Yeni Türk Ticaret Kanunu ve İşletmelere Getirdiği Sorumluluklar |
19 Nisan 2012 | |
Türkiye özellikle 2005 yılından bu yana dünya standartlarında yaptığı düzenlemeler ile dikkat çekiyor. Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) 2005 yılında tüm dünyada kabul gören Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarını (UFRS) benimsedi. UFRS Türkçe’ ye çevrildi ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) olarak resmi gazetede yayımlandı. Dünya’da başta AB ülkeleri olmak üzere 70 kadar ülkede bu standartlar uygulanıyor. SPK 2005 yılında halka açık tüm şirketler için, BDDK ise 2006 yılında bankalar için TFRS’yi benimsedi. Bu kurumları Sigortacılık Sektörü’nü düzenleyen Hazine Müsteşarlığı izledi. Son 5 yıl içinde bankalara, sigorta şirketlerine ve halka açık şirketlere gösterilen yabancı yatırımcı ilgisinin önemli sebeplerinden biri de bu kuruluşların uzun yıllardır dünya standartlarında finansal raporlar hazırlıyor olmalarıdır. Yine SPK, BDDK ve Hazine Müsteşarlığı bu süreçte kamuya açıklanan finansal raporların bağımsız denetim şirketleri tarafından Uluslararası Denetim Standartlarına (UDS) göre denetlenmesini zorunlu kılmışlardır. 13 Ocak 2011 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen Yeni Türk Ticaret Kanunu, Türkiye’deki neredeyse tüm şirketlerin (kanunda iş hacmi düşük şirketler için bazı istisnalar tanınmıştır) TFRS’ye göre hazırlanan finansal raporlarının UDS’ ye göre, bağımsız denetim şirketleri tarafından denetlenmesini zorunlu kılmıştır. Bu düzenlemelerin önümüzdeki yıllarda başlıca faydaları şöyle olacaktır. • UFRS ve UDS nedeniyle tüm dünyada anlaşılabilir ve tüm dünya şirketleri ile karşılaştırılabilir finansal raporlar, • Yurtdışından borçlanma, ortak bulma ve şirketlere yeni alıcılar bulabilme imkanı, • Türkiye’de ve yurtdışında her an halka açılma gerçekleştirebilecek kalitede finansal raporlar, • Yurtdışı müşteriler ve satıcılar nezdinde daha yüksek itibar ve genişleyen iş hacimleri, • Kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesi ve tam rekabet ortamının sağlanması, • Şeffaflık ve güven. Bu düzenlemelerin, Türkiye’nin ticaret hayatını Uluslar arası Standartlara kavuşturacağına ve dünya ile entegrasyon sürecimize önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz… I. Yeni Türk Ticaret Kanunu (Yeni TTK) ile Denetim alanında Getirilen Değişiklikler ve Şirketlerin Sorumlulukları 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu ile denetim alanında yapılan düzenlemeleri 4 ana başlıkta incelemek mümkündür. 1 Denetim Çeşitleri 2 Bağımsız Denetime İlişkin Hususlar 3 Bağımsız Denetçilere İlişkin Hususlar 4 Bağımsız Denetim Raporu ve Denetçi Görüşü 1. Yeni TTK’da Denetim Çeşitleri Nelerdir? İşlem bazlı denetim: İşlem denetçileri kuruluş, sermaye arttırımı, azaltılması, birleşme, bölünme, tür değiştirme, menkul ihracı gibi işlemleri denetler. İşlem denetçilerinde de bağımsız denetçide aranan nitelikler aranır. Yeminli Mali Müşavir (YMM) veya Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (SMMM) olmaları gereklidir. İşlem denetçilerinin yer alması gereken işlemler Yeni TTK’da ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Özel denetim: Yeni TTK’da pay sahibinin güçlenen konumunun en önemli kanıtlarından biri de özel denetim isteme hakkıdır. Denetçi veya risk komitesi, aşağıdaki hallerde mahkemece özel denetçi atanmasını isteyebilir: • Topluluk şirketleriyle ilişkilerde hileli bir işlem tespit edilmesi, • Topluluk şirketleriyle ilişkilerle ilgili sınırlı olumlu görüş veya kaçınma yazısı yazılması, • Yönetim kurulunun, şirketin topluluk tarafından kayba uğratıldığını ve denkleştirme yapılmadığını açıklaması. Pay sahipleri, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını genel kuruldan isteyebilir. İstek onaylanırsa, pay sahipleri 30 gün içinde, mahkemece özel denetçi atanmasını isteyebilir. Genel kurulun pay sahiplerinin isteğini reddetmesi durumunda gerekli şartlara sahip olan pay sahipleri 3 ay için mahkemece özel denetçi atanmasını isteyebilir. Özel denetimin tamamlanmasından sonra yönetim kurulu, raporu ve buna ilişkin değerlendirmeleri ilk genel kurula sunar. 2. Yeni TTK’da Bağımsız Denetime İlişkin Hususlar Nelerdir? Yeni TTK’da Bağımsız Denetime İlişkin Hususlar Nelerdir? • Denetçi şirket organı olmaktan çıkarılmış ve murakıplık kaldırılmıştır. • Denetim, bağımsız dış denetçi, SMMM ve YMM’lere bırakılmıştır. • Tüm sermaye şirketlerinin denetlenmesi zorunluluğu vardır. • Denetimden geçmemiş finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporu düzenlenmemiş sayılmaktadır. • Yeni TTK’nın Geçici 2. ve 3. maddelerine göre kamu tüzel kişiliğine sahip, Türkiye Denetim Standartları ve Kamu Gözetimi Kurulu (TÜDESK) kurulması öngörülmektedir. Kanun tasarısının son hali henüz Resmi Gazete’de yayınlanmamıştır. • TÜDESK kurulana kadar denetçilerin, denetimlerini Kanun’a uygun yapmalarını sağlamak için, denetçiler Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından denetlenecektir Yeni TTK’da Bağımsız Denetimin Konu ve Kapsamı’na İlişkin GetirilenDeğişiklikler • Şirket ve/veya şirketler topluluğunun finansal tablolarının denetimi, Türkiye Denetim Standartları’na (TDS) göre yapılır. • Denetim, finansal tabloların Türkiye Muhasebe Standartları (TMS), Yeni TTK ve esas sözleşmeye uyumunun denetimini içerir. • Faaliyet raporundaki finansal bilgilerin, finansal tablolar ile tutarlılığı ve gerçeğe uygunluğu da denetim kapsamındadır. • Hem solo hem de konsolide finansal tablolar bağımsız denetim kapsamındadır. • Risklerin erken teşhisine yönelik sistemin olup olmadığının ve işleyip işlemediğinin denetimi de bağımsız denetim kapsamındadır. • Konsolidasyona dahil olacak şirket denetlenmemiş ise, konsolide finansal tablolarından sorumlu denetçi, konsolide finansal tablolara alınan şirketin finansal tablolarını da inceler. • Merkezi yurtdışında bulunan şirket Yeni TTK’ dakine eşdeğer bir denetime tabi tutulduysa denetim istisnasına tabidir. • Finansal tablolar ve yıllık faaliyet raporu, denetimden sonra denetim raporlarını etkileyebilecek nitelikte değiştiyse, yeniden denetlenir ve bu durum raporda açıklanır.
Bağımsız denetçinin seçimi, görevden alınması veya sözleşmenin feshi • Denetçinin seçimi genel kurula aittir ve bu yetki devredilemez. • Denetçi şirket genel kurulunca, topluluk denetçisi ise ana şirketin genel kurulunca seçilir. • Denetçi seçimi ticaret siciline tescil ettirilir; Ticaret Sicil Gazetesi ve web sitesinde ilân edilir. • Denetçi faaliyet döneminin 4. ayına kadar atanır. 31 Aralık 2013 denetimi için denetçinin 31 Mart 2013’e kadar atanması gerekir. Bu tarihten sonra denetçi mahkemece atanır. • Yeni TTK bağımsız denetim sözleşmesinin iptal edilmeme ilkesini kabul etmiştir. Fakat istisnai durumlarda ve haklı sebeplerin varlığında mahkemece başka bir denetçi atanabilir. • Denetçi, sözleşmeyi haklı bir sebep varsa ve görevden alınma davası açılmışsa feshedebilir. Fikir ayrılıkları, sınırlama veya kaçınma, haklı sebep sayılmaz. Bağımsız denetçilere ilişkin hükümler • Denetçi ile şirket arasındaki her türlü ilişki denetçiliğe ve etiğe aykırı görülmektedir. • Denetçiler sır saklamakla yükümlüdürler. İş ve işletme sırlarını izinsiz olarak kullanamazlar. • Kasten veya ihmal ile sır saklama yükümlülüklerini ihlâl edenler şirkete karşı sorumludurlar. • Denetçiler kusurlu hareket ederse, şirkete, pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı sorumludur ve 100,000 TL’ye (halka açık şirketlerde 300,000 TL’ye kadar) kadar tazminat söz konusudur. • Tazmin yükümlülüğü sözleşmeyle kaldırılamaz, daraltılamaz, 5 yılda zaman aşımına uğrar. • Denetçi, ortakları YMM / SMMM sıfatını taşıyan bir bağımsız denetim kuruluşu olmalıdır. • KOBİ’ler, bir bağımsız denetim kuruluşu, YMM veya SMMM’ yi denetçi olarak seçebilirler. • Büyük ölçekli şirketlerin denetimi ise bağımsız denetim kuruluşları tarafından yapılacaktır. • Denetçinin herhangi bir şirkette denetçi olmayacağı haller yeni TTK’da açıklanmıştır. • Yeni TTK’da denetçi rotasyonu söz konusudur ve 7 yıl arka arkaya ilgili şirket için denetim raporu veren denetçi, en az 2 yıl için değiştirilir. • Denetçi, şirkete vergi danışmanlığı ve vergi denetimi dışında hizmet veremez. Bağımsız denetçiye ibraz yükümlülüğü ve bilgi alma hakkı • Yönetim kurulu, 6 ay içinde; finansal tabloları, faaliyet raporunu, denetçi görüşünü, kar dağıtım ve genel kurul kararını, Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan ettirir ve web sitesine koyar. • Yönetim kurulu, denetim sırasında denetçiye gerekli tüm imkânları sağlamak zorundadır. • Konsolide finansal tablolardan sorumlu yönetim kurulu, denetçiye; şirketlerin solo finansal tablolarını, faaliyet raporlarını ve denetim raporlarını vermek zorundadır.
Bağımsız denetim raporuna ilişkin kurallar • Denetçi, geçmiş yıl karşılaştırmalı finansal tablolarla ilgili bir denetim raporu düzenler. • Faaliyet raporundaki finansal bilgilerin, finansal tablolarla tutarlılığı ve gerçeğe uygunluğu gözden geçirilmelidir. Fakat faaliyet raporunun denetlenmesi söz konusu değildir. • Denetim raporunda bulunması gerekenler aşağıdaki gibidir: • Finansal duruma dair yönetim kurulunun değerlendirmesi, • Şirketin varlığını sürdürebilmesine ve gelecekteki gelişmesine ilişkin analiz, • Denetim sırasındaki belgeler kullanılarak şirketin finansal durumunun irdelenmesi, • Defter tutma düzeni ve finansal tabloların, kanun ile esas sözleşmeye uygunluğu, • Yönetim kurulunun denetçi tarafından istenen kayıtları ve açıklamaları verip vermediği, • Finansal tablolar ve ticari defterlerin öngörülen hesap plânına uygunluğu, • TMS’ye göre şirketin finansal durum ve performansının gerçeğe uygunluğu, • Riskin erken teşhis ve yönetimi uyarınca değerlendirme yapıldıysa bunun sonucu. Bağımsız denetim görüşü • Yönetim kurulu 4 iş gününde, genel kurulu toplantıya çağırır ve görevinden istifa eder. • Genel kurul yeni bir yönetim kurulu seçer. • Yeni yönetim kurulu 6 ay içinde, finansal tablo hazırlatır ve bunları genel kurula sunar. Olumlu görüş: Denetçi, verdiği olumlu görüş yazısında; riskin erken teşhis ve yönetimi ve Türkiye Denetim Standartları (TDS)’na göre yapılan denetimde herhangi bir aykırılığın belirlenmediğini; finansal tabloların, denetime ve TMS’ye göre doğru olduğunu;TMS’ye göre şirketin finansal durum ve performansının gerçeğe uygunluğunu açıklar. Sınırlandırılmış olumlu görüş: Finansal tabloların düzeltilebilecek aykırılıklar içerdiği ve finansal tablolara etkilerinin kapsamlı ve büyük olmadığı durumlarda verilir. Sınırlamanın konusu, kapsamı ve düzeltmenin nasıl yapılabileceği sınırlandırılmış olumlu görüş yazısında açıkça gösterilir. Genel kurul, gerekli önlemleri ve düzeltmeleri karara bağlar. Görüş bildirmekten kaçınma: Denetimin kanuna uygun bir şekilde yapılmasına ve sonuçlara varılmasına olanak vermeyen ölçüde belirsizliklerin bulunması veya şirket tarafından denetlenecek hususlarda önemli kısıtlamaların yapılması hâlinde denetçi delillere sahip olmasa bile, gerekçelerini açıklayarak görüş vermekten kaçınabilir. Olumsuz görüş: Finansal tabloların kapsamlı, büyük aykırılıklar içerdiği durumlarda verilir. Olumsuz görüş yazılan veya görüş bildirmekten kaçınma durumunda genel kurul, finansal tablolara dayanarak, özellikle açıklanan kâr veya zarar ile ilgili bir karar alamaz. Olumsuz görüş yazılan veya görüş bildirmekten kaçınma durumunda yapılması gerekenler şöyledir: Şirket ve bağımsız denetçi arasındaki görüş ayrılıkları • Şirket ile denetçi arasında doğan görüş ayrılıkları hakkında, yönetim kurulunun veya denetçinin isteği üzerine mahkeme karar verir. • Denetçi, şirketin topluluk şirketleriyle ilişkileriyle ilgili olarak sınırlı olumlu görüş veya kaçınma yazısı yazmışsa pay sahiplerinin isteği üzerine, mahkemece özel denetçi atanabilir. II. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Ticari Defterler ve Raporlama Alanında Getirilen Değişiklikler ve Şirketlerin Sorumlulukları Nelerdir? 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) ticari defterler ile ilgili madde hükümlerine tâbi gerçek ve tüzel kişiler; ticarî defterlerini tutarken, bireysel ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, Türkiye Muhasebe Standartları (TMS)’ye, kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine ve bunların ayrılmaz parçası olan yorumlara aynen uymak ve bunları uygulamak zorundadır. Bu düzenlemelerin, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS) ile tam uyumlu olacak şekilde, yalnızca Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) tarafından belirleneceği ve yayımlanacağı belirtilmiştir. TMSK tarafından değişik ölçütlerdeki işletmeler ve sektörler için UFRS tarafından farklı düzenlemelere izin verildiği hallerde özel ve istisnai standartlar konulabilir. Belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kurulmuş bulunan kurum ve kurullar, TMS’ye uygun olmak ve TMSK ’nın onayını almak şartıyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlar ile ilgili olarak ayrıntıya ilişkin, sınırlı düzenlemeleri yapabilirler. Yeni TTK’nın TMS ile ilgili hükümleri (KOBİ’lerle ilgili kısımlar da dahil olmak üzere) 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girecektir. KOBİ’ler için getirilen yeni düzenlemeler nelerdir? KOBİ TFRS (Türkiye Finansal Raporlama Standardı), TMSK tarafından 1 Kasım 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir ve 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Tek başına bir standartlar seti olan KOBİ TFRS, kapsamlı TFRS ile aynı kavramsal çerçeveye sahiptir. KOBİ’lerin öncelikleri, finansal bilgi kullanıcılarının ihtiyaçları, fayda maliyet analizi göz önüne alınarak muhasebeleşme, değerleme ve dipnot açıklamalarında basitleştirme sağlayan daha sade bir standartlar setidir. Yeni TTK’da KOBİ Tanımı (Madde 1522) • Yeni TTK’da KOBİ’leri tanımlayan ölçütler Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve TMSK’ nın görüşleri alınarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yönetmelikle düzenlenir. Bu ölçütler (başta ticari defterler, finansal tablolar ve raporlama ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere); TTK’nın ilgili tüm hükümlerine uygulanır. • Bu ölçütlerin üzerindeki sermaye şirketleri büyük sermaye şirketi sayılmaktadır. • KOBİ ölçülerinde olsalar dahi büyük sermeye şirketi sayılan şirketler: — Borçlanma araçları veya özkaynağa dayalı finansal araçları kamuya açık bir piyasada işlem gören ya da işlem görmek üzere ihraç edilme aşamasında bulunan sermaye şirketleri, — Bankalar, yatırım bankaları, sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri vb.’dir. Yeni TTK’da Ticari Defterler ve Raporlama Alanında Yapılan Düzenlemeleri 2 Ana Başlıkta İncelemek Mümkündür: 1 Ticari Defterler ile İlgili Düzenlemeler 2 Finansal Tablolar ve Yıllık Faaliyet Raporu 1. Yeni TTK’da Ticari Defterler ile ilgili Getirilen Düzenlemeler Nelerdir? Tüm işletmelere TMS’ye göre ticari defter tutma zorunluluğu getirilmiştir. Tutulması zorunlu defterler: Yevmiye, defteri kebir, envanter defteri dışında tutulacak defterler TMSK tarafından bir tebliğ ile belirlenecektir. Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi defterler de ticari defterlerdir. • Ticari defterlerin açılış ve kapanışlarında noter tarafından onaylanması hükmü bulunmaktadır. TMS’ye göre tutulan defterlerin açılış ve kapanış onaylarının şekil ve esasları ve bu defterlerin nasıl tutulacağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından bir tebliğ ile belirlenecektir. Defterler ve gerekli kayıtlar; • Türkçe tutulur. • TMS’ye uygun olmak kaydıyla “fiziki dosyalama” ya da “veri taşıyıcıları” (elektronik ortam) aracılığıyla tutulabilir. • Ticari defter ve belgelerin saklanma süresi 10 yıldır. • Ticari faaliyetin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, TMS’ye uygun olarak varlık ve borçların tutarlarının ilişkisini gösteren açılış ve yıl sonu bilânçosu çıkarmak zorunludur. • Bilanço ve gelir tablosu yıl sonu finansal tabloları oluşturur. Yılsonu finansal tablolar Türkçe ve TL olarak hazırlanır. Bu konudaki diğer kanunlarda yer alan istisnalar saklıdır. 2. Yeni TTK' da Finansal Tablolar ve Yıllık Faaliyet Raporu ilgili Getirilen Düzenlemeler Nelerdir? • Yönetim kurulu, TMS’ye uygun olarak oluşturulacak finansal tabloları, eklerini ve yıllık faaliyet raporunu bilanço tarihinden itibaren 3 ay içerisinde hazırlayıp genelkurula sunmalıdır. • Yönetim Kurulu’nun yıllık faaliyet raporunda yer verilmesi gereken bilgiler Madde 516’da belirtilmiştir. Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun zorunlu asgari içeriği, Sanayive Ticaret Bakanlığı tarafından bir yönetmelikle düzenlenir. Bu içerik hem anonim şirketler,hem de şirketler topluluğunda geçerlidir. • Anonim şirketin ve topluluğun finansal tablolarını düzenlemekle yükümlü ana şirketin yönetim kurulu, bilanço gününden itibaren 6 ay içinde; finansal tabloları, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, kar dağıtımına ilişkin genel kurul kararını, denetçinin verdiği görüşü ve genel kurulun buna ilişkin kararını Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ettirmek ve şirketin internet sitesine koymakla yükümlüdür. • Merkezleri Türkiye dışında bulunan şirketlerin Türkiye şubelerinin müdürleri; şubeye özgü finansal tablolarının ayrıntılı şeklini, şubesi oldukları şirketin ve varsa bu şirketindâhil bulunduğu topluluğun yıl sonu tablolarının özetlerini, yıllık raporlarını merkezin tâbi olduğu hukuka göre gerekli olan onaylanmalarından itibaren 6 ay içinde Türkiye’de yayınlar. • Konsolide finansal tabloları hazırlamakla yükümlü işletmeler ile, konsolidasyon kapsamına giren işletmelerin belirlenmesinde ve ilgili diğer konularda TMS geçerlidir. • Aşağıdaki şirketlerin yayınlayacakları özet finansal tablolarının içeriği TMSK tarafından belirlenir: • Küçük ölçekteki şirketler • Merkezleri yurt dışında bulunan şirketlerin Türkiye’deki şubeleri Aşağıdaki şirketlerin yıl sonu tabloları ile konsolide finansal tablolarına ilişkin özel hükümler saklıdır: • Banka ve diğer finansal şirketler (finansal kiralama, faktöring vb.) • Sigorta ve reasürans şirketleri • SPK kapsamındaki tüm kurumlar • Kooperatifler III. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile Kurumsal Yönetim Alanında Getirilen Değişiklikler ve Şirketlerin Sorumlulukları Nelerdir? Kurumsal Yönetim Nedir? Kurumsal Yönetim; şirket yönetiminde, iş süreçlerinde ve paydaşlarla ilişkilerde, eşitlik,şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk yaklaşımıyla şirket faaliyetlerinin etkinlik ve verimliliği, raporlama güvenirliği, yasal düzenlemelere uygunluk, paydaşların hak ve çıkarlarının korunması için güvence sağlayan yaklaşım ve ilkelerin ifadesidir. Şirket ve kurumların varlıklarının sürekliliğini hedeflemektedir. Kurumsal Yönetim İlkelerinin açılımı aşağıdaki gibidir: • Eşitlik ilkesi, şirket yönetiminin bütün hak sahiplerine karşı eşit davranmasının ifadesidir. Bu ilke, azınlık hissedarlar ve yabancı ortaklar da dahil olmak üzere hissedar haklarının korunmasını ve yapılan sözleşmelerin uygulanmasını ifade etmektedir. • Şeffaflık ilkesi, şirketin kamuoyu ile doğru, açık ve karşılaştırılabilir bilgi paylaşımını gerektirmektedir. • Hesap verebilirlik ilkesi, yönetim kurulunun tepe yönetim performansını bağımsız bir şekilde izlemesini ve tepe yöneticilerin hissedarlara karşı hesap verebilirliğinin temin edilmesini gerektirmektedir. • Sorumluluk ilkesi, şirketlerin hissedarları için değer yaratırken toplumsal değerleri yansıtan kanun ve düzenlemelere uyum gösterecek şekilde faaliyet göstermesini ifade etmektedir. Kurumsal Yönetim Neyi Hedefler? Kurumsal yönetimin amacı şirketlerin faaliyetlerini sürdürürken her şirkette var olan kar dürtüsü ile yanlış kararlar almasını ve almış olduğu kararlarla birlikte şirketin ilgilisi olan şahıs ve kurumları zarara uğratmamak ve bu süreci denetim altına almaktır. Kurumsal Yönetim’in Şirketinize Getireceği Katkılar Nelerdir? Kurumsal yönetim uygulamasının şirketinize sağlayacağı yararlar aşağıda belirtilmiştir: • Şirket itibarını artırır. • Şirketin finansman imkânlarını çoğaltır; bir şirket ne kadar iyi yönetilirse sermaye maliyeti o ölçüde azalır. Bu bakımdan kurumsal yönetimin şirkete sağlayacağı en önemli yarar sermaye maliyetini azaltmasıdır. • Yerli ve yabancı yatırımcıların güveni tesis edilir ve böylece uzun vadeli sermaye girişi hızlanır. • Finansal krizlerin daha kolay atlatılmasına imkan sağlar. • Şirket varlıklarının değeri yükselir. Bir şirket ne kadar iyi yönetilirse şirket varlıklarının getirisi o kadar yüksek olur. Dolayısla, kurumsal yönetim, şirketin değerini arttırır. Yeni Türk Ticaret Kanunu' nun (Yeni TTK) Kurumsal Yönetim Açısından Getirdiği Önemli Yenilikler ve Yükümlülükler Nelerdir? Kurumsal yönetim ile ilgili çerçeve oluşturan maddelerin Yeni TTK’nın içine dâhil edilmesine yönelik gerekçe; ABD’deki Sarbenes Oxley yasasından sonra ortaya çıkan gelişmelere dayandırılmıştır. Yeni TTK tasarısının kurumsal yönetim ilkeleriyle ilgili düzenlemelere göre; • Yeni TTK ile şirketlerin yönetim şeması bir yasal zorunluluk çerçevesinde oluşturulmak zorundadır. Kanunun 375. madde C. Fıkrası şirketlerde etkin bir iç kontrol sisteminin ve iç denetiminin gerekliliğine işaret eden ve bu sebeple de iç denetim birimlerinin kurulmasını teşvik eden bir düzenlemedir. • Yine bu madde ile paralel olarak 366. maddede yönetim kurulunun, işlerin gidişini izlemek, kendisine sunulacak konularda rapor hazırlamak, kararlarını uygulatmak veya iç denetim amacıyla içlerinde yönetim kurulu üyelerinin de bulunabileceği komiteler ve komisyonlar kurabileceğinden bahsetmektedir. • Yeni TTK genel olarak anonim şirket yapısında kurumsallaşacak firma ve ortaklar için kurumsal yönetim ilkelerinin temel bir yapı olarak benimsenmesi konusunda uyulması zorunlu kurallar getirmektedir. • Hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerde “Tehlikelerin Erken Teşhisi Komitesi” kurulması zorunlu kılınmaktadır. Hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerde, yönetim kurulu, şirketin varlığını, gelişmesini ve devamını tehlikeye düşüren sebeplerin erken teşhisi, bunun için gerekli önlemler ile çarelerin uygulanması ve riskin yönetilmesi amacıyla, uzman bir komite kurmak, sistemi çalıştırmak ve geliştirmekle yükümlüdür. Komite, yönetim kuruluna her iki ayda bir vereceği raporda durumu değerlendirir, varsa tehlikelere işaret eder, çareleri gösterir. Rapor denetçiye de gönderilir. • Hisse senetleri borsada işlem görmeyen şirketlerde “Tehlikelerin Erken Teşhisi Komitesi” denetçinin gerekli görüp bunu yönetim kuruluna yazılı olarak bildirmesi hâlinde kurulabilmektedir. kpmg ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|