve başka bir dildeki fotokopilerinin gerekse söz konusu sözleşmeye ilişkin başka kâğıtların bir resmi daireye ibraz edilmesi halinde, Türkiye'de hükmünden yararlanılan bu sözleşmelerin nüsha sayısı itibarıyla damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

(30.12.2011 tarih ve 2416 sayılı özelge)

Birden çok sözleşmenin damga vergisinin tek satırda damga vergisi defterine kaydedilmesi

İnternet üzerinden satış işlemi ile akdedilen mesafeli satış sözleşmelerine ilişkin damga vergilerinin günlük internet satış raporlarına göre gün sonu toplamı şeklinde tek satırda damga vergisi defterine kaydedilmesi mümkün değildir. Düzenlenen her kağıdın ayrı ayrı damga vergisi defterinde gösterilmesi ve bir ay içinde düzenlenen kağıtlara ait damga vergisinin, ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar mükellefiyetin bulunduğu vergi dairesine damga vergisi beyannamesi ile beyan edilip yirmialtıncı günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.

(22.12.2011 tarih ve 16 sayılı özelge)

Yukarıda özetlenen özelgeler ile diğer çok sayıda özelgenin tam metnine www.gelirler.gov.tr internet adresinin mevzuat bölümünden ulaşabilirsiniz. pwc

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.