Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Otomotiv sektöründe vergi yükü çok ağır (23.01.08) PDF Yazdır e-Posta
23 Ocak 2008
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, otomotiv sektöründe vergi yükünün çok ağır olduğunu belirterek, Türkiye'yi AB ortalamalarına yaklaştıracak vergi politikaları beklediklerini söyledi.

Aybar, Muğla'da, Renault Mais'in Total ile birlikte yürüttüğü “Sokakta İlk Adımlar Yol Güvenliği Eğitim Projesi” kapsamında düzenlenen toplantıya katıldı. Toplantıdan sonra AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İbrahim Aybar, geçen yıl otomotiv sektöründe iç pazardaki satış rakamlarında yüzde 4 düşüş olduğunu belirterek, “Otomotiv sektöründe satışların 2006'dan biraz düşük olacağını tahmin ediyorduk. Dolayısıyla 2007, beklentilerin gerçekleştiği bir yıl oldu” dedi.

Türkiye'nin otomotiv sektöründe geçen yıl beklenen üretim ve ihracat rakamlarını ise tutturduğunu ifade eden Aybar, şöyle konuştu:
“Türkiye bugün otomotiv sektöründe dünyanın çok önemli bir üretim üssüdür. Toplam büyüklük itibarıyla Türkiye, dünyada 16. büyük üretim yapan ülke... Tüm bunlar geçen yıl ihracatı daha fazla yapmamıza vesile oldu. Çok önemli bir ihracat geliri sağladık. Türkiye'nin geçen yıl toplam otomotiv ihracatı 20 milyar doları aştı.
Biz, bu yıl hedeflerimizi daha da büyüttük. Bu yılı geçen yıldan daha iyi kapatmak için çalışacağız. 11. yılımızda Türkiye'de binek otomobilde liderliğimizi bu yıl da sürdürmek istiyoruz. Ayrıca, satışlarımızı 2007'ye göre, yüzde 14-15 oranında yükseltmeyi hedefliyoruz.”

Otomotiv sektörünün lokomotif sektörlerden biri olduğunu hatırlatan Aybar, Renault Mais'te çok sayıda insana istihdam sağladıklarına dikkati çekti.

Renault Mais'te Türkiye genelinde çok etkin bir satış grubu, satış sonrası servis grubu bulunduğunu, buralarda da toplam 6 bin civarında bir istihdamın söz konusu olduğunu anlatan Aybar, “Ama sadece böyle bakmayalım. Bu işi yaparken birlikte çalıştığımız birçok kurum var. Otomotiv sektörü, 1 işçinin 5 ayrı iş koluna iş verdiği bir sektör. Otomotiv, Türkiye için hem direkt istihdamla reel ekonomiye katkı sağlıyor hem de nitelikli iş gücü yetiştirmek bakımından da önemli bir sektör” diye konuştu.

“VERGİ YÜKÜMÜZ ÇOK AĞIR”

İbrahim Aybar, Türkiye'nin, serbest rekabetin liberal kurallarının çok net bir şekilde uygulandığı ülke olduğunu belirterek, “Bu kurallar çerçevesinde işi iyi yapan, farklı ve hızlı yapıp müşterisinin beklentilerini karşılayarak öne çıkacaktır” dedi.

Türkiye'de istikrarlı bir pazar ekonomisinin devam etmesini sağlamanın herkesin görevi olduğunu ifade eden Aybar, herkesin bu yönde çaba sarfetmesi gerektiğini belirtti. İbrahim Aybar, şöyle devam etti:
“Karlılık önemlidir. Çünkü ticaret kar için yapılır. Sektörümüzdeki yoğun rekabet, bazı sıkıntılar getiriyor. Ancak, üretimde yeni yatırımlarla büyük katma değerler sağlanmaktadır. Bu bakımdan özellikle Türkiye'de çevre ile ilgili çalışan, çevre değerlerini koruyan, çevreyi çok daha az kirleten yüksek teknolojideki otomobillerin sayısının çoğalmasını bekliyoruz. Bu yıl çevreye duyarlılığı artık çok daha net bir şekilde göstermeliyiz. Türkiye artık gelişmekte olan ülkelerin önünde, gelişen ülke statüsüne gelmek üzere. Bunu da çevreye duyarlılığımızla ortaya koymamız lazım.
Vatandaşlarımızın gelir düzeyleri belli. Vergi yükümüz çok ağır. Bu konuda bizi AB ortalamalarına yaklaştıracak vergi politikaları bekliyoruz.”

“GEREKLİ ŞARTLARI SAĞLAYAN GELİR”

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Türkiye'de otomotiv sektöründe iç pazarda satış yapan 46 marka olduğunu belirterek, “Bunların çoğunluğu ithal. Türkiye serbest pazar ekonomisi uygulayan, dünya ile entegre olmuş bir pazar. Dolayısıyla her marka geliyor. Ancak, gelmek için belli şartlar var. Bunlara dikkat etmek lazım” dedi.
Türkiye'ye gelen otomotiv firmalarının, öncelikle AB standartlarını sağlanmak zorunda olduğunu belirten Aybar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye'nin TİP onay belgesi verirken gerekli sanayi şartları var. Çevre ve aracın güvenliği ile ilgili şartlar var. Tüm bunlar sağlanmak zorunda. Daha sonra tüketicinin haklarını korumak için gerekli organizasyonların yapılması lazım. Yedek parça, hizmet, dağıtım gibi konuların, tüketicinin aleyhine bir aksilik meydana getirmeyecek şekilde organize edilmesi lazım. Türkiye'ye gelen firma, tüm bu şartları sağlıyorsa, o bize rakip olur. Biz, hiçbir rakipten ürkmüyoruz, hepsini ciddiye alıyoruz. Ve onlar varken çok daha güçlü oluyoruz.”

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/alarmnews.aspx?DocID=8084905