Ülkemizde sivil havacılığın hızlı bir şekilde gelişmesi ile havayolu ile ulaşım günümüzün vazgeçilmezi haline geldi. Havacılık o kadar güncel bir konu haline geldi ki hemen hemen her basın kuruluşunun havacılık köşeleri ve yazarları oluştu. Ancak sektörün bu kadar hızlı gelişmesine paralel olarak yasalarımız maalesef bu hıza ayak uyduramamaktadır. Bu konunun sizlerin daha yakın bilgisi dahilinde olduğuna inanıyorum. Yıllardır meclis komisyonlarında hava iş kanunu beklemekte, bir türlü çıkmamaktadır. Bu nedenle de havayolu çalışanlarının çalışma hayatı ile ilgili düzenlemeleri hep bir karmaşa içerisinde kalmaktadır. Bildiğiniz üzere 4857 sayılı Kanunun 4. maddesinde; “Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz; a) Deniz ve hava taşıma işlerinde, “ demektedir. Bu nedenle havayollarının uçucu personelleri Borçlar Kanunu’na bağlı olarak sözleşme ile çalışmaktadırlar. Sektörde bulunan firmaların bazıları bu sorunu, hazırladıkları sözleşmeleri kapsamlı düzenleyerek, mümkün mertebe çalışma hayatını ilgilendirebilecek her konuyu detaylı bir şekilde yazarak, gidermektedirler. Ancak bazı firmalar ise sadece temel birkaç maddeyi yazarak (kanunun sözleşme yapılması gerekliliğini yerine getirmiş olmak için) basit sözleşmeler yapmaktadırlar. Bu durumda özellikle kabin personeli çalışanlar gerek işten ayrılmak istediklerinde gerekse işverenin sözleşmeyi feshetmek istediği durumlarda ne yapacaklarını bilememektedirler. B.K.’ya tabi sözleşme ile çalışan (birçok hava yolu çalışanlarına sözleşmelerinin suretini vermemektedir) kişilerin çalışma hayatı ile ilgili düzenlemelerin de hangi hükümlere ve kanunlara bakılacaktır. Bu konuda bizleri bilgilendirirseniz çok sevinirim. Bu arada 19.01.2008 tarihli yazınızda (Ancak, aylıksız izin süresince özel hastanede işe başlarsanız bu Borçlar Kanunu gereğince hizmet akdidir ve hizmet akdiyle çalışanların çalışma hukuku 4857 sayılı İş Kanunu’dur) geçen bu ibare nedeni ile sizden bu konuyu da açıklığa kavuşturmanızı rica ediyorum. İsmail Kurtuluş Kirik İsmail Bey, genel olarak kendiler için özel kanun çıkarılmamış ve hizmet akdiyle çalışan kişiler 4857 Sayılı İş Kanunu’na tabidir. Ancak, kendileri için özel kanun çıkarılmış olan gazeteciler Basın-İş, denizciler de Deniz-İş Kanunu’na tabidirler. Yazınızda da belirttiğiniz üzere havacılık sektöründe yani hava taşıma işlerinde çalışanlar ise hiçbir özel-genel çalışma hukukuna tabi olmadığından sözleşme hukukunun temeli olan Borçlar Kanunu’na tabidirler. Yani, işverenleri ile yapacakları özel sözleşmelerdeki usul ve esaslarla çalışırlar. Yıllardan beridir de, hava taşıma işlerinde uçucu personel çalıştıran işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan uçucu personelin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenleme getirecek olan Hava-İş Kanunu’nun çıkmasını beklerler ve mağdurdurlar. Havacılık sektörü çalışanları sadece çalışma ilişkileri yönünden mağdur değildir bir de işin sosyal güvenlik hukuku boyutundaki mağduriyetleri vardır. Mesela sizler gibi özellikli iş yapan gazetecilere ve deniz çalışanlarına çalıştıkları her 360 gün için 90 gün ilave sigortalılık süresi ile daha erken emekli olma fırsatı verilirken bu sizlere verilmemiştir. Bana göre bunun asıl sebebi havacılık sektörünün lokomotifi olan pilotların genelde Türk Hava Kuvvetleri’nde yani T.C. Emekli Sandığı’ndan emekli olduktan sonra özel havacılık işine girmelerindendir. Onlar gerek Hava-İş Kanunu’nun yokluğunu ve gerekse de sosyal güvenlikte üvey evlat muamelesi görülmeyi yeterince hissetmediklerinden fazla talepkâr olmamaktadırlar. Bu da daha gerideki Havacılık Sektörü çalışanlarını mağdur etmektedir. İşte bu nedenle de havacılıkta sivil pilot yetiştirilmesi ne kadar artarsa Hava-İş Kanunu da o kadar sürede gelir. Memur gibi emekli olabilirsiniz Manisa Salihli’den yazıyorum lütfen ismimi gizli tutunuz. 1 Temmuz 1949 doğumluyum. 1974 yılından, 1986 yılına kadar yani 12 yıl memur olarak çalıştım ve sonra istifa ettim. 1988 yılında 79 gün kadar SSK’lı olarak çalıştım, ardından 9 ay kadar da isteğe bağlı SSK primi ödedim. Toplamda 4626 günüm var sonra bir daha prim ödemedim. Bir de Emekli Sandığı’na isteğe bağlı çıkmış ben oraya isteğe bağlı ödeme yapabilir miyim? Ben şimdi nasıl emekli olabilirim, kısmi aylık alabilir miyim? Bir de 24 ay askerlik yaptım ama daha borçlanmadım, borçlansam işime yarar mı? İsmi Mahfuz Verdiğiniz bilgilere göre emekli olma hakkınız şu an yok, memuriyetten sonra SSK’ya ödediğiniz prim ödeme süresini 1260 güne yani 3,5 yıla tamamladığınız gün SSK’dan emekli olursunuz. Emekli Sandığı’na isteğe bağlı prim ödemek için başvuru hakkınızı ise kaybetmişsiniz. SSK’ya prim ödemeye devam etseydiniz şimdiye çoktan SSK’dan emekli olmuştunuz. Yeniden SSK’ya isteğe bağlı olarak prim ödeme hakkınız var ama bugün başlasanız 1260 günü 2,5 yıl sonra yani 1 Eylül 2010 günü tamamlayarak SSK’dan emekli olursunuz. Size tavsiyem 24 aylık askerliği SSK’ya borçlanın sonra da 2 ay isteğe bağlı SSK primi ödeyip toplamınızı 5400 güne yani 15 tam yıla tamamlayıp 61 yaşını tamamlayınca T.C. Emekli Sandığı Kanunu gereğince 1 Temmuz 2010 günü memur gibi emekli olun. Kısmi çalışan işçinin AGİ’si Acaba işçinin ay içi çıkışında asgari geçim indirimi nasıl hesaplanacaktır? Asgari geçim indirim ücretini tam mı alacak, yoksa çalıştığı gün sayısına göre mi alacaktır? Remzi Serdar Kurdal Beyefendi, sadece sizin sorunuz değil birçok okurumuz da ayda 30 günden az mesela -5-10 gün çalışanların durumu ne olacak diye de soruyor. Asgari geçim indirimi (AGİ) uygulaması gereğince kişinin bir ayda kaç gün çalıştığı değil o ay ne kadar gelir elde ettiği önemlidir. Tabii, evli veya bekâr, çocuklu veya çocuksuz olması da önemlidir ama ay içinde işe giren, ay içinde işten çıkanların da hesaplama şekli aynıdır. Siz kişinin aldığı geliri dikkat edeceksiniz, çalıştığı günü değil. Kısa...kısa... Cüneyt Oğuz-18.07.1964 doğum tarihiniz, 01.07.1983 işe başlama tarihinizle 47 yaşında yani 18.07.2011 günü SSK’dan en az 5150 günle emekli olursunuz. Web sayfamdan bugün emekli olsaydım ne kadar alırdım diye hesapladığınızda çıkan 650 YTL. emekli aylığı geçinmem için az diyorsunuz bundan sonraki yılları tavandan ve hiç boş geçirmeden ödeme yapmaya gayret ediniz. Mehmet Orhan-İşyerinizden 10 yıla yakın bir zamandır maaşınızın yüzde 10’u kadar her ay aldığınız kasa tazminatı da ilerde emekli olurken verilecek kıdem tazminatında dikkate alınması gereken rakamdır. Mustafa Kot-Düzce- 03.01.1964 doğum tarihiniz ve yüzde 40 oranlı raporunuzla vergi indirim belgesi alırsanız, 09.07.1986 SSK başlangıcınızla, 1992 yılından beridir devam ettiğiniz Bağ-Kur’u kapatıp yeniden SSK’ya geçerseniz ve geçtikten sonra en az 1260 gün daha SSK’ya prim öderseniz emekli olursunuz. Şakir Eryılmaz-03.01.1962 doğum tarihiniz, 01.02.1984 işe başlama tarihinizle normalde 48 yaşında en az 5225 günle emekli olurdunuz ama ifa ettiğiniz 20 aylık askerlik sürenizden 3 ay kadarını borçlanırsanız 47 yaşında yani 03.01.2009 günü emekli olursunuz. Askerlik sürenizin 20 ayını borçlansanız da yine 47 yaş olur. Gülten Abacı (Balta)-01.03.1987 sigorta başlangıcınız olmasına karşın, 19.08.2007 günü emeklilik yaşınızı tamamlayarak yaptığınız emeklilik müracaatınızı ilk prim ödeme gününüzün 01.09.1987 olmasını gerekçe göstererek reddeden SSK’yı iş mahkemesinde dava edin. Bu arada mahkeme devam ederken SSK’nın kabul ettiği yaş olan 44 yaşını tamamlayınca (19.08.2008) yeniden emeklilik müracaatını yapınız. Mahkemeyi kazanınca 12 aylık birikmiş aylıklarınızı alırsınız. http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=106167,10,185 |