Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Mesleğe göre sigorta primi alma dönemi başlıyor PDF Yazdır e-Posta
22 Mart 2012

Image

Ülkemizde sosyal güvenlik alanı yarattığı ekonomik sonuçlar nedeniyle daima ön planda.

"Kara delik" olarak ifade edilen sosyal güvenlik açıkları bütün hükümetlerin her zaman korkulu rüyası. Genel bütçeden sosyal güvenliğin finansmanı için ayrılan tutarlar, bütçe içinde her zaman en yüksek rakamları oluşturuyor.

Sosyal güvenliğin finansmanında birçok kalem var. Ancak bunlar içinde belki de en önemli olanı halen aktif olarak çalışanlardan yani sigortalılardan elde edilen prim gelirleri. Bunun karşılığında gider olarak da en önemli gider kalemi pasif durumda olanlara yani emeklilere yapılan ödemeler.


Sigortada prim gelirleri olması gereken seviyede değil

Sosyal Güvenlik Reformu'nun temel gerekçelerinden birisi prim toplayamama ve aktif pasif dengesindeki bozukluk. Yani prim gelirlerine karşı emeklilere yapılan harcamaların daha fazla olması. Bu nedenle sistemi finanse edememe temel sorun. Bunun çok çeşitli nedenleri var; kayıtdışılık, işsizlik, erken emeklilik uygulamaları vb...

Son yayınlanan istatistiklere bakıldığında bu sorunun halen devam etmekte olduğu görülüyor. Bu konudaki yaygın düşünce, aktif - pasif oranının dört olması durumunda sistemin sürdürülebilir olduğu. Yani dört çalışanın bir emekliyi finanse etmesi hali.

Aktif - pasif oranı geriliyor

Türkiye'de aktif - pasif oranı Kasım 2011 itibarıyla 1.86. Bu oran, 186 prim ödeyen aktif sigortalının, sosyal güvenlik sisteminden aylık alan 100 kişiyi yani emekli ya da dul - yetim aylığı alanı finanse ettiğinin göstergesi. 2002 yılından itibaren aktif - pasif dengesine bakıldığında 2.09'dan 1.86'e gerilediği görülmekte.

Rakamlar gösteriyor ki, durum pek iç açıcı değil. 1.86 çalışana 1 çalışmayan oranı sosyal güvenliğin finansal dengelerini alt üst eden bir durum.

Emekli olanların sayısı hızla artıyor

Aslında sosyal güvenlik kapsamındaki nüfusun 2002'den 2011'e %80'den %88'e yükselmesi önemli ve umut verici bir gelişme ama yeterli değil. Çünkü pasif duruma geçenlerin sayısı da hızla artıyor. Aktif sigortalıların pasif sigortalılardan fazla arttığı yalnızca üç yıl bulunmakta. 2006, 2010 ve 2011 yılları. Bu yılların dışında pasif duruma geçenler hep aktiflerden daha fazla olmuş.

Kayıtdışı istihdamdaki gerileme yeterli değil
Bu noktada önemli olan kayıtdışı istihdamın azaltılması. Son beş yıldır kayıtdışı istihdam rakamlarında gerileme var. Ancak bu azalış hala daha yeterli değil. Özellikle kayıt içinde kayıtdışılık dediğimiz, yani çalışanların asgari seviyeden ücretli gösterilerek prim ödenmesi sorunu giderek büyüyor.

SGK 2012 Yılı Merkezi Eylem Planı kayıtdışılığı hedef almış

Bu sorunun farkında olan SGK yönetimi, 2012 Yılı Merkez Eylem Planı'nda, " ücret yönünden kayıtdışılığı önlemek amacıyla meslek kodları üzerinde çalışarak, ilk planda bazı meslek grupları (doktor, mühendis, eğitimci vb.) için prime esas kazanç tutarları belirleyerek aylık prim hizmet belgesinde kontrol sağlanmasına" yer verdi.

Yani bir anlamda, çalışanın mesleğinin önceden belirlenmiş bir ücret karşılığı olacak. Bu ücret onun prime esas kazancını ifade edecek. İşverenin beyanı bu ücretin altında ise, prime esas kazanç tutarı SGK tarafından tespit edilmiş olacak. Yani aylık 4 bin TL alan bir mühendisi asgari ücretten sigortalı gösterme dönemi sona ermiş olacak. Aynı şekilde diğer mesleklerinde piyasa koşulları içinde ortalama ücret rakamları tespit edilerek bunlar prime esas kazanç olarak değerlendirilecek. Bu piyasa ücret tespitleri belirli aralıklarla, örneğin enflasyon rakamlarına uyarlanarak sürekli güncelleştirilecek.

SGK, eğer bu uygulamayı başarıyla yürütürse ki hazırlıkların 2012 sonunda bitmesi hedeflenmiş, önemli bir iş başarılır. Kayıtdışılıkla mücadelede mesafe alınır. Bugün biliyoruz ki, en hacimli kayıtdışılığı, kayıt içindeki kayıtdışılık meydana getiriyor.

Ayrıca sigorta kapsamına girmesi gerekenleri tespit ve sisteme dâhil etme çabalarına hız verilmesi de işin bir başka boyutu. Kaçak çalışmaların önünün kesilmesi son derece önemli. Çalışma Bakanlığı bu amaçla, denetim elemanlarının sayısını hızla arttırmayı hedefliyor. 2012 Yılı Eylem Planı'nda, bu konuya da yer verilmiş. Müfettiş sayıları arttırılacak.

Denetim faaliyetinin yanında, Eylem Planı'nda dikkati çeken bir başka husus, kayıtdışılık konusunda toplumun bilinçlendirilmesi çalışmalarına yer verilmesi. İlkokullardan başlayarak her kademede sosyal güvenliğin önemini anlatacak çalışmalara yer verilecek.

Umarız bütün bu çabalar amacına ulaşır. Yoksa tahminlere göre 2035 yılından sonra yaşlanma eğilimine girecek nüfusumuz, aktif - pasif oranlarının daha da bozulmasına neden olabilir. Bu da sosyal güvenliğin finansmanının daha da kötüye gitmesi anlamına gelir.

Sosyal güvenliğin finansmanında olumlu gelişmeler de var

2000 yılında sosyal güvenlik sistemi içerisinde gelirlerin giderleri karşılama oranı %78.1 iken 2011 yılında bu oran %88'e yükseldi. 2011 yılında sosyal güvenlik açığı 11 milyar TL azaldı. Bu azalış gelirlerdeki 17 milyar TL artışla birleşince ortaya bu durum çıktı.

2011 yılında primsiz ödemelerin payının azaltılması ve sağlık harcama kalemlerinde tasarrufa yönelik uygulamalar ile katılım paylarının artması sosyal güvenlik sisteminin finansmanında iyiye gidişin nedenleri arasında. PROF. DR. CEM KILIÇ

http://www.dunya.com/meslege-gore-sigorta-primi-alma-donemi-basliyor-147792yy.htm

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.