2007 yılı bütçe sonuçları belli oldu. 26 Ekim 2006 tarihinde yayınlanan "2007 Bütçesi 2006 Yılını Aratacak" başlıklı yazımızda, bunun nedenlerini ayrıntılı olarak açıklamıştık. Sonuçlar belli oldu ve maalesef haklı çıktık. Şimdi, 2008’in de 2007 yılını aratacağı şeklinde, bir başka acı gerçekle karşı karşıyayız... SİNYALLER İYİ DEĞİL Dün TUSİAD Başkanı da açıkladı; 2007 sonu itibariyle, ekonomiden gelen sinyaller olumlu değil. Büyüme hızımız yavaşladı, enflasyon nispeten hız kazandı, işsizlik artmaya başladı, kamu maliyesinde disiplin zedelendi, cari açık (döviz açığı) sorunu büyüyerek devam etti. Yaklaşan küresel dalgalanmaya sevimsiz bir bilançoyla giriyoruz. Küresel çalkantının, dış ticaret açığını daha da olumsuz etkileyeceği tahmin ediliyor. Buna, dış kaynak girişindeki azalma da eklendiğinde, büyüme ve cari açık finansmanının daha zor gerçekleşmesi ihtimali artıyor. Diğer ülkelere, özellikle gelişmekte olan ülkelere baktığımızda, ihracat ve yabancı sermayeyi çekme rekabetinin giderek sertleştiği göze çarpıyor. Bazı ülkeler, Türkiye’deki gazetelere de ilanlar vererek; kendi ülkelerinde yatırım yapanlara sağladıkları; 5 yıllık kurumlar vergisi muafiyeti, bedava arsa tahsisi, ucuz enerji, düşük sigorta primi ve benzeri avantajları açıklayarak, yatırımcıları çekmeye çalışıyorlar. Biz ise, bırakınız ilave teşvikleri, mevcutların da (yatırım indirimi örneği) kaldırıldığı bir ülkeyiz. Bu aşamada yatırıma, istihdam yaratmaya ve yüksek büyüme hızına yönelik küresel fonlara erişme, yabancı sermaye çekme ve ihracat yolu ile kaynak yaratmada ciddi sorunları olabilir. Ekonominin üç önemli sorunu olan işsizlik, cari açık ve kayıtdışılık 2008’de de artacağa benziyor. BÜTÇE AÇIĞI 2007 yılı bütçe açığına göz attığımızda, açıklanan 14 milyar YTL’lik açığın, 2006 yılı açığının üç katından fazla olduğu göze çarpıyor. Mal ve hizmet alımı harcamalarında, 2006’ya göre yüzde 18 gerileme beklenirken, Temmuz ayındaki seçimlerin de etkisiyle yüzde 17 arttığı göze çarpıyor. Bu arada ilginç bazı görüntüler de var. Örneğin; 2007 yılı bütçe açığı, yıl içinde revize edilmiş ve 8,5 milyar YTL olarak açıklanmıştı. Bunu esas aldığımızda, bütçe açığı, hedefi de aşmış oluyor. Açıklanan 34.8 milyar YTL’lik "faiz dışı fazla", 2007 yılında revize hedef olarak açıklanan 44.5 milyar YTL’nin çok gerisinde. Gerçekleşen 34,8 milyar YTL FDF, tutturulamayacağı anlaşılınca, 36.1 milyar YTL ’ye çekilen, son revize hedefin de gerisinde... Bu arada, IMF tanımlı "Faiz dışı fazla" hesabında göz önüne alınmayan, "bir defalık gelirler" var. Örneğin Telekom hisse satışından tahsil edilen 6 milyar YTL’de, 2007 bütçesinde gelir olarak gözüküyor. Benzer nitelikli başka gelirler de var. Bunları da göz önüne aldığımızda, "Bütçe açığı" 20 milyar YTL’yi aşıyor. İşin doğrusu, mal satıp bütçeye gelir kaydetmek, bununla da bütçe açığını aşağı çekmek, sağlıklı bir yol değil. Vatandaş "Peki... Bir gün satılacak tesisler biterse ne olacak?" diye soruyor. VERGİLER GERİLEDİ 2007 yılı başlarında iddia ettiğimiz gibi, KDV ve ÖTV hedefleri tutmadı. Vergi gelirleri, yıllık hedefin gerisinde kaldı. Ücretlilere vergi iadesinin kaldırılmasının da etkisiyle, 2007 yılı KDV tahsilat hedefi olan 20.2 milyar YTL, 16.8 YTL olarak gerçekleşebildi. İthalde alınan KDV hedefe göre 3 milyar YTL eksik toplandı. ÖTV’deki tahsilat ise, hedefin 2 milyar YTL gerisinde kaldı. Gelir Vergisi’nin ise yüzde 92’si stopaj yoluyla (yarısı ücretlilerden) tahsil edildi. Bu arada sevindirici bir gelişme, Kurumlar Vergisi oranı, yüzde 30’dan 20’ya düşürülmesine rağmen, Kurumlar Vergisi geliri, yıllık hedefi yaklaşık 2 milyar YTL aştı. Demek ki vergi oranlarının düşürülmesi, vergi gelirlerinde azalma değil aksine artışa neden olabiliyor. Kuşkusuz bunun tersi de söz konusu.Vergi oranlarını artırdıkça, kayıtdışılık ve buna bağlı olarak vergi geliri de azalabiliyor. Bu sonuç 2008 vergi düzenlemeleri ve bütçe uygulamaları açısından çok önemli. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8105990.asp?yazarid=82 |