Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
ALACAKLISINI ZARARA SOKMAK AMACIYLA MEVCUDUNU EKSİLTMEK PDF Yazdır e-Posta
20 Şubat 2012
Image

*Düzenlendiği Kanun Maddesi

Alacaklısını Zarara sokmak kasdiyle mevcudunu eksilten borçluların cezası:

Madde 331- (17.07.2003 tarih ve 4949 s.k. 89 ile değişik madde) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvaza yoluyla başkasının uhdesine geçirerek veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bir milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

İflas takibinde veya doğrudan doğruya iflâs talebinden önce birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da, bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.

Konkordato mühleti veya iflâsın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflâsın ertelenmesi süresinden sonra birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.

Taşınmaz rehini kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması hâlinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bir milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Zararın miktarına göre Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi hükümleri dahi uygulanır.

Bu suçlar alacaklının şikâyeti üzerine talip olunur.

Borçlu lehine bilerek yardımda bulunanlar ile bu maddede yazılı fiillere iştirak edenler de aslî fail gibi cezalandırılırlar.

*İlgili Kanun Maddesi

CMUK, TCK nın genel hükümleri, TCK.522.maddesi

*Görevli Mahkeme

Asliye Ceza Mahkemesi

*Yetkili Mahkeme

İcra takibinin yapıldığı yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi

*Müşteki

Alacaklı veya alacaklılar

*Sanık

Alacaklısına zarar vermek amacıyla malvarlığını eksilten kimse

*Suçun Unsurları

1-Suçun Maddi Unsurları:Borçlu mallarının tamamını veya bunlardan bir kısmını, mülkünden çıkararak, veya telef ederek, veya kıymetten düşürerek, veya hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek, veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek, suni surette eksiltmesi gerekir.

Veya taşınmaz rehini kapsamında bulunan eklentinin taşınmaz dışına çıkarılması gerekir.

2-Borçlunun bu fiilleri “Haciz yoluyla takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde”,”İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önceki iki yıl içinde”,”Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi talebinden sonra “ işlemiş olması gerekir.

3-Suçun Manevi Unsuru: Borçlunun bu fiillerini “alacaklısını zarara sokmak maksadıyla işlemiş olması” gerekir.Burada yasa suçun oluşumu için genel kastı yeterli görmemiş ve özel kastın gerçekleşmesini, bunun ispat edilmiş olmasını aramıştır.

4-Alacaklının borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat etmiş olması gerekir.Burada geçen aciz belgesi İİK nun 105/1 veya 143.maddelerine göre alınan aciz belgesi olması gerekir.İİK nun 105/2.maddesine göre geçici aciz vesikası alma durumunda bu suç oluşmaz.

*Talep ve incelemede dikkat edilecek hususlar

1-Alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçu takibi alacaklının şikayetine bağlı bir suçtur.

2-Alacaklı suçun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren suçun zamanaşımı süresi içinde C.Başsavcılığına müracaat eder.

3-C.savcısı aldığı bu dilekçe üzerine müştekinin şikayet edilen hakkında açmış herhangi bir takip olup olmadığına bakar, Şikayet edileni çağırıp dinler, müştekiyi dinler ve topladığı bu deliller ışığında, delillerin kamu davası açmaya yeterli olup olmadığına bakar, yeterli görürse Asliye Ceza Mahkemesine dava açar.

4-Dava önüne gelen hakim davayı esas defterine kaydederek, sanığı müştekiyi ve varsa tanıkları duruşmaya çağırır, kaçırılan mallar taşınmaz ise bunların kayıtlarını getirir.

5-İcra dosyası, İflas dosyası veya konkordato dosyası dosya arasında değilse bunları dosya arasına koyar.

6-Bu dava kamu davası olduğu için sanık dinlenmeden karar verilemez.

7-Sanığın nüfus ve sabıka kaydı getirtilir.

8-Mahkeme getirdiği bu deliller ışığında sanığın üzerine atılı suçun yukarıda sayılı unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini inceler.

9-Ayrıca mahkeme alacaklıda borçluyla ilgili aciz belgesi olup olmadığına bakar ve ya borçlunun halen borcunun olup olmadığını inceler.

10-Müşteki duruşmaya gelmese bile duruşma yokluğunda yapılabilir.Düşme Kararı verilemez.

11-Sanığın üzerine atılan suçun düzenlendiği kanun maddesindeki cezanın nevi hapis olması nedeniyle sanığın CMUK 135.maddesine göre savunması alınmadan karar verilemez.

*Verilebilecek kararlar

*Mahkumiyet kararı verilmesi için gerekli hususlar

1-Sanığın cezai ehliyete sahip olduğunu,

2-İddianameyle dava açılan şahsın yargılanan şahıs olduğunu,

3-Sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluştuğunu,

-Borçlunun mallarının tamamını veya bunlardan bir kısmını; mülkünden çıkararak, veya telef ederek, veya kıymetten düşürerek, veya hakiki suretle yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek, veya asıl olmayan borçlar ikrar ederek, suni surette eksilttiğini,

Veya taşınmaz rehini kapsamında bulunan eklentiyi taşınmaz dışına çıkardığını,

-Borçlunun bu fiilleri “Haciz yoluyla takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde”,”iflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önceki iki yıl içinde”,”Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi talebinden sonra” işlemiş olduğunu,

-Borçlunun bu fiillerini,alacaklısını zarara sokmak maksadıyla işlemiş olduğunu bu hususun ispat edildiğini,

-Alacaklının borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat etmiş olduğunu,

Gören Mahkeme;

Sanığın İİK nun 331.maddesine göre “altı aydan üç yıla kadar hapis ve bir milyar liradan yüz milyar liraya kadar ağır para cezasıyla” cezalandırılmasına karar verir.

-Kaçırılmak istenen malların değerine göre ayrıca TCK.522.maddeside mahkumiyet kararında uygulanır.

-Sanığın 18 yaşından küçükçe sanık hakkında TCK.55/3, ve 2253 sk. 12.maddesi gereğince indirim yapılır.

-Sanığın veya vekilinin talebi varsa TCK.59 maddesi uygulanması tartışılmalıdır.

-Mahkumiyet kararında borcun ödenmesi halinde cezanın tüm sonuçlarıyla düşeceği ihtarının da yer alması gerekir.

-Sanığa verilen ceza mahkemece, bir yıldan az verilse bile İİK 352/b maddesi uyarınca paraya çevrilip ertelenemez(aynı yönde 7.CD.nin 05.07.1995 tarih ve 4611/6242 sayılı kararı

Mahkumiyeti karar verilen sanığa yargılama giderleri ve müdahil varsa ve kendisini vekille temsil ettirmişse ücreti vekalet de yükletilir.

İİK nun 4949 sayılı yasayla değişik 331/son fıkrasına göre “Borçlu lehine bilerek yardımda bulunanlar ile bu maddede yazılı bu fiillere iştirak edenler de aslî fail gibi cezalandırılırlar” Bu maddeyle borçlunun muvazaalı işlemlerle malvarlığını azaltırken onunla hareket eden, ona suç ortaklığı yapan kimselerinde iştirakin derecesi ne olursa olsun asli fail gibi cezalandırılacağı kuralı getirilmiştir.İİK nun 331.maddesinin 4949 sayılı yasayla 17.07.2003 tarihinde değiştirilmeden bu durumların TCK da düzenlenen feri iştirak sayılacağı hükmü var idi.Ancak 4949 sayılı yasayla yapılan değişiklik sonrası bu işlemlerin karşı tarafı olup da bu fiillere bilerek katılma veya yardım etmek asli iştirak sayılmıştır. (www.ozdogrular.com)

* Beraat kararı verilmesi için gerekli hususlar:

1-Sanığın üzerine atılı suçu işlemediğini,

2-Yargılanan şahsın iddianameyle dava açılan şahıs olmadığı,

3-Sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığını,

-Sanığın alacaklılara zarar vermek amacıyla hareket etmediğini,

-Sanık hakkında aciz vesikası olmadığını, veya sanığın borcunu ödemiş olduğunu

-Kanunda öngörülen sürelerin geçmiş olduğunu gören mahkeme” sanığın beraatine ve yapılan yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına” karar verir. (www.ozdogrular.com)

*Davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararı:

Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçunun zamanaşımı süresi, İİK nun 331.maddesinde öngörülen cezanın nev'i ve miktarı itibariyle TCK.102/4 maddesi nazara alınarak 5 yıldır.

-Zamanaşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren başlar.Sanığın suçun maddi unsurunu gerçekleştirdiği tarih, zamanaşımının başlangıç tarihidir.

-Burada zamanaşımı davanın açılması,mahkumiyet hükmü, yakalama, tutuklama, ihzar müzekkeresi be sanığın sorguya çekilmesi keser.

-Şayet suçun işlenmesinden dava sonuna kadar zamanaşımını kesen sebepler birden fazlaysa, her kesilmeden sonra zamanaşımı yeniden işlemeye başlar ancak hiçbir zaman zamanaşımı süresi suçun işlendiği tarihten itibaren 7 yıl 6 aydan fazla olamaz.

-Davanın zamanaşımına uğradığını gören mahkeme sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, yapılan yargılama giderinin kamu üzerine bırakılmasına karar verir.

e-Borcun Ödenmesi Nedeniyle Davanın Düşmesi Kararı:

1-Sanık,Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçundan açılan dava devam ederken hüküm verilmeden evvel suça konu eylemin temelini oluşturan dosyadaki borcun tamamını faiziyle ve icra masraflarıyla birlikte öderse mahkeme sanık hakkında açılan “Davanın düşmesine” karar verir.

2-Eğer sanık.borcu hükümden sonra bütün ferileriyle birlikte öderse Mahkeme ek bir kararla sanık hakkındaki davanın veya cezanın (Hüküm kesinleştikten sonra ödeme halinde) düşmesine karar verir.

3-Eğer verilen kararı sanık temyiz eder ve Yargıtay mahkumiyet kararını onarsa, bundan sonra sanığın borcunu tüm ferileriyle birlikte ödemesi halinde sanığa verilen cezanın tamamı değil, mahkemece verilen cezanın yarısının düşürülmesine karar verilirdi.Ancak İİK.354/2 maddesi 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı yasayla yürürlükten kalktığı için artık ödeme hususu ne zaman gerçekleşirse gerçekleşsin cezanın tamamının düşürülmesine karar verilir.

4-Yargılama devam ederken takibe konu borç ödenince mahkeme, zamanında ödeme yapılmaması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verdiği için düşme kararıyla birlikte yargılama gideri ve müşteki kendisini vekille temsil ettirmişse ücreti vekaletin sanıktan alınmasına da karar verir. (www.ozdogrular.com)

f-Davanın Müştekinin Şikayetten Vazgeçmesi Nedeniyle Düşmesi Kararı:

1-Şikayetçi Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmek suçundan dolayı yargılama devam ederken şikayetten vazgeçerse mahkemece, sanık hakkında açılan davanın düşmesine karar verilir.

2-Şikayetten vazgeçme, burada ancak açıkça olabilir.Duruşmaya müşteki gelmese bile duruşma yapılır, düşme kararı verilmez.

3-Müşteki şikayetinden karar verilmeden duruşmaya devam ederken vazgeçebileceği gibi, karar verildikten hatta hüküm kesinleştikten sonra da şikayetinden vazgeçebilir.

4-Ancak müşteki şikayetinden mahkemece verilen kararın sanık tarafından temyiz edilip Yargıtay'ca bu kararın onanması suretiyle kesinleşmesinden sonra vazgeçerse bu durumda sanık hakkında verilen cezanın İİK.'nun 354/2 maddesi gereğince ancak yarısının düşürülmesine karar verilebilirdi. Ancak İİK.354/2 maddesi 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı yasayla yürürlükten kalktığı için artık şikayetten vazgeçme hususu ne zaman gerçekleşirse gerçekleşsin cezanın tamamının düşürülmesine karar verilir.

5-Vekilin şikayetten vazgeçmesi için vekaletnamesinde açıkça feragat yetkisinin olması gerekir.

6-Mahkeme müştekinin şikayetten vazgeçtiğini tespit edince İİK.'nun 354/1 maddesi, uyarınca “Davanın düşürülmesine ve yargılama giderinin kamu üzerinde bırakılmasına” karar verir.

*İddianame Örneği

ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

ZİLE

DAVACI: K.H

İHBAR EDEN: Hüseyin HAYRATOĞLU-Adliye karşısı,Zile

SANIK: Abdullah ERTEN, Ahmet oğlu,1972 D.lu,Zile Ede köyü Nüf.Kay.

Aynı yerde oturur.

SUÇ: Alacaklısını zarara uğratmak amacıyla mevcudunu eksiltmek

SUÇ TARİHİ:01.01.2003

DELİLLER:İcra Dosyası, İflas dosyası, tanık vs.deliller

SEVK MADDESİ: İİK.nun 331.maddesi

HAZIRLIK EVRAKI İNCELENDİ

Yukarıda açık kimliği yazılı sanık traktör alım satımıyla uğraşırken,müştekiye borçlanmış, ve müşteki icra takibine başladıktan sonrada elindeki 5 adet traktörü müştekiyi zarara sokup alacağını almasını engellemek için evrakı tefrik edilen Mesut Dur a satmış gibi göstererek muvazaalı işlemde bulunup üzerine atılı suçu işlediği anlaşıldığından,

Sanığın mahkemenizde yargılanmasının yapılarak yukarıda yazılı sevk maddelerine göre cezalandırılması kamu adına dava ve iddia olunur.01.07.2003

Ali SÜNGÜR

Cumhuriyet Savcısı

(İmza)

YARGITAY KARARLARI

İcra İflas Kanunu'nun 331.maddesi gereğince haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki 2 yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek mevcudunu suni suretle eksiltirse, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklının alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde ceza öngörülmüştür.

Olayımızda da sanığın sahibi ve yetkili temsilcisi olduğu İzmir Kavram Dershanesi'nin menkul ve gayrimenkulünü müdahil alacaklının alacağını tahsil etmemesi ve zarara uğramak gayesine matuf olarak üçüncü kişilere satışı yapılmak suretiyle devredip-devretmediği hususunun tespiti amacıyla İzmir 3.iş Mahkeme'sinin 1995/183E-1239 Karar Sayılı dava dosyası ile yine İzmir 14.İcra Müdürlüğü'nün 1996/49 nolu icra takip dosyasının celbedilip incelenerek sonuca göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi.

Yasaya aykırı müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünde hükmün talebe uygun olarak BOZULMASINA 15.9.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (7.CD.nin 15.09.1998 Tarih ve 1998/5496-6965)

İcra ve iflas Kanunu'nun 352/a maddesine aykırı olarak sanıklar hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezaları paraya çevrilmesi ve ertelenmesine karar verilmesi.

Yasaya aykırı, Müdahil vekilinin temyiz itirazları bu ihbarla yerinde görüldüğünden hükmün, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.3.1998 tarihinde oybirliğiyle karar verildi .(7.CD.nin 18.03.1998 Tarih ve 1998/1961-2161)

Alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mevcudunu eksiltmekten sanıklar Şaban Korka ve arkadaşları haklarında yapılan duruşma sonunda: Hükümlülüklerine dair DEVREK İcra Ceza Mahkemesinden verilen 21.3.1997 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekili tarafından süresinde istenilen dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kamu davasının düşürülmesini isteyen 21.3.1997 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekte dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

1-İcra İflas Kanunu'nun 354.maddesi gereğince,verilen hükmün temyiz incelemesinden önce şikayetçi Mehmet Özdemir vekili şikayetten vazgeçtiğinden sanıkların durumunun İ.İ.K.'nun 354.maddesine göre mahalli mahkemece değerlendirilmesinin gerekmesi,

Bozmayı icabettirdiği gibi,

2-Sanığa atılı suçun kabul edilen niteliğine göre iddianame ile dava açılması gerektiği ve davaya bakmanın da Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yazılı şekilde karara verilmesi

Yasaya aykırı sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu ihbarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA 3.10.1997 günü oybirliğiyle karar verildi. (7.CD.nin 03.10.1997Tarih ve 1997/6671-7387)

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

İTİRAZLARIN KONUSU: 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı icra ve iflas Kanunu'nun 18.2.1965 günlü, 538 sayılı Yasa ile değişik 331.maddesinin birinci, dördüncü ve son fıkraları ile 337. maddesinin birinci fıkrasının; aynı Yasa'nın 3222 sayılı Yasayla değişik 338.maddesinin birinci fıkrası ile 340.maddesi ve eklenen 352/a maddesinin Anayasa'nın 38.maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.

Karar:

9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun:

A. 18.2.1995 günlü, 538 sayılı Yasa ile değiştirilen 331.maddesinin birinci,dördüncü ve altıncı fıkralarının,

B.337. maddesinin, 6.6.1985 günlü, 3222 sayılı Yasa ile değiştirilen birinci fıkrasının,

C-3222 sayılı Yasa ile değiştirilen 338.maddesinin birinci fıkrası ile 340.maddesinin,

D-3222 sayılı Yasa ile eklenen 352/a maddesinin,

Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 21.11.2002 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

[R.G. 28 Şubat 2003-25034] (Anayasa Mahkemesinin 21.11.2002 tarih ve 2001/415-2002/166 sayılı kararı)

Alacaklısını zarara sokmak, kastıyla mevcudunu eksiltmekten sanık A.A. hakkında yapılan duruşma sonunda: Beraatine dair BABAESKİ icra Ceza Mahkemesinden verilen 17.1.1995 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müşteki vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 23.7.1996 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

İ.İ.K.nun 331/ maddesine muhalefet suçundan davaya bakmanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yargılamaya devamla karar verilmesi,

Yasaya aykırı müşteki vekilinin temyiz itirazları bu ihbarla yerinde görüldüğünden hükmün talebe uygun olarak BOZULMASINA 18.9.1996 günü oybirliğiyle karar verildi.

(T.CD. 18.9.1996/6012 Esas, 1996/5849 Karar)

Alacaklısını zarara sokarak bu kasıt ile varlığını eksiltme suçundan sanıklar, K.K. ve H.K. haklarında yapılan duruşma salonunda: Hükümlülüklerine dair ÖDEMİŞ Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 27.12.1995 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanıklar vekilleri tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma ve ortadan kaldırma isteyen 6.8.1996 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

İcra iflas Kanunu'nun 354.maddesi gereği olarak, hükmün temyiz incelemesinden önce sanıklar vekillerinin şikayetten vazgeçmesi nedeni ile hükmün BOZULMASINA gereği mahalli mahkemece yapılmak üzere dosyanın Yargıtay cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİNE 18.9.1996 günü oybirliğiyle karar verildi. (7.CD.18.9.1996 tarih , 1996/6173 Esas, 1996/5860 Karar)

İcra İflas Kanununa muhalefetten sanıklar, Vejdet ve Gülşen haklarında yapılan duruşma salonunda: Hükümlülüklerine dair ANTALYA 2.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 13.9.2001 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanıklar vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 14.9.2002 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

1-İcra İflas Kanunu'nun 331.maddesi gereğince haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek mevcudunu suni suretle eksiltirse, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklının alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde ceza öngörüldüğünden buna göre sanıkların başkalarına devrettikleri belirtilen malları tespit edilmediği gibi 3.İcra Müdürlüğünün 1998/9096 sayılı dosyasında S.S.Y Arsa Konut Yapı Kooperatifinin İcra Müdürlüğüne hitaben yazdığı dilekçelerinde sanıklar üzerinde hala kayıtlı gayrimenkuller bulunduğu bildirildiğine göre bu hususu araştırılarak malların alacağı karşılayıp karşılamadığı tespit edilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,

•  21.6.2000 tarihli celsede, Antalya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/991 esas

sayılı dosyası incelendi denmesine rağmen bu husus zapta geçirilmeden ve aynı celse iki nolu ara kararında yine aynı mahkemenin 2000/1900 esas sayılı dosyasının dava dilekçesi ile ilk oturum tutanağının fotokopilerinin çıkarılıp tasdik edildikten sonra dosya içine alınması kararı verildiği halde bu hususlar Yargıtay denetimine olanak tanıyacak şekilde yerine getirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 8.4.2003 günü oybirliğiyle karar verildi.

(07.CD.08.04.2003 tarih, 2002/19297 Esas,2003/943 Karar)

İcra İflas Kanununun 331 inci maddesine muhalefet suçunda davaya bakmanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden yargılamaya devamla karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 25.09.1996 Tarih ve 1996/6005-6116 sayılı kararı)

Sanığın daha yüklü miktar borcunu önceden ödemiş olmasına göre alacaklıları zarara sokma kastı tesbit edilmemiş olmakla, hükmün onanmasına. (7.CD.nin 16.09.1996 Tarih ve 1996/552-5779 sayılı kararı)

1-Sınırlı Sorumlu Manyas Gölü Çevre Köyleri Su Ürünleri Üretim ve Değerlendirme Kooperatifleri Birliği Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı ve Üyesi olan sanıkların 18.5.1983 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında oluşturulan yeni yönetim kurulunda görev almaları ve bu tarihten sonra da yönetim kurulu başkan ve üyeliğine seçilmedikleri cihetle, hukuki ve cezai olarak sorumlu olmayacakları gözetilmeden sanıkları beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi.

2-İ.İ.K.nun 331 inci maddesi uyarınca “Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu alacaklısını zarara uğratmak maksadıyla mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkarması halinde suçun oluşacağı” amir hükmü karşısında rehin malların hangi tarihte elden çıkarıldığı araştırılmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi.

3-İ.İ.K.nun 352/a maddesi gereğince, “bu kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı cezaların infazı hakkında kanunun 4 üncü maddesinde yazılı para cezasına ve tedbire çevrilemez” hükmü nazara alınmaksızın sanıklara verilen cezanın paraya çevrilerek tecil edilmesi, bozmaya gerektirmiştir. (www.ozdogrular.com)

(7.CD.nin 27.03.1995 Tarih ve 1995/1992-2779 sayılı kararı)

Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;

1-Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararda uygulanan yasa maddesinin yanlış gösterilmesi,

2-İcra ve İflas Yasasının 331/4.maddesi gereğince zararın miktarına göre TCK.522 nci maddesi hükümlerinin uygulanacağının gözetilmemesi.

3-İ.İ.K'nun 352/A maddesine göre bu kanun uyarınca hükmolunan cezaların tecil edilemeyeceği, hürriyeti bağlayıcı cezaların 647 sayılı yasanın 4 üncü maddesinde yazılı para cezasına ve tedbirlere çevrilemeyeceği nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 05.07.1995 Tarih ve 1995/4611-6242 sayılı kararı)

Borçlu sanık Mehmet Özmen'in alacaklı müdahile bakiye borcunu karşılayacak miktarda başkaca menkul ve gayrimenkulü bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/306 esas sayılı dava sonucunun varsa karar örneğinin celbedilmeden eksik inceleme il yazılı şekilde hüküm tesisi, bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 28.12.1995 Tarih ve 1995/9471-10567 sayılı kararı)

Manisa 1.İcra Müdürlüğünün 1994/269-270 sayılı dosyaları getirtilip incelenerek, hacze konu malların kime ait olduğunu, sanığın kayınbiraderi Özkan Çelebiye devrettiği iddia edilen işyerinin devir tarihi ile, sanığın hacizden sonra devrettiği iddia edilen mallar ve devir tarihleri saptanıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

(7.CD.nin 09.04.1996 Tarih ve 1996/2461-2397 sayılı kararı)

Vekaletnamesinde davadan feragat etme yetkisi bulunduğu saptanan müşteki vekili dosya Yargıtay aşamasında iken mahkemeye verdiği 23.7.1993 günlü dilekçesinde davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

Sanıklara yüklenen alacaklısını zarara sokmak maksadıyla mallarını eksiltmek suçu (İİK.nun 331/4.Md.) takibi şikayete bağlı olduğundan sonradan vaki vazgeçme nedeniyle direnme hükmünün bozulmasına ve sanıklar hakkındaki davanın İİK.nun 354/1'nci maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmelidir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direme hükmünün BOZULMASINA, şikayetten vazgeçme sebebiyle sanıklar hakkındaki davanın İİK.nun 354/1'nci maddesi uyarınca düşürülmesine 18.10.1993 günü oybirliğiyle karar verildi.

(CGK.nın 18.10.1993 Tarih ve 1993/234-253 sayılı kararı)

Sanık ödeme şartını yerine getirmemesi nedeni ile hakkında takibat yapılması sonucu borcun tamamını ödemiş olmasına göre İ.İ.K.'nun 354 üncü maddesi uyarınca davanın DÜŞMESİNE ve bu hususta dava açmaya sebebiyet vermiş olmasın nedeniyle müdahil vekiline vekalet ücretini ödemesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiştir. (7.CD.nin 07.12.1995 Tarih ve 1995/91839800 sayılı kararı)

Sanık hakkında alacaklısını zarara sokmak kaydıyla mevcudunu eksiltmek suçundan dolayı İİK.nun 331.maddesi uyarınca cezalandırılması için şikayette bulunulmasına göre, bu suçun C.Başsavcılığınca iddianame ile açılacak kamu davası üzerine yürütüleceği ve görevli mahkemenin Asliye Ceza Mahkemesi olduğu gözetilip CMUK.nun 359.maddesi uyarınca usuli işlemler durdurularak dosyanın gereği için C.Savcılığına gönderilmesi gerekirken, davayla devamla yazılı biçimde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiştir. (8.CD.nin19.01.1998 Tarih ve 1997/18237-1998/31). www.iflaserteleme.com

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.