Skip to content

Narrow screen resolution Wide screen resolution Auto adjust screen size Increase font size Decrease font size Default font size default color brick color green color
Harçtan kaçarken vergiye tutulabilirsiniz PDF Yazdır e-Posta
06 Mayıs 2012
Image

Gayrimenkul alım-satımı günlük yaşamda sıklıkla karşılaşılan bir olay. Değişik nedenlere bağlı olarak ev, işyeri, arsa ve benzeri gayrimenkuller alınıp satılıyor. Bu noktada, okurlarımızın dikkatini çekmek istediğimiz bazı ince noktalar var. Eğer konu yeterince bilinmiyorsa gayrimenkul alıp satanların ileride ciddi vergi sürprizi ile karşılaşması mümkün...

ALIŞ BEDELİ DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR
Gayrimenkullerde mülkiyet tapu siciline tescil ile kazanılıyor. Tapu siciline yapılan tesciller için tapu harcı alınıyor. Gayrimenkul satışlarının tapuya tescilinde satış bedeli üzerinden toplam binde 33 harç alınıyor. Kanuna göre bu harcın yarısı olan binde 16,5'ini alıcının, diğer yarısını da satıcının ödemesi gerekiyor.

Gayrimenkul alışlarında en çok karşılaşılan durum, daha az tapu harcı ödemek amacıyla alış bedelinin düşük gösterilmesi. Yasaya göre tapu harcı alıcı ve satıcıdan ayrı ayrı alındığından, bedelin düşük gösterilmesi her iki tarafın da çıkarına gibi gözüküyor.

Tapuda bildirilecek değer konusunda tek kısıt, emlak vergisi değeri. Yani tapu harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen satış değeri üzerinden hesaplanıyor. Bunun sonucu olarak, genellikle gerçek değerin çok altında bir satış değeri bildiriliyor ve tapu harcı da bu bedel üzerinden hesaplanıyor.

ALINAN GAYRİMENKUL  SATILIRSA
Tapuda düşük bedel gösterilerek satın alınan gayrimenkul, değişik nedenlerle satılırsa tapu harcından kurtulmak için yapılan düşük beyan sorun yaratabiliyor. Olay şu şekilde gelişiyor: Alıcı, satışın gerçek bedel üzerinden yapılmasında ısrar ediyor. Satıcı, müşteriyi kaçırmamak için kabul ediyor. Bu noktadan sonra, satıcının gayrimenkulü alırken tapuya yapmış olduğu düşük beyan başına dert açabiliyor.

DEĞER ARTIŞ KAZANCI
Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 80. maddesine göre; gayrimenkullerin alındığı tarihten itibaren 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazanç değer artış kazancı kabul ediliyor. Değer artış kazancı hesaplanırken, alış bedeli satışın yapıldığı ay hariç ÜFE endeksindeki artışa göre artırılıyor. Bu şekilde bulunan değer, satış bedeli ile kıyaslanıyor. Bulunan farkın 2012 yılında 8 bin 800 TL'yi aşması halinde,  aşan kısım gelir vergisine tabi tutuluyor.

Tapu harcından kaçınmak için alış bedeli düşük gösterilen gayrimenkulün satılması halinde ortaya çıkarabilecek sorunların anlaşılabilmesi için konuyu bir örnekle açıklayalım. 2008 yılında 250 bin TL'ye alınan ancak alış bedeli 150 bin TL gösterilen bir gayrimenkulün 2012 yılında 420 bin TL'ye satıldığını varsayalım. (Okurlarımızın kafasını karıştırmamak için endekslemeyi dikkate almayacağız)

Gayrimenkulü alan kişi alış bedelini 250 bin TL yerine 150 TL göstererek kendisine isabet eden tapu harcından 1.650 TL 'tasarruf' etmiştir. Söz konusu gayrimenkul 420 bin TL'ye satıldığında gerçekte bu satış dolayısıyla elde edilen kazanç 170 bin TL'dir. Ancak alış bedeli düşük gösterildiğinden satış kazancı sanal olarak 270 bin TL'ye çıkmaktadır.
Gerçek değerden alım yapıldığında ortaya çıkan kazançtan 8 bin 800 TL'lik istisna düşüldüğünde geriye kalan 161 bin 200 TL ve bunun üzerinden hesaplanan gelir vergisi ise 49 bin 530 TL'dir.

Örnekte olduğu gibi düşük bedelle alım yapıldığında ise ortaya çıkan 270 bin TL kazançtan istisna düşüldüğünde kalan 261 bin 200 TL üzerinden 84 bin 530 TL gelir vergisi hesaplanacaktır. Yani, 1.650 TL'lik tapu harcı ödememek için fazladan 35.000 TL gelir vergisi ödenecektir. Metin Taş/Sezgin Özcan

http://www.aksam.com.tr/harctan-kacarken-vergiye-tutulabilirsiniz-6479y.html

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yukarıda yer verilen açıklamalar, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. Özdoğrular smmm ltd. şti./ www.ozdogrular.com, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.