Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun Tasarısı Ana Hatları ile Neler Getirecek? |
20 Nisan 2012 | |
Son dönemde basında tekrar gündeme gelen ve 2012 yılının ilk yarısında yasalaşması beklenen “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun Tasarısı” için geriye sayım devam etmekte. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türkiye’de kurulu finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerini tek bir kanun altında toplamak ve kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması için hazırladığı “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun Tasarısı” 2009 yılının Mayıs ayında TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na gönderilmişti. Son olarak, Meclis arşivinde hükümsüz olarak yer almakta olan Kanun Tasarısı ile ilgili Başbakan tarafından 23 Mart 2012 tarihinde Meclis Başkanlığı’na gönderilen yazı ile Tasarı’nın yenilenmesi Bakanlar Kurulunca uygun görülmüştür. Bu yazıda, Türkiye’de sektörün gelişimini amaçlayan kanun tasarısına vurgu yapılması, bu kanun ile getirilecek yeni uygulamaların neler olacağına dair bir özet sunulması ve özellikle finansman şirketleri için büyük anlam taşıyan “stock financing”, bayi/stok finansmanı uygulamasının mümkün olup olmayacağına ilişkin değerlendirmelerimize yer verilmesi amaçlanmıştır. Yeni Kanun neler getirecek? Öncelikle, şunu belirtmek gerekir ki, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na gönderilmiş olan kanun tasarısından özellikle bu kanun kapsamındaki şirketlerin arzu etmiş olduğu (karşılıklar, leasing işleminde feshe konu edilen sözleşmeler ile ilgili maddeler gibi) bazı önemli hususların çıkarıldığını hatırlatmak yerinde olacaktır. Komisyonda tekrar görüşülerek yasalaşması beklenen taslak kanun ile yürürlüğe girecek olan düzenlemelerden bazılarını ana hatları ile aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz. • Finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin kuruluş ve faaliyetleri tek bir kanun çatısı altında düzenlenmekte ve şirketlerin sahip olmaları gereken asgari ödenmiş sermayeleri günün koşullarına uygun hale getirilmektedir. • Şirketlerin etkin gözetim ve denetimleri için gerekli yasal altyapı tesis etmeyi öngören taslak kanun, şirketlerin işlemlerinden kaynaklanan alacaklarından doğmuş veya doğması beklenen zararlarını karşılamak amacıyla şirketlere karşılık ayırma zorunluluğu getirmektedir. Söz konusu taslak kanunun genel gerekçesinde ayrılan karşılıkların kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği ifadesine yer verilmiştir. Buna karşın kanun tasarısında söz konusu karşılıkların tamamının, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. • Kanun tasarısına göre, leasing şirketlerinin üst düzey yöneticileri için mesleki tecrübe şartı aranacaktır. Tüzel kişiliği haiz ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Finansal Kiralama Şirketleri Birliği, Faktoring Şirketleri Birliği ve Finansman Şirketleri Birliği kurulacak ve bu birliklere üye olma zorunluluğu getirilecektir. • Faktoring Şirketleri Birliği’ne bağlı olarak fatura merkezi kayıt sistemi kurulması ve bu sayede faktoring işlemi faturalarının sisteme kaydedilerek mükerrer kullanımın önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. • Tasarıyla, finansal kiralama işleminin tanımı uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilerek operasyonel kiralama, alt kiralama, yazılımların kiralanması, “selland lease back” (sat-geri kiralama) gibi konularda uygulamanın önünü açacak hükümler getirilmektedir. • Tasarıda yer alan diğer bir konu da, finansal kiralamaya konu taşınır ya da taşınmaz ile birlikte yatırımın bütünleyici parçası veya eklentisi haline gelen malların, ilgili finansal kiralama sözleşmesinin konusu olabilmesine yönelik düzenlemelerdir. • Kanun Tasarısı ile leasing işlemlerine getirilen diğer bir yenilik de sözleşmede hüküm bulunmak kaydıyla, sözleşme konusu mal henüz imal edilmemiş veya kiracıya teslim edilmemiş olsa dahi, sözleşme tarihinden başlamak üzere kira bedelleri tahsiline imkân tanınmasıdır. Finansman Şirketleri bayi/stok finansmanı yapabilir mi? Şu an yürürlükte olan BDDK’ nın yayımlamış olduğu “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik”in “Finansman şirketlerinin genel sözleşme zorunluluğu” başlıklı 20. Maddesinde; “…finansman şirketlerinin kredilendirecekleri mal ve hizmetleri temin eden satıcılarla önceden genel bir sözleşme yaptıkları ve bu şirketlerce açılan kredilerin ise genel sözleşmedeki esaslara göre tüketicinin nam ve hesabına mal veya hizmetin teslim ve temini ile birlikte, doğrudan satıcıya ödeneceği” ifadesi yer almaktadır. Buradaki “genel sözleşmedeki esaslara göre tüketicinin nam ve hesabına” ifadesi ile yönetmelikteki tüketici tanımına referans verilmekte, dolayısıyla tam örtüşmese de Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’a atıf yapılmaktadır. Halihazırdaki mevzuata göre finansman şirketleri kullandırdıkları kredileri mal vehizmeti satın alan tüketicinin nam ve hesabına mal ve hizmetin teslim ve temini iledoğrudan satıcıya ödemektedir. Finansman şirketlerinin bu işleyiş ve dışına çıkarak kullandırdıkları krediyi mal ve hizmet satışı olmaksızın bu malları satan bayilere kullandırmaları mümkün değildir. Oysa Kanun Tasarısı’nın 39. maddesi ile sözleşme tanımından “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik”in 20. Maddesinde yer alan “tüketici” ifadesinin çıkarıldığı görülmektedir. Tanımdaki tüketici ifadesinin çıkarılmış olması finansman şirketlerinin bayilere stok/bayi finansman kredisi kullandırmasının mümkün olacağı şeklinde yorumlanabilecektir. Dolayısıyla, mal ve hizmet satan bayilere bugüne kadar tüketici olmadıkları için kullandırılamayan krediler, kanunun yasalaşması ile bayilere kullandırılmaya başlanacaktır. Özellikle otomotiv ve diğer tüketim malları satan bayiler için önemli bir finansman alternatifi getirecek olan bu düzenleme sayesinde bayiler henüz tüketiciye satış işlemini gerçekleştirmedikleri mallar için finansman şirketlerinden kredi kullanabilecek duruma gelecektir. Kanun tasarısının yasalaşması halinde finansman şirketlerince kullandırılacak kredi işlemlerinde de “stock financing” uygulamaları sayesinde artış görüleceğini tahmin etmek yerinde olacaktır. Sonuç olarak kanun tasarısı rekabetçi bir dünyada alternatif bir finansman kaynağı sağlama işlevi gören finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin mevcut yapılarının iyileştirilmesine yönelik birçok değişiklik içermektedir. Bunların en önemlilerinden biri de finansman şirketlerinin bayi/stok finansmanı uygulamasını gerçekleştirecek olmasıdır.Hakan Güzeloğlu/KPMG ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
|