Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Otomotiv ve LCD'ye teşvik geliyor PDF Yazdır e-Posta
21 Ocak 2008
 Image Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, otomotiv, LCD camı üretimi gibi stratejik sektörlere yeni teşvik vermeyi planladıklarını açıkladı. Vestel, Arçelik gibi şirketlerle de görüştüğünü belirten Unakıtan, iki-üç milyar dolarlık yatırım için onların da prensipte anlaştığını söyledi.


 


Referans Gazetesi'nin haberine göre Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, otomotiv, LCD camı üretimi gibi stratejik sektörlere yeni teşvik vermeyi planladıklarını açıkladı. Unakıtan, Meclis'te bulunan Ar-Ge yasa tasarısının bu desteklerin ilk adımı olduğunu, stratejik sektörlerin desteklenmesi için ayrı bir çalışmaya daha başladıklarını söyledi. Ayrıntılara girmek istemeyen Unakıtan, Vestel, Arçelik gibi şirketlerle de görüştüğünü, iki-üç milyar dolarlık yatırım için onların da prensipte anlaştığını söyledi.

Dahilde işleme rejiminin ihracat yerine ithalatı destekleyen bir duruma geldiğini söyleyen Unakıtan, yerli ara malı üretimini desteklemek amacıyla hazırlanan paketi bu yılın ilk yarısında hayata geçirmeyi hedeflediklerini kaydetti. Son günlerin tartışma konusu leasing'de "geriye dönüş yok" diyen Unakıtan, tarım makineleri ile diğer makinelerin Katma Değer Vergisi'nin (KDV) yüzde 18'den 8'e düşürüleceğini belirtti. Unakıtan, Referans Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can ile Ankara Temsilcisi Erdal Sağlam'ın sorularını yanıtladı.
    
Leasing sektörü KDV artışına tepki gösterdi ve bazı çözüm planlarının gündemde olduğu kamuoyuna yansıdı. Bir geriye dönüş ya da başka bir planınız var mı?

Leasing'le ilgili Maliye olarak karar verdik. Leasing nedeniyle KDV ayrıcalıklarını kaldırdık. Niye kaldırdık? Avrupa ülkelerinin hiçbirinde böyle ayrıcalık yok. Çünkü leasing bir finans modeli. Bir mal alacaksınız, o malı peşin alırsanız yüzde 18 KDV, leasing olunca yüzde 1 KDV ödüyorsunuz. Bu kabul edilecek bir durum değil. Hatırlarsınız leasing Turgut Özal zamanında getirildi, tanıtılması amacıyla otomobillerin dışında sınırlı mallara böyle bir kolaylık sağlandı. O zaman da geçici olarak konulmuştu. Fakat sonra leasing'cilere çok tatlı geldiği için devam etti. Biz daha gelirken AK Parti hükümeti olarak ayrıcalıklardan kurtulup, kolaylıkları herkese tanıyacağımızı söylemiştik. Leasing'de önce bazı sınırlamalar getirdik ancak son dönemde bu sistem o kadar istismar edilmeye başlandı ki. Millet araba alıyor yüzde 18 KDV ödüyor, Özel Tüketim Vergisi'ni (ÖTV) ödüyor, bunlar arabayı leasing'le yüzde 1'le alıyor, hemen bir plaka takıyorlar. Arkadan da ikinci el diye satıyorlar. Göz göre göre vergi kaçakçılığı oluyor. Vergiden kaçınma değil bu artık, resmen vergi kaçırma. Gelir İdaresi Başkanı da bunu kamuoyuna söyledi: "Stadyumlardaki koltuklardan büyük mağazaların tefrişine kadar her şey leasing. Perdeler, koltuklar leasing." Artık iyice çığırından çıkmış hale geldi. Bir de Avrupa Birliği (AB) müzakere sürecindeki bir ülkeyiz. Her geçen gün onlara yaklaşmamız gerekiyor. Hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan bu ayrıcalığı kaldırmış olduk. Bundan sonra biz ikinci adım olarak ne yapacağız? Bazı makinelerin tarım makineleri bunun başında geliyor vergilerini yüzde 18'den 8'e indireceğiz. Ama herkese. İster peşin ister leasing'le al. Dışarıda hakiki leasing şirketleri bundan yüksünmüyor. Kuveytli bir şirketten bahsediliyor; "Akşamdan sabaha değişiklik oldu" dediği söyleniyor. Hiç de öyle değil, bana geldi, ben de ona böyle ayrıcalık olmayacağını söyledim. Kuveytli şirketin temsilcisi bana "Hakiki leasing yapmaya geldik, yaptığınız da doğrudur" dedi. Türkiye bundan sonra hakiki leasing'in yapıldığı, leasing sektörünün gerçek büyümesinin sağlandığı bir ülke olacak. Eskiden yapılmışları aynen devam ettiriyoruz, otomobiller hariç. Leasing'de kimse bir beklentiye girmesin, diğer hususlar dedikodudan ibaretir. Sayın Başbakan'ın da bilgisi dahilindedir.
    
Yüzde 8'lik indirim ne zaman gerçekleştirilecek?
Arkadaşlar KDV üzerinde hummalı bir şekilde çalışıyorlar, tarım makineleriyle ilgili bölümü bitirmişler. "Diğerlerini de büyük çapta bitirdik" diyorlar. Yakında bakanlar kuruluna sunarız. İş makinelerine de gideceğiz, üretime yönelik makineler, torna tezgâhı gibi. Yürürlüğü bakanlar kurulu kararı olduğu için hemen olabilecek. Ocak ayı içinde bitirmek istiyoruz.
    
KOBİ'lerin leasing'deki durumu ne olacak?
Yanlış yoldan çıkarak doğru yolu bulmamız mümkün değil. Leasing'deki vergi ayrıcalığı bir yanlış. Geriye dönüşün olmaması lazım. Burada KOBİ dediğimiz işletmelerin makine ve teçhizatlarının temini için finansman kaynağı dersek, leasing firmaları hakiki şeylerini ortaya koysunlar. KOBİ'lerin istediği nedir? Uzun vadeli ve sonunda da sahip olabileceği bir kredi vasıtasıyla malı temin edebilmeleri, makine ve tezgâhlarını temin edebilmeleri. Burada bir KDV ayrıcalığı olacaksa hangi sistemden elde edilirse edilsin, o KOBİ'ler aynı şekilde istifade etsin. KDV düşükse herkese düşük olması lazım. Dünya 20 sene önceki dünya değil. Bankalar da ayrı paketler hazırlıyor KOBİ'ler için. Yurtdışında özellikle Uzakdoğu'daki ülkeler bunu yapmışlar, çok da başarılı olmuşlar. Mesela ben Singapur'u ziyaretimde onların meşhur bir yatırım şirketleri var. Başındaki hanım, başbakanın eşi. Hatta son dönemde yatırım bankalarına da ortak oldular, güçlü bir kuruluş. Ben onları Türkiye'ye yatırıma çağırdım. Başkanı olan hanım "Türkiye'yi yakından izliyoruz, geldiğimiz zaman KOBİ'leri hedef alan bir çalışma yapacağız. Şimdiden onu hazırlıyoruz. Türkiye'de KOBİ'lere özel krediler vereceğiz" dedi. Türkiye'nin geleceği de KOBİ'lerdir. Avrupa da KOBİ'leri destekliyor. Teknik altyapılarını yükseltiyor. Yatırım teşvik belgesi aldıkları zaman KDV'ye tabi değil zaten. Bizim KOBİ'ye teşvik belgesinin nasıl alınacağını öğretmemiz lazım. O zaman "Aman ben leasing'le mi alayım" diye düşünmeyecek "Ben sıfır KDV'li alacağım" diyecek. Teknik altyapılarını geliştirip bilgileri onlara ulaştırmamız lazım. Sanayi Bakanlığı ile çok güzel çalışmalar yapıyoruz. Şimdi Ar-Ge teşvikimiz var, başka teşvikler de gelecek. Küçük esnafa, çok küçük esnafa yönelik de yeni ve daha iyi şeyler hazırlıyoruz. Yeni vergi kanunlarında bütün esnafa daha iyi vergileme sistemi getirilecek. Amaç onların vergilerini biraz daha düşürmek. Küçük esnafın, KOBİ'lerin gelir vergilerini biraz daha düşürebilir miyiz? Onların çalışmalarını yapıyoruz. Netice aldığımız zaman hükümetimize sunacağız.
    
Bu çalışmalar kayıtdışıyla da ilgili değil mi?
Ne yaptıysak kayıtlı ekonomiye geçişe yardımcı olması için yaptık. Onun için de şubatta Sayın Başbakan'ın başkanlık edeceği bir Kayıtlı Ekonomiye Geçiş Platformu toplantısı yapacağız. Orada da bazı hususları açıklayacağız. Bizim niyetimiz gerek mevzuat gerekse de denetleme yönünden alanı daraltıyoruz. Kayıtlı ekonomiye geçmeyenleri pişman edecek bir duruma geliyoruz. Cezalar da ona göre Gelir Vergisi, Vergi Usul Kanunu değişikliklerinde değişir. 10 yıllık bir süre sonunda Avrupa ülkelerinin seviyesine ulaşmak istiyoruz.
     
Cari açığı azaltmak için dahilde işleme rejimine yönelik çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar ne aşamada?
Dış Ticaret'le bunu çok çalışıyoruz. Yanlış yapmayalım diye ihracat sektörüyle de konuşuyoruz. Öyle de bir iş yapmışız ki ihracatı teşvik edelim derken, ithalatı da teşvik etmişiz. Halbuki Türkiye'nin cari açık problemi var. Ben de öyle bir çalışma yapın ki dedim, yerli üreticiyi daha iyi koruyayım. Bakıyorum dışardan ne getiriliyor, bu ne için getiriliyor? Bir malın ara maddesi olarak getiriliyor. Türkiye'de üretilir mi? Üretilir. Daha önce üretilmiş mi? Üretilmiş. Yapanı var mı? Var. Peki niye dışardan geliyor? Dışarıdaki daha ucuz. Dışarısı ucuz ama bizim yerlinin de maliyeti var, bunun nakliyesi var, dışardan akreditifi, finans masrafları var. Onun yerine biz yerli üreticiye daha iyi imkânlarla sunabilir miyiz? Maliye ne yapar? KDV kolaylığı yapar. Benim başımdan geçti, özel sektörden gelen birisiyim, teşvik belgemiz var. Bu makineyi içerde yaptırayım, içerde ucuz. Ben diyorum ki "Benim teşvik belgem var, benden KDV alma". "Alırım, başka türlü yapamam" diyor. "Sacı KDV'siz alamıyorum" diyor. Sacı satana gidiyoruz. "Ereğli bana vermiyor" diyor. Yurtdışından KDV'siz getiriliyor, bu adam ise KDV'siz alamıyor. O zaman ben bu adama KDV'siz vermeliyim. Hatta biraz daha şeyler vermeliyim ki bunu teşvik etmem lazım. Yerli üreticiyi teşvik edersem kendi işçimi de korumuş olacağım. Oradaki ithalatçıdan aldığım zaman hangi ülkeden aldıysam, onun işçisini teşvik etmiş olacağım.
    
Çok zor değil mi?
O kadar da zor değil. Ufak değişiklikler icap ediyor. Bazı kimselerin hiç aklından geçmeyen durumlar, tatbikatlar var. Oraya iner, mikro çalışma yaparsak ortaya çıkıyor. Mesela makine imalatçıları ile toplantı yapıyorum, onların getirdiği bazı öneriler var, fevkalade yapılabilecek şeyler. Niye yapmayalım.
    
Düzenleme ne zaman hayata geçer? Kademeli mi olur?
Yakında. Bu senenin ilk 6 ayında getirmemiz lazım. Kapsamlı çalışmayı bir kerede yaparsınız, kararı alırsınız ama ne kadar karar alırsak alalım sonra düzeltmemiz gereken hususlar çıkacak. Onları da düzelteceğiz. Yani ara malını teşvik edeceğiz. Bir de ayrı bir ekip kurduk, onlar Türkiye'de teknolojiyi nasıl geliştirebileceğimiz üzerine çalışıyorlar. Mesela bazı sektörlerimiz var ki teknolojide geri kalırsa yarıştan düşüyorlar. Örneğin televizyon sektörü. Televizyon sektöründe tüplü vardı, ondan sonra plazmaya geçildi. Şimdi de LCD var. Türkiye'nin de LCD'ye geçmesi lazım. Türkiye LCD üretiyor mu? Üretiyor. Üretiyor ama camını dışardan alıyor. LCD'nin bütün özelliği o camı. O camı aldığınız zaman arasında, her şey orada oluyor yeniden bir şey bağlanmıyor. Bu da teknoloji gerektiriyor. Avrupa'da, Uzakdoğu'da büyük fabrikalar var. Yatırımları yapıldı, biz de onlardan alıyoruz. Mesela ben diyorum ki Türkiye'nin televizyon sektörünün bu camı burada imal etmesi lazım. Bu camı burada imal etmesi için ne lazım? Devlet olarak onu yerine getirelim. Stratejik sektörler yani. Araştırma geliştirme yardımı olarak düşünüyoruz. Mesela otomotiv sektörüne diyeceğiz ki "Motoru burada üret. Aktarma organlarını burada üret". O da diyecek ki "Ben de sizden bunu istiyorum". Biz de oturup çalışacağız. Görüşmelerimiz de başladı.
    
Kimlerle görüşüyorsunuz? Örneğin Şişecam ile görüştünüz mü?
Evet, konuştum. Televizyon şirketleriyle konuştum, gittim yerlerini gezdim, onlar da hazırlar. Zaten heyecanlanlılar. Artık bunları Türkiye'ye kazandırmak lazım. Adam sana ne kadar cam verirse o kadar üretebiliyorsun. Ayrıca sadece televizyon değil, monitörler de aynı camdan üretiliyor, dizüstü bilgisayar LCD. Bugün dünyada almış götürüyor. Ortak yatırımcı bulsunlar yanlarına ki, o da var. Şimdi böyle bir çalışma başladı.
    
Kritik ithal malları yerli üretime çevirmek için araştırma geliştirme teşvikleri kullanılacak yani...
Ar-Ge teşviklerini kullanacağız. Vergi mesela. Vestel, Arçelik, Paşabahçe Cam da baş oyuncu. Ortak bir şey kurmak için niyetleri var. Vestel, Arçelik "olabilir" dedi. Ön prensipleri tamam gibi, iki-üç milyar dolarlık bir yatırım. Türkiye teknoloji elini yakaladığı zaman o cam bize ancak yetecek, ihracat var çünkü. Bazı şirketler, LCD şirketleri, Hyundai falan Polonya'ya gittiler ama hiçbirisi memnun değil. İlerde bazılarının Türkiye'ye dönmesi bile mümkün.
    
Otomotive de dönük olacak mı?
Tabii aynı Ar-Ge. En fazla yararlanacak olanlar onlar. Türkiye bir şeyi yapmak zorunda. Bütün sektörlerin başımızın üstünde yeri var ama Türkiye artık katma değeri yüksek ürünlere geçmek zorunda. Türkiye teknoloji üretmek zorunda. Ben zaman zaman araştırma geliştirme yerlerini geziyorum, güzel şeyler de var. Bir yere gittim inanamadım. Artık üniversite, iş âlemi, sanayi yavaş yavaş bütünleşmeye başlıyor. Türkiye'nin kurtuluşu burada. Birkaç tane pratik ürün ürettiklerinde "aaa" diyecekler, ABD'de böyle.
    
Bir de şu anda Ar-Ge tasarısı var TBMM'de.
Ar-Ge tasarısı görüşülüyor TBMM'de. Bu yasa tasarısı da kabul edildiği zaman şunu bekliyorum: Artık Ar-Ge işi çok ucuzluyor. Dolayısıyla örneğin ilaç sektörü dışarıda 80 milyar dolar harcıyor. Birtakım Ar-Ge'lerini buraya getirecekler. Onları bekliyorum. Üniversite içine de gerek yok. Fabrikasını getirmiş kurmuş, teçhizatı var, ortamı var. Vestel'e gidin, ben gittim. Manisa'da öyle odalar var ki oda sıcaklığını ayarlayamazsan, odanın içindeki virüsü ayarlayamazsan onu çalıştıramıyorsun. Ona nasıl illa teknoparka git diyeceksin, mümkün değil. Kanun bunu getiriyor.
    
Son günlerde "Nereden buldun" uygulamasının tekrar getirileceği söyleniyor. Getirecek misiniz?
"Nereden buldun"u biz getirmeyiz. "Nereden buldun"dan ziyade vergi güvenlik müessesesi getireceğiz. "Bu masrafı nasıl yaptın" diyeceğiz. Geçen sefer TBMM'ye gelmişti, çıkmadı. Ama bu sefer gelir herhalde. Biz hükümete getireceğiz. Hükümette görüşülüyor, olgunlaştıktan sonra Meclis'e sunuluyor.
    
Başbakan Erdoğan ilk defa Bankalar Birliğini ziyaret etti. Bankacıların talebi aracılık maliyetlerinin düşürülmesini yakın zamanda planlıyor musunuz?
Bankalar Birliği'ne Başbakan'ın gitmesi güzel bir şey. Aracılık maliyetleri düşürüldüğünde bankacılık ivme kazanıyor. Bizim hedefimiz de bu. Ama elimizde bütçe var, mali disipline, faiz dışı fazlaya dikkat etmek zorundayız. İlerdeki yıllarda adımlar atılabilir ama 2008'de zorlanırız. Zaten orada bir BSMV kaldı, o da yüzde 5. İndirim olursa kademeli indirime gideriz.
    
Küresel piyasalar dalgalanıyor. Bush, Sarkozy Körfez ülkelerine gidiyor. Bir B planı olarak Körfez ülkelerinde biriken fonlardan yararlanma planı var mı?
Petrol fiyatlarının yükselmesi hareketleri değiştirdi. Batıdan doğuya akım varken şimdi doğudan batıya akım var. Doğudan batıya giderken illa Türkiye üzerinden geçecek. Bizim de bazı girişimlerimiz var, neticelenmeden açıklamak istemiyoruz. B planı falan da değil, bayağı ana plan. Şubatta cumhurbaşkanı Katar'a gidiyor, ben de gidiyorum. O bakımdan Körfez ülkelerinde 2008 yılında çok ciddi çalışmalarımız olacak.

 

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/8067930.asp?gid=180&sz=53100