Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
FAZLA VEYA YERSİZ ÖDENEN VERGİNİN İADESİ PDF Yazdır e-Posta
04 Nisan 2012

Image

KDV Kanunu’nun 8/2. maddesinde, “Vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya katma değer vergisini fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde, düzenlediği bu tür vesikalarda katma değer vergisi gösterenler, bu vergiyi ödemekle mükelleftirler.

I- GİRİŞ

 Bu husus Kanun’a göre borçlu oldukları vergi tutarından daha yüksek bir meblağı gösteren mükellefler için de geçerlidir. Bu gibi sebeplerle fazla ödenen vergiler, Maliye Bakanlığı’nın belirleyeceği usul ve esaslara göre ilgililere iade edilir.” hükmü yer almaktadır.

Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasına göre, vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya katma değer vergisini fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde, düzenlediği bu tür belgelerde KDV göstererek vergi tahsil edenler bu vergiyi ödemekle yükümlü tutulmuşlardır.

Her ne kadar KDV Kanunu’nda mükellefler belirlenmiş ise de, asıl mükellefler vergiyi ödeyenlerdir. Kanun’un mükellef olarak belirlediği kişiler, verginin tahsildarı durumundadır. Mükellefler ancak vergi idaresi için KDV tahsil edebilirler. Kendilerinin bu isimle veya başka bir isimle vergi salma yetkileri bulunmamaktadır. Dolayısıyla yanlışlıkla da olsa tahsil edilen KDV’nin vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir.

II- FAZLA VE YERSİZ ALINAN VERGİLERE İLİŞKİN KANUN’DA ÖNGÖRÜLEN HALLER

A- VERGİYE TABİ BİR İŞLEMİN SÖZ KONUSU OLMAMASI HALİ

Vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı halde, başka bir deyişle yapılan işlem esas itibariyle KDV konusuna girmediği veya KDV’den istisna edildiği halde, KDV tahsil edenler bu vergiyi ödemek zorundadırlar. Örneğin bir mükellefin yurt dışında yaptığı inşaat, onarım, montaj işleri nedeniyle alıcıdan KDV’yi tahsil ederse, bunu beyan ve ödemek zorundadır.

B- MÜKELLEF OLMAYANLAR TARAFINDAN KDV’NİN TAHSİL EDİLMESİ HALİ

Fatura vb. belgelerde KDV’yi göstermeye hakkı bulunmadığı halde düzenlediği fatura vb. belgelerde katma değer vergisini gösterenler, bu vergiyi beyan etmek zorundadırlar.

Örnek: Basit usulde vergilendirildikleri ve işlemleri KDV’den istisna olduğu halde düzenledikleri belgelerde KDV gösteren veya “KDV dahildir” mealinde bir şerhe (belgenin KDV satırını çizerek “KDV dahildir” yazılması veya KDV satırı yerine belgenin her hangi bir yerine “KDV dahildir” yazılması durumu değiştirmeyecektir) yer veren mükellefler, bu belgelerde gösterilen KDV’yi KDV Kanunu’nun 41 ve 46. maddelerindeki hüküm uyarınca takip eden ayın 24. günü akşamına kadar beyan edip, 26. günü akşamına kadar Kanun’un 8/2. maddesi gereğince ödeyeceklerdir(1).

C- BELGELERDE KATMA DEĞER VERGİSİNİN FAZLA GÖSTERİLMESİ HALİ

Fatura ve benzeri belgelerde alınması gereken vergi miktarından, daha yüksek bir meblağı gösterenler, örneğin %18 oranında KDV’ye tabi bir mal 10.000 TL’ye satıldığında, faturada 1.800 TL yerine yanlışlıkla 2.000 TL gösterilmesi halinde olduğu gibi 2.000 TL’sini beyan etmekle mükelleftir.

Mükellefler, KDV adı altında tahsil ettikleri vergiyi mutlaka beyan etmek ve yapılan hesaplamalara göre çıkacak müspet farkı da ödemek zorundadırlar.

D- KATMA DEĞER VERGİSİNİN NOKSAN ALINMASI HALİ

KDV Kanunu’nda fazla veya yersiz alınan vergiler hakkında hüküm bulunmasına karşılık, noksan alınan vergiler bakımından herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

Ticari hayatta mükellefler, yanılmalar, yanlış hesaplamalar sonucunda eksik KDV hesapladıklarına da sıkça rastlanılmaktadır. Burada üzerinde durmak istediğimiz husus, noksan KDV alınması hali, mükellefin vergi kaçırma amacı dışında, yapılan hatalar sonucunda, KDV’nin eksik alınmasıdır. Örneğin mükellefin vergi oranını yanlışlıkla % 18 yerine, % 8 uygulaması halinde olduğu gibi.

Bu durumda yapılması gereken işlemler VUK’un eksik vergi tahakkukuna ilişkin hükümlerine göre hareket edilir. Buna göre, satıcı eksik hesapladığı bu vergiyi alıcıdan talep edecektir. Mutabakat sağlanması halinde;

- Ayni vergilendirme döneminde ise, fatura düzeltmesi yoluyla,

- Dönem geçtiyse eksik hesaplanan söz konusu vergi için bir fatura düzenlenmeli ve bu faturada ilk düzenlenen faturaya atıf yapan bir açıklamaya … tarih ve … sayılı faturada eksik hesaplanan KDV miktarı mealinde bir şerh verilmelidir.

Eksik alınan KDV miktarı alıcıdan tahsil edilsin veya edilmesin satıcının ilgili dönemde eksik hesapladığı KDV’yi pişmanlıkla beyan etmesi gerekir. Asıl sorumlu KDV mükellefidir.

III- FAZLA VE YERSİZ ALINAN VERGİNİN BEYANI

Mükellefler, alıcılardan aldıkları KDV tutarı eksik, fazla ve hatta Kanun’a aykırı olsa bile, Kanun’un 41 ve 46. maddelerinde belirtilen süreler içerisinde vergi dairesine beyan etmek ve ödemek zorundadır. Esasen mükellefiyetin temel görevi budur.

IV- FAZLA VEYA YERSİZ ÖDENEN VERGİNİN İADESİ

Fazla ve yersiz ödenen vergilerin iadesi konusu, 23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (B) , 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (I) ve 93 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin (5) başlıklı bölümlerinde düzenlenmiş idi.

Öte yandan, 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği(2) ile yukarıda sayılan Genel Tebliğlerin ilgili bölümleri yürürlükten kaldırılmış ve fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin iadesi yeni esaslara bağlanmıştır.

Buna göre, KDV Kanunu’nun 8/2. maddesi kapsamında fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi aşağıdaki şekilde gerçekleştirilecektir.

Fazla veya yersiz olarak hesaplanan vergi, aşağıdaki şartlarla sadece satıcı tarafından mükellefe iade edilecektir. Kural olarak, fazla veya yersiz hesaplanan vergi bulunması durumunda, gerek satıcı, gerekse alıcı nezdinde işlemin KDV uygulanmadan önceki hale döndürülmesi esastır.

Fazla veya yersiz olarak hesaplanan vergi, öncelikle satıcı tarafından alıcıya iade edilecektir.

A- ALICININ İNDİRİM HAKKINA SAHİP OLMAMASI

Alıcının indirim hakkına sahip olmaması kavramını geniş manada yorumlamak gerekir. Buna göre, alıcı;

- Ya KDV mükellefi değildir veya

- KDV mükellefi olmakla birlikte fazla veya yersiz ödenen vergiyi, vergiye tabi olmayan

işlemlerde veya kısmı istisna kapsamına giren işlemlerde başka bir deyişle indirim hakkı tanınmayan işlemler dolayısıyla yüklenilmiştir.

Alıcının indirim hakkı bulunan mükellef olmaması durumunda, satıcının söz konusu fazla veya yersiz KDV tutarını alıcıya ödediğini gösterir bir belge ile vergi dairesine başvurması gerekmektedir.

B- ALICININ İNDİRİM HAKKINA SAHİP OLMASI

KDV Kanunu’nun 5035 sayılı Kanunla 8. maddesinin 2 numaralı fıkrasında yapılan değişiklikle, fazla veya yersiz ödenen vergilerin indirim hakkına sahip olmayanlar yanında sahip olanlara iadesine de imkan tanınmıştır. Dolayısıyla fazla ve yersiz tahsil edilen vergi sadece indirim imkanı olmayanlara iade edilmekte iken, 28.02.2004 tarihinden itibaren indirim hakkı bulunan mükelleflere de iade edilmesi imkanı getirilmiştir.

116 No.lu KDV Genel Tebliği’nde de indirim hakkı olan mükelleflere de iade imkanı aynen korunmuştur.

C- SORUMLULUK KAPSAMINDAKİ İŞLEMLER ÜZERİNDEN FAZLA VE YERSİZ TEVKİF EDİLEN VERGİNİN İADESİ

KDV Kanunu’nun 9. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sorumluluk uygulaması kapsamına alınan işlemler muhtelif KDV Genel Tebliğleri ile açıklanmıştır. Tevkifata tabi olmayan işlemlerde tevkifat yapılması, tevkifat oranının hatalı uygulanması, tevkifata tabi olmasına ve tevkifat uygulanmasına rağmen hesaplanan KDV’nin tamamının mükellef tarafından beyan edildiği hallerde, gerekli düzeltme işlemi VUK’un ve KDV Kanunu’nun 8. maddesinin düzeltme işlemlerine ilişkin hükümleri uyarınca gerçekleştirilecektir.

Fazla veya yersiz tevkif edilerek ödenen vergi bulunması halinde, gerek alıcı gerekse satıcının beyanlarının düzeltilmesi suretiyle işlemin tevkifat uygulanmadan önceki hale döndürülmesi gerekir. Fazla veya yersiz tevkif edilen vergi öncelikle tevkifatı yapan alıcı tarafından satıcıya iade edilecektir. Alıcının, fazla veya yersiz tevkif ettiği KDV tutarını satıcıya ödediğini gösterir belge ve satıcının düzeltmeyi yaptığını gösterir vergi dairesi yazısı ile birlikte başvurması halinde, fazla veya yersiz tevkif edilen vergi, bu vergiyi vergi dairesine beyan ederek ödeyen alıcıya iade edilecektir.

Genel bütçeli kuruluş saymanlıkları tarafından yapılan fazla veya yersiz tevkifatlar, satıcının beyanlarını düzelttiğini gösterir vergi dairesi yazısını ibraz etmesi üzerine ödemeyi yapan saymanlıklarca düzeltilecek ve gereken durumlarda iade edilecektir.

D- GÜMRÜK İDARELERİNE ÖDENEN FAZLA VERGİNİN İADESİ

İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan vergiler KDV Kanunu’nun 48. maddesi hükmüne göre, indirim hakkına sahip olmayanlara Gümrük Kanunu’na göre iade olunacaktır.

İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan verginin indirim hakkına sahip mükelleflere iadesi ise mükellefin beyanlarının düzeltilmesi üzerine bağlı olduğu vergi dairesince gerçekleştirilecektir. Bunun için, indirim hakkına sahip mükellef gümrük idaresine bir dilekçe ile başvuracak, gümrük idaresi fazla veya yersiz tahsil ettiği vergi tutarını mükellefin vergi dairesine doğrudan göndereceği bir yazı ile bildirecektir. Vergi dairesi bu yazı üzerine iade talebini sonuçlandıracaktır.

E- FAZLA VE YERSİZ OLARAK ÖDENEN KDV’NİN SATICI TARAFINDAN İADE TALEP EDİLEBİLMESİNİN ŞARTLARI

Fazla ve yersiz ödenen verginin satıcı tarafından iade olarak talep edilmesi ile ilgili olarak 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde;

“Fazla veya yersiz olarak ödendiği iddia edilen KDV nin, satıcı tarafından iade olarak talep edilebilmesi için KDV beyannamesinde hesaplanan KDV olarak beyan edilmesi ve beyana konu edildiği dönem ile iade talep edilen dönem arasında asgari söz konusu KDV tutarı kadar ödenecek KDV çıkması gerekmektedir.

- Beyan edilen dönemle iade talep edilen dönem arasında fazla veya yersiz uygulanan KDV tutarından daha düşük tutarda ödenecek KDV çıkması durumunda, sadece bu tutar iadeye konu edilebilecektir.

- Beyan edilen dönemle iade talep edilen dönem arasında ödenecek KDV çıkmaması durumunda ise, sadece düzeltme yapılacak olup, iade söz konusu olmayacaktır.”

Açıklamalarına yer verilmiştir.

116 No.lu KDV Genel Tebliği’nde, fazla ve yersiz ödenen verginin iade talebinin şartları belirlenmiş, uygulamanın usul ve esasları yeterince açıklanmamıştır.

F- VERGİ İADESİNE İLİŞKİN DİĞER İŞLEMLER

1- Fazla Ödenen Verginin İadesinin Talep Süresi

İade talebi en erken, fazla veya yersiz ödenen verginin KDV beyannamesinde hesaplanan KDV olarak beyan edildiği dönemde yapılabilecektir.

Alıcı bakımından ise, iade talebi en erken, fazla veya yersiz ödenen verginin indirim konusu yapıldığı dönemde yapılabilecektir.

Ödenen verginin fazla veya yersiz mahiyette olduğunun daha sonra fark edilmesi veya ortaya çıkması halinde de iade talep edilebilecektir.

2- Fazla Ödenen Verginin Talebi

Satıcının iade talep edilebilmesi için fazla veya yersiz ödenen verginin beyana konu edildiği dönem ile iade talep edilen dönem arasında, asgari söz konusu KDV tutarı kadar ödenecek KDV çıkması gerekmektedir.

- Beyan edilen dönemle iade talep edilen dönem arasında fazla veya yersiz uygulanan KDV tutarından daha düşük tutarda ödenecek KDV çıkması durumunda, sadece bu tutar iadeye konu edilebilecektir.

- Beyan edilen dönemle iade talep edilen dönem arasında ödenecek KDV çıkmaması durumunda ise, sadece düzeltme yapılacak olup, iade söz konusu olmayacaktır.”

Satıcı bakımından, fazla ve yersiz ödenen verginin vergi dairesinden iade olarak talep edilebilmesi için talep tarihi itibariyle söz konusu verginin tamamının veya bir kısmının vergi dairesine ödenmiş olması gerekmektedir.

Alıcı bakımından ise, indirim konusu yapıldığı dönemle iade talebinin yapıldığı dönem arasındaki dönem beyannamelerinin tamamında “Sonraki Dönemlere Devreden KDV” bulunması gerekmektedir. Herhangi bir dönemde devreden verginin bulunmaması halinde fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi söz konusu olmayacaktır.

Bütün dönemlerde devreden vergi bulunması halinde devreden vergi tutarları ile fazla veya yersiz ödenen vergi tutarının mukayesesi yapılacaktır.

Bu mukayese sonunda:

— Devreden vergi tutarları bütün dönemlerde fazla veya yersiz ödenen vergiden fazla ise fazla veya yersiz ödenen verginin tamamı iade olarak talep edilebilecektir.

— Devreden vergi tutarları bir veya bir kaç dönemde fazla veya yersiz ödenen vergi tutarından küçükse, en küçük olan devreden vergi tutarı kadar iade talep edilebilecektir.

— Fazla veya yersiz ödenen vergi iade hakkı doğuran “diğer” işlemlerle ilgili ise bu işlemlerle ilgili iade hesaplarına dahil edilmeyecektir. İade, bu bölümde düzenlendiği şekilde yapılacaktır. Aradaki dönemlerde iade hakkı doğuran diğer işlemlerle ilgili iade hesabına dahil edilmişse, dahil edilen kısım bu bölüme göre yapılacak iade hesabında dikkate alınmayacaktır.

3- İade Talebinin Şekli

İade talebinin nasıl yapılacağı konusunda 116 No.lu KDV Genel Tebliği’nde bir açıklama bulunmamaktadır.

Kişisel görüşüme göre iade talebinin bir dilekçeye yapılması ve dilekçeye;

“Alıcının indirim hakkı bulunan bir mükellef olması durumunda ise,

— Satıcının fazla veya yersiz KDV tutarını alıcıya ödediğini gösterir belgeye ek olarak,

— Alıcının fazla veya yersiz KDV tutarını indirim hesaplarından çıkarmak suretiyle düzeltme yaptığının alıcının vergi dairesinden alınacak bir yazıyla

tevsiki de istenecektir.

Satıcının, fazla veya yersiz olarak hesaplanan vergiyi alıcıya ödediğini gösterir belge ve indirim hakkı bulunan alıcıların düzeltmeyi yaptığını gösterir vergi dairesi yazısı ile birlikte, beyanlarını düzeltmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, fazla veya yersiz hesaplanan KDV tutarı ilgili dönem beyannamesinden tenzil edilecek ve sonraki dönemler de buna göre düzeltilecektir.”

Sorumluluk kapsamındaki işlemler üzerinden fazla ve yersiz tevkif edilen verginin iadesinde de ayni uygulama söz konusudur.

Öte yandan 60 No.lu KDV Sirkülerinin 6.2 KDV İade Taleplerinde Bazı Belgelerin Elektronik Ortamda Alınması ve Değerlendirilmesi” başlıklı bölümünde yer alan açıklamalara göre, KDV iadelerinin elektronik ortamda gönderilmesi konusunda Kanun’un 8/2 maddesi uyarınca fazla ve yersiz ödenen vergilerin iadesine yönelik talepler hariç tutulmuştur.

G- FAZLA VE YERSİZ ÖDENENE VERGİ ÖDENEN DİĞER KONULAR

1- Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Göre Yapılan Mal İadeleri

4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’a göre, tüketicilerin satın aldıkları mal ve hizmetleri çeşitli nedenlerle geri verilerek bedelinin alınması veya başka bir mal veya hizmet ile değiştirilmesi ile taksitli satışlardaki KDV uygulaması 54 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile aşağıdaki şekilde açıklanmıştır.

a- Satılan Malın İade Edilip Değiştirilmesi, Ödenen Bedelin İade Edilmesi, Değer Kaybının Bedelden İndirilmesi

KDV Kanunu’nun 8/2. maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında ödenen katma değer vergilerinin iadesi konusunda aşağıdaki şekilde işlem yapılması uygun görülmüştür.

Tüketiciler tarafından malların iade edilip bedellerinin geri verilmesinin istendiği durumlarda, satıcı tarafından ödenen bedellerin KDV dahil tutarları tüketiciye iade edilecektir. Satıcılar işlemlerinin düzeltilmesi için iade edilen mal nedeniyle gider makbuzu düzenleyecekler ve tüketiciden iade edilen mala ait fatura ve benzeri belgeyi bu makbuz ekinde geri alacaklardır. Gider makbuzunda iade edilen malın KDV satış bedelinden ayrı gösterilecek ve bu miktar indirim konusu yapılmak suretiyle işlem düzeltilecektir.

İade edilen malın yerine aynı veya başka bir malın verildiği durumlarda ise, satıcı tarafından yukarıda sözü edilen işlemlerin yanı sıra bu defa verilen yeni mal için fatura ve benzeri belge düzenleneceği tabiidir. Dolayısıyla iade edilen malların yerine verilen yeni malların değerleri dikkate alınarak belge düzenleneceğinden, iade edilen mallar ile yeni verilen mallar arasında değer farkının olup olmaması düzeltme

işlemini etkilemeyecektir.

Nihai tüketici durumunda olan kişilerin yersiz ödediği verginin iade talebi konusunda, Danıştay 4. Dairesi’nin Kararı’nda;

“Davacının kendisinden yersiz tahsil edildiğini ileri KDV için düzeltme hakkının bulunmadığı, bu hakkın Kanunla sadece mükelleflere tanınmış olduğu, davacının bu durumda sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre adli yargı yerinde dava açması gerektiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

VUK’un 122. maddesinde mükelleflerin düzeltme talep edebilecekleri belirtilmiş olup, KDV Kanunu’nun 8/1-a maddesinde ise, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işlemi yapanların KDV’nin mükellefi olduğu belirtilmiştir. KDV yansıtmalı bir vergidir. Verginin “yansıtabilirlik” özelliği nedeniyle yükümlü başlangıçta ihaleyi yapan kurum ise de, asıl vergi yükü vergiyi ödeyen ve indirim hakkı olmadığı için kendi üzerinde kalan davacı mükellef durumundadır. Sadece vergiyi tahsil edip vergi dairesine yatıran kişinin mükellef olduğu, asıl vergi yükü üzerinde kalan mükellef ise bu vergi ile ilgisi olmadığını kabul etmenin ise “mükellefiyet” kavramı ile bağdaşamayacağı kuşkusuzdur.

Dolayısıyla, vergi yükü üzerinde kalan davacının düzeltme talep etmesine bir engel bulunmayıp, bu talebinin reddi üzerine yaptığı şikayet başvurusunun reddine karşı açtığı davada, düzeltme talebinin reddine karşı açtığı dava dosyası ile birleştirilerek olayda bir vergi hatası bulunup bulunmadığı hususu incelenerek bir karar vermesi gerekirken, davanın reddine ilişkin mahkeme kararında hukuken uyarlık görülmemiştir.”(3) denilmektedir.

b- Taksitli Satışlar

KDV Kanunu’nun 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin KDV matrahına dahil olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, taksitli olarak yapılan satışlarda vade farkı ve faiz dahil toplam tutar üzerinden hesaplanan KDV’nin malın teslimi anında beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

Ancak, tüketicinin taksitlerini zamanından önce ödemek suretiyle faizde bir indirime gidilmesi halinde ise, indirilen faiz ve bu faize ait KDV satıcı tarafından alıcıya iade edilecek ve yukarıda yer alan esaslar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

2- Vergide Muaf Esnaf veya Basit Usule Tabi Mükellefler Tarafından Yersiz Alınan Vergilerin Beyanı ve İndirimi

KDV Kanunu’nun, 4842 sayılı Kanunla değişik 17/4-a maddesine göre, 01.07.2003 tarihinden itibaren GVK’ya göre vergiden muaf esnaf ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler KDV’den istisna edilmiştir.

Buna göre, Gelir Vergisi Kanunu’na göre basit usulde vergilendirilen mükellefler mal teslimleri ve hizmet ifalarında KDV hesaplamayacaklar, yapacakları işlemler için KDV beyannamesi vermeyecek ve KDV mükellefiyeti tesis ettirmeyeceklerdir.

Öte yandan, 14.11.2003 tarih ve 4 ve 60 No.lu KDV Sirkülerin 3.6.1. Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerin Teslim ve Hizmetleri” başlıklı bölümde yer alan açıklamalara göre, anılan Kanun’un 8/2. maddesinde de vergiye tabi bir işlem söz konusu olmadığı veya KDV’yi fatura veya benzeri vesikalarda göstermeye hakkı bulunmadığı halde; düzenlediği bu tür vesikalarda KDV gösterenlerin, bu vergiyi ödemekle mükellef oldukları hüküm altına alınmıştır.

Ancak düzenledikleri belgelerde KDV gösteren veya “KDV dahildir” mealinde bir şerhe (belgenin KDV satırını çizerek “KDV dahildir” yazılması veya KDV satırı yerine belgenin herhangi bir yerine “KDV dahildir” yazılması durumu değiştirmeyecektir) yer veren basit usulde vergilendirilen mükellefler bu vergiyi Kanun’un 8/2. maddesi gereğince beyan ederek ödeyeceklerdir. Bu şekilde düzenlenen belgelerde gösterilen veya iç yüzde yoluyla hesaplanan KDV’yi mal ve hizmet alan mükellefler indirim konusu yapabileceklerdir.

Bu itibarla, bu tür belgeleri düzenleyen basit usule tabi mükellefler belgede ayrıca gösterilen veya iç yüzde yoluyla hesaplanacak vergi tutarını Kanun’un 8/2. maddesi gereğince beyan ederek ödeyeceklerdir.

3- ÖTV Kanunu’nun 8/1. Maddesi Kapsamında Teslim Edilen Malların ÖTV’si Üzerinden Hesaplanan KDV’nin Düzeltilmesi

Tecil edilen ÖTV’nin terkin edilmesi dolayısıyla daha önce bu kapsamda alınan KDV, yersiz alınan KDV mahiyetinde olduğundan iade edilmesi gerektiğine ilişkin 112 No.lu KDV Genel Tebliği’nde yer alan açıklamalar aşağıda belirtilmiştir.

“ÖTV Kanunu’nun 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, ÖTV Kanunu’na ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere mükellefler tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen ÖTV’nin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmı teminat alınmak suretiyle tecil olunmaktadır.

Söz konusu malların; tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde ÖTV Kanunu’na ekli (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil edilen ÖTV terkin edilmektedir.

Bu uygulamada, teslime konu mallara ait tecil edilen ÖTV, KDV Kanunu’nun 20 ve 24. maddeleri uyarınca KDV matrahına dahildir. Ancak KDV matrahına dahil ÖTV’nin yukarıda belirtilen şekilde terkin edilmesi halinde, tecil edilen ÖTV üzerinden hesaplanan KDV, fazla/yersiz hesaplanan KDV niteliğine dönüştüğünden, aşağıdaki şekilde işlem yapılması uygun görülmüştür:

Buna göre, alıcılar tarafından fazla ödenen KDV’nin; ilgili vergi dairesinin tecil edilen ÖTV’nin terkin edildiğini satıcı mükellefin vergi dairesinden teyidini alması kaydıyla 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde yapılan açıklamalar çerçevesinde en erken ÖTV’nin terkin işleminin yapıldığı dönemde vergi inceleme veya YMM tasdik raporu ile teminat aranılmaksızın iade edilmesi mümkün bulunmaktadır.”

V- SONUÇ VE ÖNERİLER

Fazla ve yersiz ödenen vergini iadesi konusunda 116 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile yapılan düzenlemeler isabetli olmuştur. Ancak yapılan açıklamalar eksik kalmıştır. Konunun bir bütün olarak alıcı, satıcı ve vergi dairesi açısından ele alınması daha faydalı olurdu.

Yapılan düzenleme vergi dairesinin iş yükünü hafifletmesi beklenilmektedir.

Kanaatimizce, fazla ve yersiz ödenen vergi, vergi dairesinden talep edilmediği sürece, satıcı ve alıcının vergi dairesine başvurmasına gerek bulunmamaktadır. Gerekli düzeltmeler için sadece bilgi verilmesi yeterli olacaktır. Nuri DEĞER/YMM/Yaklaşım

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.